Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
18 Mart Çanakkale Zaferi
“Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sessizlik içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat
BİR YOLCUYA Dur yolcu! bilmeden gelip bastığın Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın ... Bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda Gördüğün bu tümsek, Anadolu'nda İstiklal uğrunda, namus yolunda Can veren Mehmet'in yattığı yerdir. Bu tümsek, koparken büyük zelzele, Son vatan parçası geçerken ele, Mehmet'in düşmanı boğduğu sele Mübarek kanının kattığı yerdir. Düşün ki, haşre dek kemiğin, etin Yaptığı bu tümsek, amansız çetin Bir harbin sonunda bütün milletin Hürriyet zevkini tattığı yerdir. Necmettin Halil ONAN
Reklam
DUR YOLCU Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın, Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir!. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Oldukça güzel bir roman daha. Sarıpınar adında bir kasabada kaymakam Halil Hilmi efendi bir gece eğlencesindeyken ufak bir zelzele olur. Bir kaç binada hasar vardır ve kaymakam yaralanmıştır. Etrafı tetkik ederken durum ile ilgili merkeze bilgi verilmediğinden depremi basın olduğundan daha fazla gösterir ve yardım yağmaya başlar. Bu arada sırasıyla mutasarrıf ve vali de durumu kontrole gelir. İş artık uluslararası bir seviyededir ve kasaba da hiç deprem görmüş gibi değildir. Şehzade ziyarete gelene kadar ne yapılacaktır? Çözümü köyün mühendisi deli Kazım bulur ve kaymakam kovulmayı beklerken çok farklı bir muamele ile karşılaşır. Keyifle okunan bir roman.
Değirmen
DeğirmenReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 19981,129 okunma
' Anlatırlar ki' dedi Ömer ' Eski vakitlerde bir depremde Ayasofya'nın işte bu kubbesi yıkılmış. O vakitler Bizans ülkesi savaşlarla uğraşıyor, fakir, güçsüz. Kubbenin tamiri için hristiyan ülkelere haber uçurulmuş. Ayasofya'nın harap kubbesi için yardım toplayacaklar. Medine' deki bir klisenin rahibi haber göndermiş Ayasofya' dakilere. Ki bu rahip Hristiyanlığın aslını bilirmiş demek ki. Demiş ki burada bir yetim var evvelden beri bahsedilen ahirzaman Peygamberi olduğu aşikar. Gelin bu yetimin tükürüğünden ve Mekke toprağından bir parça alın ve kubbeyi yapacağınız harca katın. O zaman zelzele o kubbeye bir zarar vermeyecektir. Onlar da bu söyleneni kabul edip, aynen yapmışlar. İşte Fatih İstanbul'u fethedip de Ayasofya'ya girdiği vakit bu sıır bildiğinden tam da buranın önünde durup salavat getirmiş ve hatta belli olsun, bilinsin, unutulmasın diye buraya altından bir topuz yapıp astırmış...
424 syf.
·
Puan vermedi
Murat Menteş'in okuduğum üçüncü kitabıydı. TYB'nin yılın en iyi romanı ödülü verdiği kitabı. Murat Menteş tarzının bütün alametlerini burada da görebiliyoruz. Kişi islmleri yine ilgi çekici, keza konular da öyle. İçinde ince bir mizahı ve zekice cümleleri barındıran bir aksiyon filmi gibi işliyor. Tıpkı Kill Bill'deki gibi 'başka bir filmde olsa gülüp geçeceğiniz şeyler, Tarantino'da nasıl kanıksanıyorsa' Murat Menteş romanlarında da öyle oluyor. Hayati Tehlike/Enver Paşa, Şebnem Şibumi, Müntekim Gıcırbey, Şebnem Şibumi, Fuat Atıf Tufa, Ruhiye Teyze, Cin Jajha, Namık Mıknatıs, Atom Bombacıyan, Şerif Şibumi, Ezel Zelzele, Abidin Dandini, Gerçek Tehlike... Çok sayıda kahramanın olması iyi gibi görünse de bazen de konuyu dağıtması adına kötü olmuşa da benziyor. Okunası bir kitap lakin..
Korkma Ben Varım
Korkma Ben VarımMurat Menteş · İletişim Yayınları · 20098,2bin okunma
Reklam
"İstanbul'da tifüs, memlekette zelzele, dışarda harp, ben sana aşığım."
(Ahmet Haşim) derki : İstanbul’u yenileştiren ve yerlisini şaşırtan istilaların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin hayatımıza girişi oldu. “Saat” ten kastımız, zamanı ölçen alet değil, fakat bizzat zamandır. Eskiden kendimize göre yaşayışımız, düşünüşümüz, giyinişimiz ve kendimize göre dinden, ırktan ve ananeden hayat alan bir zevkimiz
Öküzün başındaki dünya Bir gün evimizin damına fasulye ayıklıyorduk, ay ışığı vardı. Komşu kadınlar da var. Bir ara ay ışığı karardı, silah sesleri duyuldu. "Aya eşkiyalar inmiş, kurtaracağız," diye silahlar patladı, tenekeler çalındı, ezanlar okundu. Sadece bunlar değil. Mesela zelzele oldu, "Gördünüz mü az oldu çünkü sarı öküz ayağını değiştirdi. Ya başını sallasaydı Allah muhafaza," derlerdi. Biz bunları yüklediler. Sadece bunları değil, mesela cuma günü temizlik yapılacak, "Örümceklere dokunamazsın kutsal hayvandır, evini bozamazsın, temizlik yapamazsın!" Bir hastan olsa, benim kardeşim vardı, kurşun döke döke öldürdüler. Gece dışarı çıkarsan, horoz ötmeden çıkamazsın; çünkü horoz ötmeden çıkarsan kapısının eşiğinden geçtiğin herhangi bir evde şeytanlar vardır, üzerine basarsan çarpılır kalırsın. Abdullah Özkucur
144 syf.
5/10 puan verdi
Reşat Nuri Gültekin' in biraz sıkılarak okuduğum kitabıdır kendisi. Bir zelzele ile bir köyde gelişen ilginç olaylar ve yetkililerin bir bakıma girdikleri sıkıntılar işleniyor. İlginç bir sonla bitiyor.
Değirmen
DeğirmenReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 19981,129 okunma
Reklam
Allah,hepsini dirilteceği gün,onlara neler yaptıklarını haber verecektir.Allah onları(yaptıklarıyla bir bir)saymıştır,onlar ise onu unutmuşlardır.Allah her şeye şahit olandır.(Mücadele suresi 6).............O gün insanlar,amelleri kendilerine gösterisin diye,bölük bölük fırlayıp-çıkarlar.Artık kim zerre ağırlığınca hayır işlerse,onu görür,Artık kim zerre ağırlığınca bir şer(kötülük)işlerse,onu görür..(Zelzele suresi 6-8).,............Allah.........Siz Allah adına ne yaparsanız,Allah.onu bilir.Azık edinin,şüphesiz azığın en hayırlısı takvadır..(Bakara suresi 197)........
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın Bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda Gördüğün bir tümsek, Anadolu'nda, İstiklâl uğrunda, namus yolunda Can veren Mehmed'in yattığı yerdir. Bu tümsek, koparken büyük zelzele, Son vatan parçası geçerken ele, Mehmed'in düşmanı boğduğu sele Mübarek kanını kattığı yerdir. Düşün ki, haşr olan kan, kemik, etin Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin Bir harbin sonunda bütün milletin Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
Kuru üzüm ve incir yetişir. Önce ıslak yemişler yetişir, onları güneş olan yerlerde kurutarak kuruyemiş yetiştiririz. İngiltere'ye göndeririz. Onlar da bize gerçek gönderirler. Gerçek tohumları gönderirler biz o gerçeklerlerden kendimize göre gerçekler yetiştirmeye çalışırız. Son yıllarda kuru üzüm ve incirin yanısıra köylü de göndermeye başlamışızdır. Bu köylüleri önce şehirlerde biraz yetiştiririz, tam olgunlaşmadan (yolda bozulmasın diye) başka ülkelere göndeririz. Onlar da bize döviz gönderirler. Halk müziği göndeririz, şöför plağı gönderirler. Aranjman gönderirler. Azgelişmişülke göndeririz, yardım gönderirler. Zelzele, toprak kayması, sel felaketi haberleri göndeririz çadır ve heyet gönderirler. Asker göndeririz, teşekkür gönderirler. Binzorluklayetiştirdiğimiz değerler göndeririz, dışülkelerdeçalışanyabancıistatistiği gönderirler. Gerçekinsanlarımızı göndeririz, bizeordanmektup gönderirler.
Sayfa 112 - boşluksuz kısımlar yazarın tercihidirKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.