Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ama söz konusu krallık kurulmadı. Batılı güçler bölge halklarının kendilerini yönetemeyeceklerini düşünüp İngiltere'ye Filistin, Batı Şeria ve Irak "manda" larını, Fransa'ya da Suriye ile Lübnan "manda" larını vermeye karar verdi. Öfkeden çılgına dönen Faysal, Atatürk'ün çizdiği yoldan ilerleyip Batılı güçleri bu oldubitti karşısında bırakmaya karar verdi. Kendini "Suriye Kralı" ilan edip Şam'da Arap siyasal hareketlerinin çoğunluğunun katıldığı bir hükümet kurdu. Ama Fransa kendisine verilen bölgeden yoksun kalmaya niyetli değildi. Hiç zaman kaybetmeden oraya gönderdiği askeri birliğin Faysal'ın zayıf birliklerini yenip Temmuz 1920'de başkentini ele geçirmesi pek de zor olmadı. Tek savaş Maylasun adındaki bir köyün yakınlarında yapıldı; bu ad yurtseverlerin belleğine bir hayal kırıklığı, güçsüzlük, ihanet ve yas simgesi olarak kazındı.
Ancak neyle savaştığımızı bilirsek özgür bir biçimde karar verebiliriz.
Reklam
"'Ama şimdiden haber veriyorum, yaşamım üzerinde en ufak bir ayrıntıyı bile bildirmeden, canımın istediğini yapmakta serbest olmak istiyorum. Çoktandır, genç, istemsiz bir sevgili arıyorum, sakıncası olmadan seven, hakları olmadan sevilen bir sevgili. Erkekler, bir kez zor elde etmeyi umdukları şeyin uzun zaman verilmesine sevinecek yerde, sevgililerinden bugünün, geçmişin, hatta geleceğin hesabını sorarlar. Ona alıştıkça, egemen olmak isterler, ne kadar çok verilirse, o kadar fazlasını isterler. Şimdi yeni bir sevgili tutmaya karar verirsem, tüm ender nitelikleri kendinde toplasın, güvenli, boyun eğmiş, sıkı ağızlı olsun isterim.'"
Kozmosta hiçbir büyüklük ifade etmeyen dünyamızın bir köşesinde yaşadığımız küçük hayatı çok önemsememeyi öğrendim. Gerçek başarının bir yan ürün olduğunu öğrendim. Başarıyı hedeflerseniz onu kazanamıyor, unutup da kendinizi iyi bir iş yapmaya adarsanız geldiğini görüyorsunuz. Moda fikirlerin, siyasetlerin ve sanat akımlarının sıfır olduğu
Yine Orhan Pamuk’a başvuralım. Onun, Türk aydınlarının Batı karşısındaki karmaşık ruh halinin ardındaki katmerli utanca dair -şefkatli mi acımasız mı olduğuna karar vermenin zor olduğu- tarifini okuyalım: “Batılılaşmacı önce Avrupalı olmadığı için utanır. Sonra Avrupalı olabilmek için yaptıklarından utanır (her zaman değil). Avrupalı olabilmek için yaptıklarının yarım kalmasından utanır. Avrupalı olacağım diye kendi kimliğini kaybetmekten utanır. Kendi kimliğine sahip olmaktan ve olmamaktan utanır. Zaman zaman şiddetlenip, zaman zaman da kabul ettiği bu utançlarından da utanır. Bu utançların söz edilmesinden de utanır.
0.7 oranını ilk defa duydum :)
Aşık olma sürecinde erkeklerin kadınlarda aradığı temel fiziksel özellikler, vücut şeklinin simetrik olması, gözlerin, dudakların ve burnun ortalama boyutlara sahip olması, uzun bacaklı olması ve bel kalça oranının 0.7 civarında olması gibi özelliklerdir. Kadınlar genel olarak erkeklere göre çok daha seçicidir ve çok daha detaya odaklanırlar. Bu yüzden de erkeklere göre çok daha analitik düşünür ve bu yüzden de çok daha zor karar verirler. Kadınlar sosyal yönden dominant, fiziksel olarak güçlü, kadını ve çocuklarını koruyucu, kapsayıcı özellikleri olan, daha dost ve ahbap tavırlı partnerler ararlar. Kare yüz tipine yani köşeli yüzlere sahip erkekleri daha çekici bulurken, yuvarlak yüzlü erkekleri daha az tercih ederler.
Reklam
Kuvvetli, kararlı bir babamız olsun, bize neyi yapıp neyi yapamayacağımızı söylesin isteriz. Niye? Neyi yapıp neyi yapamayacağımıza, neyin ahlaklı ve doğru, neyin ise günah ve yanlış olduğuna karar vermek zor olduğu için mi? Yoksa suçlu ve günahkâr olmadığımızı işitmeye her zaman ihtiyaç duyduğumuz için mi? Bir baba ihtiyacı her zaman mı vardır, yoksa, kafamız karıştığı dünyamız dağıldığı, ruhumuz daraldığı vakit mi isteriz babayı?
Sayfa 115Kitabı okudu
O kadar yalnız ki bazen bir tomar kirli çamaşır gibi göğsüne çöküyor yalnızlığı. Bu duyguyu öğrenmişken unutması mümkün değil. İnsanlar çok kolaymış gibi, sürecin zor kısmı ilişki istediğine karar vermekmiş gibi konuşuyorlar. Ama o durumun farkında: Bir ilişki içinde olması, vücudunu bir başkasına göstermesi demek.
Sayfa 357 - Doğan kitapKitabı okudu
SAPLANTILI KİŞİLİK • Mükemmeliyetçilik: Çoğunlukla, sonucu etkileyecek kadar, ayrıntılara, prosedürlere, düzenlemelere ve sıralamaya aşırı derecede dikkat eder. • Diretme: İnatçıdır. Her şeyin kurallarına ve onun beklentisine uygun biçimde yapılması için ısrar eder. *İlişkilerde soğukluk: Sıcak duygularını ifade etmekte zorlanır: Çoğunlukla şekilci, soğuk ve sıkıntılıdır. • Kuşku: Bir hata yapmaktan korktuğundan karar vermekte zorlanır. Aşırı derecede tereddüt eder ve ince düşünür. • Ahlaki sağlamlılık: Aşırı boyutlarda vicdanlı ve titizdir.
Huşu Ağacı
"İnsan yapması gerektiğinin ne olduğundan içten içe emin olsa da karar vermek bazen oldukça zor oluyordu. Verdiği kararı uygularken ve yüreğine kıymıklar batarken taş gibi bir irade gerekiyordu.."
Sayfa 4 - Cezve kitapKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.