Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
06:00... iblisler tarafından ısırılarak uyanış 06:15... kişisel temizlik ve etrafa çamur atarak diğerlerini kirletme 06:30... radyoaktif serpme kahvaltı 07:00... sabah sporu: serbest düşüş - panik koşusu - göçükten çıkma 07:45... ders: felsefe (konu: değerli kötülük) 08:30... teneffüs (ortalıkta gezen hamile kadınları tekmeleme oyunu) 08:45... ders: nefret dili ve edebiyatı (konu: ünlü amerikalı düşünür ben prompter'ın söylevlerinden seçkiler) 09:30... sahte teneffüs 09:35... ders: kimya (konu: fıtratın moleküler yapısı) 10:15... biber gazını teneffüs 10:30... ders: cehennem kültürü ve ahlak bilgisi (konu: günah işleme özgürlüğü) 11:15... topluca gözaltına alınma 12:00... öğle yemeği (antre: birinci çocuk-ana Yemek: ikinci çocuk-tatlı: üçüncü çocuk) 13:00... topluca mahkemeye verilme 14:00... ders: psikoloji (konu: bir savunma mekanizması olarak tehdit) 14:45... teneffüs (kendi kendini darp etme oyunu) 15:00... "cehennemde cennetten bir köşe" adlı sitenin temel atma töreni 16:00... linç yoluyla sosyalleşme terapisi 17:00... ders: matematik (konu: bölme ve yönetme) 19:00... akşam yemeği: deniz suyunda marine edilmiş kaçak insan eti 20:00... karşıdakini dinlemeden konuşma sanatı eğitimi 22:00... ayakta uyumak üzere ayağa kalkış 22:30... beddualarla kapanıi
Cehennemde Bir Gün
06:00... İblisler Tarafından Isırılarak Uyanış 06:15... Kişisel Temizlik ve Etrafa Çamur Atarak Diğerlerini Kirletme 06:30... Radyoaktif Serpme Kahvaltı 07:00... Sabah Sporu: Serbest Düşüş - Panik Koşusu - Göçükten Çıkma 07:45... Ders: Felsefe (Konu: Değerli Kötülük) 08:30... Teneffüs (Ortalıkta Gezen Hamile Kadınları Tekmeleme Oyunu) 08:45... Ders: Nefret Dili ve Edebiyatı (Konu: Ünlü Amerikalı Düşünür Ben Prompter'ın Söylevlerinden Seçkiler) 09:30... Sahte Teneffüs 09:35... Ders: Kimya (Konu: Fıtratın Moleküler Yapısı) 10:15... Biber Gazını Teneffüs 10:30... Ders: Cehennem Kültürü ve Ahlak Bilgisi (Konu: Günah İşleme Özgürlüğü) 11:15... Topluca Gözaltına Alınma 12:00... Öğle Yemeği (Antre: Birinci Çocuk - Ana Yemek: İkinci Çocuk - Tatlı: Üçüncü Çocuk) 13:00... Topluca Mahkemeye Verilme 14:00... Ders: Psikoloji (Konu: Bir Savunma Mekanizması Olarak Tehdit) 14:45... Teneffüs (Kendi Kendini Darp Etme Oyunu) 15:00... "Cehennemde Cennetten Bir Köşe" Adlı Sitenin Temel Atma Töreni 16:00... Linç Yoluyla Sosyalleşme Terapisi 17:00... Ders: Matematik (Konu: Bölme ve Yönetme) 19:00... Akşam Yemeği: Deniz Suyunda Marine Edilmiş Kaçak İnsan Eti 20:00... Karşıdakini Dinlemeden Konuşma Sanatı Eğitimi 22:00... Ayakta Uyumak üzere Ayağa Kalkış 22:30... Beddualarla Kapanış
Sayfa 109 - Doğan Kitap
Reklam
"Senin gibi bir kızın neden İngiliz Edebiyatı okuduğunu hiç anlamıyorum.Senin bu zekâyla tıp, hukuk, mühendislik filan okuman gerekmiyor mu?" "Meslekler puanlamaya göre değil, kişinin isteğine göre seçilmeli." "Niye? Sana göre edebiyat, zekâ gerektirmiyor mu? Sana göre de zekâ, sadece sayısal bir şey mi?" "Bana sadece zekâsını harcıyor gibi geldi." "Yani sana göre sesin güzelse sadece şarkı söylemelisin, enstrüman çalmayı öğrenmemelisin."
Bu gerçekten trajikomikti. İngiliz Edebiyatı okuyordum, bazı açılardan bakınca bir romantiktim, henüz hayatımın baharında olduğum söylenebilirdi ve aptal masallar ya da romanların aksine peşimde kötü adamlar veya ejderhalar değil bir sürü Romeo vardı ve ben, sadece hepsinden kurtulmaya çalışıp durmuştum. Bu gerçekten trajikomikti. Juliet gerçekten Romeo'yu sevmiş miydi, Elizabeth Bennet Darcy'yi? Peki ya Sindirella gerçekten yüzünü hatırlamayıp onu bir ayakkabıyla zor bulan o herifle âşık olduğu için mi evlenmişti yoksa bütün bunlar, o karakterlerin kalemini tutan kendini beğenmiş ya da kendi mutlu sonu olmayan platonik bir âşığın çırpınışı mıydı?
Sayfa 240Kitabı okudu
"Senin gibi bir kızın neden İngiliz Edebiyatı okuduğunu hiç anlamıyorum," dedi Emir. "Senin bu zekâyla tıp, hukuk, mühendislik filan okuması gerekmiyor mu?" "Meslekler puanlamaya göre değil, kişinin isteğine göre seçilmeli." "Niye?" diye sordu Ezel. Sorunun bana olmadığını bir şekilde bildiğim için kımıldamadım. "Sana göre edebiyat, zekâ gerektirmiyor mu? Sana göre de zekâ sadece sayısal bir şey mi?" Emir'in bir an öksürdüğünü duydum, herkes sessizleşmişti çünkü Ezel bunu normal bir sohbet şeklinde değil, doğrudan bir kavga içindeymiş gibi sertçe vurgulayarak söylemişti. "Bana sadece zekâsını harcıyor gibu geldi." Emir ses tonunu kontrol edip en az onun kadar ciddileşince gözlerimi onlara diktim. "Yani sana göre sesin güzelse sadece şarkı söylemelisin, enstrüman çalmayı öğrenmemelisin. Anladım."
NÂZIM HİKMET ŞARKILARI MURAT MERİÇ Kanatları Gümüş Yavru Bir Kuş "Nâzım Hikmet, şiirleri çok sevilen ve hep bestelenen bir şair oldu. Taş plak döneminden bu zamana hemen her dönemde Nâzım Hikmet şarkıları karşımıza çıktı. Kimi zaman bu şarkılar el altından yayıldı, kimi zaman onları dinlemek moda oldu. Türkiye'nin yükselen siyasi
Reklam
Bir huzursuzluk senfonisi eşlik ediyor düşüncelerine. Yorgunluktan, ağrıdan, uykusuzluktan ve o mide kramplarından çürüyecekmiş gibi hissetsen de bir yerden bir yanlışlık sızıyor hissi rahat bırakmıyor. Çarşaflar sıktığın parmaklarının arasında can çekişiyor, üzerine örttüğün hiçbir şey yeterince ısıtmıyor. Tedirginlik zehri damarlarının üzerinde beyninin tüm hücrelerini kemirirken yanlış günaha el uzattığını fark ediyorsun. Seni huzursuz eden her şeyin, herkesin nasıl da tutsağı olduğunu fark etmeden. Akrep yelkovanın peşinden koşarken ağaran bir günü daha sadece, o gece de bitmiş olacağı için bekleyeceksin. Öyle olmayacak ya yine de "Belki," diyeceksin. Belkilerin hiç sonu yok. Yarın daha iyi olur belki. İyi olmasa bile yarının daha farklı olacağını umut edeceksin.
Nâzım'ı Vera mı öldürdü?
2002'de gazetelere şöyle bir haber yansır: "Nâzım Hikmet'in ölümüyle ilgili 39 yıllık sır ortaya çıktı. Nâzım'ın, son karısı Vera'nın ihaneti yüzünden kalp krizi geçirerek öldüğü öne sürüldü” 39 yıl aradan sonra gün ışığına çıkan iddiaya göre, Nâzım'ın 60'lı yaşlarına doğru âşık olduğu ve geçen yıl ölen Vera,
“‘Senin gibi bir kızın neden İngiliz Edebiyatı okuduğunu hiç anlamıyorum,’ dedi Emir. ‘Senin bu zekayla tıp, hukuk, mühendislik filan okuman gerekmiyor mu?’ ‘Meslekler puanlamaya göre değil, kişinin isteğine göre seçilmeli.’dedim. ‘Niye?’diye sordu Ezel. Sorunun bana olmadığını bir şekilde bildiğim için kıpırdamadım. ‘Sana göre edebiyat, zekâ gerektirmiyor mu? Sana göre zekâ sadece sayısal bir şey mi?’”
''Senin gibi bir kızın neden İngiliz Edebiyatı okuduğunu hiç anlamıyorum. Senin bu zekâyla tıp, hukuk, mühendislik filan okuman gerekmiyor mu?'' ''Niye? Sana göre edebiyat, zekâ gerektirmiyor mu? Sana göre de zekâ, sadece sayısal bir şey mi?'' ''Bana sadece zekâsını harcıyor gibi geldi.'' ''Yani sana göre sesin güzelse sadece şarkı söylemelisin, enstrüman çalmayı öğrenmemelisin. Anladım.''
Sayfa 70 - Ephesus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyan Nazlı ve Ezel, Jane Austen üzerine ortak bir ödev hazırlamak zorunda kalırlar. Ancak bu ödev zamanla Nazlı’nın kendi hayatıyla hesaplaşma işine dönüşür. Geçmişini unutarak kendine yeni bir kimlik belirleyen Nazlı, her attığı adımda karanlık düşlerine biraz daha gömülür. Bu yolda ona ne en yakın arkadaşı Ecem, ne Ezel, ne de diğer insanlar yardımcı olabilirler. Çünkü bu tamamen, Nazlı’nın çözebileceği bir kördüğümdür.
Yusuf Atılgan Aylak Adam'da bütün kitap boyunca neden bulamadığı aşkın yetişemeyeceği otobüste olduğunu söyledi? Romeo ve juliet, düşman ailelerin çocukları olmasa yine de ölür müydü sanıyorsun? Aşk-ı memnu'da bihter hırslarının kurbanı mı oldu, Behlül'e olan aşkının mı? Hayır, aşkı ve edebiyatı dramadır. Sonu mutsuz biten hikâyeleri herkes saha çok sevmedi mi? Mutlu bir sona sahip olmadıklarını bildiklerinden...
Sayfa 273Kitabı okudu
Rus edebiyatı
Yerimden kalkarak raflara baktım. Puşkin, Gogol, Turgenyev, Tolstoy ve Dostoyevski'yi rahatlıkla tanıdım; Bellinski, Nekrasov, Gonçarov, ?eskov gibi yazarların eserlerini gördüm orada. Büyük Dergi 'nin her biri ?00'er sayfalık devasa nüshalarını da raflarda elimle koymuş gibi buldum. Lâkin Menşevizm'i destekleyen Gürcistan'da, görünürdekinden daha fazlasının, Bulgakov'dan Çernişevski'ye Bolşevizm'in bütün yasaklı külliyatının raf altında olduğundan adım gibi emindim.
DTCF'nin iç yüzü
BİR FAKÜLTENİN İÇ YÜZÜ Ulus Meydanından Yenişehir’e doğru muazzam büyük caddenin üzerinde uzayan bir bina var. Alnında, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” yazılı. Hayran hayran bakıyorsunuz. Ne güzel bina, ne büyük söz. Hele bir de içeri girin. Korkmayın, çekinmeyin. Bu fakültenin içini, dışını ben çok iyi bilirim. Dört yıl orada bulundum. Ben
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.