dikkat :) spoiler içerebilir.
1961 yılında Nobel Edebiyat Ödülü almış aslen Hırvat asıllı Sırp yazar İvo Andriç'in çok bilinen eseri. Romanın baş kahramanı bir köprü, Drina Köprüsü... Sadrazam Sokullu zamanında yapılan bir köprünün, yapımından başlayarak anlatıldığı ve köprünün tarihi ile birlikte Vişegard kasabasını ve söz konusu kasabada çeşitli dönemlerde yaşamış insanları ön plana çıkararak anlatıyor. insanların yaşayış tarzları, farklı dinlerde ve milliyetlerde olmalarına rağmen sürekli değişen ilişkileri de bizlere yansıtılıyor.
neler görüyor bu köprü yaklaşık 400 yıllık tarihinde neler ! isyanlar,savaşlar,initharlar,işkenceler,idamlar...
Yazar eserinde Türkleri barbar olarak niteliyor fakat bunlara takılmamamız lazım, çünkü yazar aslen olamamış olsa da bir Sırp. ayrıca eseri okurken milliyetçilik duygularımızı biraz bastırmamız gerekiyor. Türkler aleyhinde yazılan olumsuz onca şeylere karşın, ecdadımıza olan saygımız ve sevgimiz daha da artmalı bana göre...
İnsan özelliklerinin her birine farklı özellikler katması ve karakterleri güzel bir şekilde betimlemesi insan ilişkilerinde üst düzeyde bir yazar olduğunun da bir göstergesi.
Benim 2018 yılında beğenerek okuduğum bir roman oldu, her ne kadar bazı konularda tepki göstermiş olsam da.
Balkan coğrafyasına ve edebiyatına ilgi duyanlar için de okunması gereken bir kitap.
Sevgiyle kalın... :)