Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne kadar içten bir alıntı... Ben çok sevdim
Kendi yüreğine neden ihanet ettin, Cathy? Avutmak için söyleyecek bir tek sözüm yok... Sen bunu hak ettin... Kendi kendini öldürdün sen! Evet, beni öpüp ağlayabilirsin, benden de öpücük, gözyaşı koparabilirsin. Bunlar canını yakacaktır. Seni lanetleyecektir. Beni seviyordun. Peki, bırakıp gitmeye ne hakkın vardı? Bana cevap ver: Edgar'a duyduğun o gelgeç heves yüzünden beni terk edip gitmeye ne hakkın vardı? Bizi birbirimizden yoksulluk, düşkünlük, hatta ölüm, Tanrı'nın, ya da Şeytan'ın üzerimize yağdıracağı hiçbir şeyi ayıramayacakken, sen bunu kendi arzunla yaptın. Senin yüreğini ben yaralamadım... kendin yaraladın! Bunu yaparken, benimkini de yaraladın. Güçlü kuvvetli olduğum için bu bana daha da kötü geldi. Ben yaşamak istiyor muyum? Bu acaba benim için nasıl bir hayat olur? Senin yoksulluğun... Ah, Tanrım! Sen, ruhun toprağa gömülü halde yaşamak ister miydin?
Emirle Gelen İdam Kararı
BASIN GÖREVİ. Sistemin,cepheden saldırıya geçecek kadar kendisini güçlü hissetmediği olaylarda veya olgularda,iletişim or. hanları,ilke olarak görmezlikten gelmeyi,yok saymayı tercih ediyorlar. Özellikle büyük basın,tekelci basın organları 20 yıl önce,12 Mart Rejimi altında Deniz Gezmiş,Hüseyin İnan ve Yusuf a Aslan için darağacının kurulmasına kaynaklık eden Genelkur mat Emrinin yayınlanmış olmasını görmezlikten gelmeyi yeğledi. Genelkurmay Başkanlığının 16 Temmuz 1971 tarihli yazılı emri,23 Nisan 1992 tarihli Aktüel dergisinde yayınlandı.20.Yıl Kampanyası çerçevesinde geceler düzenlendi. TBMM’ye soru önergesi verildi.Ankara-Karşıyaka Mezarlığın da geniş katılımlı bir anma toplantısı yapıldı.6 Mayıstaki anma toplantısın da açılan bayraklar dışında,20.yıl kampanyasının ve Genelkurmay Emrinin,Cumhuriyet gazetesini ve Star-1 Kırmızı Koltuk Programını saymazsak,büyük basın ve iletişim organları açısından fazlaca bir haber değeri taşımadığı görüldü.
Sayfa 27 - AykKitabı okuyor
Reklam
23 Nisan 1920 de Ankara da yeni bir donem başladı. Yeni kurulan Meclis Hükûmetini Afganistan ve Sovyet Rusya tanidi.
Sayfa 286Kitabı okudu
Tanrının lütfuyla Nisan'ın 23. Cuma günü, Cuma Namazından sonra, Ankara'da Büyük Millet Meclisi açılacaktır.
19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkmasından 23 Nisan 1920'de Anadolu'da saltanat ve hilafetin gerçek koruyucusu ve kurtarıcısı olduğunu açıklayan Milli Meclis Hükümeti'nin (Türkiye Büyük Millet Meclisi Hüktmeti) ortaya çıkmasına kadar geçen 11 aylik sürede Milli Mücadele'nin birinci safhası tamamlanmıştır.
Atsız Affediliyor: Af kampanyası nihayet neticesini vermiş, yukarıdaki yazı, rapor ve dilekçeleri de gören Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk 21 Ocak 1974 tarihinde Nihal Atsız'ı affetmiştir. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Adalet Bakanı'nın imzalarının bulunduğu 13020 sayılı af kararının metni aşağıdadır: "1-Milli duyguları zayıflatmak için
Reklam
Atsız Yine Rahatsız-Bu Defaki Rahatsızlık Bronşit Atsız'ın yorgunluğuna 13 Ocak 1972'de bir de hastalık eklenmiştir: Bronşit. Hastalığını 4/5 Şubat tarihli mektubunda Hacaloğlu'na bildirdiğine göre 23 günden beri bronşittir. Üstelik bir türlü ısınmayan bir evde yaşamaktadır. Mektubunda şöyle diyor: "Hele bu kış, beni fenersiz yakaladı. 13 Ocak'tan beri hastayım. Bir türlü geçmeyen bir bronşit beni eve bağladı. Sobasız odalarımızda ısı bazen 2 dereceye kadar düşüyor. Bronşitli bir hasta için bu ısıda kalkıp soba yakmanın ne belâ olduğunu çekmeyen bilmez. Oturduğum odada hem aygaz sobası, hem de gaz sobası yanıyor. İkisi birden yanınca palto ile oturulur hâle geliyor. Fakat bu odadan dışarı çıkmak mühim bir problem. Neyse..." (Hacaloğlu 2013: 167-168). 5/6 Mart'ta yine Hacaloğlu'na yazdığı mektupta “Benim hastalığım tamamı ile geçti." diyor (s. 172). Demek ki hastalık bir aydan fazla sürmüştür. Fakat 24 Nisan'da yine Hacaloğlu'na yazdığı mektupta "Hâlimi, eski bir hekim gözüyle pek beğenmiyorum." demektedir (Hacaloğlu 2013: 188). 04 Haziran'da Oraltay'a yazdığı mektupta da yine rahatsızlığından bahsediyor: “Ben rahatsız olduğum için evden çıkıp oralara kadar gidip bakamıyorum. (Bostancı'da yapılmakta olan evin durumundan bahsediyor.) Rahatsızlığım, yaz nezlesi denen berbat bir şey. Sokağa çıkıp terlemeye gelmiyor. Bu da, kışın geçirdiğim bronşitin devamı." (Hacaloğlu 2013: 195).
1969-1970: Yalnızlıklar, Hastalıklar: 14 Ocak 1970'te "Konuşmalar" yazısı davasının son duruşması yapıldı. Atsız, 02 Şubat 1970'te Turan Kekevi'ye yazdığı mektupta şöyle diyor: "Bir de müjde vereyim: İki buçuk yıldır süren mahkeme bitti, 14 Ocak'ta Kayabek ve ben, milleti böldüğümüz için on beşer aya mahkûm
Osmanlı İslâm Devletiydi
23 Nisan 1920'de Ankara'da Büyük Millet Meclisi dualar ve kurbanlarla açılmıştı. Yayınlanan bildiride padişaha bağlı kalınacağı ve başkentin (İstanbul'un) kurtarılmasına çalışılacağı, bütün vatan yabancı işgalden temizlenene kadar mücadeleye devam edileceği bildirilmişti (26 Haziran 1920).
Sayfa 530 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okudu
TBMM Kürsüsünden Atsız'a Hücum: 1962 Mart'ında CHP milletvekili Osman Sabri Adal'ın TBMM kürsüsünden Atsız'a hücum etmesi bazı gazetelerde yer aldığı gibi Millî Yol'da da genişçe yer alır. Konu Tedbirler Kanunu'dur. Başbakan İsmet İnönü ile meclisteki partilerin genel başkanları Adalet ve Anayasa Komisyonu'na bir
Reklam
Kurban Bayramı'na nazire olarak 23 Nisan'da da çocuk kesme gibi bir şey, eğer mümkünse, işinize gelirse.. olmuyor mu?! Peki.
Atsız'ın 1952 yılında yaptığı bir iş daha vardı. Eşi Bedriye Atsız'ın da yazarı bulunduğu tarih ders kitaplarının yazımında ona yardım etmek. İnkılâp Kitabevi, yayımlamak istediği lise tarih kitapları için Bedriye Atsız ve Galatasaray Lisesi öğretmenlerinden Hilmi Oran ile anlaşmıştı. "Zaman sınırlıydı ve kitapların 1952-1953 eğitim
Orkun'un Yayın Macerası ve Sonu: Orkun'da hiç aksamayan iki köşe vardı: "Orkun'dan Sesler" ve "Türkiye'nin Köy ve Kasabaları". Bunlardan birincisinde haftanın bazı haberleri çok defa mizahi bir üslupla ele alınıyor ve ayrıca 1944'e ait güldürücü hatıralara yer veriliyordu. Diğerinde çeşitli şehir,
23 Nisan 1920’de ve 8 Şubat 1921’de başına Türkiye ifadesi eklenecek olan Büyük millet Meclisi (BMM)'nin kuruluşu , 1400 yil sonra devlet hayatında ilk defa "Türk" isminin kullanılması anlamina da gelir.
Sayfa 160Kitabı okudu
"O inkılap 1908'de yapıldı Mehmed" dedim incinmiş bir sesle. "O meclis 23 Nisan 1920'de değil, senin de çok iyi bildiğin gibi, 17 Aralık 1908'de açıldı... Ama kimse bunu hatırlamak istemiyor artık. Ülkenin hürriyet kavgası sanki 1919'da başlamış gibi davranıyor herkes... İstibdadın acımasız baskısına karşı yürütülen 30 yıllık mücadeleyi, bu uğurda ölenleri, zindanlarda çürüyenleri, sürgünlerde heba olanları herkes unutmuş görünüyor. Oysa kurtuluş harbimize katılanların hepsinin kökleri oraya dayanıyor. Bugün muvaffak olunan ne varsa, hepsinin temelleri o yıllarda atıldı. Yanlış anlama; daha sonra yaptığımız hataları görmezden gelmiyorum, bugünkü zaferi de küçümsemiyorum. Cumhuriyet hepimizin idealiydi, hepimizin çabasıyla kuruldu, ayrıca bu rejimi kuran insanlara saygı da duyuyorum. Şu kadim hakikati bilmez değilim: Tarihi yenenler yazar. Hep böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak. Bunu anlıyor ve kabul ediyorum... İnan, hiçbir itirazım yok... Hatta onları desteklemek gerektiğine de inanıyorum..."
Sayfa 88 - Yapı Kredi Yayınları "Şehsuvar Sami"Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.