Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TEHCİR. 24 nisan 1915 Tehcir insani açıdan acı sonuçlar ortaya çıkarmış bir olaydır, tehcirin kendisi de bir sonuçtur. Bu sonucu ortaya çıkaran siyasi, sosyolojik,askeri, coğrafi sebepler bellidir. Bugün sahte hümanist tavırlarla Türk milletine saldıranların kim oldukları, kimin safında oldukları bilinmeyen birşey değildir. Tarihi olaylar sebep sonuç bağlantısıyla ele alınır. 1.Dünya savaşında, birçok insanın, birçok halkın, birçok milletin canı yanmıştır. Evet biz o savaşta millet olarak canı yananların başında yer aldık, biz düştük, biz düşünce herkes üzerimize çullandı.Üzerimize çullananlar sadece cephede savaştığımız ülkeler ve milletler değildi, içimizdeki Müslim ve ya gayri müslim,hemen herkes üstümüze çullandı, Brutuslar ın hançerini yedik, çok can, çok kan kaybettik, son bir refleksle ayağa kalktık,bir daha düşmemeye YEMİN ettik."Kılıç taşıyan kılıçla ölür" Türk atalar sözünde söylendiği gibi, biz yenilseydik biz yok olacaktık, bize kılıç çekenler yenildi bu akibete düçar oldular. İçimizde kripto torunları kaldı. O Brütüsların, kimisi siyasal İslamcı postuna büründü, kimisi Marksist Leninist, bir de afyon yutmuş meczup gibi bazı Türk İslam sentezcileri var onlara payanda olan. Şimdi daha gayretliler ama biz uyanığız.
Ermeniler yaptıkları kanlı saldırıları konuşmuyor!
ABD'li Orta Doğu uzmanı Profesör Michael Gunter, 1915 olaylarının yıl dönümü olarak kabul edilen 24 Nisan'a ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gunter, "Ermeni çeteleri, 1915 olaylarından çok önce katliama varan isyanlar düzenledi ancak Ermeniler, kendilerinin masum olduğu imajına zarar vermemek için yaptıkları kanlı saldırıları
Reklam
24-25 Nisan 1915
Enver Paşa'dan Ermeni Patriğine; Burada eğer bir ev yıkılırsa, herkesin başına bir tuğla düşer. Atalarımızın dediği gibi: Dam yanarsa, sıçan da yanar
"Ben ve benim gibi düşünen bütün arkadaşlarımız 1915 Ermeni Tehciri'nin dün olduğu gibi bugün de arkasındayız" merhum büyüğümüz
Mustafa Çalık
Mustafa Çalık
Şanlı Tehcir'in Yıldönümünü kutlarım o günün şartlarında en doğru olan karardı. Hatta belki de İttihat ve Terakki dönemi içerisinde ki en isabetli ve en başarılı karardır!
23,5 Nisan
Sancılı on yıllardan çıkmış ulusun tarihinde çok önemli bir ak gündür 23 Nisan. "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" düsturunun meclis salonuna perçinlendiği gündür. Ve böyle bir günün 'yaşam' denilen çocuğa ve geleceğe akıtılan mirasıdır. Türk ulusunun belki de en akıllıca yaptığı öngörünün tarihidir. 'Gelecek'
·
Puan vermedi
24 Nisan'da Ne Oldu?
Önce, Ermeni diasporası ve bazı ülkeler tarafından Soykırım Günü kabul edilen 24 Nisan 1915 tarihi konusunda Ermeni meselesine aşina olmayanların düştükleri bir hataya, o günün tehcir tarihi zannedilmesi yanlışına işaret etmem gerekiyor. 24 Nisan 1915, o sene giderek artan Ermeni olaylarının önlenebilmesi için, Dahiliye Nazırı Talât Bey'in
Talat Paşa'nın Evrak-ı Metrukesi
Talat Paşa'nın Evrak-ı MetrukesiMurat Bardakçı · Everest Yayınları · 2013119 okunma
Reklam
Yüce ruhunuz karşısında saygıyla eğiliyorum. 24 Nisan 1915 Tehcir Kanunu.
168 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
kalemi kamera gibi kullanmak; bir çanakkale savaşı günlüğü..
18 mart 1915 deniz savaşı sonrası 25 nisan 1915te başlayan çanakkale kara savaşlarına dair yerli yabancı yazarlar, tarihçiler, araştırmacılar tarafından yazılmış birçok kitap var. okumuş olduğum bu kitap dışarıdan bakıldığında bunlardan biri gibi görünse de aslında tam olarak böyle değil. zira
Kıyamet Koptuğunda
Kıyamet Koptuğunda
adı verilen kitap çanakkale kara savaşında
Kıyamet Koptuğunda
Kıyamet KoptuğundaHasan Cevdet Temizkanlı · Yeditepe Yayınevi · 201527 okunma
24 Nisan 1915'de Ermenilerin toplu bir ayaklanma hazırlığı içinde olduğunu hisseden devlet, bütün vilayetlere yollanan bir genelge ile Ermeni komite merkezlerinin kapatılmasını, evraklarına el konulmasını ve komite yöneticilerinin yakalanması emrini vermiştir. 26 Nisan 1915'de Ermeni çetecilerinin ve siyasetçilerinin önde gelen 2345 tanesi tutuklanmıştır. 113 Nihayet 9 Mayıs 1915'de Talat Paşa, Van ve Erzurum valilerine, Van, Erzurum, Bitlis, Muş, Sason ve Talori'deki Ermeni isyan ve saldırılarından dolayı bu bölgedeki Ermenilerin güneye tehcir edilmeleri talimatını vermiştir. Ermeni propagandistler, Ermenilerin isyan etme imkânlarının olmadığını, çünkü 20-45 yaş arasındaki 400 bin Ermeni erkeğin Türk Ordusu'na katıldığını ileri sürmektedirler. Oysa, Ermenilerin çok büyük bir bölümü asker kaçağıdır. Çok önemli bir bölümü Rus Ordusu ile işbirliği yapan çetelere katılmıştır. Türk erkekleri ise her zaman olduğu gibi askere gitmişler, Türk köyleri büyük ölçüde Ermeni çetelerinin saldırıları karşısında korumasız kalmıştır.
Albay Mustafa Kemal
“Willmer'den aldığım bir haber, 16. Kolordu birliklerinin daha tarafımdan emredilen alana gelmediğini bildiriyordu. Bunun üzerine Kolordu Komutanına gecikme nedenini sordum. Aldığım yanıtta, çok yorgun olan birliklerin bir taarruz yapacak durumda olmadığını bildiriyordu. Bu nedenle, daha o akşam, Anafarta çevresinde toplanan bütün birliklerin komutasını, Arıburnu cephesinin kuzey kanadında bulunan 19. Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal Bey'e verdim. İlk askerî başarısını Trablusgarp'ta gösteren Mustafa Kemal, sorumluluk ve görevden zevk duyan bir komutan özelliği taşıyordu. Daha 25 Nisan sabahı 19. Tümenle ve hiçbir yerden emir almaksızın kendiliğinden çatışmaya katılarak düşmanı kıyıya kadar püskürtmüş ve bundan sonra üç ay süreyle kırılmaz bir güçle sürekli düşman saldırılarına karşı koymuştu. Ona tam anlamıyla güvenilebilirdi. Nitekim 9 Ağustos sabahı erkenden, önceden üç kere emredildiği halde yapılmayan taarruz, Azmakdere'nin iki yanında yapıldı ve düşman çeşitli yerlerden kıyıya doğru sürüldü. Mestantepe düşmandan geri alınamadı. Kaybedilen 24 saat içinde birçok İngiliz askeri daha kıyıya çıkmış bulunuyordu. Anafarta savaşlarının ikinci buhranı da böylece atlatılmış oldu. Anafarta'da düşmanın ilerlemesi ancak son dakikada durdurulabildi.”
Reklam
24 Nisan 1915 gecesi , HMS Queen Elizabeth zırhlısı gecenin karanlığında okyanus sularını yararak ilerliyordu. Yüzen çelik bir kaleydi adeta. Her İngiliz savaş gemisine eklenmek zorunda olan isminin başındaki üç harf “Her Majesty’s Ship” anlamına geliyordu..
Sayfa 143
Vahidettin ve Damat Ferit'e yakın olan ''Hürriyet ve İtilâf Partisi'' evvela, 1915 ''Ermeni tehciri''ni tel'in ettiler. Vahidettin de, 24 Kasım 1918'de, bu tehciri yapanların cezalandırılacaklarını açıkladı. Damat Ferit, 8 Nisan 1919'da, Boğazlıyan kaymakamını, sözde bu cürmünden dolayı ölüme çarptırınca yurtseverlerin yaptıkları gösterilerden korkan Vahidettin, Şeyhülislâm Mustafa Sabri'den mahkeme kararının şeriata da uygunluğuna dair bir fetva almak zorunda kaldı.
Teşkilat-ı Mahsusa'nın Yapısı
İlk başkanı Yarbay Süleyman Askerî olan (17 Kasım 1913-14 Nisan 1915) Teşkilat'ta asıl nüveyi Osmanlı subayları oluşturmaktadır; merkezde şubeler (Hindistan-Afganistan ve Arabistan Subesi, Rumeli Şubesi, Doğu Şubesi, Afrika Şubesi gibi) ve masalar (Arabistan Masası, Afgan Masası, Hindistan Masası gibi) şeklinde teşkilatlanmış, taşrada ise hücre ve ajanlar şeklimde çalışmıştır. Ayrıca merkezde, bütün İslam ve Avrupa dillerinde telif ve tercümeler yapan bir Tercüme Şubesi vardır. Bu teşkilatta, Bahattin Şakir ve Kara Kemal gibi İttihat Terakki'nin önde gelen liderlerinden, daha sonra devlet kurucusu yahut başkanı olmuş düzeyde Müslüman pek çok isim hizmet sunmuştur. Eşref Kuşçubaşı bunların sayısının altıyüzü geçtiğini söyler. Birinci Dünya Savaşı'nda Teşkilat, zaman zaman Alman istihbaratıyla işbirliği yapmıştır. Philip H. Stoddard, 1916 yılında teşkilat mensupları sayısının 30.000'i bulduğunu ve bunların genellikle doktor, mühendir, subay gibi uzmanlardan oluştuğunu yazar. Teşkilatın ikinci başkanı, Süleyman Askerî'nin vefatı üzerine bu göreve getirilen, hukuk doktoru Tunuslu bir Türk olan Ali Bey Başhemba'dır. Genç yaşında (39) vefatına kadar bu görevi yürütmüştür. (24 Mayıs 1915-31 Ekim 1918) Son başkan, Albay Hüsamettin Ertürk'tür.
Sayfa 289Kitabı okudu
149 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.