Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
(* Mülk kelimeleri '' melik'' diye de okunabilir) Bakınız metin "adl" ile başlıyor, "adl" ile bitiyor. Yani başı (M adalet, sonu adalet. Öteki unsurlar çemberin neresinde olunsa olsun, dönüp dolaşıp gelecekleri yer adalettir. Şimdi gelelim açıklama faslına. 1. İnsanoğlu tek başına yaşayamaz (Yalnızlık Allah'a mah- sus). Çünkü insan medeniyyün-bit'tab'dır. Yani yaratılış itibarı ile cemiyet halinde yaşaması gerekir. Ve öyle de yaşar. 2. Cemiyet halinde yaşayan insana bütün fertlerin tâbi olacağı bir mevzuat lazımdır. Bu töre olabilir; kanun, örf, şeriat olabilir. 3. Bu mevzuatı ayakta tutacak (ona uyulmasını sağlayacak) bir organizasyona ihtiyaç vardır. Bu padişahtır, devlettir, hükümettir. 4. Fertler cemiyet halinde yaşayabilmek için, yani medeni olabilmek için kanuna, örfe, padişaha, devlete, hükümete itaat etmek zorundadırlar. 5. Padişaha (devlete-hükümete) itaati mümkün ve zaruri kılan padişahın (devletin-hükümetin) âdil olmasıdır. 6. Çünkü adalet mülk ve devletin salâhının teminatıdır (Adalet mülkün temelidir). 7. Mülkü korumak için askere ihtiyaç vardır. 8. Askerin varlığı için mal (toprak-mahsul-üretim) ve para lazımdır. 9. Üretimi yapan, toprağı ihya eden ve parayı sağlayan (vergi veren) râiyettir (yani halktır). 10. Vergiyi adaletle toplamak ve adaletle harcamak padişahın (devletin, hükümetin) görevidir. 11. Cihanın ayakta durmasının (yani nizâm-ı âlemin) asıl sebebi adalettir. Bu kadimden gelen bir formüldür. Osmanlı'ya kadar ulaşmıştır. Bu formül devlet-adalet-hükumet yahut padişah, -yani sen ona ne dersen de- ile halk arasındaki münasebeti belirliyor.
Reha Oğuz Türkkan, Orhan Şaik Gökyay, Hamza Sadi Özbek ve Hikmet Tanyu tabutluk işkencesinden geçirilmişlerdi (Müftüoğlu 1974: 77, 94). Aslında tabutluklarda her biri 500 mumluk üç ampul vardı ve ayakta duran sanığın başının bir karış üstünde bulunuyordu. "Buna o zamanki emniyet mensupları 'beyin tavası' diyorlardı." (Eriş,
Reklam
1943 yılında Atsız yeniden dergi çıkarmaya teşebbüs eder. Atsız Mecmua'nın devamı olacak olan dergi Türk Sazı adını taşıyacaktır. İmtiyaz, Nejdet Sançar'ın eşi Reşide Sançar adına alınmıştır. Bayilerle anlaşmaları yapılan, Tasvir ve Cumhuriyet gazetelerinde ilanları çıkan dergi 15 Mayıs'ta dağıtıma verilmek üzere 14 Mayıs'ta
Gökyüzüne bakmanın faydaları:
Gökyüzüne bakmanın on faydası olduğu söylen­ miştir: 1- Hüzün ve kederi azaltır. 2- Vesveseleri azal­ tır. 3- Korku vehmini giderir. 4- Allah’ı hatırlatır. 5- Kalpte Allah’ın büyüklüğünü yayar. 6- Kötü düşünce­ leri giderir. 7- Karamsarlık hastalığına iyi gelir. 8- Aşıklan teselli eder. 9- Sevenleri birbirine alıştırıp yaklaştırır. 10- Ve o, duaların kıblesidir.
Aşağıda insaniann yaygın olarak rüyalarda gördüğü on tema, Freudyen kuram bağlamında muhtemel anlamlarıyla sıralanmıştır: 1. Hazır olmadığınız bir sınava girmek: Bu tür bir rüya sadece akademik bir testle ilgili olmayıp, genellikle rü­ yayı görene özeldir. Örneğin bir oyuncu, sözlerini ha­tırlayamadığını ya da senaryodaki yazılan okuyamadığını
Atsız ile Ahmet Muhip arasındaki kalem kavgası bir davaya da yol açmıştır. Olay şöyle gelişir: Orhun dergisinin birinci sayısında (05 Kasım 1933), "Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar” başlıklı yazısının girişinde Atsız, Türk Tarih Kurumu tarafından hazırlanan ve liselerde okutulan dört ciltlik tarih kitabını tenkit eder. Atsız'ın tenkidine karşı Ahmet Muhip (Dıranas) Hakimiyeti Milliye gazetesinde "Orhon” başlıklı bir yazı yazar (21 Kasım 1933). Atsız'ın cevabı gecikmez: "Haddini Bil!" (Orhun 3, 5 Ocak 1934). Buna karşı, 13 Ocak 1934 tarihli Hakimiyeti Milliye'de Ahmet Muhip'in verdiği cevap hakaretamiz ifadelerle doludur: "pasaportsuz, megalomaniye müptelâ, mütereddî süje, yel değirmenleri muzafferi, ahmak kafa, meczup, gülünç, maskara” (Akgöz 2016: 28-34). Bunun üzerine Atsız, gazetenin başyazarı Falih Rıfkı, neşriyat müdürü Naşit Hakkı ve yazı işleri müdürü Ahmet Muhip aleyhinde hakaret davası açar. İlk duruşma, 20 Mart 1934'te İstanbul Birinci Ceza Mahkemesi'nde görülür. Falih Rıfkı ile Naşit Hakkı Bey hakkındaki dava, mebus oldukları için tefrik olunur. Sekiz oturum süren davanın 10 Haziran 1934'teki son duruşmasında Ahmet Muhip altı ay hapse, 100 lira ağır para cezasına mahkûm edilir. Ahmet Muhip'in açtığı karşı dava ise duruşmaya gelmediği için düşürülür (Orhun 8, 23 Haziran 1934: 148; Akgöz 2016: 34-37).
Reklam
Merdivenlerdeki adam Galip Usta, tuhaf şeyler düşünmekle meşhurdur: «Kâat helvası yesem her gün» diye düşündü 5 yaşında. «Mektebe gitsem» diye düşündü 10 yaşında. «Babamın bıçakçı dükkânından akşam ezanından önce çıksam» diye düşündü 11 yaşında. «Sarı iskarpinlerim olsa kızlar bana baksalar» diye düşündü 15 yaşında. «Babam neden kapattı dükkânını? Ve fabrika benzemiyor babamın dükkânına» diye düşündü 16 yaşında «Gündeliğim artar mı?» diye düşündü 20 yaşında. «Babam ellisinde öldü ben de böyle tez mi öleceğim?» diye düşündü 21 yaşındayken. «İşsiz kalırsam» diye düşündü 22 yaşında, «İşsiz kalırsam» diye düşündü 23 yaşında. «İşsiz kalırsam» diye düşündü 24 yaşında. Ve zaman zaman işsiz kalarak «İşsiz kalırsam» diye düşündü 50 yaşına kadar 51 yaşında «İhtiyarladım» dedi, «babamdan bir yıl fazla yaşadım.»
Sayfa 1 - Cem yayınevi I
Beyaz Şapkalı İyi Adam AMPK: Metabolik yollardan ikincisi, mTOR'un tam tersi olan AMPK yoludur. Bizim yolumuz da bu yol olmalıdır. AMPK yolu için gerekenler; açlık (yeterince açlık) ve egzersizdir. Peki, bu yol aktive olduğunda neler olur? 1. Kan şekeri düşer. 2. İnsülin düşer. 3. Yağ yakımı artar. 4. Yağ depolama azalır. 5. Trigliserid düşer. 6. Kolesterol düşer. 7. Serbest radikaller azalır. 8. İnflamasyonu azaltır. 9. Bağışıklığı artırır. 10. Uzun yaşam genlerini aktive eder (SIRT ve FOXO genleri). 11. Otofajiyi artırır, eski hücrelerden kurtulmayı sağlar. 12. Hücre büyümesini de tümör hücre büyümesini de azaltır. 13. Hücrelerin az insülinle çalışmasını sağlar, insülin direncini azaltır. 14. Kilo verdirir. 15. Diyabet, kalp hastalıkları, demans gibi tüm hastalıklar için olumlu etki yapar. Metformin grubu diyabet ilaçlarının etkisi AMPK'yi artırmak üzerinedir.
1750'de, İngiltere'deki ortalama bir insan, çalışmak için günde sadece 800 kaloriye sahipti; Fransa'da ise bunun yarısından biraz fazlaydı. Bu nedenle en yetersiz beslenen yüzde 20'lik kesim, günde yalnızca birkaç saat yavaş yavaş yürüyüş yapmaya yetebilecek kadar enerjiye sahipti. Küçük bedenler daha az yiyeceğe ihtiyaç duyar. Bugün tipik bir erkek 1.77 cm boyunda ve 78 kg ağırlığındadır. Böyle bir vücut, herhangi bir iş yapmadan sadece kilosunu korumak için günde 2280 kaloriye ihtiyaç duyar. 250 yıl önce bu kadar bü­yük bir insan açlıktan ölürdü. O zamanlar mevcut olan yetersiz gıda kaynakları, gıda alımının bir parçası olan parazit ve ishal enfeksiyonlarının yanı sıra, insanların küçük ve zayıf olması gerektiği anlamına geliyordu. Çocuklukta ve anne karnında sürekli yiyecek eksikliği, küçük yetişkin bedenleriyle sonuçlandı. Küçük bedenler daha az yiyeceğe ihtiyaç duyuyordu ve bu nedenle açlığı önleyebilirdi. 1750'de Avrupalılar modern standartlara göre ciddi şekilde bodurdu. Örneğin, 1705'te ortalama bir Fransız, 1.61 cm boyunda (5 ft 3 inç), 46 kg ağırlığında ve 18'lik bir Vücut Kitle Endeksi'ne sahipti; bu, şimdi endişe verici derecede düşük olduğunu düşüneceğimiz bir değerdi. 1967'de Fransızlar ortalama 12 cm daha uzun (5 ft 10 inçe ulaşan) ve 27 kg daha ağırdı. İnsanlar artık 200 yıl öncesine kıyasla yüzde 50 daha büyük bedenlere sahipler.
Sayfa 228 - Beyaz Baykuş yayınevi
İradeyi kuvvetlendirmenin şekilleri, kişinin sarılması gereken sebepler: 1) Allah'a, yüce sıfatlarına, kaza ve kaderine iman unsurlarını güçlendirmek, Allah'a tevekkülde içtenlik ve Allah'a hüsnü zan beslemek. 2) Nefsin hevâlarına karşı direnme ve şehvetlerine muhalefet yolunda pratik yapmak. 3) Çeşitli ibadetler yapmak. Örneğin:
Reklam
Hiç unutmam, meşhur 1 Mart Tezkeresi döneminde, sayın basınımızda şu haber manşet olmuştu: "Amerikan ordusu Afganistan'daki bin askeri için ayda 28 milyon dolar harayor, bin Türk-askeri için ise 4,5 milyon dolar harcanıyor. Türkiye aynı görevi altı kat ucuza yapıyor. Türkiye'nin Irak'a 10 bin asker göndermesi, ABD için her ay 240 milyon dolar tasarruf anlamına geliyor."
Sayfa 254 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okudu
Dorian’ın bilimsel olmayan soruşturmalarında (ki bu soruşturmaları, konu hakkında yeterince fikir sahibi olacak kadar deneyim sahibi kadınlarla yapmıştı) aldığı muhtemel cevaplar: 1. Ne kadar büyük o kadar iyi. Büyük penisten daha çok zevk alıyorum. 2. Küçük güzeldir. Büyük penisler, rahatsız edici ve acı verici oluyor. 3. Penis boyutu, aldığım zevkte pek de önemli bir etken değil. Önemli olan geminin büyüklüğü değil, denizin dalgaları. Dorian’ın kadınlardan aldığı cevaplar, nereye gidersek gidelim aşağı yukarı aynıydı: ○ Kadınların % 10’u birinci kategoriyi seçti: “Ben büyük severim!” ○ %5 ila 10 arası kadın, büyük penisi rahatsız edici bulduğundan küçük penisi tercih ettiğini söyledi. ○ Kadınların % 85’i gerçekten, sahiden, harbiden boyutun önemli olmadığını söyledi. Dorian şu soruyu sorduğunda, bütün salon başını sallayıp alkışlamaya başladı: “O halde, partnerinizin eliyle, parmağıyla, dudaklarıyla, diliyle, sözleriyle yaptığı şey sizin için daha mı önemli?”
" Tarih : 10 Eylül 1509 . Yer : Marmara Denizi . Şiddeti : 7.4 . Ölü sayısı : 5.000 . Bu deprem sonucunda Bolu'dan Edirne'ye kadar hasar meydana geldi . Topkapı Sarayı , Ayasofya , Sultan ll . Bayezid Camii , Sultan ll . Mehmed Camii ve Galata Kulesi ciddi hasar gördü . İstanbul surları yıkıldı ."
هل تيك حَدِيثُ الْغَاشِيَةِ وُجُوهٌ يَوْمَشِدْ خَاشِعَةٌ ) عاملة نَاصِبَةٌ تَصَلَّى نَا رَا حَامِيَةٌ تُسْقَى مِنْ عَيْنِ انِية ليسَ لَهُمْ طَعَامُ الَّا مِنْ ضَرِيعَ لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِي مِنْ جوع ) 1. Ğâşiyenin haberi sana geldi mi? 2. O gün birtakım yüzler zelildir. 3. Çalışmış (boşuna) yorulmuştur. 4. (Bu kimseler) son derece kızgın bir ateşe girerler. 5. (Onlara) son derece sıcak bir kaynaktan içirilir. 6. Onlar için "dari'" dikeninden başka bir yiyecek yoktur. 7. O ise ne semirtir, ne de açlığı giderir.
Gramer farkı
1. Erkek benmerkezci, kadın senmerkezcidir. 2. Erkek çözüm önerir, kadın yönlendirir. 3. Erkek sonuç odaklıdır, kadın süreç odaklıdır. 4. rkek erotizmi, kadın romantizmi sever. 5. Erkek ihtiyaç duyulmay ı, kadın sevilmeyi ister. 6. Erkek mesafe koymayı, kadın mesafeyi kaldırmayı sever. 7. Erkek sessiz düşünür ve az konuşur, kadın sesli düşünür ve çok konuşur. 8. Erkek mantığıyla, kadın sezgileriyle hareket eder. 9. Erkek istediklerini doğrudan söyler, kadın ima eder. 10.Erkek ilişkide yaşanan olumsuzlukları kolay unutur, kadın asla unutmaz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.