Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Berna

“Senden önce yaşamış insanlardan gelenek yoluyla ‘dalga dalga’ sana ulaşan düşünceler ve kendi yaşadığın çağdaki yaşam koşulları, senin düşünce biçimini etkiler. Bu yüzden herhangi bir düşüncenin sonsuza dek ve daima doğru kalacağı söylenemez.”
Reklam
Hayatta en önemli şey nedir? Açlık çeken birine bu soruyu sorarsak cevap ‘yemek’ olacak. Donmakta olan birine aynı soruyu sorarsak cevap ‘sıcak’ olacaktır. Kendini yalnız ve çaresiz hisseden birine soracak olursak cevap mutlaka ‘diğer insanlarla beraber olmak’ olacaktır ama bütün bu ihtiyaçlar giderildikten sonra, bütün insanların ihtiyacı olan bir şey var mıdır hâlâ? Filozoflar buna evet diye cevap verirler. Onlara göre insan sadece ekmekle yaşayamaz. Tabii ki bütün insanlar yemek yemelidir. Ayrıca sevilmeye ve ilgi görmeye ihtiyaçları vardır ama bütün insanların ihtiyacı olan bir şey daha vardır: Kim olduğumuzu ve neden yaşadığımızı bilmek.
Bundan sonra artık hiçbir şey demeden, ne hızlı ne yavaş, tam olması gereken tempoda dosdoğru yürüyelim. Bu yol nereye gidiyor? Bunu büyüyen bir asmaya sormalısın. Asma sana cevap verecektir: "Hiç bilmiyorum. Ama güneşe doğru büyüyorum. "

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
Bizlerin başlıca iki kusurundan biri yaşama sevincinden yoksun olmamızsa, ikincisi de doğa sevgisinden yoksun olmamızdır bence. Çoğumuz, küçük mutluluklara sıkı sıkı kapatırız benliğimizin kapılarını. Neşeli insanları sulu sayarız. Dertlenecek bir neden bulunmayınca bile, hep dertliyizdir genellikle. Doğanın güzelliğini görmeye de pek meraklı değilizdir.
Reklam
Hayatımız çok renkliydi Mustafa Kemal'in yaşadığı günlerde.
Gençliğin mutluluğu, gençlerin kendileri dışında neredeyse herkesin inandığı koca bir yalandır. Hiçbir gencin, "genç olduğum için aman ne mutluyum" dediği duyulmamıştır. Ama her nedense ihtiyarlar "ah! Gençken ne mutluydum!" Diyerek kendilerini aldatıp dururlar.
Hiçbir ütopya, toplumun tüm bireylerine sonsuza dek tatmin sağlayamaz. Maddi şartları iyileşen insanlık, gözünü daha yükseklere diker, bir zamanlar rüyasında bile göremeyeceği güç ve mülke burun kıvırmaya başlar. Dış dünya onlara her şeyi sunmuş olsa bile, insanların akıllarındaki sorular ve kalplerindeki özlem susmak bilmez.
Sayfa 109Kitabı okudu
Toplum bunu kabul etmez. (Toplum değil. Sen kabul etmezsin değil mi ?) Eğer böyle yapmaya devam edersen, toplum sana iyi davranmaz. (Toplum değil yani . Sen.) Toplum seni canlı canlı gömer. (Toplum değil. Beni gömecek olan sensin, değil mi ?)
Her insanın bir diğerinden sakladığı büyük sırları ve gizemleri vardı. Gece büyük bir şehre girdiğimde, o karanlığa gömülmüş evlerinde kendi büyük sırlarıyla baş başa yüz binlerce atan kalbi düşünürüm. Ölüm gibi sırlarını düşünürüm, ölümün soğuk yüzünü.
Reklam
Tüm zamanların en iyisi ve en kötüsüydü; bilgelik çağı, budalalık çağı, inanç devri , kuşku devri, ışık mevsimi, karanlık mevsimi, umut baharı, umutsuzluk kışıydı. Her şeyimiz vardı, hiçbir şeyimiz yoktu.
Hayat, soğuk kayıtsız, herkesin maskelerini çeker alır zamanla; maskeleri de hani çoktur herkesin. Fakat bazıları hep aynı maskeyi kullanırlar, ister istemez kirlenir, yıpranır bu maske. Tutumlu kimselerdir bunlar. Bir kısmı evlatlarına saklarlar maskelerini; bir kısmı da vardır ki boyuna maske değiştirirler, ama yaşlandıklarında görürler ki bir sonuncu maske kalmış ellerinde, ve bu da pek çabuk eskir, o zaman maskenin gerisinden gerçek yüzleri çıkar ortaya.
Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş.
153 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.