Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Özge

336 syf.
9/10 puan verdi
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği, 1968 Prag Baharı ve ardından SSCB’nin işgali çevresinde Tomas, Tereza, Sabina ve Franz’ın yaşamlarını konu edinir. Prag Baharı ve ardından yaşananların kitabın ana karakterlerinin yaşamlarını nasıl değiştirdiğini tartışmaya açar Kundera. 1968’de, Prag Baharı olarak da adlandırılan Çekoslavakya’daki demokratikleşme hareketi, SSCB ve Varşova Paktı tarafından bir karşı devrim olarak görülmüş ve süreç 20 Ağustos 1968’de ülkenin işgal edilmesiyle sonlanmıştı. Bu işgal sonunda yaklaşık üç yüz bin kişi Batı ülkelerine iltica etmek zorunda kalmış; ülkelerinde kalan aydınlar, sanatçılar, kanaat önderleri ya nedamet getirmeye zorlanmış ya da işlerinden edilmişlerdi. Roman da, bu olaylarla alt üst olmuş yaşamlara odaklanır. Bunu yaparken de insanın karşısına çıkan durumlarda ahlaki olarak neyi tercih etmesi gerektiğini sorgulamaya çalışır Kundera. Kişi aşkta, siyasette, felsefede ya da günlük yaşamda neyi tercih edecektir: Ağırlığı mı hafifliği mi? İhaneti mi bağlılığı mı? Giydirilmeye çalışılan deli gömleğini mi kendi benliğini mi? Tüm roman yapılan tercihlerin, atılan adımların, vazgeçişlerin, tutunmaların dökümüne ayrılır. Sonuç olarak Milan Kundera’nın Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği’nde, okurunu seçimler, sorumluluk, ikilemler gibi konularda sürekli bir şekilde sınava girmeye zorladığını söyleyebiliriz. Bunu yaparken kendine dair değerlendirmeleri de aynı ikilemlere, kararsızlıklara sürüklemeyi başarıyor. Sırf bu yüzden bile Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği 20. yüzyılın en tartışmalı romanlarından biri olarak adlandırılmayı ve okunmayı hak ediyor. İyi Okumalar
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Varolmanın Dayanılmaz HafifliğiMilan Kundera · Can Yayınları · 201910,3bin okunma
Reklam
464 syf.
10/10 puan verdi
“Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı hem aptallık, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçi şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki tarafa…” cümleleri kitabın ilk cümleleridir ve konu aldığı zaman diliminin özeti
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202358,4bin okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
Marquez’in en iyi romanı olarak tanımladığı Kırmızı Pazartesi, “Santiago Nasar, öldürüleceği gün, piskoposun geldiği vapuru beklemek için sabah saat beş buçukta kalkmıştı” cümlesiyle başlar. Daha ilk sayfada okur, bir cinayetin işleneceğini öğrenir. Katillerin kimliği ve cinayetin nedeni de bellidir. Kırmızı Pazartesi, en basit tanımlaması ile bir cinayet romanıdır. Biraz daha dikkatli okur için, bir töre cinayetini anlatır. Ama derinlemesine bakıldığında toplumsal ahlâk kurallarını, insan vicdanını, adaleti, ötekileştirmeyi ve dinsel ikiyüzlülüğü hallaç pamuğu gibi savurur. Bir toplumun susarak ve edilgenliğiyle suç ortağı olmasına ayna tutar. Kitabı kapattığımızda ne anlatı ne de sorgulamamız bitiyor. Anlatının etkisi sorularla çoğalarak devam ediyor. Suç nedir? Kim karar verir neyin suç sayılacağına? Peki, suçlu kimdir gerçekte? Suçu işleyen mi, teşvik eden mi yoksa suça göz yumanlar mı? Yaşadığımız şu dünyada adalet herkese adil mi davranır? Sorularınıza cevaplar bulabilmeniz dileğiyle..
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
464 syf.
10/10 puan verdi
Kendi çocukluğunu geçirdiği dönemden ilham alarak yazdığı bu romanda büyük bir aile üzerinden o ailenin yaşadığı kasabanın kuruluşunu, gelişimini ve yok oluşunu anlatır. Bununla birlikte dönemin siyasi olaylarını konunun içine kusursuz bir şekilde katarak hikayeye gözlemci olarak katılmamızı sağlar. “Büyülü gerçeklik” akımını benimseyerek yazdığı bu kitapta, zaman zaman olağanüstü olaylar yaşanması tekdüzeliği kırıyor ve yazar bunu okuyucuya gayet doğal bir olay gibi aksettirmeyi başarıyor. Aynı zamanda bazı bölümlerde gelecekte olacakları söylemesi bir spoiler kavramından çok okuyucuyu daha da içine çekerek hızla okumaya sevk eden bir ayrıntı olarak karşımıza çıkmakta. Kitapta da bahsedildiği gibi, durup bir saniye yüreğimizi kollasak belki de ölmeden çürümekten kurtulacağız; ama unutuluyor işte her şey, insan inanmaya da hevesli, önemli olanın ne olduğu konusunda kafası karışıyor hep. Kitapla ilgili çok detaya girmek istemiyorum aslında. Benim en sevdiğim kitaplar arasında yer alıyor. İYİ OKUMALAR
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,1bin okunma
304 syf.
10/10 puan verdi
Michael Ende’nin sade üslubuyla kolaylıkla okunan, yaklaşık otuz dile çevrilen bir kitap Momo. Türüne ister roman ister masal ister bir felsefe kitabı deyin insanın içine işliyor. Kitabın ‘dinlemekten’ de öte bir teması gizli, sayfaların arasında. O da: zamandır. Zamanı ölçmek için saatler ve takvimler yapılmıştır. Ama bunlar aslında hiçbir şey ifade etmez. Şu bilindik bir gerçektir ki öyle anlar vardır, bir saatlik süre insana bir ömür gibi gelirken, bazen de göz açıp geçinceye kadar geçer. Çünkü zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir. Günümüzde haddinden fazla değer görmüş çocuk kitaplarının aksine Momo üzerindeki ünü fazlasıyla hak ediyor. Derdini aforizmalarla değil, güçlü betimlemeler ve arka plan öyküleriyle anlatıyor. Eserin yalnızca bu bakımdan bile başarılı olması yeterliyken, Momo her satırda bir fazlasını veriyor. İyi Okumalar
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201765,6bin okunma
Reklam
128 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Suzan Defter, birden fazla aşkın, birden fazla sevdanın, birden fazla sorunlu aile ilişkisinin hikâyesi. Tüm hikâyeler kırık dökük, eksik, yarım. Yaşanmamış çok şey, söylenmemiş çok söz, ortaya konmamış çok sevgi ve yarım kalmış kocaman bir aşk var bu kitapta. Kitapta iki adet günlük yer alıyor. Bunların birisi bir erkek avukata , diğeri ise eşinden ayrılmış bir kadına ait. İlginç olan bu günlüklerin aynı tarihlerde yazılmış sayfalarının karşılıklı olarak aktarılması. Yani çift rakamlı sayfalarda erkeğin günlükleri, tek rakamlı sayfalarda ise kadının yazdığı günlükler var. Bu durum okumayı gerçekten zorlaştırıyor. Geri dönüşler yapmak zorunda kalıyorsunuz ve kitabın okunması güçleşiyor. Bu yüzden ben önce erkeğin günlüklerini okudum, daha sonra başa dönüp kadının günlüklerini okudum. cazip gelen taraf da bu aslında. Okunmasını çekici kılıyor.
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202212,8bin okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Siddhartha, üzerine ne söylense eksik kalacak kitaplardan. Çünkü yaşamınızın hangi döneminde okursanız size söyledikleri farklılaşacak bir kitap. Çünkü Siddhartha’nın somut olarak yaşadıklarını değil belki ama düşünsel ve ruhsal olarak yaşadıklarını yaşamımızın farklı dönemlerinde farklı biçimlerde hepimiz yaşıyoruz. Dolayısıyla 18 yaşında baktığımız pencereden gördüklerimizle, 50 yaşında gördüklerimizin, 70 yaşında gördüklerimizin kitaba getireceği yorum ve etkilenme farklı olacaktır. Ama kitap eşsizliğinden hiçbir şey kaybetmeyecektir. Ki ilk yayımlandığı tarihten beri tüm dünyada milyonlarca insana ulaşmayı ve güncelliğini yitirmemeyi başarmıştır Siddhartha. Yaşınız kaç olursa olsun, doğrularınız ve inançlarınız yaşam tarafından kaç kere sınandı, kaç kere şaşırdınız, kaç kere hayal kırıklığına uğradınız, kaç kere yıkıldınız ve yeniden ayağa kalktınız? Tam buldum dediğiniz anda kaç kere başa döndünüz? Tüm bu soruların cevabı içinizde ve bu kitap size yardımcı olacak. NOT: Siddhartha sözcüğü Sanskrit dilindeki sözlük anlamları ile "siddha" elde etmek, başarmak, anlamlarına gelmektedir. Roman bu sözcük ile Budistlerin nihai hedefi olan Nirvanayı ve Nirvana’ya ulaşmak hedefini anlatır. ( Merak ettiğim için bakmıştım :) ) Keyifli Okumalar
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,8bin okunma
325 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Spoiler İçerir!!! Daniel Keyes’in kaleme aldığı bu kitap oldukça farklı bir hikâyeye sahip. Sizleri kısa sürede etkileyecek olan bir roman olup, oldukça beğeneceğiniz bir kurgu ve üsluba sahiptir. Bir bilim kurgu kitabı olan bu hikâyede IQ su düşük olan Charlie’nin bir deney ile zekâ seviyesinin yükseltilmeye çalışılmasını konu almaktadır. Charlie için hazırlanan deney ilk olarak Algernon adında bir deney faresi üzerinde denemektedir ve başarı elde edilmiştir. Charlie bunun üzerine ameliyatı olur ve her günü için bir günlük tutmaya başlar. İlk yazılarında bir farklılık görülmese de zaman içerisinde Charlie’nin durumunda farklılık olduğu görülmüştür. Charlie artık istediği adam olabilecektir. Arkadaşları, sevgilisi olabilecektir ve topluma kendini kabul ettire bilecektir. Fakat işler umduğu gibi gitmez ve zekâsı normal bir insanınkinden daha fazla olmuştur. Bu durumda Charlie kıskanılan bir adam haline dönüşür ve gene toplumdan soyutlanır. Algernon’a Çiçekler kitap özeti aslında toplumun kabul etmediği bir insanın zaman içerisinde değişmiş olmasına rağmen gene dışlanmasını ele almaktadır. Akıcı ve sade bir dille kaleme alınmış olan bu kitap sizleri hikâyesi ile oldukça etkileyecektir. Okunmasını tavsiye ederim. İyi Okumalar
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201514,8bin okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yazar, kitabın ilk sayfasında pek çok kişinin belki de ilk kez duyacağı bir soru ve bilgiyle karşılıyor okuyucuyu. İşte o satırlar: “Hepimiz hayatımızın bir evresinde bir beyin resmi görmüşüzdür. Peki, hiç merak ettiniz mi, baktığınız resimdeki beyin bir erkeğe mi, yoksa bir kadına mı ait diye?” Son 10 yılda yapılan araştırmaların çok net olarak orta koyduğu bir sav üzerine odaklanmış yazar; beynimizin kendine ait bir cinsiyetinin olduğu. Bu kitabı okuduğunuzda beyninizin cinsiyeti hakkında birçok detayı öğreneceksiniz. Siz de merak ettiyseniz beyninizin cinsiyetini kitapta yer alan bilgiler ışığında kolayca bulabiliyorsunuz. Akıcı bir şekilde ilerleyen kitabı hızlı bir şekilde okurken, kadınlar ve erkekler arasındaki farkları, karşı cinsin sizi kızdıran, güldüren hatta şaşırtan birçok tepkisinin nedenini de anlayacaksınız. Kitapta, milattan önce yaklaşık 7000 yılında başlayan beyni anlama hikâyesinin bu zamana kadarki geçirdiği aşamalar, kadın ve erkek beynine dair şehir efsanelerine ve en güncel sinirbilim araştırmalarına yer verilmiş. Şaşkınlık ve merakla okuyacağınız kitabın her biri bölümü günlük hayattan kısa hikayelerle kurgulanmış. Keyifle okunacak harika bir kitap..
Kadın Beyni - Erkek Beyni
Kadın Beyni - Erkek BeyniSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 20198,8bin okunma
800 syf.
9/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Kitabın karakteri Philip Carey doğuştan bir ayağı sakat, öksüz ve yetim bir çocuktur. Gönderildiği yatılı okulda sakatlığı nedeniyle arkadaşları tarafından alay edilmesi ve dışlanması, onun erken olgunlaşmasına ve ömür boyu bu hassasiyeti bir pranga gibi taşımasına sebep olur. Yüksek öğreniminde birkaç kez branş değiştirir, fırtınalı bir aşk hayatı olur. Dibi de görür, saygı ve takdiri de. Okurken esaret kavramı üstüne de çok düşündüm. Başta Philip'in topallığı mı onun esareti diye sorarken sonra, hayır, onun bunun üzerinde çok durması, bundan utanmasıdır onun esareti diyerek kendimi düzelttim. Sayfalar ilerledikçe, Philip'ten aşık olması beklenmeyecek kadar aksi ve cahil bir gösteriş budalası kadına vurulması onun asıl esaretidir dedim. Sonra yalnızlığıdır diye yorumladım. Dünya turunu planlarken başka bir kadına tutulup serüvenlerle dolu geçecek bir ömrü düzenli aile hayatına değişmesi midir acaba asıl esaret derken romanın sonuna geldim ve kendime dönüp şu sonuca vardım: Özgürüz demek pek de doğru değil galiba.
İnsanın Esareti
İnsanın EsaretiW. Somerset Maugham · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2017769 okunma
Reklam
176 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitabın konusu kısaca şu şekilde: Edward Prendick isimli karakterimizin bulunduğu gemi kaza yaptıktan sonra denizde bir salda seyir halindeyken bir gemi mürettebatı tarafından kurtarılır. Kendine geldikten sonra gemide karşılaştığı tuhaf şeylere çok anlam veremese de yine kendini gemiden atılmak üzere ve denizde bir başına bulacağı durum ile karşı karşıya gelir. Bu durumdan onu kurtaran Montgomery ve Dr. Moreau olur. Dr. Moreau, Edward Prendick'in kendi yaşadığı adaya gelmesine izin verir. Olaylar buraya kadar normalken hem okuyucu olarak bizler hem de Prendick karakteri adaya basar basmaz yaşanacakları tahmin edemediğimiz ve rahatsızlık verici süpriz olaylar yaşanmaya başlar. Hikaye dispotik bir hava içerisinde ilerlerken yaşanan olayların aslında gerçek hayatta da ne kadar uygulanabilir olduğunu görmenin beni çok etkilediğini söylemeden geçemeyeceğim. Kitabı sevmemdeki en büyük etkenlerden biri de bu oldu. Tavsiyemdir. İyi Okumalar
Doktor Moreau’nun Adası
Doktor Moreau’nun AdasıH. G. Wells · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20227,5bin okunma
176 syf.
8/10 puan verdi
Çeşitli hikayelerde dinlemişizdir, Leonardo gittiği her yere Mona Lisa’yı taşır ve bir fırça darbesi vurmadan önce kafasında bir düşünce savaşı verirmiş. Leo Perutz onun bu mükemmeliyetçi özelliğini kitabına konu alarak muazzam bir aşk hikayesi ile bağdaştırıyor. Kitabın sonunu aslında tahmin ediyorsunuz fakat bu aşamada yazara sitem etmek yerine hayranlık besleyecek ve ekleyeceksiniz: Bir durum ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. İyi Okumalar
Leonardo'nun Yahuda'sı
Leonardo'nun Yahuda'sıLeo Perutz · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20182,351 okunma
115 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Uzun Hikâye, Göçmen Ali ve onun eser boyunca adını öğrenemediğimiz,oğlunun başından geçen olayları anlatan Zamanın Türkiye’sinin fotoğrafını güzel yansıtan bir Mustafa Kutlu öyküsü. İnatçı bir oğul ile Bulgaristan göçmeni ve adı sosyaliste çıkan bir babanın öyküsü. Mustafa Kutlu, bir otobiyografi havasında anlatıyor hikayeyi. Kahramanımız kendisi midir bilinmez ama yer yer hayatından izler taşıdığı bilinir. Kavuşmanın, aşkın ve sevdanın sadece bedenle değil ruhla alakalı olduğunu düşünenlerdenim çünkü. Bir daktilo, mızıka, yeşil gözlerinde kahverengi menevişlerle Feride ve içli bir Neşet Ertaş türküsü. Alın size uzun bir hikaye..
Uzun Hikâye
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336,1bin okunma
125 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Dinle Küçük Adam, Wilhelm Reich tarafından 1948 yılında yayımlanmış. Yayımlandığı günden bugünümüze ışık tutmuştur. Yazarımız eserinde insanlığa ‘küçük adam’ şeklinde seslenir. Kitap aslında ‘küçük adam’lara eleştiri niteliğindedir. Yazarımız kitabında kendi hayatından yola çıkmıştır. Kendi hayatından yola çıkarak yaptığı yanlışları, uğradığı haksızlıkları, sakatlıkları ‘küçük adam’ı şekillendirmiştir. Eserini bu temel üzerine inşa etmiştir. Küçük adam çağımızın ezik, tepkisiz, sürü psikolojisine göre hareket eden koyun gibi bir insandır. Yazarımıza zorluk çıkaran zor biridir. Düşündünüz değil mi? Küçük adam kimdir? Kime denir diye. Sahi ya kimdir küçük adam? Küçük adam toplumun içine gizlenmiş kan emici bir asalaktır. Üretmekten ziyade tüketmeye meyillidir. Sevgi nedir bilmez, birbirini sevenleri hapse attırmak için uğraşır. Bilimle uğraşmak yerine yazarın dediği gibi boks maçlarına gitmeyi tercih eder. Aslında bu özellikleri okuduğunuzda ‘küçük adam’ın insanın içinde var olan hayvani tarafını görüyorsunuz. Aslında kitap baştan sona eleştiri gibi görünse de küçük adamların da bir umudu, yolu olduğunu göstermek üzere yazılmıştır. Mutlaka okunmalı..
Dinle, Küçük Adam
Dinle, Küçük AdamWilhelm Reich · Cem Yayınevi · 202113bin okunma
471 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Para, şan ve şöhret içinde yüzse de malikanesinde can sıkıntısından patlayan Amerikalı milyarder Gog, (yakın arkadaşının vasiyetinden de etkilenerek) hayatın anlamını ve gerçeği anlamak üzere yola çıkar. Gerekirse bu uğurda tüm servetini harcamaya karar veren Gog, kimi zaman rahip, kimi zaman tüccar, hatta dilenci kılığına bile girerek dünyayı dolaşır. Öylesine ısrarlıdır ki (belki işin sırrı deliliktedir diye) kendine özel bir tımarhane bile hazırlatır. Baktı ki olmuyor, fikir değiştirip, bu kez, mesleğinde başarılı, dünya çapınca icatlara imza atan bilim adamı ve sanatçılarla görüşmeye karar verir. Görüştüğü kişilerin vakıflarına yüklü miktarda bağışta bulunarak, ünlü psikiyatrist Freud’dan yazar Knut Hamsun’a elektriği icat eden Edison’dan dahi fizikçi Einstein’a kadar, dahi olarak gördüğü insanlarla bir araya gelir, onlarla hayat ve gerçeklik üzerine sohbetler eder. Eserde bilim, sanat, mutluluk, yaşam, ölüm ve gerçeklik üzerine kendi düşüncelerinizi sorgulama imkanı buluyorsunuz. Papini, yarattığı saf, cahil, dünyada olan bitenin, her sistemin nedenini arayan, öğrenmek için çırpınan bir Amerikalı milyarder tipi aracılığıyla her şeyin boşluğunu, bütün olanların hiçliğini ortaya koyuyor. Tek ihtiyaç bir lokma ekmektir, kaçınılmaz son, ölümdür. Benim için kitabın yeri çok başka ve okunması gereken bir başucu kitabı. İyi Okumalar
Gog
GogGiovanni Papini · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,010 okunma
61 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.