Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özlem

Bu utanç verici gösteriyi izliyoruz, borçlar ve suçlar altında ezilmiş kişiler suçsuz ilan ediliyor; buna karşılık, onurun ta kendisi yaşamı lekesiz bir adam cezalandırılıyor.BIR TOPLUM BU NOKTAYA GELDIGI ZAMAN, ARTIK ÇÜRÜMEYE BAŞLAMIŞ demektir.
Reklam
İnsan ilk yazıyı Dicle'nin çamuru üzerine yazdı , yaşayabileceği ilk sığınakları Fırat kıyılarına inşa etti. Buradan dağıldı ve yine buraya yerleşti. Tanrı ilk kez burada insanın kalbine girdi . Peygamberlerin ilk kutsal sözleri burada dile geldi . Tufan burada koptu . Aydınlık ve karanlık ilk kavgaya burada tutuştu , savaş ve barış birbirlerinin koynuna ilk burada girerken , insan , öldürmeye ve sevdalanmaya burada başladı. Insanın tarihi maratonu Fırat ve Dicle kıyılarında, Zagros zirvelerinde başladı.
Kino, tanrıların kendi çabaları sonucu başarıya ulaşan kişiden er geç öç alacaklarını da biliyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir hayal bir kere düşünülmeye görsün, öbür gerçeklerin arasında yerini alır ve bir daha asla yıkılmaz ama kolaylıkla saldırıya uğrayabilir.
Çünkü beyaz adamın gerçek tanrısı, kendisinin “para” adını taktığı yuvarlak metal ve ağır kâğıttan başka bir şey değildir.
Reklam
Ama biz güneşin ve ışığın özgür çocukları, Büyük Ruh’a sadık kalmalı, böyle taşlarla onun kalbini kırmamalıyız. Yalnız yolunu şaşırmış, hastalıklı ve Tanrı‘nın elini elinde hissetmeyen insanlar bu taştan yarıklar arasında güneşten, ışıktan ve yelden yoksun kalarak mutlu olabilirler. Papalagi’nin sözde mutluluğu kendinin olsun. Ama bizim güneşli kıyılarımıza taş kutularından dikmeye kalkıştığında hepsini başına yıkmalıyız. Mutluluğumuzu taştan kutular, gürültü, duman ve yarıklarla yok etmeye çalıştığında karşısına dikilmeliyiz.
Onlar herkesten güclü, onlar dünyanın en güclüleri. Bu doğru değil. Dünya onlara izin verdigi sürece güçlüler. Tek bir birey herhangi bir kavramdan daha güçlüdür her zaman, fakat kendisine inanmali,iradesine sahip çıkmalıdır. Insan olduğunu ve insan kalmak istediğini unutmamalidir, işte o zaman etrafını saran, beynini uyuşturan vatan, görev, kahramanlık gibi sözcükler, kan kokan ,sıcak canli insan kanı kokan boş laflar olarak kalirlar.
Benim tek vatanim insanlik. İnsanligi öldürmek gibi bir hevesim de yok
Bir solucanın üzerine basıldığında,solucan kendi içine doğru çekilerek kıvrılır.Bu, onun aldığı bir önlemdir.İşte bu, onun üstüne yeniden basılma şansını hafifletir ve azaltır.Ahlakın dilinde bunun adı alçakgönüllülüktür..
harese nedir, bilir misin oğlum? arapça eski bir kelimedir. bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. harese şudur evladım: develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. gördükleri yerde o dikeni koparıp çiğnemeye başlarlar. keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. bunun adı haresedir. demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. bütün orta doğu'nun adeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. kendi kanının tadından sarhoş olur.
Reklam
"Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı. Çünkü o, benim için bütün insanlığın timsaliydi."
Dayan kitap ile dayan iş ile. Tırnak ile diş ile umut ile sevda ile düş ile dayan rüsva etme beni.