Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Feyza Atik

Feyza Atik
@Feyzatik
Edebiyat Öğretmeni
Üniversite
19 okur puanı
Aralık 2016 tarihinde katıldı
Düşüncenin gözü ne zaman iyi görmeye başlar: Gözlerimiz keskinliğini kaybedince.
Reklam
Bedenlerinde bereket taşıyanlar daha çok kadınlardan yana gider; onların sevme yolu, çocuk üreterek ölümsüzlüğü sağlamaktır. Adlarını yaşatarak, gelecek bütün zamanlar boyunca mutluluğa ereceklerini sanırlar. Ama canlarında bereket olanlara gelince; çünkü böyleleri de var; onlar bedenden çok daha bol verirler can ürünlerini. Nedir canın ürünleri? Düşünce ve daha ne varsa. İşte bütün yaratıcı şairler ve sanatlarına yenilik getiren işçiler bu canı bereketli insanlardır.
O zaman düşündü ki insanlar yalnız kendi saadetlerini iyice duymak için yalnız başkalarının felaketlerini arar ve hodbinliklerinin böyle bazı nevilerine fazilet unvanı vererek mesela aldatılan bir kocayı ikaz etmeyi “ahlak” addederler. Halbuki bunun aslı, başkasının felaketinden duyulan vahşi zevk, kendisini ondan mesut görmek için hazırlanmış garip bir delildir.
Sayfa 126Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yıkıcılık, yaşanmamış bir hayatın ürünüdür.
Bir insanı yaratıcı bir şekilde sevmek demek, onda insan olarak var olan özü sevmek, insanlığı simgeleyen bir varlık olarak onunla ilişki kurmak demektir. Tek bir kişiye duyulan sevgi insana duyulan sevgiden ayrıldığı zaman, ancak yüzeyde kalan, rastgele bir olaydır ve derinlikten yoksun kalmaya mahkûmdur.
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
Ahlâkın konusu karakterdir ve ancak bir bütün olarak karakterle ilişkili hale getirildikleri zaman tek tek nitelikler ve eylemler hakkında değer yargısı verilebilir. Böylece, ahlâk araştırmasının gerçek konusu tek tek erdemler ya da kötülükler değil erdemli ya da kötü karakterdir.
Önemli olan katılmaktı
Aristoteles, insan tabiatından hareket ederek şöyle bir sonuca ulaşmıştır: “Erdem”(kusursuzluk) “etkinlik”tir ve “etkinlik” de insana özgü olan fonksiyonların ve yeteneklerin kullanılmış ve işlenmiş olmasıdır. İnsanın amacı olan mutluluk, “etkinlik” ve “kullanım”ın sonucudur; hiçbir şey yapmadan bir şeylere sahip olmak mutluluk değildir; mutluluk, bir ruh hali de değildir. Aristoteles, “etkinlik” kavramını açıklamak için Olimpiyat oyunları ile ilgili bir benzetme yapmaktadır. “ Olimpiyat oyunlarında -diyor- en güzel ve en güçlü olanlar taç kazananlar değil yarışanlardır ( çünkü bunlardan yalnızca birkaçı başarı kazanmıştır) tıpkı bunun gibi, hayattaki yüce ve iyi şeyleri kazananlar ve hak ederek kazananlar da etkinlik gösterenlerdir. Özgür, akıllı ve etkin olan ( derin bir şekilde düşünmesini bilen) insan iyi bir kişi, dolayısıyla mutlu kişidir.
Bir kadınla sevişmek ve bir kadınla uyumak iki ayrı tutkudur, sadece farklı değil aynı zamanda da zıt tutkular. Aşk çiftleşme arzusunda (sonsuz sayıda kadına kadar uzanabilecek bir tutku) duyurmaz kendini, uykuyu paylaşma arzusunda duyurur (tek bir kadınla sınırlı olan bir arzu.)
Tüm insanlık bana karşı günah işlerken, tek suçlu görülecek ben miyim? Kapısından kendi dostunu hoyratça kovan Felix’e niçin nefret beslemiyorsun? Çocuğunun kurtarıcısını yok etmeye çalışan köylüye niçin kötü gözle bakmıyorsun? Olmaz; bunlar faziletli, lekesiz varlıklar! Bense sefil ve terk edilmiş halimle reddedilmesi, tekmelenmesi, ayaklar altına alınması gereken bir ucubeyim. Şimdi bile, bu adaletsizliği hatırlayınca kanım beynime sıçrıyor.
Sayfa 244Kitabı okudu
Ne yazık! İnsan niçin vahşilerden daha üstün hassasiyetlere sahip olmakla övünür ki; bu onları daha kısıtlı varlıklar kılıyor sadece. Dürtülerimiz açlık, susuzluk ve şehvetle sınırlı kalsaydı, neredeyse özgür olurduk; ama şimdi esen her rüzgarla, tesadüfen söylenmiş bir sözle, ya da o sözün anlattığı görüntülerle heyecanlanıyoruz.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Toplumun iyi ve mutlu üyeleri olacaklarsa ne kadar az bilirlerse o kadar iyi olurdu. Çünkü herkesin bildiği gibi, tikeller, erdem ve mutluluğu getirir; genellikler ise entelektüel açıdan kaçınılmaz belalardır. Toplumun omurgasını düşünürler değil, oymacılar ve pul koleksiyoncuları oluştururlar.
Modern kültür tarihte görülmediği kadar güçlü ve dur durak bilmeden araştırıyor, üretiyor, keşfediyor ve büyüyor ama aynı zamanda daha önce hiçbir kültürde görülmediği kadar büyük bir varoluş endişesiyle bir türlü rahata kavuşamıyor.
Sayfa 213Kitabı okudu
Hiçbir şey; kendi gücüne dayanmayan bir iktidarın ünü kadar zayıf ve değişken değildir.
Başkasının güçlenmesinin nedeni olan kişi kendi yıkımına yol açar; çünkü o güç, ya becerinin ya zor kullanmanın sonucudur ve güçlü hale gelmiş kişi için bu iki nitelik de kuşkuludur.
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.