Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Atalay Özer

Atalay Özer
@Ganza
Sıkı Okur
Öğrenmeye açlık duyuyorum.
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
George Orwell'ın "Hayvan Çiftliği" eseri, benim gözlemlerime göre, sadece bir hayvan hikayesi olmanın ötesinde, derin siyasi ve toplumsal eleştiriler barındıran bir başyapıttır. Kitap, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemin politik atmosferini ve baskıcı rejimlerin doğasını anlamamıza yardımcı olur. Orwell, bu eserinde, iktidarın
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020245,9bin okunma
Reklam
192 syf.
8/10 puan verdi
·
42 günde okudu
James Weldon Johnson'ın "The Autobiography of an Ex-Colored Man", Amerikan edebiyatında bir dönüm noktası olarak kabul edilen, kendi döneminin sosyal ve ırksal gerçekliklerine ışık tutan bir eserdir. Roman, birinci şahıs anlatıcı tarafından, bir Afro-Amerikan'ın gözünden Amerikan toplumunda yaşadığı deneyimleri ve duygusal
The Autobiography of an Ex-Colored Man
The Autobiography of an Ex-Colored ManJames Weldon Johnson · Penguin Books · 19901 okunma
172 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kitap İngilizce olduğu için ve sosyoloji alanında ve eski bir kitap olduğu için bir tık zorlandım. Ama kitabın demek istediği şeyleri ve aktarılması gereken şeyleri anladığımı düşünüyorum. Öncelikle kitap size Afro-Amerikan bir toplumun psikolojisinin nasıl olabileceğini göstererek başlıyor. "Hiçbir şey bilmiyorsunuz. Kendi kültürünüz var ve
The Souls of Black Folk
The Souls of Black FolkW. E. B. Du Bois · CreateSpace Independent Publishing Platform · 20148 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
63 syf.
6/10 puan verdi
·
16 saatte okudu
Savaşın ardından ölülerin alınıp gömülmesine izin vermeyen bir krallığın üstüne yalvaran-yakaran annelerin ve Adrastos'un talebini geri çevirmeyen Theseus'u anlatıyor. Konunun bu kadar basit olmasının yanısıra toplumu inceleyen yapısı ve demokrasi-tiran karşılaştırmasının gösterildiği bir eser. Aynı zamanda Antik Yunan Tiyatrosunda savaşı eleştiren bir yapıt. Demokrasiyle ilgili avantajlar ve dezavantajların da verildiği bir eser. Tatmin edici seviyede sürükleyici değil kitap. İşte söylediklerimi destekleyen birkaç alıntıyı burada paylaşıyorum. "Savaş halkın oyuna sunulduğunda, kimse kendi felaketini düşünmüyor, hatta felaketin ötekileri vuracağına inanıyor." s:20 "Yurttaşlar üç kısımdır: zenginler, işe yaramaz olanlar ve daima daha fazlasını isteyenler. Hiçbir şeyi olmayan ve yaşam kaynağı eksik olanlar ise dehşetle kıskançlığa daha fazla pay verdiklerinden, sahip oldukları meydana kötü şeyler atıp, değersiz yöneticilerin dilleriyle tuzağa düşerler." s:10 "Şehri yıktın, gençlerle birlikte savaşa girdiğinden, onlar ki, onurlandırılınca, savaşlara sevinirler, adaletsizce çoğalırlar, yurttaşları yıkıma götürdükten sonra da, biri önder olmak için, diğeri gücü ele geçirip, kibirlenmek için, bir diğeri de çıkar için başa gelmeye çalışır, halkın ne zarara uğrayacağını düşünmeden." s:11
Yakarıcılar
YakarıcılarEuripides · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2011464 okunma
102 syf.
7/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Cehaletin ve törenin nasıl toplumsal bir yılana dönüşüp bir çocuğa anasını öldürttüğünü anlatan bir yapım. Trajik bir öykü. Acı bir gerçeği suratımıza vuruyorlar. Dizilere konu olan bir kitap aslında. Benzerini çok görüyoruz. Maalesef ki çok da duyduk. "kanı yerde kalmasıncılar" - "güzel olduğu için herkesle yatıyordurcular" Toplumun kötülüğünün, masumiyete nasıl çöktüğünü 9 yaşındaki "Hasan" üzerinden görüyoruz. Toplum bir şeyi çok kez tekrar ederse gerçeklik ve kurgu bir araya karışır ve kişi o şeyi yapması gerektiğine inanır. Olan olur.. "Hasan" o kadar boşluğa düşmüştür ki Esme annesi hakkında söylenen bir şey olmadığında dahi bir şeyleri duymayı daha çok arzulamış ve tek gündemi bu mesele olmuştur. Toplumsal Cinayet.. bu kitap bana Gabriel Garcia Marquez'in "Kırmızı Pazartesi" kitabını hatırlattı.
Yılanı Öldürseler
Yılanı ÖldürselerYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202019bin okunma
Reklam
696 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
"Yüzüklerin Efendisi" dünyasının puslu tarihini veren ve evreni daha iyi tanımamızı sağlayan bir kitap. Evrenin-Dünyanın yaratılışına-Tanrısal varlıkların Dünya'ya gelişine- Elflerin - Cücelerin ve İnsanların yaratılışına dair birçok şeyi öğreniyoruz. Okuması oldukça çok zor bir kitap olmasına karşın çok dolu bir kitap olduğunu da söyleyebiliriz. Birkaç Youtube videosu ile desteklerseniz önemli detayları kaçırmıyorsunuz. (Kitabı birden fazla okumak istemiyorsanız tabiki) Çok fazla isim var ve birbirlerine çok benziyorlar o yüzden okuması zor. Beni en çok etkileyen sıfırdan çok detaylı bir evren oluşturmasıydı. İklimine kadar detaylı coğrafi bir dünya yaratılması ve bunların bazılarının olaylara bağlı isimlendirilmesi gerçekten muazzam. Bir sürü evren yaratılışı okumuş biri olarak Tolkien'in dünyasını sevdim. İlham aldığı şeyler olsa da orijinal ve özgün hissettirdi. Ben senden razıyım Tolkien. Kronolojik olarak diğer kitaplarını da okuyacağım. (Dipnot: Bu kitap Tolkien oğlu Christhopher Tolkien tarafından derlenmiştir. Aslında Tolkien'in karışık yazdığı külliyatını ölümünden sonra oğlu başarılı bir editörlük göstererek derlemiş.)
Silmarillion
SilmarillionJ. R. R. Tolkien · İthaki Yayınları · 20185,3bin okunma
222 syf.
6/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Kuyucaklı Yusuf kitabı açıkçası içimi darladı. Dünyanın kötülük dolu suratını spatulayla yüzüme vurur gibi çat çat çat diye vurdu. Olay Yusuf adında bir çocuğun travması ile başlıyor. Onun bu halini ve tepkisizliğini gören Kaymakam ona acıyor ve kendi oğlu gibi benimsiyor. Olaylar gelişirken "para"nın konuşması "arkadaşlığın" "rüşvetin" -bariz- kötülüklere göz yumulmasını sağlaması insanı huzursuz ediyor. Ekonomik sıkıntıların nelere yol açabileceği... Yaptığımız bir hatanın nelere yol açabileceği ve bunları nasıl karşılayabileceğimiz bize kalıyor. Kitap bir trajediyle başlayıp bir trajediyle son buluyor. Çember yapısına sahip. İçeriğin derinlik bakımından çok dolu olduğunu söyleyemeyeceğim. "İçimizdeki Şeytan" ve "Kürk Mantolu Madonna" ile kıyasladığımda bu eser bayağı kalıyor. Çok alıntı almamı sağlamadı ama bir noktada insan olup olmadığımızı sorgulatacak şu kıymetli alıntıyı buraya bırakıyorum. "Zaten, bir felakete sükun ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir."
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021173,7bin okunma
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ını yedi günde okumuş biri olarak özet bir incelememi buraya bırakıyorum. Şimdi kitap postmodernist bir roman. O yüzden içinde çok fazla tekniğin, karmaşıklığın olması - varoluşun sorgulanması negatif distopik bir portre çizilmesi gayet normal. Bazı yerlerin anlaşılması gerektiğini de düşünmüyorum ki öyle
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma
276 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kimlik karmaşası
Kitapta farklı yaş gruplarının çeşitli durumlar üzerinden eksiklik hissiyatlarını deneyimliyoruz. Birey kendisine uzaklaşmış, hızlı başlayıp hızlı biten geçici mutluluklar dışında (ki bunlar önemsizdir) kalıcı bir hüzün biriktirmiştir. Hikayeler, her bir yeni hikayede, farklı kişilerin hikayeleri olsa da karakterlerin yaşlarıyla çocukluğumuzun problemlerinden yetişkinlikteki problemlere doğru evriliyor ve kitabın sonunda ise bir bütünlük sağlanıyor. "Ruhu yavaşça bayılır gibi oldu işitince karın hafifçe yağdığını evren boyunca ve yağdığını hafifçe, nihaî sonlarının inişi gibi, bütün yaşayanların ve ölülerin üzerine."(s276) Bu alıntı birey ruhunun nasıl doldurulamadığını, karın yani ölümün üstümüze yağdığı, kendimizi hissedemediğimiz eksik bir yaşam sürdüğümüzü dile getiriyor. Kaç yaşında olursak olalım ölü hayatlar yaşıyoruz. Peki ya kendimize neden bunu yapıyoruz? Niye kendimizi tutsaklığa mahkum ediyoruz. Neden birey olamıyoruz? Kimliğimiz ne? Kitapta da bunlar soruluyor. "Yaşayanlar, içlerinde en duyarlısı olan Gabriel de dahil, bütün bu hikâyelerde resmedilen dinî, milli göreneklerle, orta sınıf değerlerle, ucuz nükteler ve mekanikleşmiş duygusallıklarla kuşatılmış durumdalar."(önsöz)
Dublinliler
DublinlilerJames Joyce · İletişim Yayıncılık · 20212,153 okunma
482 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
20. yy Hastalığı – Yabancılaştırma
Günümüzde hala daha varlığını devam ettiren bu hastalıklı “kavram”, diğer bir deyişle “yabancılaştırma” Saul Bellow’un “Herzog”unda ziyadesiyle mevcut. Hastalık desem de, bu gerçek manada biyolojik bir hastalık değil. Biyolojik bir hastalık olmasa da, biyolojik bir hastalık kadar etkili. Herzog’un “saçlarının dökülmesi” gibi kendisine kasti veya
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020153 okunma
Reklam
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 saatte okudu
"Her merdivene karşılık bir yılan vardır." -Salman Rushdie - Geceyarısı Çocukları Yılanlar ve Merdivenler adında bir masa oyunu vardır. Küçük çocukların eğlenerek matematik öğrenmesini amaçlayan masum bir oyundur. Derinlemesine baktığınızda derin bir anlam içerir. Oyun hayatın acımasız bir gerçeğini sunar. Merdiven sizin yükselmenizi
Prens
PrensNiccolo Machiavelli · Can Yayınları · 201814,7bin okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
*Spoiler* Truvalıların kaybettiği savaşın ardından Truvalı Kadınların kura ile kime köle veya cariye gibi ganimet olarak gideceği belirlendikten sonra yaşanan olaylar anlatılıyor. Siz ki kendinizi bir annenin(Hekabe) yerine koyun; kraliçesi olduğunuz şehrin düşmesi ile kocanızı, çocuklarınızı ve memleketinizi kaybediyorsunuz. Ve senin şehrinin
Troyalı Kadınlar
Troyalı KadınlarEuripides · Mitos Boyut Yayınları · 2008364 okunma
202 syf.
7/10 puan verdi
·
17 günde okudu
*Spoiler'lı* Kitapta iki tür büyük güç var. Takviye ve eleme. Hükümet bunları teknoloji ve ideolojilerle iyi uyguluyor. İdeoloji vermek bir insanı yaşadığını hissettirebilmek için gerekli en önemli güçlerden biri. Bu onların takviye gücü olmuş oluyor. Teknoloji ise eleme gücü. Teknoloji üzerinden görülmesi istenen düşünceler ve yok
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,1bin okunma
311 syf.
3/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yanlış Batılılaşma ile ilgili güzel bir eleştiri yapmış Recaizade Mahmud Ekrem abimiz. Mesajını güzel verse de gereksiz anlatılan yerler vardı. Konu güzel ama işlenişini beğenmedim açıkçası. Türk Edebiyatına giriş yapıyım dedim, o yüzden okudum. Yoksa bakmazdım. Özetini okumak ve kitabı okumak arasında pek fark olduğu söylenemez. İlginiz varsa okuyun bence.
Araba Sevdası
Araba SevdasıRecaizade Mahmut Ekrem · İletişim Yayıncılık · 201425,2bin okunma
234 syf.
7/10 puan verdi
Açıkçası Warcraft Evrenine olan ilgim bu serinin oyunuyla tanışmamdan sonra çocukluğumda başladı. Ağzım salyalı okuduğum su götürmez bir gerçektir. "SPOILER" Kitap küçüklüğünde insanlar tarafından alınan, insanların eğlence aracı gladyatör olarak yetiştirilen orc ırkından birini anlatıyor. Thrall adı veriyorlar ki bu eski ingilizcede "köle" demektir. İnsanların arasında kimliğini bilmeyen bir orc. Orc ırkını birbirleriyle dövüşterek ırkçılığı bize yine fantastik dünyada göstermeyi başarıyorlar. Belli bir süre sonra Thrall yavaş yavaş kendini tanımaya, ait olduğu yeri bulmaya başlıyor. Şevkatli bir kızın yardımıyla kölelikten kurtulan Thrall bu sefer de kendisi gibi toplama kamplarında bulunan ırkını özgürleştirmek istiyor. Karşılaştığı ırkın savaştan bıkmışlığı eylemsizliğe kapılmışlıklarını canlandırmak için bir çaba gösteriyor. Kölelikten Büyük Şef'e yolculuğunu anlatan bu kitap bize Spartaküs'ü aratmıyor."SPOILER" Bu kitapta kimlik arayışı, mücadele, özgürlük, öfke vb bir çok duyguyu güzel bir şekilde bulacaksınız. Ana karakterimize sempati duyup seveceğinizi düşünüyorum. Warcraft Serisinin en güzel kitabı bu kitaptır. Dili de akıcı güzel bir üsluptadır.
Warcraft - Büyük Şef
Warcraft - Büyük ŞefChristie Golden · Artemis Yayınları · 2003177 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Asıl Katil kim?
"SPOILER!" Eylemsizliğin büyük günahını gösteren bir yapıt. Yolda karşılaştığımız sıkıntı yaşayan birine veya belli sorunlar yaşayan bir tanıdığımıza yardım edip etmediğimizi sorgulatan bir yapıt. Boşverip, sorumluluktan kaçarak vicdandan uzaklaştığımızı vurgulayan bir yapıt. Hep eylemi yapmış kişiye katile odaklanırız. Onun ceza çekmesini isteriz. Peki ya görmediğimiz, onları o hale getiren katili yani "toplumu" hiç sorgular mıyız? İşte bu soruyu soran bir "yapıt" olmuş. Asıl katil eylemi yapan kişi midir? Yoksa o katile engel olmayan toplum mudur? Sondaki bu diyalog iyi özetliyor. "Beni öldürdüler, Wen Hala" Her ne kadar katiller iki kişi gözükse de burada acaba sadece iki kişi mi denmek isteniyor sizce? Bazı konularda gereksiz ayrıntıya girdiğini düşünsem de gayet başarılıydı. Bir solukta okuyabileceğiniz bir eser.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,6bin okunma
Reklam
464 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Zamanın getirdiği yeniliklerin bir kasabayı nasıl değiştirdiğini, insanlarının nasıl etkilendiğini ilgi çekiçi bir gerçeklikle güzelce yansıtmış Gabriel Garcia Marquez abimiz. Columbia tarihine de bir nevi ayna tutmuş içine de ufak eleştiriler serpiştirmiş. Magical Realism kavramını ustalıkla sergilemiş, bununla da kalmayıp doğaüstü olmayan ama
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,2bin okunma