İyi ki mantık denen bir şey var da, kuduran isteklerimizi, bedenimizin iğnelenmelerini, dizginsiz tutkularımızı bastırabiliyoruz. Senin aşk dediğin şey, işte bu tutkularımızın bir uzantısı, bir sürgünü.
Tanrı evrenin canı, evrense tek bir beden
Melekler bu bedenin duyuları hep birden
Yerde gökte canlı, cansız ne varsa birer uzuv:
Budur Tanrı birliği, boştur başka her söylenen
Yaşam, mutlak tutkularla dolu. Yaşamı sevmekle birlikte ölüme alışmak da büyüyor, gelişiyor. Güzellikler kazanıyor. Bu sevgiyi nasıl rahatlıkla uğurluyorsam, yaşamı da o denli rahat, o denli güzel uğurlamalı. Sevgilerimi doyumla devretmeliyim.
Tanrı öldü! Tanrı öldü!
Onu öldüren biziz!
Biz, katiller
kendi aramızda birbirimizi nasıl teselli edebiliriz?
Dünyanın bugüne kadar sahip olduğu en kutsal
ve en güçlü şey kanlı bıçağımızın altında can verdi.
Bizi bu kandan kim temizleyecek?
Hangi su, bu kanı temizleyebilir?
Bu suçun cezasını nasıl ödeyeceğiz?
Hangi kutsal oyunu icat etmek zorunda kalacağız?
NİETZSCHE