Sevgili Bukowski, Halbu ki “Ekmek arası” kitabını okuduktan sonra bende naif bir intiba bırakmıştın. Kitabın bir solukta 100. sayfasına geldim, zaman zaman heyecan vericiydi, zaman zaman da kısa süreli şoklar, bende yarattığı etkisini anca atlatabildim sanırım, beklediğimin çok ötesinde, hiçbir spoiler almadan okumaya başladığım kitapta, yazarın oldukça açık sözlü, şeffaf ve aşırı samimi itirafları dışında edebi anlamda ulaşabildiğim fazla bir şey yok.
En çok okunan kitabının konusunun Chinaski’nin hayatı boyu yaşamına giren ve birlikte olduğu kadınlar olduğunu yada pornografi içerdiğini, kitabına bu yüzden “Kadınlar” ismini verdiğini aklımın ucundan geçirmemiştim.
“Kadınlar” dışarıdan bakıldığında onları yücelten bir kitap gibi görünebilir, benimde kitabı almaya karar verdiğimde düşündüğüm tam olarak buydu, bu kitaba bir eleştiri yazsaydım daha düzeysiz olabilirdi tıpkı Chinaski’nin hayatına giren kadınlar için yazdığı düzeysiz yazıları gibi…
İstisnasız şu ana kadar okuduğum tüm kitapların içinde en travmatik, en erotik ve argo konuşmaların ön plana çıkarıldığı tek kitap. Tamamen orijinal bir yaşamı tüm detaylarıyla merak ediyorsanız okuyabilirsiniz, şok olacağınızı garanti ediyorum…
Gerçek bir alıntı mı yapıyor yoksa ütopik bir anlatım mı zaman zaman çelişkiye düştüğüm zamanlar oldu. Kendisini kısa boylu, kırışıklarıyla barışık olması dışında yaşlı, 2 sınıf bir yazar olduğunu anlattığı satırlara okuduğumda birçok kadınla zaman geçirdiği hayatını biraz da fantezi dünyasıyla ilişkilendirdim.
