Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kübra

Müthiş bir şey oldu veya olacak.Şurada gördüğüm genç kız, bana, daha dünyaya gelmeden, daha dünyanın, daha kâinatın teşekkül ettiği sıralardan tanıdığım birisi gibi geldi. Sana nasıl anlatabilirim.`İlk görüşte deli gibi aşık oldum, yanıyorum tutusuyorum!` gibi laflar mi söyleyeyim?Fakat işin tuhaf yanı bunlardan başka da söyleyecek sözüm yok.
Sayfa 18 - YKY
Reklam
"Küçükken çekilen acıların ateşi kolay sönmüyor, kolay unutulmuyor ve izlerini hayatımız boyunca üstümüzde taşıyoruz. "
Insan ruhu ne kadar karmaşık. Herkes kendine gore ne kadar haklı. Kendimizi bu kadar iyi anlarken karşı tarafı neden hep böyle pas geçiyoruz acaba ?
Sayfa 148Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bize bir ömür daha lazım vefatımızdan sonra. Çünkü bu ömrümüzü sadece umutlanmakla geçirdik." Şeyh Sadî-i Şirazi
"Dudakların nasıl ürkek, ne kadar uzakta sesin Sen gece gelen konuk, hiç kimsenin ve herkesin." Yağmur Atsız, Gece Gelen Konuk
Reklam
"Zamanı tanrı yaşar. İnsanoğlu hep ölmek için." Kultigin Abidesi, kuzey yüzü 10. satır
"Uyumayı başaramıyorum. Gozkapaklarimin arasında uykumu kaçıran bir kadın var. Eğer yapabilseydim ona gitmesini söylerdim; ama boğazımda konuşmamı engelleyen bir kadın var. " Eduardo Galeano- Kadınlar
Sayfa 51 - Iletişim yayınlarıKitabı okudu
Çünkü insan daima yaşayamadıklarının peşine düşen bir varlıktı, eksikliklerinin çetelesini tutardı.
Sayfa 34
Gizli bir hayatı var gecenin. Sürgüyü çekince kendine... Karanlıktan sonra ne başlar? Yaşamakta olmanın düş kırıklığı. Pişmanlık zamanları. Gece hayvanları.
Ne yollar biter, ne defterler. Sayfaları neyle doldurmak istediğimiz bize kalmış.
Reklam
Kemanimdan çıkan hüzünlü ses, kırık kalpleri, kaydedilen aşkları, karanlık ormanları ve perili tepeleri anlatıyor sanki..
Müzik benim tek musrifligim. Mücevhere, giyim kuşama, yaşarım ayakkabılara falan zerre ilgim yok. Gerçekten değer verdiğim eşyamsa şimdi sırtımda asılı duran yüz yaşındaki kemanim.
Mayis 1944 Lorenzo gecenin geç vakti ranzasinda yatarken, 1 Numaralı Hücre'den gelen çığlıkları duyabiliyordu. Kime işkence yapıldığı hiç bir zaman bilemiyordu. Kurbanları görmüyordu. Bir tek işkence yalanlarının seslerinin geceden geceye değiştiğini biliyordu. Bazen kadın çığlıkları oluyordu, bazen erkek. Bazen bariton bir ses, erkekliğe yeni yeni adım atan bir oğlanın kızsı hıçkırıklarina dönüşüyordu. Lorenzo parmaklıklı kapının arkasına bakmaya cesaret etse hücre blokuna sürüklenerek götürülen canları görebilirdi. İtalyan albay onu hiç birşey görme, hiçbirşey duyma diye uyarmıştı ama sorgu hücresinden yükselen çığlıklara kulaklarını nasıl tıkayacaktı ki? Sesler bazen İtalyanca oluyordu, bazen Slovence yada Hırvatça, ama hangi dilde olursa olsun anlamları aynıydı: Bilmiyorum :! Bir şey söyleyemem! Lütfen durun, yalvaririm durun! Bazıları partizanlardi, bazıları Direniş savaşçıları. Bazılarıysa paylaşacak bilgileri olmamasına rağmen iskencilelilerin sapık zevklerine alet olan, rastgele seçilmiş kurbanlardı..
Sayfa 244Kitabı okudu
Artık bütün işi gücü korku içinde titreyerek çöplüklerden yiyecek kırıntıları bulmak, gün boyu dayak yemek, inlemekti savunacak tek şeyi olmuştu bu. Eskiden cüretli, korkusuz, temiz ve tek kanlı canlıydı. Ama şimdi korkak, itilip kakılan biri olmuştu. Bir şey duysa yakınında bur şey kımıldasa tir tir titriyor, hatta kendi sesinden bile korkuyordu. Aslında pisliğe ve çöpe alışmıştı.Vücudu kaşiniyordu. Pireleri avlayacak ya da yalayacak hali kalmamıştı. Çöplüğün bir parçası olduğunu hissediyordu. İçinde bir setler ölmüş, sönmüştü.
Sayfa 13 - Yapi Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Herşey o zaman değişti işte. Kâbus o zaman başladı. İncendio'yu ilk çaldığım zaman. Bu müzikle ilgili bir şey hayatımıza bulaştı ve kızımı, her gördüğümde kanımı donduran birine dönüştürdü."
Reklam
"Bugün ölümü düşünmeyeceğim. Istanbul'u, denizi, karları, yaşamı düşüneceğim, ama ölümü..."
Sayfa 127Kitabı okudu
Bir insanı gerçekten sevmek, onun tuhaflıklarını, hiç kimsenin, kendisinin bile benimsemediği, hatta fark etmediği huylarını sevmektir. İnsanların en esaslı yönleri uyumsuzluklarinda saklıdır çünkü...
Sayfa 138 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Sevgili, sana her şeyimle ve yaşamım boyunca bağlandığım günü ve saati hâlâ çok ıyi anımsıyorum. O gün okuldan bir kız arkadaşımla yaptığımız bir gezintiden dönmüş, evimizin kapısında biraz çene çalıyorduk. Aynı anda bir otomobil gelmiş ve kaldırımda durmuştu. Sen her zaman yaptığın gibi cenik hareketlerle inmiş, hızla apartmana doğru yürümüştün. Ben elimde olmadan koşmuş, sana kapıyı açmıştım. Fakat aynı anda çarpışmıştık. Sen o sıcak, yumuşak, insanı saran bakışlarını yuzumde gezdirmiş, şöyle bir gülümsemiş ve bana çok içten bir sesle "Çok teşekkür ederim, küçük hanım, "diye fisıldamıstin...
"Sana bütün yaşamımı anlatacağım. Seni tanıdığım günle başlayan o yaşamımı!"
Yanlış devirde doğmuş bir kadınım ben, hiç bir şey düzeltemez bunu. Gelecekte hatırlanacak mıyım, bilmiyorum ama şayet hatırlanırsam mağdur bir kadın olarak değil, cesur adımlar atmış ve ödemesi gereken bedeli korkmadan ödemiş biri olarak görülmek istiyorum.
"Bir gün uyanacaksınız ve her zaman yapmak istediğiniz şeyler için zaman kalmamış olacak. Ne yapmak istiyorsanız bugün yapın.."