Arzu

“Tanrı’ya ihtiyacım var çünkü o daima sevilebilecek tek varlıktır.”
Reklam
“Dostoyevski’nin bıraktığı ilk izlenim daima dehşet duygusu olmuştur. İkincisiyse yüceliktir. İlk bakışta kaderi de tıpkı bir köylününkini andıran simasının sıradanlığı kadar dehşet verici aleladedir. Bu dermansız bedene altmış yıl boyunca ızdırabın her türlü araçlarıyla işkence edildiğinden bu kader ilk bakışta anlamsız gelebilir. Yoksulluk
Çağdaş akıl, mitolojiyi, doğanın dünyasını açıklamak için ilkel, arayış içindeki bir çaba (Frazer); sonraki çağların yanlış anladığı, tarih öncesi zamanlardan gelen şiirsel fantezinin bir ürünü (Müller); bireyi topluluğuna göre şekillendirecek bir alegorik bilgi deposu (Durkheim); insan ruhunun derinliklerindeki arketipsel dürtülerin belirtisi olan bir dizi rüya (Jung); insanın en derin metafizik sezgilerinin geleneksel aracı (Coomaraswamy) ve tanrının çocuklarına görünmesi (kilise) olarak yorumlamıştır. Mitoloji bunların hepsidir.
Sayfa 338 - İthakiKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Doktor Münir Bey garip şeyler söylüyordu bu çeşit Kuvayi Milliyeciler için. Güçsüz değiller ama güçleri üniformalı düşman karşısında bulunmadıkça yırtıcı atılganlıktan, sonuna kadar aralıksız kovalamak hırsından gelmez. Bunlar kendileri de farkında değillerdir ama son hesaplaşmada durgun adamlardır. Hayalperver adamlar… Gerçeğin yerine kolayca uydurmayı koyup kendilerini aldatarak rahatlamayı yadırgamazlar. Oturup sabırla beklemeyi, sabırla acı çekmeyi, yoksulluğun her çeşidine katlanmayı bilirler. Türkçesi Anadolu milletinin yetiştirdiği çilekeş dövüşçülerimiz… Soylu korkmazlıklarıyla, hesaplara sığmaz direnişleriyle tarih yapan ama yaptıkları tarihe sahip çıkmasını pek de bilmeyen bizim insanlarımız…
Sayfa 232Kitabı okudu
"Tanzimat daima Batı'dan 'himaye' arıyordu; Gazi, Batı'yla savaşmıştır; çünkü onun aradığı 'özgür ve tam bağımsız bir medeniyet'ti: Türk medeniyeti."
Sayfa 408Kitabı okudu
Reklam
Burada düşman bizim yüz kişilik bir birliğimizi dağıtmış. 17 ölü vermişiz, iki beygirle cephane sandıkları bırakmışız. Çivril toprağında adsız sansız ölen bu 17 kişiden biri olmak... Bunu göze almak... İşte insanoğlunun erişebileceği en yüce yiğitlik katı.
Şamanlığa kabul merasiminde su ile beraber ağaçlar da önemli rol oynamaktadır. Bu ağaçlara şamanların ana ağacı demesi, şamanlığın bütün hallerde kadın fenomenolojisiyle bağlantılı olduğunu kanıtlar durumdadır. Bütün bunlar şamanlığın Mitolojik Ana kompleksinde şekillendiğini kanıtlamaktadır.
Bilen kişi ne ölümü görür ne hastalığı ne de kederi, Bilen kişi sadece Bütün’ü görür, Bütün’ü elde eder.
Sayfa 166Kitabı okudu
"ÖLÜM: — Öyle, ben bu yüzyılda biraz yağ bağladım. İşler iyi gitti. Harp harbi çekti. Sinekler gibi! Ölüler bu yüzyılın duvarlarına sinekler gibi yapıştılar. Zamanın penceresi önünde ölüler, sinekler gibi kurumuş, kaskatı yatıyorlar."
Derdinin artmasını isteyen, evlat getirir dünyaya.
Sayfa 346Kitabı okudu
Reklam
“Biz, adaletin ne olduğunu bildiğimizi sanırız. Oysa adaletten daha belirsiz bir şey yoktur. Kanun, intikam, bilgisizlik, adaletsizlik de adalet sayılabilir. Her şey duruma bağlıdır.”
Sayfa 193Kitabı okudu
“Gilead’daki ‘kariyerim’ boyunca şunu anlamışımdır ki, küçük adamlara birdenbire yetki/güç verirseniz, bunu en kötü biçimde suistimal ederler.”
İnsan kokusu hep etten kaynaklanan bir kokudur. O halde günaha batmış bir kokudur. Böyleyken nasıl olur da, etin işlediği günahı henüz düşünde bile tanımamış bir bebek kokabilir? Nasıl koksun ki? Hiç kokmaz!