Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Muhammet Oğuzhan Yalçın

1/10 puan verdi
Herkes yazmalı mı sorusuna bir cevap olabilir bu kitap. Ya da gerçekten her yazan, her eli kalem tutan, her yazdığı şeyi yayımlamalı mı? Yazan kişiyi araştırınca da şu soru ön plana çıktı; hangisi önemli; çok okumak mı nitelikli okumak mı? En azından bu soruları sordurttu diyemeyeceğim. Bu sorular zaten vardı, sürekli güncelliğini koruyordu ve bu üzeri yazılı kağıt parçalarının bir araya getirilmesiyle oluşmuş şey de bu soruların üzerine toz konmasına izin vermeden gündemdeki yerini korumasına yardım etti diyebiliriz.
Kimlink
KimlinkOğuz Aktürk · Aylak Adam Yayınları · 202397 okunma
Reklam
128 syf.
2/10 puan verdi
Keşke...
Keşke... Keşke herkes çevirmen ve editör olmasa... Keşke her önüne gelen yayınevi kurmasa, kuramasa ya da her eseri basmasa... Keşke bunları denetleyen bir mekanizma olsa ya da en azından basmadan önce birine (sokaktan geçen biri bile olabilir) bir kez okutsalar kitabı... Keşke sanatı sanat yapan şeyler sanatçılara bırakılsa, her şey para için yapılmasa... Buradaki "keşke"ler uzar gider. Keşke kitapla ilgili bir şeyler yazmaya başlamadan önce bu tarz şeyler zorunda kalmasaydım... Zevaco'nun bu kitabı iyi mi kötü mü yorum yapmak zor. Edebi dilden uzak bir çeviri. Muhtemelen internet ortamında ulaşılabilecek herhangi bir otomatik çeviri aracı hem daha iyi çeviri yapardı hem de en azından bir üslup yaratırdı. Noktalama yanlışlarını, özne yüklem uyumsuzluklarını, çeviri hatalarını geçtim "imkansızdı" kelimesini "imkan sızdı" diye yazmak nedir lan diye sövdüğüm yerler oldu. "de", "da", "ki" gibi yanlış yazılmaya müsait olanların yanlış yazılmasını bir nebze anlarken kelimeyi yanlış çevirmek, yazmak ve son okumadan böyle geçmesi tam anlamıyla ciddiyetsizlikten başka bir şey değil. Bunun yanısıra çevirmen bir karakterin ismini bir kaç sayfa sonra unutmuş mudur ya da kafasına göre inisiyatif mi almış nedir Giovanni olan adam bir anda Civanni oldu, bu kadar kötü bir çevirinin ilerleyen sayfalarda doktor civanıma bağlaması muhtemel diye de düşünmedim değil. Kısacası okumayın. Sadece bunu değil rastgele çeviri yapan yayınevlerinin hiçbir çevirisini okumayın. Hem harcanan zamana, hem kendinize, hem harcadığınız paranıza, hem yazara, hem esere ayıp. Yazıktır ulan
Kara Şeytan
Kara ŞeytanMichel Zevaco · Dorlion Yayınevi · 20231 okunma
72 syf.
3/10 puan verdi
Çevirmen kurbanı
Herkes bir şeyler yazabilir, kendi hatalarının, kendi yolculuğundaki tökezlemelerinin bedelini ödeyebilir. Bu konuda sorun yok. Fakat okur ile yazar arasına çevirmen girdiği durumlarda çevirmenin görevi, eserin orijinaline sadık kalarak düzenlemek ve yazıldığı gibi edebi bir dille aktarmaktır. Bu kitapta gördüğüm en büyük hata; çevirmenin kitabı bir edebi metin gibi değil de düz bir metin gibi çevirmesinden kaynaklanmaktadır. "ve", "ki," de/da" gibi bağlaçların yerli yersiz kullanılması, metin akışına uymayan kelime seçimleri, cümle dizilimleri ile anlatıyı sürekli bölmesi... bu gibi etmenler okur ile anlatı, okur ile anlatıcı ve okur ile yazar arasına girerek eserin niteliğine zarar vermektedir. Bence bu kitapta karşımıza çıkan en büyük sorun bu. Burada suç sadece çevirmende değil. Çevirmen, eğer edebiyat ile yeterince içli dışlı olmayan birisi ise kitabı düz bir metin gibi çevirmiş olabilir. Burada asıl sorumluluk yayınevine aittir. Bu kitabı okuyan bir okur, yayınevi keşke kitabı bir kez gözden geçirip en azından orijinali ile karşılaştırsaymış diye düşünmeden edemiyor. Özetle; bu kitap Fernando Pessoa'ya olan hayranlığımdan ötürü radarıma girmişti ama birkaç sayfa okuduktan sonra %25 yazar, %75 çevirmen yüzünden hemen radarımın dışına fırlatıldı diye özetleyebilirim.
İyi Akşamlar Bay Soares
İyi Akşamlar Bay SoaresMario Claudio · Everest Yayınları · 021 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
160 syf.
9/10 puan verdi
Bukowski'nin Tanrısının Dört Büyük Kitabından Biri
Kitabın anlatıcısı Arturo Bandini ilk iki bölümde hayatının bir kesitini aktarıyor. Yazarın ve Bandini'nin okurla tanıştığı bu kısımda, anlatıcının hikayeyi gerçeklikten çok kurguyla tamamlayacağını sezinliyoruz. Üçüncü bölümle birlikte işler değişiyor ve bir yazar sanrısının ve iç monologunun içinde kıvranmaya başlıyoruz. Camilla karakteri ise Bandini'yi hem gerçek hayata bağlayan hem de gerçek hayattan soğutup kurguya yönlendiren karakter olarak hikayedeki yerini alıyor. Bandini, romanın başından sonuna kadar yazar hamuruna bulanmış ve bu yüzden de kibir ile nefret arasında sürekli salınımda olan bir karakter. Masumiyetin kötülüğe yoğrulduğu, buram buram göçmenliğin ve köksüzlüğün kokusunun hissedildiği, sadist ve mazoşist bir ilişki yumakları içerisinde kurgu ile gerçekliğin harmanlandığı ve tüm bunları gerilim vermeden naif bir üslup ile anlatıldığı bu roman, yazmayı kendine yaşama tutunma aracı olarak kullananların seveceği türden.
Toza Sor
Toza SorJohn Fante · Parantez Yayınları · 20244,755 okunma
192 syf.
4/10 puan verdi
Maalesef..
Öykülerdeki anlatılar gereksiz uzun ve gereksiz detaylarla dolu. Uzadıkça anlatıcının yanlış yapma durumu da artıyor. Çünkü yazan kişinin kurgulara tam olarak hakim olmadığı anlaşılıyor. Anlatıcıdan çıkıp yazan kişinin kendi sözleri ile müdahale ettiği onlarca yer var. Bazıları öykü bile değil. Anlatı var sadece. Öyküde bu kadar çok konuşan,
Divan Cadısı
Divan CadısıÖzlem Yılmaz · Everest Yayınları · 051 okunma
Reklam
96 syf.
3/10 puan verdi
Kimlere kaldı dünya :)
Üslupsuz, mekanik dili yüzünden öykülerin içine girmek zor. Diyelim bir yolunu bulup girdik, karşımıza çıkan sadece okuru şaşırtmak için yapılmış eksiklikler ve hatalarla dolu kurgu. Diyaloglar öykülere dışarıdan eklenmiş gibi duruyor. Tasvir konusuna gelirsek keşke tasvir yapmaya çalışmasa, sadece olaya odaklansa diyebileceğim bir yazar adayı. Çoğu öykü İMDB puanı 2.8 ile 3.1 arasında değişen, el kamerasıyla ya da telefonla çekilmiş, arkaya da gereksiz bir gerilim müziği eklenmiş film tadında. Şu an yapay zeka (chatgpt vb.) bu öykülerden daha iyi öykü yazabiliyor. Bence edebiyat böyle bir şey değil.
Orada Bir Yerde
Orada Bir YerdeEngin Türkgeldi · Can Yayınları · 2017513 okunma
96 syf.
5/10 puan verdi
Son zamanlarda okuduğum ve yazarlık yolunun başındaki kişilerin kitaplarının çoğunda gördüğüm şeyler hemen hemen aynı aslında. Belki de çağımızın ortak derdidir bu. Bu kitap özelinde söyleyeceklerim; - Konuların sıradanlığı (konuların sıradanlığı aslında sıkıntı değil ama burada özgünlük ve üslup olarak yazarın etkisinin neredeyse hiç görülmemesi bir sorun), - Anlatıcıların kullanımının rahat bırakılması (öykünün gidişatına göre yazar istediği yerde anlatıcıyı birden tanrı yapıp vermek istediği bilgileri verip tekrar eski haline döndürmesi gibi), - Karakterlerle özdeşleşmeden aktarılan metinlerin sıklığı, - En önemlisi de öykülerin mekanikliği, bir mühendis işi gibi aynı iskelet üzerinden yazılmış olması. Öyküleri okurken yazarın yüreğinin, kaleminin sesini duymak yerine arkada işleyen makinaların mekanik sesini işitmek bir okur olarak isteyeceğim son şey. Yazarın anlatmak istediği, takılı kaldığı dertler var, bu belli ama bunu kendinden edebiyat yoluyla sıyırma konusu üzerinde biraz daha yol kat etmeli gibi geldi bana.
Buraya Kısıldık Sanırım
Buraya Kısıldık SanırımAslı Akarsakarya · Yapı Kredi Kültür Yayınları · 0126 okunma
88 syf.
1/10 puan verdi
Zaman Kaybı
Buraya, bu kitap ile ilgili düşüncelerimi aktarmak için harcayacağım zaman ve içine gireceğim düşünsel derinlik, yazarın bu kitap için harcadığı zaman ve içerisine girdiği düşünsel derinlikten fazla olacağını belirtmek bu kitap için yapabileceğim en iyi yorum.
Sessizlik
SessizlikDon Delillo · Siren Yayınları · 2022165 okunma
112 syf.
2/10 puan verdi
Kurgular hatalarla dolu Anlatıcı desen sürekli anlatıya uygun olmayan şekilde değişiyor Zaman da kafasına göre değişiyor Göndermeler ne karakterle uygun ne kurguya Edebiyattan uzak, öylesine yazılmış bir anlatılar silsilesi
İki Kıyı
İki KıyıFatma Nuran Avcı · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202216 okunma
482 syf.
5/10 puan verdi
İçerik Herzog, kendini bırakmış, vazgeçmiş, her alanda başarısız, her şeye karşı soğuk bir adam. Kendini modern zamana kaptırmadığını düşünen Herzog, aklına gelen herkese, hiç göndermeyeceği mektuplar yazarak içini döker. Kalemi Bellow’un kalemi, anlatının da yavaş ve sıkıcı olmasından mıdır bilinmez, çok standart. Kurgu Herzog’un kurgusu birkaç sayfa ilerledikten sonra kendini belli ediyor ve kitabın sonuna kadar aynı sıradanlıkla devam ediyor. Herzog’tan çok yazarın kendi görüşlerini gördüğümüz mektuplarla yer yer sekteye uğrayan anlatı, bir süre sonra daha da sıkıcı olmaya başlıyor. Üslup Bellow’un üslubu fena değil ama bu kitabında ön plana çıkaran bir parıltı barındırmıyor. Anlatıdaki mektupların çoğu bilgi veren, detaylarla okuru boğan parçalar içerdiği için kitabın kendi içindeki bütünlüğünü gereksiz dallandıran bir yapıya sahip. Hitap Ettiği - Etmediği Kitle Tavsiye edeceğim bir roman değil. Okuru bir süre sonra karmaşık bir kafanın içinde oradan oraya seken bilgiler yumağı içinde bırakıyor. Roman, bir yazarın kafa karışıklığını görmek ve bunun bir karakter üzerinden nasıl aktarılabileceğini merak eden insanlar tarafından denenebilir.
Herzog
HerzogSaul Bellow · İletişim Yayıncılık · 2020153 okunma
Reklam
200 syf.
7/10 puan verdi
İçerik Kısa kısa anlatılar, bilgi verici metinler, farklı hikayeler ile bir anlatı ağı ören çağdaş gerçeklik üzerine güzel bir deneme. Kalemi Mallo'nun kalemi anlatılar arasında değişiyor ama okur için çok iyi bir deneyim de olmayabilir. Bunu okurun kendi karar vermeli ama standart bir roman ya da öykü anlatısı bekleyenler bulaşmasın. Kendinizi sakin sulara bıraktığınızı düşünürken birden çöl ortasında bulabilirsiniz. Kurgu Kurgusu anlatılar arası değişiyor. Bazen kurgusal hikayeler okurken birden bir mektup karşımıza çıkıyor, o bitiyor bir bilgilendirme metni... Post-şiirsel olarak adlandırılan kavramla bunu deneyen yazar okurun kafasını oradan oraya savururken hafif bir baş döndürmesi de yaşatmıyor değil. Üslup Mallo'nun üslubu da basit bir aktarıma dayanıyor. Şiirsel olduğu kısımlar var derken birden matbu bir belgede yazabilecek kadar sert bir dille karşılaştığımız bir kitap. Hitap Ettiği - Etmediği Kitle Klasik roman anlatımı yerine başka bir şeyler deneyeyim diyenlere, resmi bir sağından bir solundan bir ortasından çizsin benim için fark etmez ben sonunda çıkan tabloya bakarım diyenlere önereceğim bir kitap. Ama sabit bir anlatı isteyenler koşarak uzaklaşsın. Son Bakış Klasik romanlardan sıkılan, başını okuyunca "aman birazdan şöyle olacak, sonunda da böyle olacak" tarzı bir tahmin yapamayacağınız bir kitap. İçinde kimi ararsanız var. Birbirinden haberi olmadan birbirine bağlanan hayatları "acaba bunun diğeriyle ne alakası var lan" diyerek okutuyor. Kafam dağılırken bir süre toplamasam da olur dediğiniz bir zaman okunabilir.
Nocilla Rüyası
Nocilla RüyasıAgustin Fernandez Mallo · HARFA YAYINLARI · 202113 okunma
172 syf.
4/10 puan verdi
İçerik Sinemacı olma hayaliyle yola çıkıp sansürcü olarak çalışmaya başlayan bir adamın hayatındaki sahneleri de birbirine girer. Kalemi Hakan Bıçakcı'nın kalemi güzel fakat sıkıntı şu ki, hemen her romanının aynı minvalde, aynı eksende dönen, sürekli aynı şeyleri yapan bir tekerlek gibi spin atması. Kurgu Kurgu diğer kitaplarından herhangi birini okuyan için bir şey vadetmiyor aslında. Yine aynı tarzda geri dönüşlü, birbirine geçen şeylerin anlatıldığı bir roman. İlk defa Hakan Bıçakcı okuyacaklar için güzel diyebileceğim bu tarz birkaç kitabını okuyan için "yine mi be," dedirten cinsten. Üslup Üslubu güzel, anlatıcının zamanın içinde kaymasıyla zaman geçişleri fena değil ama çok standart bir gidişatı var. Bölümler arasında da bir farklılık yapmış ama yine aynı minvalde bir iç içe geçmişlik bir süre sonra sıkıyor okuyucuyu. Hitap Ettiği - Etmediği Kitle Hakan Bıçakcı'yı ilk defa okuyan ya da bir kitabını okuyup sevenlere önerilecek ama zaten kalemine aşikar olan biri için bir şey ifade etmeyen bir roman. Son Bakış Kurguda; iç içe geçen zamanlar, anlatılar, gerçek ile hayatında olmaması gereken sahnelerin çatışması okuyucuyu sürükleyen bir etmen olarak kullanılmış. Bu yönüyle fena değil ama o da sürekli bir tekrara dönüşünce okuru boğuyor.
Silinmiş Sahneler
Silinmiş SahnelerHakan Bıçakcı · İletişim Yayınları · 092 okunma
193 syf.
8/10 puan verdi
Kalemi Genel olarak bakıldığında Özcan Yılmaz'ın kalemi su gibi akıp gidiyor. Akarken de okurdaki çatlaklara sızarak içinde bir şeyleri, bir hissi harekete geçiriyor. Kurgu Kurguları güzel, akıcı ve anlatıya uygun şekilde hızı ayarlanmış. Birkaç öyküde kurgu yer yer kurgunun gerçekliğinden çıkıp hayatın gerçekliğine temas etmiş ama öykünün geneline bakıldığında bu da bir sorun mudur tartışılır. Üslup Üslubu son derece güzel, akıcı, yer yer okuru duraksatsa da bunun da bilinçli olduğu anlaşılmakta. Dili oldukça sade ve öykülere uygun. Hitap Ettiği - Etmediği Kitle Öykü okumayı sevenlere ya da sevmek isteyenlere önerebileceğim bir kitap. Her öykünün bir derdi olması ama bu derdi hissetmeden okunsa da akılda yer edici doneler bulundurması büyük bir artı.
Akıp Giden Günlerimiz
Akıp Giden GünlerimizÖzcan Yılmaz · Notos · 202017 okunma
99 syf.
3/10 puan verdi
Maalesef
Kalemi Vuslat Çamkerten'in kalemi çok sıradan. Ve öykülerinde karaktere, anlatıcıya uygun olmayan o kadar çok betimleme, o kadar çok açıklama var ki okurken yazarı görmekten sıkıldım. Bir de karakterlerin çoğunun edebiyatla ya da sanatın başka kollarıyla uğraşması ya da bilgili olması bir süre sonra altı doldurulamayan bir gösteri şovuna dönüşmüş. Kurgu Kurguları da çok tek düze ve herkesin yazabileceği tarzda. Yazarın yaratıcılığını belli eden herhangi bir işarete rastlamadım. Üslup Bence herhangi oturmuş bir üslup yok. Dili yer yer sıradanlığın dışına çıkmaya çalışsa başarılı değil. Ön plana çıkmak için çabaladığı yerlerde kullanılan tasvirlerin, betimlemelerin abartılı olduğu görülüyor. Hitap Ettiği - Etmediği Kitle Açıkçası kimseye tavsiye edeceğim bir kitap değil. Öykülerin varoluşsal dertleri var gibi dursa da hiçbir derinliği yok, sadece yazılmak için yazılmış gibi hissettiriyor.
Görenler Olmuştur
Görenler OlmuşturVuslat Çamkerten · İletişim Yayınları · 202121 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
Jerzy Kosinski'nin Chance'sı
İçerik Kitabın baş karakteri Chance ismi gibi rastlantı sonucu dünyaya gelen bir karakter. Yaşadığı yerden çıkmak zorunda kalan Chance, sadece televizyonda gördüğü dünyaya, yalnızca bahçıvanlık bilgileriyle dalıyor. Gerisi de ismi gibi rastlantılarla ilerleyen ve bir anda sona eren bir dizi olaylar… Kalemi Kosinski’nin kalemi çok tuhaf bir
Bir Yerde
Bir YerdeJerzy Kosinski · E Yayınları · 2012463 okunma
259 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Turgenyev'in Sohbet Seven Anlatıcısı
İçerik Bazarov ve Arkadiy’nin çıktığı düşünce savaşında yollarının kesiştiği diğer karakterlerle beraber dönüşümlerine şahitlik ettiğimiz bir roman. Arka plandaki sınıf farklılıklarını, dengenin değişimini ve gerçekçiliği göz ardı etmenin imkansız olduğu bir kitap. Kalemi Turgenyev’in kalemi çok gerçekçi. Karakterleri, anlatısı, yarattığı
Babalar ve Oğullar
Babalar ve OğullarIvan Turgenyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202144,4bin okunma
Reklam
288 syf.
10/10 puan verdi
Henry Miller ve Korkusuz Kalemi
İçerik Uzun süre yasaklı kalmış, hakkında sayısız dava açılmış bir kitap. Yazarın otobiyografik özelliklerini de içeren eserde açlık, yaşamda kalma kaygısı, yaşamın edebileştirilmeden, herhangi bir kaygı güdülmeden tüm çıplaklığıyla aktarılması ve dünyada kalma savaşının farklı farklı cepheleri konu edinilmiş. Kalemi Miller'ın kalemi,
Yengeç Dönencesi
Yengeç DönencesiHenry Miller · Siren Yayınları · 2019824 okunma
190 syf.
4/10 puan verdi
İçerik Romanlarıyla tanıdığımız Adalet Ağaoğlu'nun bu öykü kitabında 12 öykü bulunmaktadır. Öykülerin genelinin arka planında dönemin siyasi ve sosyal yapısı açık bir şekilde gözler önüne seriliyor. Bu arka planların metne ne kadar derinlik sağladığı ise tartışılır. Kalemi Okura hiçbir şey bırakmaması, her detayı okurun gözüne soka soka
Sessizliğin İlk Sesi
Sessizliğin İlk SesiAdalet Ağaoğlu · Everest Yayınları · 2015227 okunma
144 syf.
4/10 puan verdi
İçerik Byıonğsu Gim isimli emekli bir seri katilin hikayesini bazen aldığı notlardan bazen de kendi aktarımından takip ediyoruz. Kurgu Kurgunun sonu ve döngüsü aslında 25-26 sayfalarda çözülmüş ve nihayetine ermiş. Bu sayfalardan sonra anlatı aynı düzeyde, belli bir ana iskelet etrafında dolanarak devam etmekte. Birkaç bölümde bir alıntı
Bir Katilin Güncesi
Bir Katilin GüncesiKim Young-Ha · Timaş Yayınları · 20213,651 okunma
89 syf.
3/10 puan verdi
Kalemi Şiirsel anlatısı, hiçbir şeyi okura bırakmayan, olduğu gibi aktaran ve okuru saf yerine koyarak her şeyi elli kere, en açık haliyle yazması kitabı söverek okumamı sağlamaktan başka bir işe yaramadı. Bazı öyküde anlatıcıların kullanımı da sıkıntılı. Aklından geçenleri kalemine hakim olmadan aktarmış hissi veriyor. Kurgu Kurguları çok kötü, kopuk, bir anda damdan düşer gibi öykünün gerçekçiliğini de sarsan araya girmeler, olayların seyrinin kurguya uymayan bir şekilde değişmesi, bağıntıların kurulmadan aktarılması... Üslup Aynı kelime oyunlarını ardı ardına tekrar etmesi, her şeyi ardı ardına safa anlatır gibi anlatması, yapay duran kurgu, kopukluklar derken.... bir de bunlara şiirselliği kullanışı eklenin say say bitiremeyeceğim negatiflerle dolu bir anlatı. Hitap Ettiği - Etmediği Kitle Kimseye önereceğim bir kitap değil açıkçası. Yazar, yazar olma yolunda yaptığı denemelerden bir bukle sunuyor ama kimseye bir şey katacak bir kitap değil. Son Bakış Birçok yazar türlerin karışımını denemiş ve nadir yazarlar hariç hemen hemen hepsi bu konuda başarısız olmuştur. Bu kitap da başarısızlardan birisi.
Şişe
ŞişeOrhan Duru · Ada Yayınları · 19894 okunma
208 syf.
8/10 puan verdi
Vonnegut yazarların tanrı katındaki malikanesinden aşağıya bakıp sigarasını tüttürmeye devam ediyor. Eliot Rosewater, Rosewater Vakfı'nın varisi ve başkanı, paranın kendisine sağladığı imkanları reddedip kendini insanlığa adaması anlatılmakta. Tabi bir de Vonnegut'un vazgeçilmez bilim kurgu yazarı Kilgore Trout'un akıl hocalığını unutmamak gerek. Kalemi Vonnegut'u anlamak, onun metnini tam anlamıyla sindirebilmek herkesin harcı değil. Yazarken düşündüğü gibi düşünmek mümkün olmasa da biraz uçuk beyne sahip insanların kalemini anlaması ve sevmesi daha olası. Kalemini o kadar ustalıkta tutuyor ki mürekkebinin izini görseniz bile akış içinde bir nüans olarak gözünüze tatlı görünüyor. Kurgu Kurgu konusunda söz söylemek zor. Gerek bu kitabında gerek diğer kitaplarında karakterler, mekan, işleyiş, anlatım, içerik kopuk bağlamlarla verilse de büyük resme bakıldığında hiçbir noktası atlanmadan, okurun ilk okuduğunda anlamayacağı görünen ya da bulunduğu sayfa, konum itibarı ile anlamsız bir yerde olduğunu düşündüğü kısımlar bile öylesine, bir yazar safsatası olarak verilmediği görülüyor. Son Bakış William Blake, Homeros, William Burroughs, Henry Miller, D.H. Lawrence... Kızılderililer, krallar, kraliçeler, ütopyalar, senatorlar, ikizler... Vonnegut'tan gerek göndermeli gerek göndermesiz her haliyle uçuk kaçık bir roman daha. Diğer romanlarındaki karakterler ile bezenmesi diğer romanlarını okumayanlar için bir kayıp değil, bu kitapta da hangi karakter neden orada olduğu çok net bir şekilde aktarılıyor.
Allah Senden Razı Olsun Bay Rosewater
Allah Senden Razı Olsun Bay RosewaterKurt Vonnegut · Can Yayınları · 2015151 okunma
104 syf.
3/10 puan verdi
İçerik İçinde seksen küsür öykü, daha doğru bir söylemle küçürek öykü, bulunan bir kitap. Öykülerin çoğu bir sayfa uzunluğunda. Aslında günümüz okurlarına hitap edebilecek tarzda tasarlanmış bir kitap. Kalemi Yolun başında olan bir yazar adayı olarak ele alacak olursak kalemi, dili kullanışı güzel denebilir ama eğer edebiyat dünyası için düşünecek olursak sıradan bir yazar kalemine sahip. Genel olarak duyguya ağırlık verilerek yazıldığı için metnin derinliği okurun derinliğine bırakılıyor ki bence bu kolaya kaçış. Kurgu Kurgu birkaç öykü haricinde aşırı sıradan. Birkaç kitap okumuş ve yazma deneyimine sahip her kişinin yazabileceği öykülerden oluşuyor kitap. Sadece bazı öykülerde değindiği konular ve takıldığı detaylar umut vadedici olsa da genel anlamda kurgu olarak zayıf öykülerden oluşuyor. Hitap Ettiği - Etmediği Kitle Okuyup üzerinde düşünmek istemiyorsanız ya da metin beni yormasın birkaç dakika içinde okuyup yaşamıma kaldığım yerden devam edeyim, üzerinde düşünecek pek bir şey olmasın diyorsanız okuyabilirsiniz. Yok arkadaş, edebiyat dediğin sarsmalı ya da en azından durup burada yeni bir şeyler buldum, hissettim hissi yaşatmalı diyorsanız bu kitap size göre değil.
Dokuzdan Küpe Çiçeği
Dokuzdan Küpe ÇiçeğiElif Erdoğan · Yapı Kredi Yayınları · 202143 okunma
Reklam
120 syf.
7/10 puan verdi
İçerik Savaştan dönen Beckmann'ın bıraktığı dünya ile yüzleştiği dünya arasında sıkışıp kalmasını anlatan bir oyun metni. Ana karakter ile "öteki" diye tanıttığı bir iç ses, gölge karakter arasında geçen diyaloglar ve diğer yan karakterlerin kullanımı ile Beckmann'ın hayattan kopuşuna tanık oluyoruz. Burada seçilen karakterin Hitler cephesinde olması ve onu savaşa sürükleyenler tarafından dışarıda bırakılması göze çarpmaktadır. Kurgu Kurgu anlamında beğendiğim bir kitap oldu. Oyunun ilk sahnesi ile son sahnesinin vurucuğu ve birbirine sıkı sıkıya bağlanması, Tanrı, Binbaşı, Cenaze Servisi Müdürü, Çöpçü, Direktör gibi karakterler ile ana karakterin ruh halini derinleştirmesi ve her yönden zenginleştirmesi güzel. Üslup Metin sade, akıcı bir üsluba sahip. Ama yazarı ön plana çıkaran, bak bunu yapsa yapsa Borchert yapardı tarzında bir parıltı göremedim. Karakterler Karakterler bence aşırı abartı ve tek düze geldi. Evet oyunda yapılmak istenen de bu ama sürekli aynı şekilde vurgulanması hem beni metinden uzaklaştırdı hem de yazarın yaratıcılığını sorgulama aşamasına geçirdi. Son Bakış Oyun metni olarak güzel bir metin. Genele bakıldığında verilmek istenen tema, atmosfer, karakterler güzel işlenmiş. Bir daha okur musun diye kendime sorsam cevabım hayır olur. Çünkü konu şu olacak ve nihilist bir açı ile yaz deseler çoğu yazar bu metni zorlanmadan yazabilir. Yazarı ya da metni öne çıkaran bir parıltı göremedim.
Kapıların Dışında
Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216,3bin okunma
160 syf.
5/10 puan verdi
Bu kitabı okumak isteyenler için ufak bir öneri; yazıldığı dönemi, az da olsa dönemin politikasını, Puşkin’in yazdıklarının genel temasını ve 1984 tarihini Orwell’dan çok daha önceden kullanmış olmasını bilmek kitaba ayrı bir güzellik katacaktır.
Biraderim Aleksey'in Köylü Ütopyası Ülkesine Seyahati
Biraderim Aleksey'in Köylü Ütopyası Ülkesine SeyahatiAleksandr Çayanov · Ayrıntı Yayınları · 201527 okunma
110 syf.
5/10 puan verdi
“Yazılarımla ahlakı ve verili insan ilişkileri, aşkı ve dini yıkacağım ve hayatımı büyük bir yıkım içinde sona erdireceğim.” Leonid Andreyev Kitapla ilgili bir şeyler yazmaya başlamadan önce yazarla ilgili birkaç not vermenin yerinde olacağını düşünüyorum. Leonid Nikolayeviç Andreyev; Rusya’da doğmuş, tanıdığım yazarların çoğu gibi intiharı
Asılan Yedisinin Öyküsü
Asılan Yedisinin ÖyküsüLeonid Andreyev · İlkim Ozan Yayınları · 2018204 okunma
137 syf.
5/10 puan verdi
“Yazılarımla ahlakı ve verili insan ilişkileri, aşkı ve dini yıkacağım ve hayatımı büyük bir yıkım içinde sona erdireceğim.” Leonid Andreyev Kitapla ilgili bir şeyler yazmaya başlamadan önce yazarla ilgili birkaç not vermenin yerinde olacağını düşünüyorum. Leonid Nikolayeviç Andreyev; Rusya’da doğmuş, tanıdığım yazarların çoğu gibi intiharı
Yedi Asılmışların Hikayesi
Yedi Asılmışların HikayesiLeonid Andreyev · Yar Yayınları · 2020204 okunma