Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Selda

Selda
@Mizantropya
Öylesine yoktur ki kıskanır onu hiç doğmamışlar.
56 syf.
·
Puan vermedi
·
14 saatte okudu
Tek bir solukta bitebilecek bu kitap, Zweig'ın müthiş kalemiyle inanılmaz bir boyut kazanmış. Karaktere yansıttığı ruhsal bunalım sizin bile işinize işleyecek diyebilirim. Mecburiyet nasıl bir kavramdır ki insanın içine bu denli işlesin demeyin. Bir şeyi yapmamak konusunda her şey mantıklı gelirken sırf içinde mecburiyet duygusu var diye yapmak ne demektir gösteriyor bize Ferdinand. Bu kitap bir ressamın askerliğe gitme çağrısı karşısında yaşadığı duygu karmaşasını anlatıyor. Aslında tek bir duygu var içinde ama mantıklı yanı ve karısı tam tersini söylüyor ve bunun için bir sürü de neden bulunuyor. Ama Ferdinand'ın içinde tüm bu nedenleri çürütecek tek bir şey var: Mecburiyet Karısının kocasını feda etmemek, bir ölüm makinesine dönüştürmemek için neler yaptığı, yazarın savaşa bakış açısını da gayet açık bir şekilde yansıtıyor. Diğer yandan Ferdinand ve onun saplantılı mecburiyet düşüncesi, savaş yıllarında milyonlarca insanın içine düştüğü bir çukur gibi anlatılmış. İnsanların sırf bu düşünce yüzünden kendilerini köleleştirdikleri, özgürlüklerini teslim ettikleri ve ahlak kurallarını terk ettikleri işleniyor kitapta. Bunların yanında Stefan Zweig yine harika psikolojik tasvirler yapmış. Bunu yaparken de özellikle Ferdinand ve karısı Paula arasındaki tartışmaları kullanmış. Kitabı okurken en sevdiğim kısım da buralardı zaten. Okuyanların da en çok duyguya kapıldığı kısım buralardır diye düşünüyorum. Hepinize keyifli okumalar, esenle ve kitaplarla kalın efendim :)
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202161,7bin okunma
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
VAY CANINA BE! İnanılmaz, çok karmaşık ama kesinlikle mükemmel bir kurgu! Okuduğum ilk Palahniuk kitabı ve kesinlikle son olmayacak. Çok önceleri bu kitaba başlayıp yarım bırakmıştım ama aklımdan bir türlü çıkaramıyordum. Hangi kitap olduğunu da hatırlamıyordum tabi ki. Okumaya başladığımda ise işte bu dedim ve bu sefer bitirmeye kararlıydım
Görünmez Canavarlar
Görünmez CanavarlarChuck Palahniuk · Ayrıntı Yayınları · 20132,177 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitap hakkında söylenecek çok fazla söz var. Her bir bölümde farklı düşüncelere kapılıyorsunuz. Kitabın ortalarına doğru yazarın kendisini kitabını içine katmış olduğunu düşünmüştüm ki sonlara doğru da düşüncelerim bu yöne kaymaya devam etti. "Sanki yazar yarattığı dünyanın içinde yaşıyor, sokaklarında dolaşıyor." diye düşünürken çarpıcı
Gölgesizler
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
242 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Yazarın otobiyografi tadındaki önsözü ile başlıyor macera. Ardından kimi zaman gizli, kimi zaman ise açık bir şekilde eleştiriler ve mesajlar göze çarpıyor. Okurken "İnsanların nesi var böyle!" cümlesini sık sık kurduruyor bize Bradbury. İnsanlar savaşta ölmenin garip, intihar ederek ölmenin ise oldukça sıradan olduğunu düşünüyor. Kendi
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,2bin okunma
187 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kumarbaz, Dostoyevski'nin notlarını derlediği bir kitap. Bu kitapta gençliğindeki aşkını ve kumara olan düşkünlüğünü ele alıyor. Genel olarak akıp giden olaylar anlatıldığı için okumakta zorluk çekmiyorsunuz. Çoğu yerde hislere dair çarpıcı ve yalın betimlemelere de rastlıyorsunuz. Kendisi de kumlardan nasibini almış olan Dostoyevski, deneyimlerinden ve gözlediklerinden yararlanarak dönemindeki entrikaları, aşkları, onurunu kaybeden insanları bu kitap sayesinde okura sunuyor. Kitapta bazı insanlar oldukça hoyratça ve açık sözlü iken bazı insanlar ise yalanlar içerisinde yüzen ve sahtecilikte ün salmış insanlar. Ve bu iki kısım bir araya geldiğinde eğlenceli ve bir o kadar da şaşırtmacalı sayfaların arasında buluyorsunuz kendinizi.
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202368,4bin okunma
Reklam
318 syf.
·
Puan vermedi
Uzun zamandır bu kadar sürükleyici bir bilim kurgu kitabı okumamıştım. Sadece bilim kurgu da değil; fantastik, polisiye, dram, gizem, macera, fazlasıyla bilim, distopya gibi bir sürü türün himayesine girebilir. İlk sayfalarından itibaren maceraya başlıyorsunuz ve hiçbir zaman da bitmiyor bu macera. Kuantum teorisinden alt ve üst spin kavramlarını kullanarak ileri geri saran bir macera evreni yaratıyor yazar. Kitabı tek oturuşta bitirmemek için kendimi durdurmak zorunda kaldım ancak iki oturuşta bitiverdi. Gerçekten o kadar sürükleyici ki nasıl bittiğini anlamakta zorlandım diyebilirim. Kitapta kuantum dünyasından gelen kuantum varlıklarıyla kitap karakterlerinin tam dozundaki, hiç sıkmayan savaşlarına tanık oluyorsunuz. Söz konusu kuantum fiziği olsa da yazarın -bana göre- açık bir dille anlatması sayesinde yabancılık çekmiyor, kitaptan hiç kopamıyorsunuz. Bir süreliğine farklı bir dünyanın kapılarını aralamak istiyorsanız ve benim gibi bilimkurgu okumaktan sıkılmıyorsanız kitap aramak için zamanınızı harcamadan bir an önce bu kitaba başlayabilirsiniz.
Süperpoze
SüperpozeDavid Walton · April Yayıncılık · 2016644 okunma
109 syf.
·
Puan vermedi
Kitap kısa ancak öyle oturup da bir solukta okunulabilecek bir kitap değil. Adı üzerinde aforizmalar. Kısalı uzunlu yazılar bulunan bu kitap, Kafka'nın gözlem yeteneğinin büyüklüğünü ve etkileyiciliğini yansıtıyor bana göre. Kafka'nın 1917 ve 1920 yılları arasında yazdığı kitap iki bölümden oluşuyor: 'Günah, ıstırap, umut ve doğru yol üzerine aforizmalar' ve 'O: 1920 günlüğünden aforizmalar'. 1917 yılında verem hastalığına sahip olduğunu öğrenen, nişanlısından ayrılan ve ailevi sıkıntılar yaşayan Kafka'nın kitabında, bu nedenlerden dolayı karamsar bir hava hakim olduğunu söyleyebilirim. İçerik olarak ölüm, yaşam, iyi ve kötü gibi konulara dair düşüncelerini dile getiriyor. Kafka'ya karşı haksızlık etmek istemem ama bu kitabıyla birlikte yazılarından bazılarının bana hitap etmediğini söyleyebilirim. Bunu söylememin nedeni bazı cümlelerine anlam veremiyor; ne demek istediğini, kalemindeki derin anlamaları kavrayamıyor oluşumdur. Belki de yeterli kapasiteye sahip değilimdir henüz. Gözlem yeteneğine karşı lafım yok ama anlatımının biraz kapalı olduğunu, kafasında düşündüklerini ve özellikle hislerini tam olarak yazıya dökemediğini düşünüyorum. Belki de farklı bir dile çevrildiğinden gerçek anlamını yitirmiştir, bilemiyorum. Her neyse. 1924 yılında gerçekleşen ölümü nedeniyle kitabını tamamlayamıyor ancak hepimizin bildiğimiz gibi dostu olan Max Brod'ın 'ihaneti' nedeniyle kitap düzenlenip yayımlanıyor. Yani Brod'ın uğraşları ve 'ihaneti' sayesinde dünya, Franz Kafka ile tanışıyor.
Aforizmalar
AforizmalarFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201728bin okunma
416 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Bu kitap Maksim Gorki'nin en önemli eseri olarak sayılmakta ancak ben diğer kitapları okunmadığım için bu konuda bir şey söyleyemiyorum. Ama bir Rus klasiğine göre sürükleyici ve olaylarla dolu bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Kitap 20. yüzyılın başlarındaki kapitalizmin ortaya çıkardığı sömürüleri ve işçi sınıfının çektiği sefaleti anlatıyor. Yazar, köylü ve işçi sınıfının, burjuva sınıfı tarafından nasıl muamele gördüğünü, genç işçi Pavel ve onun annesi Pelageya Nilovna Vlassov'un gözünden okuyucuya sunuyor. Oğlunun başını çektiği Çar karşıtı grubu, oğlunun faaliyetleri ve sözleri aracılığıyla benimseyen Nilovna, giderek bilinçleniyor ve herkesin 'Ana' diye bildiği bir karaktere bürünüyor. En az genç insanlar kadar devrim yolunda çabalar sarf ediyor. Bazen bildiriler dağıtıyor bazen de köylüleri bilinçlendirmek için geziyor. Üst sınıf tarafından daima ezilmiş olan Ana'nın etrafında şekillenen olaylar, 1917 Ekim Devrimi öncesindeki Rusya'nın durumunu gözler önüne seriyor. Bu tarz dünya klasiklerine ilgisi olanların mutlaka okuması gereken kitaplardan. Herkese keyifli okumalar. :)
Ana
AnaMaksim Gorki · Evrensel Basım Yayın · 201628,5bin okunma
372 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap, İlsa J. Bick'in Küller serisinin üçüncü kitabı. Seri, elektromanyetik dalga sonrası oluşan kaotik bir dünyayı anlatıyor. İlk iki kitapta oldukça heyecanlı ve gerilimi bir şekilde ilerleyen konu, bu kitapta da heyecanını koruyor. Fantastik ve distopya türü severlerin okuması gereken bir seri olduğunu düşünüyorum. Sıradan bir zombi kitabı kesinlikle değil. İçerisinde çokça karakter ve hepsinin de etkileyici hikâyeleri anlatılıyor zaman zaman. Ancak gerilim daima üst düzeyde tutuluyor. Bu seride insanlar değişmiş, seçilmiş ve bağışlanmış gibi terimlere göre sınıflandırılıyor. İlk iki kitapta olduğu gibi bu kitabın sonunda da diğer kitaba dair bir merak uyandı içimde. Gerilimli ve heyecan dolu sonları seven Bick, benim için bu türdeki iyi yazarlar arasında yerini alıyor.
Canavarlar 1. Bölüm - Küller 3
Canavarlar 1. Bölüm - Küller 3Ilsa J. Bick · DEX · 201554 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Zweig bu kitabında insan psikolojisini çarpıcı bir şekilde ele alıyor. Psikolojik tasvirleri çok güzel bir biçimde okuyucuya betimliyor. Kitap kısa olmasına rağmen bende birçok duygunun harekete geçmesini sağladı. Oldukça akıcı ve anlaşılır bir anlatıma sahip olan kitabın başlarında anlatılan duygusal körelme, yavaş yavaş yerini inanılmaz, nedenini çözemeyeceğiniz ve anlamsız duygu patlamalarına bırakıyor. Ana karakterde olduğu gibi ben de gelişen olaylara ve ana karakterin yaptıklarına anlam vermekte yer yer zorlandım. Sürekli değişen ruhsal durumu karşısında bir miktar bocaladığımı da kabul etmeliyim. Eğer Zweig, Hitler'in oluşturduğu dünya düzeninin kalıcı olacağına ve bir daha kendi dünyasının asla varolmayacağına inanmamış olup intihar etmeseydi bunun gibi nice kitaplar daha yazardı. Olağanüstü bir gece, gerçekten olağanüstü bir kitap.
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023143,7bin okunma
Reklam
302 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle Nietzsche'nin Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabıyla eş zamanlı olarak okuduğum için, Montaigne ve Nietzsche arasında, insanlara öğütler verme açısından yakın bir benzerlik gördüğümü söylemeliyim. Elbette tarzları ve hiddetleri arasında fark olduğunu da belirtmeliyim. Kıtapla ilgili görüşlerime geçmeden önce Montaigne'den biraz bahsetmem
Denemeler
DenemelerMontaigne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202054,5bin okunma
308 syf.
·
Puan vermedi
Friedrich Nietzsche'nin bu kitabını yavaş yavaş ve sindirerek okumaya çalıştım çünkü her bir bölümden muhteşem anlamlar çıkarmak mümkündü. Oldukça sert ve derin tasvirler bulunduğundan üzerinde uzun uzun düşünmeliydim. Bu kitapta Zerdüşt'ün, insanları 'üstinsan' seviyesine ulaştırma çabalarından doğan maceralarına tanık olacaksınız. Nietzsche'nin Zerdüşt'ü kullanarak anlatmaya çalıştığı 'Bengi Dönüş' kavramını aklınızdan çıkarmak pek mümkün olmayacaktır. Kitabı okurken bazı yerlerde Zerdüşt'ün hiddetli çıkışları nedeniyle heceyanınız artacak. Bazen dağa çıkıp mağarasına çekilen ve burada yılan ve kartalı ile içe kapanma serüvenine başlayan, bazen de insanların arasına karışarak onlara öğütler veren Zerdüşt, aslında Nietzsche'in insanları bilgilendirmek adına yarattığı ilginç bir karakter. İnsanın tüm hayatı boyunca bir kere okuyup da rafa kaldıracağı bir kitap değil kesinlikle. Belki her iki yılda bir tekrar okumak gerekir çünkü her yıl farklı bir olgunlukla okumak Nietzsche'nin öğretilerini anlamayı daha mümkün kılacaktır.
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi ZerdüştFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202037,6bin okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
Kitapta yazılanlar okundukça insanlığa olan yaklaşımınız kötü etkileniyor. İnsanların zarar vermiş olduğu birçok konuya değinirken oldukça anlaşılır ve akıcı bir dil kullanılmış. İnsanların kibrine, birtakım erdemlerine ve doğaya verdikleri zararlara dair kısa kısa hikayelerden oluşuyor. Kitabın sonlarına doğru yavaş yavaş sır perdelerini aralanıyor. Otizmli bir çocuğun hem ebeveynlerinden, hem de çevresinden gördüğü muamele ile giderek içe kapanıklaşmasına tanıklık ediyorsunuz. Okurken sizi yormayacak mesajlar da içeriyor.
Zümrüdü Anka Empatileri
Zümrüdü Anka Empatileriİsa Yılmaz · Nesil Yayınları · 200813 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
İki yıldan uzun süredir elimde olan ama bir türlü okuma isteği ve fırsatı bulamadığım bir kitaptı. Diğer incelemelere baktığımda farklı yayınevlerinin çok farklı şekilde bastıklarını fark ettim. Kimi yayınevinin kitabı 6 hikaye barındırırken kimininki 3 hatta 2 hikaye barındırıyor. Ben sis yayınlarından okudum ve içerisinde "İnsana Ne Kadar Toprak Lazım?", "Bey ve Uşağı", "İnsan Ne İle Yaşar? olmak üzere üç hikaye barındırıyordu. Öncelikle oldukça akıcı ve anlaşılır bir dili var kitabın. Zaten sayfa sayısı nedeniyle bir ya da iki saatinizi alacak olan bu kitap, hikayelerde verilmek istenen ana mesajlarla her yaştan kesime hitap edebilecektir. Ana teması sevgi üzerine kurulmuş. Aynı zamanda az ile yetinmeyi de vurguluyor ilk iki hikâyede. Gerçekten insanın ne ile yaşadığını merak ediyorsanız kısa ama tüm sırrı ortaya çıkaran bir spoiler bırakıyorum. Rahatsız olacaklar acilen uzaklaşsın lütfen! __Spoiler__ İnsanın içinde ne vardır? -İnsanın yüreğine sevgi egemendir. İnsana verilmeyen nedir? -Kendi gereksinimlerinin bilgisi. İnsan ne ile yaşar? -Onlara hayat veren tek şey 'sevgi'dir.
İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019191bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
Nazilerin oluşturmuş olduğu toplama kamplarını ve açık bir şekilde olmasa da Nazilerin faaliyetlerini çok akıcı ve anlaşılır bir dilde anlatmış John Boyne. Kitapta babası Nazi askerlerinden olan 9 yaşındaki Bruno ve ailesi, Polonya'da bulunan bir toplama kampının yakınına taşınırlar. Küçük Bruno bu kampta kalan ve yaşıtı olan Schmuel ile sağlam bir dostluk kurmaktadır. Bu dostluk sonucu olaylar gelişecek ve ağzınızı açık bırakacak, yüreğinizi burkacak bir sonla karşı karşıya kalacaksınız.
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202138,9bin okunma
34 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.