Necla Öner

Necla Öner
@Neclaonr_
Maviye Aşık
96 syf.
·
Puan vermedi
Okuduğum en iyi kitaplar arasında yerini alan Bu kitapta eleştiriye yeni bir bakış açısı getirilmiş. Okurken sürekli gerçekten de böyle, hiç şaşırmadım diyerek okudum. Çok çarpıcıydı. Hayvanların başta özgürlük için savaşmaları sonradan amacın değişmesi ve liderlerinin yani domuzların yavaş yavaş insanlaşması harika işlenmişti. Günümüzde de çarpıcı etkisi olabilecek kitapta çok ince mesajlar vardı. Siyasetin, politikanın ne olduğunu, neyi amaçladığını, nasıl yapıldığını gözlemledim. Severek okuduğum eleştiride masalsı bir akış vardı. Betimlemeler, olay akışı akıcı ve sadeydi. Masal olarak düşünülebilir ancak masaldan çok acı gerçekleri haykırması bu kitabı özel kılıyor. Herkesin okuması gereken bir kitap. Okurken dünya ne hale geldi diye düşüneceksiniz. Yıllar öncesinden bir farkı olmayan gelecekte de.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Kapı Yayınları · 2021248,1bin okunma
Reklam
"O vakit bana öyle gelir ki yeryüzünde yapayalnızım, meçhul şeyler, belirsiz tehliklerle çevrili, müthiş surette yalnız."
200 syf.
·
Puan vermedi
Peyami Safanın Ruh tasvirlerini severek okurum insanları, yaşamı güzel bir şekilde karakterler üzerinden aktarır ama bu kitap bana biraz karışık geldi yani kitabın başında kitabın içinde kitap okuyorsunuz (Cümlemde biraz karışık oldu) . Kitap ta Bir tereddüt meselesi var ki insanlar üzerinde, yaşam üzerinde insanların hep bir tereddüte düştüğünü Peyami Safa güzel bir şekilde aktarmıştır. Terddütten doğan bir yalnızlık, üzüntü, keder ve daha bir çok duygumuz karışır mesela kitapta Peyami Safa "Zekânın en sivri noktası şüphe ve tereddüttür Bütün röneseans bir şüpheden doğdu." Diyor. Bizim düşüncelerimiz önemsenmeden önümüze sunulan bilgiler vs. Tereddüte düşmeseydik hayatı yaşıyamazdık. Dediğim gibi kitap biraz karışıktı tam anlıyamadım belki tekrar okurum ileride ama Terddür üzerinden Ruha Tasvirini Peyami Safa güzel bir şekilde aktarmış
Bir Tereddüdün Romanı
Bir Tereddüdün RomanıPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20207,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
56 syf.
10/10 puan verdi
Stefan Zweig'ın bu eserinde kahraman Salomonsohn bir yandan kalp sıkıntısı çekerken diğer yandan da kendisini kızı ve eşinin mutluluğuna adamış, yıllarca onlar için çalışmış fakat onların gözünde hak ettiği ilgi ve değere ulaşamamış birisidir. Bir gece ailesi tarafından karşılaştığı ihanetle tüm hayatı değişir. Yaşadığı şeyleri, gördüğü daha doğrusu görmediği değeri ve hayatını sorgulamaya başlar. Sonuç olarak kalbi tüm bu yaşadığı hayal kırıklıklarına daha fazla dayanamaz.
Bir Kalbin Çöküşü
Bir Kalbin ÇöküşüStefan Zweig · Can Yayınları · 201816,7bin okunma
Güneş, diz çökenlerden önce ayakta duranları aydınlatır.
Reklam
140 syf.
10/10 puan verdi
Zülfü Livaneli severek okuduğum bir yazar ve dili, anlatımı bana göre çok güzel. Son çıkan kitabı da her ne kadar bir roman olarak adlandırılsa da bence uzun bir hikaye gibi değerlendirilebilir. Eserde Livaneli’nin hayranı o lduğu yazar Ernest Hemingway tarafından kaleme alınan İhtiyar Balıkçı ve Deniz hikayesinin esintileri var (kitabın söyleşi kısmında kendisi bahsetiyor)ve Livaneli bir denizci olan Mustafa karakteri üzerinden anlatımını yaparak ülkenin birçok sorununu satırlarında işliyor. Mülteci sorunu, aile içi çatışma, denizlerin ve ormanların gözlerimizin önünde yitip gitmesi gibi toplumsal sorunlara değiniyor. Kadının gücüne, ailedeki konumuna, evlat edinmeye, aşka, sevgiye, acının tarif edilemediği insanın yüreğine oturması gibi bunlara da bir dokunmuş.. Özellikle de annelik duygusunu, evladını vermek zorunda kalan bir annenin yaptığı bu seçim ve yaşadığı duygular sanki benmişim gibi hissettim. Keşke anneler çocuklarından ayrılmak zorunda kalmasa ve daha iyi bir dünyada yaşayabiliyor olsak. İyi ki okudum dediğim bir kitap oldu. Bana sadece biraz kısa geldi akıcı olduğu için hemen bitiverdi… Balıkçı ve Oğlu kitabını okumanızı tavsiye ediyorum.
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126,9bin okunma
355 syf.
10/10 puan verdi
Bülbülü öldürmek adil bir avukat tarafından yetiştirilen iki çocuğun gözünden insanlığın en büyük hastalığı olan ırkçılığı ele alıyor. Romandaki asıl gözümüz ise küçük kız çocuğu Scout Finch. Onun penceresinden bize aktarılıyordu tüm ön yargılar, haksızlıklar, yanılgılar ve sınıf algısı. İnsanları gruplara ayırmaya çalışan abisine söylediği "Bir tür insan vardır. İnsan işte." sözüyle sınıflar arasındaki çizgileri ortadan kaldırıyor, ırkçılığı yok ediyordu. Kitabın konusu sorulduğunda çoğunluğun ırkçılık dediğini duyar gibiyim. Ama bence kitabın konusu adalet. Zaten insanlar adil olsaydı ırkçılık gibi sorun olmazdı. Yargı mahkemelerimiz var.(Adil oluşları tartışılır.) Ama suçuna rağmen binlerce özgür ve mahkum olan onlarca masum var. Neden mi? Çünkü adaletimizin ölçütü doğruluk değil çoğunluk. "Çoğunluğun sesi doğrudur kuralının dışında yalnızca vicdan kalır." sözüyle en büyük hukuk sisteminin temellerinin vicdanda yattığına dikkat çekiliyor. "Bülbülü öldürmek" aslında öldürülen insanlıktı, adaletti. Bülbül ile dikkat çekilmek istenen vicdandı. "İstediğiniz kadar karga vurun ama unutmayın 'Bülbülü öldürmek' günahtır."
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Sel Yayınları · 201472,6bin okunma
"Bu ülkeyi bu kadar çok sevmeme karşın, bazen çekip gitmeyi düşünüyorum," dedi Babi. "Nereye?" "Unutmanın kolay olacağı bir yere."
112 syf.
10/10 puan verdi
Her gün haberlerde gördüğümüz, sosyal medyada olanlara karşı nefret döktüğümüz ama ertesi gün unuttuğumuz kadınlar var ya işte Leyla onlardan biri. Kadın olmak zor, hele böyle bir ülkede çok daha zor. Kendi seçim hakkı olmayan, başına gelenlere tek başına göğüs germek zorunda kalan ve şiddet doğduğundan beri yakasını bırakmayan Leyla’nın hikayesi Antabus. Öyle bir anlatıyor ki sanki karşınızda, siz susuyorsunuz o başlıyor hayat hikayesine. Bazen güldürüyor, bazen düşündürüyor, bazen ağlatıyor. Bazı anlar oldu elimden bırakmak zorunda kaldım, okuması zor bir kitaptı. Tüm kitap boyunca keşke dedim durdum. Keşke ailesi yanında olsaydı, keşke sevdiği arkasında dursaydı, keşke eşi böyle bir adam olmasaydı, keşke bu ülke kadınına sahip çıkan bir ülke olsaydı. Okumanızı öneririm.
Antabus
AntabusSeray Şahiner · Can Yayınları · 20143,583 okunma
Reklam
"Çünkü insan, bastırdığı duygunun esiri olur."
Sana kızmıştım, doğru; ama senden vazgeçebileceğimi nasıl düşünürsün? Yağmur yağmadığı için, toprak buluttan vazgeçebilir mi?
96 syf.
·
Puan vermedi
“Hayatım ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu.” der Oğuz Atay ve her tutunduğu dal elinde kalmış sonunda kendine oyunlardan bir dünya kurmuş belki kendi zamanında olmadı ama başka zamanın insanlarının yüreğine dokunur dertlerim demiş ve öyle güzel eserler çıkmış ki ortaya ömrü yetse daha nice güzel fikirleri varmış ama nasip bu kadarmış. Zor bir ailesi varmış yazarın sanata, edebiyata, tiyatroya olan ilgisi genç yaşta başlamış ama ailesi para kazanabileceği bir mesleği olmasını istediği için karşı çıkmış. Okulu birincilikle bitirip İTÜ Mühendislik bölümüne kaydolmuş. Üniversite yıllarında, kendi iç dünyasına artık sığamayan yazma isteğine bir arkadaş grubu sayesinde adım atmış. En yakın arkadaşı Uğur Ünal’ın eski eşi Sevin Seydi ile yakın ilişkileri olmuş, bu da kısa sürmüş ama yazdıkları konusunda hep arkasında duran bir dostuymuş Sevin hanım. Bana Sevgili Bilge’yi anımsattı
Hayatım Ciddiye Alınmasını İstediğim Bir Oyundu
Hayatım Ciddiye Alınmasını İstediğim Bir OyunduKasım Hasan Ünal · Hayykitap Edebiyat Yayınları · 202176 okunma
Dedim ya oturuyorum öylece. İyi ki etrafımda kalbimi tanıyanlar yok.
''Kimsesi yoksa delirir insan. Kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun. İnanın bana, insan fazla yalnız kaldı mı, hastalanır.''
783 öğeden 766 ile 780 arasındakiler gösteriliyor.