Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Necla Öner

Necla Öner
@Neclaonr_
Maviye Aşık
393 syf.
10/10 puan verdi
Siz hiç,kırıldığınız yerlerden tamir olup defalarca aynı yerden kırıldınız mı? Paramparçayken,tuzla buz olmuşken tekrardan parçalanmak için birleştiniz mi? Bile bile yürüdünüz mü acıya? Hiç, ''Sonunda acı olduğunu bile bile neden seviyorum ki seni?'' dediniz mi? Dediyseniz, siz de kırık bir kızsınız demektir. Ve kırık bir kızı etkilemek, hiç ama hiç zor değildir, en iyi siz bilirsiniz
Piraye
PirayeCanan Tan · Doğan Kitap · 201644,5bin okunma
Reklam
352 syf.
10/10 puan verdi
Önce suskunluk sarar doğanın bedenini. Yeşile çalan gözlerin elaya dönüştüğü mevsimdir Eylül. Altın kızılıyla sarının bin bir tonuna açılmış kocaman bir kucaktır. Üzümdür, bağbozumu dur. Solgun sesiyle bahçelerde gezinen yaprak ve toprak kokusudur. Sevgiliye hasrettir. Hasrete yapılan yolculuktur. Eksik gülümseyişlerdeki masumiyettir. Masumiyet kılığında gelen acıdır. Davetkardır, hüznün ve umudun içine çeker insanı. Temkinlidir Eylül,olmayacak vaatlerle gönülleri oyalayıp sonrasında mahcup olmak istemez. Sarının griye dönüşmeye meylettiği uçuk benizli ufuk çizgisine küçük sevinç pıtırtışarı katar bazen, kırık dökük müjdeler verir. Hoyrattı zaman. Kadın erkek, genç ihtiyar, önüne kattığı hiç kimseye ayrıcalık tanımadan, ardı sıra sürüklenmeye mecbur kılıyordu herkesi... BAYILDIM
Hasret
HasretCanan Tan · Doğan Kitap · 20197,3bin okunma
330 syf.
10/10 puan verdi
İnsanı sadece biyolojik bir varlık olarak göremediğimiz, onun varoluşuna çeşitli anlamlar yüklediğimiz için, gövdeden akan kanın, can denilen şeyi çekip almasını, dolayısıyla o kişinin "ölmüş" olmasını bir türlü kavrayamadığımızı düşünüyorum. Hayvanlar ölümü anlıyor ama insanlar anlayamıyor. Can denen şey, her türlü yaralanmaya, berelenmeye açık haldeki insan bedeninden bir saniyede çıkıp gidiveriyor ve insanlar bunun sonucunda aklını kaçıracak kadar sarsılıyorlar.
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019105,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
224 syf.
9/10 puan verdi
Tende beden, bedende can taşıdıkça, bu dünyada yaşadıkça, hayat yolunun önündeki engelleri aşmaya, kaldırmaya çalışacaksın, arkadan omuz vereceksin. Başka türlü olmuyordu... Ne var ki, her omuz vuruşta, hayat arabasının tekerleği omuzunu bıçak gibi yaralıyor, yara üstüne yara, derken omuzunu nasır tutuyor. Eğer yaptığın işi seviyor meyvesini de alıyorsan. nasırların hiç önemi yok. Şikayet etmezsin,
Elveda Gülsarı
Elveda GülsarıCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202016,2bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Eğleniyorlardı. Yaşıyorlardı. Ve ben, kafamın içine ve yalnız kendi ruhuma kapanmakla onların üstünde değil, altında bulunduğumu anlıyordum. Şimdiye kadar zannettiğim gibi, kitleden ayrılmanın bir hususiyet, bir fazlalık değil, bir sakatlık demek olduğunu hissediyordum. Bu insanlar dünyada nasıl yaşamak lazımsa öyle yaşıyorlar, vazifelerini yapıyorlar, hayata bir şey ilave ediyorlardı. Ben neydim?...
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021315,2bin okunma
Reklam
335 syf.
10/10 puan verdi
Piraye: En güzellerin daima henüz kelimesi ile başlayanlarda saklı olduğunun ispatı gibi bir şiir yazmıştın bana.İnsanın ümidine dair ne mühim bir şiirdi."En güzel deniz,henüz gidilmemiş olandır,"dizesiyle başlayan o şahaneliğine değer katan derin şiirini düşünüyorum şimdi.Yalnızlık ve sensizlik kokuyor üstüm başım.Meğer onca yılın içerisinde yaşanan ayrılık,bugünün henüzleriymiş.Henüz gerçek bir ayrılık değilmiş senin mahpuslarda geçen hayatın.Henüz acının,hasretin en büyüğünü yaşamamışız o zamanlar.Şimdi o henüzlerin ulaştığı en son noktadayımVirgüllerim bitti sevgilim.Bundan önce ne hasret olabilir ne de acı.... Bu sozlerde takılı kalıp durdum
Nazım İle Piraye
Nazım İle PirayeNazım Hikmet Ran · Adam Yayınları · 19984,934 okunma
104 syf.
7/10 puan verdi
Yeryüzünde böyle ellerinden geldiği kadar erdemli, ağırbaşlı davranmayı kendilerine ilke seçen, sanki dünyada erdemli ve ağırbaşlıda yaşanabileceğini göstermek istiyorlarmış gibi çevrelerine ışık saçan birtakım erdemli ağırbaşlı kişiler-insanseverler ve bilgeler-de vardır.peki,ne olmuş? diye soracaksınız. Ne olacağı ortada: Bu gösteriş düşkünlerinin çoğu,eninde sonunda sapitirlar ve hatta bazen en çirkin olaylara karışırlar. Simdi sorarim size: Bu gibi tuhaf nitelikleri olan yaratıklardan başka ne beklenir? Böyle birinin önüne tüm yeryüzü nimetlerini serin;mutluluk denizine başı kaybolana, hatta suyun üstünden hava kabarcıkları çıkana değin gömün;elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan,yalnız uyuması,ballı kaymak yemesi,bir de insan soyunun tükenmemesi uğruna çalışması için tüm zenginlikleri yığın.Bakın bu insan sirf nankörlüğü, rezilligi yüzünden başınıza ne püsküllü belalar açmaya çalışacaktır! Ballı kaymağı gözü bile görmez;bile bile en zararlı,çıkarına en aykırı yaramazliklar,saçmalıklar yapmaya çalışır.Bununda nedeni akıllı uslu yaşamaktan bıkıp,tehlikelere doğru kanatlanan hayal gücünü her işine katmak istemesidir. Akıllara durgunluk veren hayallerini, em koyusundan budalalıklarını elinden bırakmak istemez çünkü insanların piyano tuşu değil hala insan olduklarını ispatlamaya çalışır kendi kendine.
İki Dil Bir Aşk
İki Dil Bir AşkAzad Penaber · Dara Yayınları · 2020784 okunma
724 syf.
10/10 puan verdi
- Herkes geçer diyor. Geçer mi Efendim ?- Herkes ne bilir acımı Olric ?Her gün biraz daha acır sonra, biraz daha ve biraz daha. Ama en sonunda ne olur biliyor musun Olric? Geçmez evet geçmez. Geçti sanırsın ama, geçmez... Örneğin, alışverişe çıkarsın bir mağazaya girersin. Öyle bir şarkı çalmaya başlar ki hatırlatır, dağıtır. Geçmez...Geçer
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,8bin okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
''Senin gezegenindeki insanlar'' dedi Küçük Prens.''Tek bir bahçeye beş bin gül dikiyorlar ama yinede aradıklarını bulamıyorlar...''''Evet bulamıyorlar '' diye yanıtladım onu.''Halbuki,aradıkları tek bir gülde ya da bir yudum suda olabilir.''''Haklısın'' dedim.Bunun üzerine küçük prens şöyle dedi:''Ama gözler gerçeği görmez ki.Yüreğiyle aramalı insan.'' O kadar seviyorum ki bu kitabı okumayi daha 100 lerce kez okuyabilirim
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015235,3bin okunma
584 syf.
9/10 puan verdi
Devletin yaptığı okulların hapishaneye benzemesi zaten tesadüf olamaz. Hatta aslında mantıklı da, çocukları köleliğe hazırladıkları bir sistemde okullar da hapishane gibi olmak zorunda. Sonrasında insansıları bu yüksek binaların içine kapatabilmek ve ne ürettiklerini bilmeden yaşamlarını adamalarını sağlamak için böyle beyin yıkıyor olmalılar. Soru sormayan, sadece söyleneni yapan bu kölelik sistemini tamamen paranın belirlediği bir hiyerarşiyle yaşıyorlar. Henüz tam analiz edecek kadar bilgim yok, ama bu gezegende insanlık dışı bir şey var, kendilerine insan demeleriyse tam bir ironi. Kelimelerle anlatılmaz şekilde mantıksızlar. Burayı görse babam bile inanamazdı!
Aeden
AedenAkilah Azra Kohen · Everest Yayınları · 201812,7bin okunma
Reklam
84 syf.
10/10 puan verdi
Ben hiçbir zaman başkalarının zevkine ortak olmadım. Ya katı bir duygu, ya mutsuzluk duygusu engel oldu bana. Yaşam derdi, yaşam güçlüğü. Bütün sorunların içinde en önemlisi insanlarla uğraşmak. Kokuşmuş toplumun şerri, yiyecek giyecek belası, bunların hepsi, durmadan gerçek varlığımızın uyanmasına engel oluyorlar. Vaktiyle onların arasına karışmıştım; başkalarını taklit edeyim dedim. Baktım, soytarıya dönmüşüm. Adına zevk dedikleri her şeyi denedim; gördüm ki başkalarının zevki bana yaramıyor. Her yerde, her zaman yabancı olduğumu hissettim. Diğer insanlarla aramda en ufak bir ilgi dahi yoktu. Başkalarının yaşam tarzına ayak uyduramazdım. Kendi kendime derdim ki hep: Bir gün toplumdan kaçacağım; bir köyde, gözden ırak bir yerde kendi köşeme çekilip yaşayacağım. Ama inziva hayatını şöhret için istemiyordum. Kendimi birinin düşüncesine mahkum etmek, birinin taklitçisi olmak değildi istediğim. Nihayet zevkime göre bir oda yapmaya karar verdim. Sadece kendimin bulunacağı, düşüncelerimin dağılmayacağı bir yer.
Aylak Köpek
Aylak KöpekSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20212,752 okunma
190 syf.
7/10 puan verdi
Onunla olmak benim için çok önemliydi ama bu kadar bağımlı olmak, onsuz yapamamak, beni ben yapan yaşamdan uzaklaşmaya başlamak... Bu kadar hızlı değişimin doğru olmadığını düşünüyordum. Düşünüyordum ama bundan rahatsızlık da duymuyordum. Çünkü mutluydum, yaşama bambaşka bir gözle bakmaya başlamıştım. Daha önce gördüklerimi artık görmüyor, daha önce fark etmediklerimi şimdi fark ediyordum. Değişikti, hareketliydi, canlıydı, tuhaftı, güzeldi...
Aşk Köpekliktir
Aşk KöpekliktirAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201214,3bin okunma
481 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Bir gün dediklerimi değil, demek istediklerimi anlayacak bir erkek çıkmayacak mı karşıma? Hava kötü dediğimde sadece havadan söz etmediğimi anlamak bu kadar mı zor? ille de ben bu hayattan bıktım türünde sözler mi etmeliyim? İşim çok dediğimde bana sahip çıkacak bir erkeğe ihtiyaç duyduğumu anlayacak biri... Yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz? düpedüz sarıl bana dedikten sonra sarılmanın ne anlamı kalır. Zulfu livaneli seni okumak bir ayrıcalık
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,7bin okunma
250 syf.
9/10 puan verdi
Can Dundar’i okumayi seviyorum. Benim gencligim’de Can Dundar kendi cocuklugu, gencligi ve hatta bugununde (Can yayinlari’nda bu kitap ilk 2012’de basiliyor) yasanan -cogunlukla- siyasi olaylari anlatiyor kisa bolumler halinde. Ben seviyorum siyasi kitaplar okumayi, Can Dundar’in kitaplarini da hep severek ve icim aciyarak okumusumdur. Bu da oyle bir kitap, gecmiste yasananlar hakkinda detaylara girmeden bilgi edinebilmek icin okunmasi gereken bir kitap. Tavsiye ederim, zaten ben Can Dundar kitaplarinin hepsini tavsiye ederim:)
Benim Gençliğim
Benim GençliğimCan Dündar · 023 okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
Belki kadar kesin ve keşke kadar imkansız birbirimizden uzaklaşmamız kırılsak da tırnak uçlarımıza kadar kırılırız elbet bunu gerektirir yaşamak. Ben zaten sana ilk baktığımda anlamıştım içime bakmıştın önce bayılacağımı sanmıştım dünyayla aramda geçmişim vardı o ara tupup ellerimi sıkıca saracağına inanmıştım. Belki şimdi bir uçurumun kenarından geçiyoruz sallanıyoruz belki arada bir çeşit deprem oluyor kızıyoruz birbirimize kırılıyoruz inciniyoruz ama biliyoruz uzak gibi olsak da biz aslında yan yanayız. Belki kadar kesin ve keşke kadar imkansız birbirimizden uzaklaşmamız Neden bu kadar geç kaldim okumaya bilmiyorum okuyun okutun
Alengirli Şiirler
Alengirli ŞiirlerAli Lidar · İthaki Yayınları · 20154,981 okunma
216 syf.
9/10 puan verdi
Sevdiklerimizin ruhlarında oluşan anlık değişimleri, duygu sıçramalarını, her zaman çok da belirli nedenlere bağlı olmayan yakınlaşmalarını ve uzaklaşmalarını, bilinçlerinin alt kısımlarındaki ulaşılmaz bölgelere saklanmış arzularının değişik biçimlerde ve beklenilmeyen zamanlarda ortaya çıkışını izleyebilseydik, herhalde sakin bir denizde suların arasından aniden yükselen bir canavarı gördüğünde, zavallı bir balıkçının hissedeceği korkuyu ve şaşkınlığı hissederdik. Ürkütürlerdi bizi. Hiçbir zaman başka bir insanı , o insan en yakınımız olsa bile, tümüyle tanıyamayacağımızı, iki insanın arasında daima görünmez karanlık alanların bulunacağını, iki insanın asla tam anlamıyla bütünleşemeyeceğini, kimseye kendimizi bütün açıklığımızla gösteremeyeceğimiz gibi kimsenin de kendisini bize bütün açıklığıyla gösteremeyeceğini fark edip, kendimizi bu dünyada yapayalnız hisseder, yüzünü gördüğümüz, sesini duyduğumuz, günlerce, aylarca hatta yıllarca konuştuğumuz, birlikte en gizli zevkleri paylaştığımız birinin nasıl olup da bize yabancı olabildiğini anlayamamanın çaresizliğini yaşardık. Bütün bunları bilebilseydik, en sevdiklerimize bile, en kısa ayrılıktan sonra dahi, ''Kimsin sen'' diye sorma ihtiyacını hissederdik. Mutlaka okuyun
Aldatmak
AldatmakAhmet Altan · Everest Yayınları · 20195,9bin okunma
Reklam
115 syf.
9/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Bazı öykülerde oldukça yüksek ama güvenli bir yerdeyken boşluğa tepetaklak bırakılmış gibi hissettim kendimi, bu his hem sevilesi hem korkulası. Bazen de belki de o topraklardaki acıyı sadece izleyen ve okuyan olduğum için yani tam ortasında bulunmadığım için "Offf bu kadarı da fazla ama " derken buldum. Oysa tarihe geçenler ve asla geçmeyecek olanlar da fazlaydı, fazlaydı acı. Oysa hayat başlı başına bir ajitasyondu zaten. Bazı cümlelerde isyanın dibine vurdum. Bazı öyküleri camdan seyredip bazılarının bilfiil içinde yaşadım.Kavafis'in İteka'sına da Gogol'un Palto'suna da selam ettim. İşkencede kırılan parmağım aklıma geldi içim cız etti. Dersimli bir arkadaşım vardı memleketini anlatırken gözlerini kısardı o da geldi usuma mezarı nerde bilmek istedim. İhanete açlığa yalnızlığa ağız dolusu küfredip masum çocuklar güzel yaşasın istedim. Okuyan yazarın okumadan yazana nasıl fark attığına şiir sevenin şiir gibi yazdığına bir kez daha tanıklık ettim bir de acının büyüttüğüne acıya hürmet ettiğime Okuyun isterim siz de cebinize koymak isteyeceğiniz çok cümle çok hikaye var " Derdin İncinmesin" de
Derdin İncinmesin
Derdin İncinmesinMustafa Orman · Everest Yayınları · 201794 okunma
100 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
"Sarnıçlarda dolaştım, kuyu diplerinde gezindim, apartman boşluklarına geldim. Orada kaldım çok zaman. Asansör gürültüsüne uyandım. Heves ettim ve sokaklara fırladım. Gittim, dışarının canını sıktım. Asfalt yollarda kambur oldum. Beni mezar gibi görenlere incindim. Sanırım ondan buradayım. Vakitlerden akşam gibi duran bu kapının önünde, günlerden pazartesi gibi bekliyorum."
Ayna Çarpması
Ayna ÇarpmasıMurat Özyaşar · Doğan Kitap Yayınları · 2017540 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
21 kadının öyküsü...21 deli kadının öyküsü... Siyah saçlı, kızıl saçlı, bacaksız, bazen çengel elli bazen eli bıçaklı kadınlar... Kimsenin duymadığı, görmediği, duyup görse bile anlamadığı kadınlar....Tecavüz edilen, dayakla büyüyen, anne olmaya zorlanmış, aile içinde ezilmiş, dışlanmış ve delirmeye mecbur bırakılmış kadınlar... Okurken kalbinizi delik deşik edecek, ruhunuzu hırpalayacak hikâyeler...Travmalarınızı kaşıyacak cinsten bir kitap. Cesaretiniz varsa buyrun okumaya.
Deli Kadın Hikayeleri
Deli Kadın HikayeleriMine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 20198,9bin okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
"Acı,hissedilmek ister." Bu kitabın hatta bu yazarın bilirsiniz ki seveni çok. Ve ben bu kitabı en geç okuyan insanlardan biriyim. Ve cidden kitabı okumaya başladığım anda geç okuduğuma çok pişman oldum. Ilk defa bir kitapta "Biraz daha okuyayım sonra uyurum," dedim. Çok tatli bir aşk hikayesiydi. Filmini de kitabı bitirdikten sonra izledim ve en güzel kitap uyarlamalarından biriydi. Kitabı okumadıysanız çok şey kaybediyorsunuz.
Aynı Yıldızın Altında
Aynı Yıldızın AltındaJohn Green · Pegasus Yayınları · 201723,2bin okunma
375 syf.
10/10 puan verdi
Kitap konu itibariyle arkadaşlık,ihanetve sadakatin bedeline iliskin bir roman.Özet geçmek isterdim ama anlatımı ile etkilediği icin o hisse tam veremeyecek gibiyim. Yeri gelip olaylara tebessüm yeri geldi ağladım diyebilirim bu eserde her duyguyu tadacaksınız
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021164,8bin okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Okuduğum en iyi kitaplar arasında yerini alan Bu kitapta eleştiriye yeni bir bakış açısı getirilmiş. Okurken sürekli gerçekten de böyle, hiç şaşırmadım diyerek okudum. Çok çarpıcıydı. Hayvanların başta özgürlük için savaşmaları sonradan amacın değişmesi ve liderlerinin yani domuzların yavaş yavaş insanlaşması harika işlenmişti. Günümüzde de çarpıcı etkisi olabilecek kitapta çok ince mesajlar vardı. Siyasetin, politikanın ne olduğunu, neyi amaçladığını, nasıl yapıldığını gözlemledim. Severek okuduğum eleştiride masalsı bir akış vardı. Betimlemeler, olay akışı akıcı ve sadeydi. Masal olarak düşünülebilir ancak masaldan çok acı gerçekleri haykırması bu kitabı özel kılıyor. Herkesin okuması gereken bir kitap. Okurken dünya ne hale geldi diye düşüneceksiniz. Yıllar öncesinden bir farkı olmayan gelecekte de.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Kapı Yayınları · 2021246,9bin okunma
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
Peyami Safanın Ruh tasvirlerini severek okurum insanları, yaşamı güzel bir şekilde karakterler üzerinden aktarır ama bu kitap bana biraz karışık geldi yani kitabın başında kitabın içinde kitap okuyorsunuz (Cümlemde biraz karışık oldu) . Kitap ta Bir tereddüt meselesi var ki insanlar üzerinde, yaşam üzerinde insanların hep bir tereddüte düştüğünü Peyami Safa güzel bir şekilde aktarmıştır. Terddütten doğan bir yalnızlık, üzüntü, keder ve daha bir çok duygumuz karışır mesela kitapta Peyami Safa "Zekânın en sivri noktası şüphe ve tereddüttür Bütün röneseans bir şüpheden doğdu." Diyor. Bizim düşüncelerimiz önemsenmeden önümüze sunulan bilgiler vs. Tereddüte düşmeseydik hayatı yaşıyamazdık. Dediğim gibi kitap biraz karışıktı tam anlıyamadım belki tekrar okurum ileride ama Terddür üzerinden Ruha Tasvirini Peyami Safa güzel bir şekilde aktarmış
Bir Tereddüdün Romanı
Bir Tereddüdün RomanıPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20207,1bin okunma
56 syf.
10/10 puan verdi
Stefan Zweig'ın bu eserinde kahraman Salomonsohn bir yandan kalp sıkıntısı çekerken diğer yandan da kendisini kızı ve eşinin mutluluğuna adamış, yıllarca onlar için çalışmış fakat onların gözünde hak ettiği ilgi ve değere ulaşamamış birisidir. Bir gece ailesi tarafından karşılaştığı ihanetle tüm hayatı değişir. Yaşadığı şeyleri, gördüğü daha doğrusu görmediği değeri ve hayatını sorgulamaya başlar. Sonuç olarak kalbi tüm bu yaşadığı hayal kırıklıklarına daha fazla dayanamaz.
Bir Kalbin Çöküşü
Bir Kalbin ÇöküşüStefan Zweig · Can Yayınları · 201816,6bin okunma
140 syf.
10/10 puan verdi
Zülfü Livaneli severek okuduğum bir yazar ve dili, anlatımı bana göre çok güzel. Son çıkan kitabı da her ne kadar bir roman olarak adlandırılsa da bence uzun bir hikaye gibi değerlendirilebilir. Eserde Livaneli’nin hayranı o lduğu yazar Ernest Hemingway tarafından kaleme alınan İhtiyar Balıkçı ve Deniz hikayesinin esintileri var (kitabın söyleşi kısmında kendisi bahsetiyor)ve Livaneli bir denizci olan Mustafa karakteri üzerinden anlatımını yaparak ülkenin birçok sorununu satırlarında işliyor. Mülteci sorunu, aile içi çatışma, denizlerin ve ormanların gözlerimizin önünde yitip gitmesi gibi toplumsal sorunlara değiniyor. Kadının gücüne, ailedeki konumuna, evlat edinmeye, aşka, sevgiye, acının tarif edilemediği insanın yüreğine oturması gibi bunlara da bir dokunmuş.. Özellikle de annelik duygusunu, evladını vermek zorunda kalan bir annenin yaptığı bu seçim ve yaşadığı duygular sanki benmişim gibi hissettim. Keşke anneler çocuklarından ayrılmak zorunda kalmasa ve daha iyi bir dünyada yaşayabiliyor olsak. İyi ki okudum dediğim bir kitap oldu. Bana sadece biraz kısa geldi akıcı olduğu için hemen bitiverdi… Balıkçı ve Oğlu kitabını okumanızı tavsiye ediyorum.
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126,7bin okunma
355 syf.
10/10 puan verdi
Bülbülü öldürmek adil bir avukat tarafından yetiştirilen iki çocuğun gözünden insanlığın en büyük hastalığı olan ırkçılığı ele alıyor. Romandaki asıl gözümüz ise küçük kız çocuğu Scout Finch. Onun penceresinden bize aktarılıyordu tüm ön yargılar, haksızlıklar, yanılgılar ve sınıf algısı. İnsanları gruplara ayırmaya çalışan abisine söylediği "Bir tür insan vardır. İnsan işte." sözüyle sınıflar arasındaki çizgileri ortadan kaldırıyor, ırkçılığı yok ediyordu. Kitabın konusu sorulduğunda çoğunluğun ırkçılık dediğini duyar gibiyim. Ama bence kitabın konusu adalet. Zaten insanlar adil olsaydı ırkçılık gibi sorun olmazdı. Yargı mahkemelerimiz var.(Adil oluşları tartışılır.) Ama suçuna rağmen binlerce özgür ve mahkum olan onlarca masum var. Neden mi? Çünkü adaletimizin ölçütü doğruluk değil çoğunluk. "Çoğunluğun sesi doğrudur kuralının dışında yalnızca vicdan kalır." sözüyle en büyük hukuk sisteminin temellerinin vicdanda yattığına dikkat çekiliyor. "Bülbülü öldürmek" aslında öldürülen insanlıktı, adaletti. Bülbül ile dikkat çekilmek istenen vicdandı. "İstediğiniz kadar karga vurun ama unutmayın 'Bülbülü öldürmek' günahtır."
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Sel Yayınları · 201472,2bin okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
Her gün haberlerde gördüğümüz, sosyal medyada olanlara karşı nefret döktüğümüz ama ertesi gün unuttuğumuz kadınlar var ya işte Leyla onlardan biri. Kadın olmak zor, hele böyle bir ülkede çok daha zor. Kendi seçim hakkı olmayan, başına gelenlere tek başına göğüs germek zorunda kalan ve şiddet doğduğundan beri yakasını bırakmayan Leyla’nın hikayesi Antabus. Öyle bir anlatıyor ki sanki karşınızda, siz susuyorsunuz o başlıyor hayat hikayesine. Bazen güldürüyor, bazen düşündürüyor, bazen ağlatıyor. Bazı anlar oldu elimden bırakmak zorunda kaldım, okuması zor bir kitaptı. Tüm kitap boyunca keşke dedim durdum. Keşke ailesi yanında olsaydı, keşke sevdiği arkasında dursaydı, keşke eşi böyle bir adam olmasaydı, keşke bu ülke kadınına sahip çıkan bir ülke olsaydı. Okumanızı öneririm.
Antabus
AntabusSeray Şahiner · Can Yayınları · 20143,550 okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
“Hayatım ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu.” der Oğuz Atay ve her tutunduğu dal elinde kalmış sonunda kendine oyunlardan bir dünya kurmuş belki kendi zamanında olmadı ama başka zamanın insanlarının yüreğine dokunur dertlerim demiş ve öyle güzel eserler çıkmış ki ortaya ömrü yetse daha nice güzel fikirleri varmış ama nasip bu kadarmış. Zor bir ailesi varmış yazarın sanata, edebiyata, tiyatroya olan ilgisi genç yaşta başlamış ama ailesi para kazanabileceği bir mesleği olmasını istediği için karşı çıkmış. Okulu birincilikle bitirip İTÜ Mühendislik bölümüne kaydolmuş. Üniversite yıllarında, kendi iç dünyasına artık sığamayan yazma isteğine bir arkadaş grubu sayesinde adım atmış. En yakın arkadaşı Uğur Ünal’ın eski eşi Sevin Seydi ile yakın ilişkileri olmuş, bu da kısa sürmüş ama yazdıkları konusunda hep arkasında duran bir dostuymuş Sevin hanım. Bana Sevgili Bilge’yi anımsattı
Hayatım Ciddiye Alınmasını İstediğim Bir Oyundu
Hayatım Ciddiye Alınmasını İstediğim Bir OyunduKasım Hasan Ünal · Hayykitap Edebiyat Yayınları · 202176 okunma
Reklam
184 syf.
10/10 puan verdi
Adam gibi adamları sevin diyorum. Bir adamın önce sesinde huzur, bakışlarında sıcaklık ve ellerinde şefkati arayın. Mükemmel olsun demiyorum, ama sevgiden önce onda mutlaka biraz da saygı arayın. Yanınıza yakıştığı kadar yakışsın yarınlarınıza. Gözlerinde güven, sözlerinde samimiyet ve yüreğinde sevgiyi fazlasıyla hissedeceğiniz adamlardan bahsediyorum. Yani kişiliğinde de şüphe götürmez bir güven arayın diyorum. Her türlü zorluk karşısında yılmayan, yıkılmayan, inandıklarından ve sevdiklerinden ayrılmayan adamlar hala yaşıyor bu topraklarda. Ne istediğini bilecek kadar, hiç de istemediği acılar ve anılar yaşayan kadınlara sesleniyorum. Bir gülü koklarken bile, gül incinmesin diye incelik gösteren yürekli adamları da artık görün diyorum. Çünkü bir adama yakışan ve adamlığa yakışan en güzel huydur merhamet. Çünkü o adamlar; yarım bırakmayı, yaralı bırakmayı, ağlatmayı ve aldatmayı sevmezler. Kaybetmemek için sevdiklerini, yanlış olana yüzlerini dönmezler. Korkmazlar sevdikleri uğruna değişmekten. Yani sizi kaybetmekten korktuğu kadar korkarlar sizi incitmekten. Ve gücünü sadece sizi korumak için kullanan bir adam arayın diyorum. O'na uzaktan her baktığınızda, yaralarınızı değil, yüreğinizde sevildiğinizi hissedin. Ve üstünüzden yıllar geçse bile, "iyi ki seni seçmişim, iyi ki seni sevmişim be adam" deyin.
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022230,6bin okunma