Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Berrin Ataman Yıldız

Berrin Ataman Yıldız
@Nirreb
Desinatör / Görsel Sanatlar
Uludağ Üniversitesi
Bursa
13 Temmuz 1994
32 okur puanı
Haziran 2017 tarihinde katıldı
... Martin' e yemek davetleri yağıyor, davetler yağdıkça onun kafası daha da karışıyordu. Bütün hayatı boyunca isimlerini duyup, yaptıklarını okuduğu itibarlı adamlardan oluşan Arden Kulübü'nün ziyafet sofrasında onur konuğu olarak oturduğunda Transcontinental' da " Çan Sesleri"ni, The Hornet'te "Peri ve İnci" yi okur okumaz onun hayatta başarılı olacağını nasıl gördüklerini anlattılar. Tanrım! Halbuki o sırada ben açlıktan geberiyor ve giysi diye üzerime paçavralar geçiriyordum diye düşündü. Neden o zaman davet etmediniz yemeğe? Tam zamanıydı oysa. O hikayeler o zaman yazılmıştı. O işlerim sayesinde bana şimdi yemek yediriyorsunuz; neden ihtiyacım olduğunda yedirmediniz? " Çan Sesleri"ndeki veya " Peri ve İnci" deki tek bir kelime değişti mi o günden bu güne? Hayır. Siz o zaman yazılmış eserlerim yüzünden karnımı şimdi doyuruyorsunuz. Sadece siz değil herkes doyuruyor, çünkü artık karnımı doyurmak bir şeref payesi haline gelmiş. Karnımı şimdi doyuruyorsunuz, çünkü siz sürü hayvanısınız ; çünkü güruha siz de dahilsiniz ve çünkü şu anda güruh zihniyetinin kör ve otomatik düşüncesi, benim karnımı doyurmak. Peki Martin Eden ve Martin Eden'ın yazılmış eserlerinin yeri nerede burada, diye dertli dertli kendine soruyor, sonra da zeka ürünü esprilerle şerefine kadeh kaldırılmasına zekice ve nükteli bir hitapla cevap vermek üzere yerinden doğruluyordu.
Sayfa 446 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
... Ölümün parmağının, bizi parçalamasın diye hayatın karmaşasının üzerine ara sıra dokunması mı gerekmekte? Ölümü her gün ufak dozlarda almazsak yaşamayı beceremeyecek bir yapıda mıyız? Nasıl tuhaf güçler ki bunlar, en gizli köşelerimize nüfuz ediyor, sahip olduğumuz en değerli şeyleri biz istemeden değiştiriyorlar?...
Sayfa 56 - Kırmızı KediKitabı okudu
Zaman, doğanın her şeyin aynı anda olmamasını sağlamasının yoludur.
Sayfa 260 - PegasusKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bilim yalnızca ne yapılması gerektiğini ya da ne yapılabileceğini bilmekten ibaret değildir, yapılabilir olmasına rağmen yapılmaması gerekenin bilinmesini de içerir.
Can Yayınları
"...Savaş alanı, her yaratığın bir başkasının ölümüyle yaşadığı yaşam alanının simgesidir. Kaçınılmaz yaşam suçunu işlemek Hamlet ya da Arjuna'da olduğu gibi kalbi öyle hasta edebilir ki, yaşamı sürdürmeyi reddedebilir insan. Diğer yandan çoğumuzun yaptığı gibi insan kendi için, diğerleri kadar suçlu olmadığı, iyiyi temsil ettiği için kaçınılmaz günahlarının aklandığı, yeryüzündeki sıra dışı bir görüngü olduğu şeklinde yanlış, sonuçta haksız bir imge oluşturabilir. Kişinin kendisini bu şekilde üstün ve haklı görmesi, yalnız onun kendisinin değil, insanlığın ve kozmosun doğasının da yanlış bir kavrayışına sürükler. Mitin amacı bireysel bilinçliliğin evrensel iradeyle uyuşmasını sağlayarak bu türden yaşam aldırışsızlığına olan gereksinimi yok etmektir. Ve bu da, zamanın geçici görüngüleriyle her şeyde yaşayıp ölen tükenmez hayat arasında gerçek bir ilişki kurulmasıyla sağlanır. Nasıl biri yıpranmış giysileri çıkarıp yeni olanları giyerse tecessüm eden benlik de yıpranan bedenleri çıkarır ve yenilerini giyer. Silahlar kesmez Onu; ateş Onu yakmaz; su ıslatmaz Onu; rüzgar Onu üşütmez. Bu benlik kesilemez, yakılamaz, ıslatılamaz ya da üşütülemez. Ebedi, her şeyi kapsayan, değişmeyen, kıpırdamaz Benlik sonsuza dek aynıdır. "...
Sayfa 216 - İthakiKitabı okudu
Reklam
".. Karanlığın insanı dilsiz bırakan ifadelerini, aydınlık dünyanın diline nasıl geri taşımalı? İki boyutlu bir yüzeyde üç boyutlu bir biçimi ya da üç boyutlu bir imgede çok boyutlu bir anlamı nasıl ifade etmeli? Karşıtlık çiftlerini tanımlama girişimini anlamsız kılan vahyi 'evet' ve 'hayır' terimlerine nasıl çevirmeli? Her şeyi yaratan hiçliğin iletisini, kendi duyularının açık kanıtında ısrar eden insanlara nasıl iletmeli? "
Sayfa 200 - İthakiKitabı okudu
".. Mutlu son, haklı olarak yanlış bir sunum diye aşağılanmaktadır; çünkü dünya, bildiğimiz kadarıyla, gördüğümüz kadarıyla bir tek son sunar; ölüm, çözülme, parçalanma ve sevdiğimiz biçimlerin kayboluşuyla kalbimizin çarmıha gerilmesi."
Sayfa 31 - İthakiKitabı okudu
... Ve biz şimdi, Ariadne gibi ona yönelebiliriz. İpliğinin yününü insan imgeleminin tarlalarından derlemiştir. Yüzyıllarca çiftçilik, onlarca yıllık ağır hasat, sayısız yürek ve elin çabası bu sıkıca sarılmış ipliğin düzleşmesine, ayrılmasına ve eğrilmesine gitmiştir. Dahası macerayı tek başına göze almamız dahi gerekmez; çünkü her çağdan kahramanlar bizden önce gitmiştir; labirent iyice bilinmektedir; bize kalan yalnızca kahraman yolunun ipliğini izlemektir. Ve nerede bir nefret bulacağımızı düşünürsek orada bir tanrı bulacağız; nerede bir başkasını öldürmeyi düşünsek orada kendimizi öldüreceğiz; nerede dışa doğru yol almayı umsak orada kendi varlığımızın merkezine geleceğiz; nerede yalnız olduğumuzu sansak orada bütün dünyayla birlikte olacağız.
Sayfa 29 - İthakiKitabı okudu
.. Hayat, birçok boyutta yaşanmıştır. Hayat birçok bakış açısıyla yaşanmıştır. Birçok kişinin oturduğu yuvarlak masadaki bir an, birçok farklı bakış açısını içerir. Bu zamanlarda, zaman sadece ilerlemekle kalmaz, yanlara doğru hareket eder, sonsuz bakış açılarına uyum sağlayabilmek için genişleyebilir ve tüm bu bakış açılarını toplarsanız, tek bir an içinde sonsuzluğa yakın bir şeye sahip olabilirsiniz. Ya da onun gibi bir şey.
Sayfa 117 - Salon YayınlarıKitabı okudu
GERÇEKLİK KUMAŞINDAKİ DEFO
Jung'un büyük katkılarından biri de eş zamanlılık kavramını tanımlamış olmasıdır. Eşzamanlılıklar öylesine olağan dışı ve anlamlı rastlantılardır ki bunları tek başına şansa bağlamak pek olası değildir. (Eşzamanlılık: Olağanüstü ve psikolojik olarak son derece anlamlı ve bu yüzden sebep-sonuç zinciriyle açıklanamayacak rastlaşmalar.Peat böylesi rastlaşmaların aslında gerçekliğin dokusundaki defolar olduğuna inanır. Ona göre bu rastlaşmalar, düşünme süreçlerimizin, fiziksel dünya ile şimdiye dek sandığımızdan çok daha yakından ilişkili olduğunu açıklamaktadır. (Alıntılanan kısım:Giriş Bölümü) ... Başkatürlü söyleyecek olursak Peat, eşzamanlılığın fiziksel dünya ile içsel psikolojik gerçeklerin arasında hiç bir ayrılık bulunmadığını açıklamakta olduğu düşüncesindedir. Bu yüzden yaşamlarımızdaki eşzamanlılık deneyimlerinin göreceli azlığı yalnızca kendimizi genel bilinç alanından ne denli ayırmış olduğumuzu değil, aynı zamanda kendimizi zihnin ve gerçekliğin daha derin düzeyindeki sonsuz ve çarpıcı potansiyelinden ne derece koparmış olduğumuzu da göstermektedir. Peat'a göre bir eşzamanlılığı deneyimlediğimiz zaman aslında deneyimlemekte olduğumuz şey, insanın zihninin bir an için gerçek düzeninde çalışması, toplum ve doğanın içine yayılarak, giderek incelen düzeyler boyunca ilerleyerek zihin ve maddenin kaynağından geçip yaratıcılığın içine dalmasıdır.
Sayfa 117 - OmegaKitabı okudu
Reklam
Zekâ, zihnin daraltılması, hayatta kalmak için bir araçtır, yaşam için değil. Hayatta kalmak yaşam değildir. Hayatta kalmak bir gerekliliktir, maddi dünyada var olmak bir gerekliliktir, ama nihai olan daima potansiyelinin çiçek açması, seninle olabilecek her şeyin gerçekleşmesidir. Eğer tamamen tatmin olursan, içeride hiçbir şey tohum olarak kalmazsa, her şey gerçek olursa sen çiçek açarsan o zaman ve ancak o zaman mutluluğu, hayatın coşkusunu hissedebilirsin.
Sayfa 7 - GanjKitabı okudu
" İyi de, insan durup dururken neden daha yüce bir bilince ulaşmak zorunda ki? " Meselenin tam özüne isabet eden bu soruyu yanıtlamak kolay değildir. Gerçek bir yanıt vermek yerine, bir tür itirafta bulunabilirim yalnızca: Bana öyle geliyor ki, aradan geçen binlerce ve milyonlarca yıldan sonra, dağları, denizleri, güneşleri ve ayları, samanyolu, galaksileri, bitki ve hayvanlarıyla bu harikulade dünyanın varolduğunu birinin nihayet kavramış olması gerekirdi. Doğu Afrika'daki Athi ovasında küçük bir tepede durduğumda ve binlerce hayvanlık vahşi sürüleri, tasavvur edilemeyecek zamanlardan beri nasıl otladılarsa, o sessiz ıssızlıkta yine öyle otlarlarken seyrettiğimde bütün her şeyin bu olduğunu bilen ilk canlı, ilk insan olduğum duygusuna kapıldım. Etrafımdaki dünya henüz başlangıçtaki sessizliği içindeydi ve var olduğunu bilmiyordu. Ve dünya işte bunu bildiğim o anda var olmuştu, o an olmasaydı asla var olmayacaktı. Doğa işte bu amacın peşindedir ve bu amacın insanda, ama yalnızca en bilinçlisinde gerçekleştiğini görür. Bilinçlenme yolunda atılan en küçük adım bile bir dünya yaratır.
... Çünkü "Tanrı" bir mit değil, insanın içindeki tanrısallığın ortaya çıkmasıdır. ...
Nesnel Ruhun Şamanı
Bilincin kozmik anlamını o anda apaçık kavradım. 'Doğanın yarım bıraktığını sanat tamamlar' der simyacılar. Ben, yani bir insan, gizli bir yaratıcılıkla dünyaya nesnel bir varoluş katarak ona kusursuz damgasını vurmuştum. Böyle bir davranışı ancak Yaradan yapabilir denir.. İnsan, yaradılışın tamamlanabilmesi için gereklidir. Çünkü insanın kendisi ikinci bir yaratıcıdır ve dünyaya nesnel varlığını kazandıran odur. Nesnel varoluşu ve anlamı yaratan insandır. Ve insan varoluşun yüce sürecinde vazgeçilmez yerini almıştır.
Sayfa 9 - Metis / Ötekini DinlemekKitabı okudu
"... Her şey iyileştirilemez. İyileştirilmek zorunda da değildir. Nevroz kılığı altında çoğu zaman karanlık ahlaki problemler veya kaderin anlaşılmaz cilveleri saklıdır. Bir kadın hasta, yıllarca depresyondan ve tuhaf bir Paris fobisinden mustaripti. Depresyondan kurtuldu, fobisininse ulaşılmaz olduğu ortaya çıktı. Ama kendisini bu fobiyi yok sayma riskine girecek kadar iyi hissediyordu. Paris'e gitmeyi başardı; fakat ertesi gün bir araba kazasında hayatından oldu. Hastalardan biri çözülemeyen acayip bir dış merdiven fobisinden mustaripti. Tesadüfen silahların ateşlendiği bir sokak izdihamına karıştı. Geniş bir merdivenin çıktığı bir kamu binasının önünde bulunuyordu o an. Binaya sığınmak için fobisine rağmen yukarı koştu. Fakat basamaklarda serseri bir kurşunun isabet etmesiyle öldü. Böyle vakalar gösterir ki psişik belirtileri azami dikkatle yargılamak lazımdır. "
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.