Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cem

90 syf.
10/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Murakami'nin hikâyesi yine okutturuyor kendini. Kendimi kötü hissettim; çünkü 1Q84 ve Zemberekkuşunun Güncesi kitaplarını yarıda bırakmıştım. Uyku da yine yazarın üslûbunun kendini belli ettiği güzel bir eser: uyumayan, ve gecelerini tekrar tekrar Anna Karenina okuyarak, edebiyat ve diğer şeylerin üzerine düşünerek geçiren bir kadını anlatıyor kitap. Sadece edebiyat üzerine uykulardan vazgeçerek kitap okunması bile çok etkileyici bir imge yaratıyor. Hiç Murakami okumayanlar için güzel bir başlangıç olabilir.
Uyku
UykuHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20153,101 okunma
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Inge Löhnig'in Komiser Dühnfort serisi şu an 6 kitaptan oluşuyor. Kitabı tamamen raslantıyla, kitabevinde kendime uygun olduğunu düşündüğüm bir kitap ararken buldum, hani bazen kitap bulur ya sizi, bunun gibi birşey oldu. İyi ki öyle olmuş. Çünkü çok iyi yazılmış, çok iyi çevrilmiş, karakterleri oturmuş, tamamına gri, puslu, gerçekçi bir atmosfer
Ruh Cambazı
Ruh Cambazıİnge Löhnig · Pegasus · 201518 okunma
368 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Robert Dugoni'nin kitabı izlemeye alışık olduğumuz, benzerlerini defalarca izlemiş olduğumuz bir gerilim filmi gibi akıp gidiyor. Wulf Dorn'un berbat kitabı Oyunbaz vb. kitaplarda karşımıza soluk soluğa okunsun diye atmosfer yaratamayan, karakter geliştiremeyen basit eserler çıkarken burada, korktuğumun tersine daha iyi çizilmiş bir hikâye, daha gerçekçi karakterler, ve çok çok daha iyi bir üslûp çıkıyor. Katzenbach'ınkiyle kıyaslanamaz gibi, ama ondan bir iki gömlek aşağıda, oldukça iyi bir kitap bu. İyi çekilmiş, kurgulanmış, şaşırtmacaları şaşırtıcı olmayan ve klişe, ama yine de tat veren bir gerilim filmi gibi Kardeşimin Mezarı. Serisinin de ilk kitabı olarak ilgiyi hak ediyor.
Kardeşimin Mezarı
Kardeşimin MezarıRobert Dugoni · Altın Kitaplar · 2015247 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
1/10 puan verdi
Kitaba dün başladım ve dün yarıda, hatta çeyrekte bıraktım. Joyce Carol Oates'un en verimli yazarlardan birisi olduğunu biliyorum. Anladığım kadarıyla çok beğenilen eserleri de var. Bu kitabında da bir seri katilin iç dünyasına sokuyor bizleri, ama ben bunu 97'de Amerikan Sapığı'nı okuyarak yaşamıştım zaten, bir hafta kendime gelememiştim ki bunu zerre abartı katmadan söylüyorum. Aslında Katzenbach'ınki gibi gerilim kitaplarını okuyorum, ya da Stephen King'in eserlerini de. Ancak belki de bu okuduklarım çok ölçülü, çok şiddet sansürlü eserler, tabii bunu Amerikan Sapığı'nı ya da Zombi'yi düşünerek söylüyorum. Bir sapığın zihnini birebir bilmek başka birşey, bunun edebi bir tecrübeye dönüşmesi başka birşey. Şiddet ve cinayet sahnelerinin, sapıklığın bu derece ayrıntılandırılması beni rahatsız ediyor. Çünkü yazarın yeteneğini karakterin ruh halini şiddet halleri dışında bu derece ayrıntılandırmazken iş cinayete, öldürmeye, parçalamaya gelince birdenbire ustalaşması bana rahatsız edici geliyor. bu yaklaşım ticari bir yaklaşım da olabilir. Kitabın dikkat çekmesi için de yapılmış olabilir bu. Zombi'de daha 30-40 sayfaya varmadan okuduklarım beni çok rahatsız etti. Gerek var mıydı diye düşündüm. Bir seri katilin, bir manyağın, sapığın iç dünyasını bilmeye hakikaten ne gerek var? Eğer Oates'un yaptığı şey kendi toplumunu eleştirmekse bunu Ellis zaten Amerikan Sapığı'nda yapmıştı. Kendi adıma bu tür kitaplardan uzak durmak istiyorum. Hayatımda ilk kez bir kitabı çöpe atacağım. Bu kadar negatiflik yüklü, içinden kötülük akan bir kitabı evde tutmak istemiyorum.
Zombi
ZombiJoyce Carol Oates · Siren Yayınları · 201141 okunma
520 syf.
·
Puan vermedi
Rahat okunan bir kitaptı, bu tür kitaplarda bol bol karşılaştığımız basit, sığ diyaloglardan uzak, heyecanlı bir eserdi; ama yine de bazı yerleri atlayarak okuduğumu söylemek istiyorum. Gerçek edebiyat eserleriyle karşılaştırıldığında basit kalıyor bu tür eserler, ister istemez bir sıkıntı oluşturuyor bu da. Okurken film izler gibi bir hava oluşuyor, sürekli akış söz konusu ve hayalinizde canlandırmanız kolay oluyor. John Katzenbach'ın Psikoanalist adlı kitabı bu noktada gerçekten bir istisnaydı. Anlatımı daha ağır, derinlikli ve diyalogdan çok atmosfere önem veren bir eserdi o. Yine de sıkılmadan okunacak bir kitap Panzehir. İyi okumalar.
Panzehir
PanzehirDaniel Palmer · Koridor Yayıncılık · 2015469 okunma
Reklam
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Muhteşem Gatsby'den bir gün önce Kürk mantolu Madonna'yı okudum. Bir iki ay önce ise muhteşem bir eser olan Martin Eden'ı okumuştum ve hâlâ etkisindeyim. Üç kitap da çoğunluğun değerleriyle yaşayamayan insanları anlatıyor. Martin Eden aktif bir şekilde toplumun yücelttiği sahte değerlere karşı koyar ve bunu başaramayacağını anladığında son kararını verirken Kürk Mantolu Madonna'da karakterimiz toplum için en önemli değer olan ailesinin içinde bile sahteliklerle yaşıyor ama onlara asla gerçek kimliğini, göstermiyor. Gatsby şaşaa ve zenginliğin içinde bile aslında hayatının en önemli aşkı olan insana bütün sahte değerlerden uzak bir şekilde yeniden uzanmaya çalışıyor...ama Martin Eden'da olduğu gibi burada da acı bir yüzleşme söz konusu: sevdikleri insan sandıkları gibi değiller. Üç eser de çok iyi bir üslûpla, dille hikâyesini anlatıyor. Üçü de birbirinden iyi. Muhteşem Gatsby'nin anlatım ve üslûbunu daha etkileyici bulduğumu söylemem gerek. Okumayan varsa mutlaka okumalı, ancak hemen bir parantez açayım.Oda yayınlarının çevirisini okudum, bir kaç kötü hata dışında çok iyi bir çeviriydi, kötü hata diyorum, okurken farkedilmemesi imkânsız, mesela "sanki" sözcüğünün aynı cümlede 2 kez kullanılması gibi. Yine de çok iyi bir çeviri.
Muhteşem Gatsby
Muhteşem GatsbyF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202220,8bin okunma
648 syf.
7/10 puan verdi
Bu üçlemenin ilk kitabı ve hakkında güzel yorumlar okudum. Fantastik romanlar, sevdiğimi düşünmeme rağmen aslında en az okuduğum roman türü. Yarıda bıraktığım bir çok kitap var, bunların sebebi gerçeklik hissini bozan fantastik romanların olması, işin içine ejderhalar büyüler girdi mi ilgim sönüyor gibi. Kadim Kanunlar en azından birinci kitabın sonuna dek mümkün olduğunca gerçekçi bir tarzda devam ediyor. Özellikle ilk bölümlerde Engizitör Glokta'nın ağırlığı oldukça hissediliyor, kitap hemen etkisini gösteriyor. Konu olarak yeni birşey anlattığını ya da olduğunu düşünmüyorum, ama karakterlerin okumaya çalışıp bıraktığım bir çok kitaptan çok daha iyi çizilmeye çalışıldığını söylemem gerek. En azından Glokta karakteri cidden dikkat çekiyor. Bununla beraber kitap ilerleyip sayısı arttıkça karakterlerin çok fazla derinleştirilememesi, veya yüzeysel diyalogların olduğu bölümler de dikkat çekiyor. Bildiğim kadarıyla 3. kitap henüz çevrilmedi. İkinci kitabı okumak istediğimden tam emin değilim.
Şiddetin Tohumu
Şiddetin TohumuJoe Abercrombie · Artemis Yayınları · 2013212 okunma
136 syf.
9/10 puan verdi
Kılavuz'u okumaya başladığımızda ister istemez ne anlatıldığına dair sorular oluşuyor kafamızda: acaba anlatıcıyı takip ederken olup biteni kavrayabiliyor muyuz? Çünkü anlatıcı yani Uğur da emin değil tam olarak ne olduğundan, düşleriyle gerçekler içiçe geçmiş, daha önemlisi birbirine dolanmış halde akıp gidiyor. Bazen, hatta sık sık anlamaktan çok dilin güzelliğine kendimizi bırakabiliyoruz. Dil bu kadar güzel kullanılabiliyor mu? Aşağıdaki linkte çok güzel bir inceleme var, mutlaka okumalısınız: bulentozgun.blogspot.com.tr/2015/04/kilavuz...
Kılavuz
KılavuzBilge Karasu · Metis Yayınları · 2019727 okunma
187 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kumarbaz'ın en iyi yönlerinden biri, karakterlerin çeşitliliği, kişiliklerinin iyi ifade edilebilmiş olması. Herkesin içi görünüyor sanki; herkesi anlayabiliyor, çözebiliyor, görebiliyorsunuz. Çok rahat okunması da bir diğer iyi yönü eserin. Severek okudum. Bu kitaptan önce Martin Eden'ı okumuştum- 2 gün önce bitti aslında ve Martin Eden'da anlatılan insanların aynısı burada anlatılıyor, sadece hepsi daha renkli bir şekilde anlatılıyor. Okumayan herkese öneririm.
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202368,4bin okunma
520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Martin Eden'ı bitireli saatler oldu; ama ağlaya ağlaya bitirdiğim gibi, etkisinden kurtulamamış bir hâldeyim. Çok üzüldüm, çok moralim bozuldu. Jack London'ın daha önce muhteşem Vahşetin Çağrısı ve yine muhteşem öykü kitabı Ateş Yakmak'ı okumuştum ve kaleminin enfes tadından tatmıştım...Martin Eden, olay örgüsü anlamında insanı sıkabilecek bir kitap gibi duruyor, sıkabilir de...ama Jack London'ın karakter yaratma, geliştirme anlamındaki mahareti inanılmaz etkileyicilikte. Eser, çok iyi bir çeviriyle esneye büküle, döne çevrile öyle güzel bir şekilde hikâyesini anlatıyor ve Martin'i karşımıza öyle bir karakter olarak çıkarıyor ki benzerlerini kendi adıma çok gördüğümü söyleyemem. Edebiyatçıların en önemli yeteneği belki karakter yaratmada kendini ortaya koyuyor olabilir. Eğer bu bir kıstassa Jack London burada muhteşem bir maharet gösteriyor, Martin Eden hiç bir zaman kolayca unutulamayacak bir karakter. İnanın bu yorumu yazarken bile gözlerim dolu dolu...Klasikleri 40'lı yaşlardan sonralara bırakmakla doğru bir karar verdiğimi görüyorum....
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,6bin okunma
Reklam
2/10 puan verdi
Refik Halid Karay'ın bu eserini yarım bıraktım çünkü siyasi yaklaşımı edebiyatının önüne geçmişti: evet sözcükler, cümleler aynı diğer kitaplarındaki gibi etkileyici, canlı, güzel... ama kitap bir karalama zihniyetiyle yazılmış, bu kadar kasıtlı karakter karalamak olmaz zira. Kadınlarla gününü gün etmek için elinden geleni yapan, ama bunu dini kimliğiyle çözüveren, insanların dini duygularını sömürerek aslında cinsi ve diğer hislerini tatmin eden kişi ise Kenan Rıfaî'yi temsil ediyor...
Kadınlar Tekkesi
Kadınlar TekkesiRefik Halid Karay · İnkılâp Kitabevi · 2021143 okunma
·
Puan vermedi
J.G. Ballard'ın kesinlikle ilgiyi hak eden bir yazar olduğu ortada. Bu kitap söylemek istediklerini söyledikten sonra tekrarlara düşerek bir noktadan sonra sıkıcı bir hâl alıyor...
Öteki Dünya
Öteki DünyaJ. G. Ballard · Sel Yayıncılık · 201367 okunma
Geri133
507 öğeden 496 ile 507 arasındakiler gösteriliyor.