Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

SELMAN AYGÜN

Kötülüğün ve iyiliğin meleğine, pişmanlığın, af dilemenin gelmiş geçmiş en büyük kraliçesine, şeytan ile meleğin olağanüstü birleşimine, iyilik ve kötülük kavramlarının ötesine geçene. Gözyaşlarıyla okyanuslar dolduran Melek Tavus ve Meleknaz birleşiyor yavaş yavaş. Uzaklarda birkadın, ''İnsanlık ağacının kırılmış dalıyız'' diyerek ağlıyor.
Sayfa 55
Reklam
Bir yer var İyiliğin ve kötülüğün ötesinde Seninle orada buluşacağız
Harese nedir, bilir misin oğlum? …develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. Demin de söyledim hırs ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz kendi kanının tadından sarhoş olur.
Sayfa 47

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Evlerde ölgün ışıklar yanıyor. Sanki mezotopamya tarihinin bütün acıları karanlıkla birlikte şehrin üstüne çöküvermiş gibi.
Sayfa 27
Endülüs ovaları ile arasında vapurla iki saatlik bir mesafe vardı ancak, ama kendisiyle piramitler arasında çöl vardı. Delikanlı durumu başka bir açıdan da görebileceğini düşündü. Aslında şimdi hazinesine iki saat daha az uzaktaydı. Bu iki saatlik menzile varmak için aşağı yukarı bir yıl harcamış olsa bile.
Reklam
Öyle zamanlar vardır ki, insan hayat ırmağının akış yönünü degiştiremez
Değişmek istemiyorum, çünkü nasıl değişeceğimi bilmiyorum. Artık tam anlamıyla kendime alışmış durumdayım.
Sayfa 75
Bu adam ve ötekiler, hepsi birden, beş-altı saat içinde nasıl buluvermişlerdi! Gösteriden önce birbirinden yüksek konulardan konuşan, fikir aleminden yere inmek istemeyen,adi arzular ve ihtiraslara karşı örnek bir aşağılama besleyen büyük üstattlar, derece derece alçalarak aç bir hayvan haline gelmişler ve işte böyle karşısına, burnunun bir karış ilerisdine kadar sokulmuşlardı. Macide bir insanı insan yapan şeylerden en küçük bir zerresinin bile, şu anda önünde dikilen bu herife mevcut olmadığını görüyor ve asıl garibi, buna hayret etmiyordu. Oysa şimdiye kadar, insan kafasına doldurulan ve oarada eriyen şeylerin ruhumuza ve en küçük hücremize kadar gireceğini, bizi böyle hayvan olmaktan kurtarıp daha başka, daha temiz bir şeyler yapacağını sanmıştı. Hala böyle olması gerektiği kanaatindeydi ve kendikendine: ''Bunlar zaten başka bir şey değillermiş. Bütün sözleri, okudukları, yazdıkları,düşündükleri yalanmış. Fakat herkesin böyle olması gerekmez ya... Öyle insanlar olabilirki hayatta onları bir an bile bu vaziyette görmek mümkün değildir!'' dedi.
Sayfa 155
Gerçekten çirkef mahluklarız! Ne yüzle, hangi cesaretle temiz kalmaktan, kendi dünyamıza çekilmekten bahsediyorum? Ben... Ben... Ne yüzle... Sonra bu Nihat neler yumurtluyor? Onun her saçmalığını bilirdim ama büyüklük delisi olduğunu şimdi öğreniyorum. Dünyaya hükmetmeye çalışıyormuş! Dünya kim? Benden başka dünya var mı? Herkesin bir tek dünyası vardır, oda kendisi... üst açıklamasıyla ilgilenmeye bile değmez. Zekiolmak, kuvvetli kafa ve bilgi sahibi olmak neye yarıyor? Bizi istediğimiz mutluluğa götürmedikten sonra...
Sayfa 168
Papalagi, bütün gücünü ve bütün aklını, nasıl ederim de şu zamanı genişletirim diye düşünerek kullanır. Zamanı durdurabilmek için suya, ateşe, fırtınaya, hatta gökyüzündeki şimşeklere bile başvururur. Daha çok zamanı olsun diye ayağının altına demir tekerlekler, sözcüklere kanat takar. Peki, ne içindir bütün bu çaba? Papalagi, zamanıyla ne yapar? Büyuk ruh tarafından fono'ya davet edilmiş gibi sözler etmesine, elini kolunu sallamasına rağmen anlayabilmiş değilim bunu, doğrusunu isterseniz.
Reklam
İntihar
Bazı hastalıklar vardır ki bir toplum içinde yıllık oranları pek değişmeden kalır , ama bir toplumdan ötekine epeyce fark eder. Delilik böyle bir hastaliktir. Her intiharda bir akıl bozukluğu belirtisi görmekte az çok hakli olsak, ortaya koyduğumuz sorun çözülür ; insanın isteyerek kendini öldürmesi biteysel hir hastalık olur.
Sayfa 18
Belki de hayvanlar kendi sevgi açlıklarından değil, aslında kimin sevgiye sevgiye ihtiyacı olduğunu hissettiklerinden takip ediyorlardı peşlerine takıldıkları kişileri belkide gerçekten yanlış anlaşılıyorlardı.
Tümüyle benliksiz bir aşktı bu; Tereza Karenin'den birşey istemiyordu; onu sevdidiye karşılığında kendisini sevmesini bile beklemiyordu. Üstelik hiçbir zaman kendikendine; insan çiftlerine yaşamı zehireden soruları da sormamıştı: Beni seviyor mu? Benden daha çok sevdiği bir başkası var mı ? Benim sevdiğimden daha çok seviyor mu beni? Aşkı ölçmek, sınamak. denemek ve kurtarmak aşka yönelttiğimiz bütün bu sorular belki de her şeyin yanı sıra aşkı kısaltmaya da yarıyor. Belki de sevememizin nedeni çok sevmek istememiz, yani karşımızdaki kişiden hiçbir istekte bulunmaksızın, ondan onunla birlikte olmaktan başka birşey istemeksizin kendimizi ona verecek yerde ondan bir şey (aşk) talep etmemizdir. Bir şey daha var ; Teraza,Karenin'i olduğu gibi kabul etmişti; onu kendi imgesinde yeniden yaratmaya çalışmamıştı; daha işin başından onun köpek yaşamıyla uzlaşmış, onu bu yaşamdan yoksun etmeye çalışmamış, kendine özgü gizlikapaklı işlerini kıskanmamıştı. Onu eğittiyse, bu onu dönüştürmek için ( kocanın karısını ya da karının kocasını yeni baştan yaratma çalışması gibi) değil ona birlikte yaşamalarına yarayacak temel dili öğretmek içindi.
Sayfa 316 - Can yayinevi
Yüklerin en ağırı ezer bizi, onun altında çökeriz, bizi yere yapıştırır bu ağırlık. Öte yandan her çağda yazılmış aşk şiirlerinde, kadın erkeğin bedeninin ağırlığı altında ezilmeyi özler. O halde yüklerin en ağırı aynı zamanada yaşamın sağladığı en şiddetli doyumun da imgesidir. Yük ne kadar ağır olursa, yaşamlarımız o denli yaklaşır yeryüzüne, daha gerçek daha içten olur.
Sayfa 13 - Can yayınları
Geri112
194 öğeden 181 ile 194 arasındakiler gösteriliyor.