Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
-Aşk acısı acıların içinde en fasulyeden olanı... -Nasıl yani? -Sen anneni kaybettin mi? -Aman Allah korusun. -Değil mi? Allah korusun. Peki sana şöyle sorsaydım: Irmak seni hiç terk etti mi? Aman Allah korusun demezdin. -Hiç bir şey anlamıyorum. Fazla kaçırdın rakıyı... -Rakıyla alakası yok insanların hayatındaki insanları hep yanlış
Eylülde çıkacak olan kitaptan alıntıdır.
"günlerden Pazar, yağmur yağıyor. Kalorifer çok yeni daha evimizde, ne Memet Ali yakmaya alışmış, ne biz yanına gidip ısınmaya. Ablamla orta odadayız, tek ablam, ağzı var dili yok ablam; konuştuğunu hiç hatırlamıyorum. Ben gözbebeğiyim yine de, erkek çocuk; büyük övünç belgesi gibi duvara asası geliyor herkesin beni, görür görmez" diye
Reklam
219 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Hayata yeniden baslamak gibi bir hayaliniz var, şehrinizle birlikte hayatiniz da değişiyor. Hayatınıza giren adamın adı Berk. Sizi çok seviyor ve tabi siz de onu. O kadar uyumlusunuz ki anlatamam, aaa durun bir dakika, aslinda pek de öyle değil sanki. Ayrı dünyaların insanları mı aşık olmuş yani birbirine! Neyse neyse yine de aşk güzel, idare edersiniz. Aradaa gecen olaylardan bahsetmesek iyi olacak ama Berk size bir gecelik almış. Koydunuz çekmeceye duruyor. Zaman geçiyor aradan ve o da ne, aldatılıyorsunuz... Hem de kiminle, bu kadın da kim böyle, size hiç benzemiyor, alakasız biri. Neyse sonuçta aldatılmışsınız ve birşekilde o kadınla konusma imkanı buluyorsunuz ve ikiniz de Berkle olan serüveninizi anlatan bu kitabı yazıyorsunuz. Herşey iyi güzel, birşeyler olmuş da, o bahsettiğim gecelik de neyin nesi değil mi? Berk o geceliğin aynısından, sizi aldattığı kadına da almış ve ikiniz de "sadece bir geceliği" sadece bir geceliğine" giyiyorsunuz. Ilginc değil mi, ürpertici.Yalnız birşey daha var. Kitap gerçekten içindeki kahramanlara, Nihan ve Yonca'ya ait. Bu çok daha ürpertici. Ben olsam nasıl davranïrdım bilemiyorum...
Sadece Bir Gecelik
Sadece Bir GecelikE. Nihan Durukan · Epsilon Yayıncılık · 200388 okunma
112 syf.
4/10 puan verdi
Neden bu kadar abartıldığına dair şöyle bir teorim olan kitap: Malumunuz ülkemizde okur oranı epey bir düşük. Kendini okur olarak tanıtanların seviyesinin nerelerde olduğuna ise kitap listelerine bakarak ulaşabilirsiniz. En çok okunan kitaplar listesinde "Kocan Kadar Konuş, Pucca serisi" gibi kitaplar olduğu sürece bu ülkede her "Okuyorum ben ya!" diyene inanmayacaksın. Dolayısıyla biri demiş ki "Bu kitap hayatıma anlam kattı. Diğeri bakmış "Aaa ne kadar da kısa bir kitap, ben de okuyayım hayatım anlamlansın." demiş. Böyle böyle yayılmış bu kitap. Evet, teorim budur. Ne buldu bunca insan bu kitapta? Hayatın anlamı neymiş? Ne anlatıyor bu kitap size? Aynı teoriyi tersten okursanız Tutunamayanlar'a çıkar yolunuz. Karmaşık ise güzeldir. Herkesin anlamayacağını düşündüğünüz bir kitabı mutlaka siz anlamışsınızdır ve sevmişsinizdir. Tutunamayanları bu kadar kitap okuyan ben anlamayamadım, favori kitapları Pucca olanlar nasıl yalayıp yutmuş oluyor bakın bunu da anlayamıyorum. Sözün özü, basit cümleler içeren bir kitap. Hayatın anlamını bulamadım ben.
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015234,2bin okunma
BEN TAMİRCİ DEĞİLİM Evle ilgili problemler insanın hayatını karartabilir. Akan bir musluk, bir elektrik problemi, badana zamanı, tahammül etmek için çelik gibi sinirler gerektiren dönemlerdir. Diyelim ki bir şey bozuldu, tamirci çağırdınız. Tamirci gelir, yaklaşır ve tamir edilecek yere, kafasını tek yana eğerek bakar. Öyle uzun, boş
639 syf.
8/10 puan verdi
Cilt I Nikita Kruşçev Nikita Sergeyeviç Hruşçov, doğru okunuşu Hruşçyov olan soyadı, Türkiye'de genellikle İngilizce Khrushchev yazımındaki gibi Kruşçev olarak telaffuz edilir. Stalin’ in ölümünden sonra 1953-1964 yılları arasında 11 yıl süre ile Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri olarak görev yapmıştır. Anılarını iktidardan
Kruşçev' in Anıları I-II
Kruşçev' in Anıları I-IIEdward Crankshaw · Milliyet Yayınları · 19715 okunma
Reklam
208 syf.
9/10 puan verdi
Sizler farkında değilsiniz belki ama bazı insanların sıkı sıkıya sarındıkları kalkanları onları ayakta tutan tek şeydir . Siz sırf egonuz uğruna o kalkanı kırarsanız ama ben bi şey yapmadım kendi hatası diyerek ancak vicdanınızı susturmaya çabalarsınız . Belki işe de yarar ama sonuç değişmez . Eğer birinin mutluluğu için çabalamayı göze almadıysanız bırakın herkes kendi dünyasında mutsuz yaşasın . Çünkü hayatı boyunca mutsuz yaşamış ve mutsuzluğa alışmış bir ruh , mutluluktan yükseklere uçup yere çakılan bir ruhtan daha az hasarlıdır ve yaşama imkanı daha fazladır . Kitapta da göreceğiniz şey egosu kendinden on adım önde giden bir gerizekalının aaa beni nasıl sevmez ben ona gösteririm diye mahvettiği insanlar .
Bir Kadın Düşmanı
Bir Kadın DüşmanıReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20104,023 okunma
158 syf.
7/10 puan verdi
Sene 1957'de Turhan Selçuk ve İlhan Selçuk’un çıkardığı Dolmuş Dergisi’nde “Stepne” takma adıyla dizi olarak yayınlanmış.Öyküye vurarak aslında dönemi eleştiren bir eser.O dönem başta Demokrat Parti, Adnan menderes var.Şimdi siyasi tarihim çok iyi değildir.Ne yapmıştır etmiştir Adnan Bey çok iyi bilmiyorum ama kitaptan yola çıkarak o dönem
Don Kişot İstanbul'da
Don Kişot İstanbul'daRıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 2017241 okunma
222 syf.
3/10 puan verdi
Uzun zamandır elimde adete sürünen bir kitap oldu kendisi.Çünkü bir türlü okumayı beceremedim. Çünkü kitap hiç akıp giden bir kitap değil maalesef ! İlk defa Sabahattin Ali kitabında skıldım offladım puffladım ! Osmanlıca sözcükler pek fazla olduğu için kitabın akıcılığı sekteye uğramış maalesef.Ayrıca benim kitap hakkında ki beklentim çok farklı yönlerdeydi açıkçası. Ben sanıyordum ki böyle daha çok Efelikle ilgili falan bir şey.Mekanlar yine Balıkesir-Aydın-İzmir olunca insan böyle düşünüyor tabi bilmiyorum ya da benin kuruntum :) Ama tamamen bir aile drama bir aşk kitabı diyebiliriz.Aslında aşkta yok tam anlamıyla içinde.Ben böyle saçma bir aşkta görmedim arkadaş ! Karakterler desen ayrı felaket hepsine ayrı ayrı uyuz oldum ! Hiç mi sevimli göze gönle yaraşır bir karakter olmaz canım aaa ! Kısaca konusuna gelecek olursak ; Balıkesir-Edremit'in köylerinin birinde geçen bir hikaye diyebiliriz.Başrolde bir şeye balta olamamış Yusuf 15 yaşındaki Muazzez adlı bir kızı sever kız da bunu sever ama cadı annesi kızı bu Yusuf'a vermek istemez fukaralık çekmesin diye kötü adamın birine vermek ister.Ama aşıklar kaçıp evlenip mutlu olalım derken hiçte umdukları gibi olmaz.Kızın babası ölünce annesini de yanına alırlar ve cadı kaynana güya kızını sefaletten kurtarıcam diye elalemin heriflerini eve toplayıp toplayıp içki alemleri yapar.Mal Yusuf 'ta ölümüne boynuzlandığı halde hiç bir halt yapmaz ama en sonunda basar gözleriyle görünce artık bir şeyleri kendisine bir dellenme gelir ve ortalığı yakar yıkar kızıda alır başka yerlere kaçmak ister kızda o hengamede yaralanır ve en sonunda ölür !
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021173,5bin okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Kitapsever çevremde Milan Kundera’nın yaşayan en iyi romancı olduğunu düşünen bile var. (Kundera’ya başlamayı çoktandır çok istemem, bu en bilinen romanının en sabırsızlandığım kitaplardan biri olması falan bilmiyorum hafifletici neden olur mu ama) Okuduğum ilk Milan Kundera kitabı oldu. Yazarın hem entelektüel donanımına ve üslubuna hem de bu kitapla işlediği konulara bayıldım. Yaşayan en iyi romancı mıdır bilemiyorum, yorumlamak haddim de değil, ama Kundera okumaya devam edeceğim kesin. Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği’nde en sevdiğim şeyler nelerdi diye düşününce; Bir kere aşka dair bir roman :) Tabi konu aşk olunca öyle stabilite falan pek aramayacaksınız, nitekim metnin hafifliğini / uçarı akışını, bir de cinsellik konularını cesurca işlemesini (sevmeyenler de varmış yorumları okuyunca ama) ben sevdim. Yazarın roman kahramanlarının hissettiklerine, düşüncelerine geniş yer vermesini çok sevdim. Romanın içine girmeyi çok kolaylaştırmış. Okurken bazı yerlerde sanki anlatılan kahraman benmişim de tüm olanı biteni ben yaşıyormuşum gibi hissettim. Romanda muhtelif yerlere serpiştirilmiş felsefi argümanları sevdim. Her ne kadar biraz zor bir araç olsa da, felsefenin dokunup da ilginç kılmadığı bir şey yok zaten. Rusların Çekoslavakya’yı işgali, savaşın kötülüğü gibi konular romanın arka fonuna harika yerleştirilmiş, bunu takdir ettim. Aaa unutmadan, kitapta işlenen hayvan sevgisini çok ama çok sevdim. Bu yönünü hep hatırlayacağım. Neyse uzatmayım, bazıları bu kitabı marjinal bulacaktır, ama ben hem Kundera’yı hem de bu kitabını çok beğendim.
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Varolmanın Dayanılmaz HafifliğiMilan Kundera · Can Yayınları · 201910,3bin okunma
Reklam
Bu da böyle bir anımdır
Arkadaşlar bugün çok ilginç bir tesadüf yaşadım. Bunu sizinle paylaşmak istiyorum Bugün okulda ders arasında arkadaşımla konuşurken bana bir site bulduğunu çok hoş bir yer olduğunu filan söyledi. Sitenin adı filan derken site 1k çıktı. Dedim ben zaten epeydir o sitedeyim. Aaa gerçekten mi? Kullanıcı adın ne derken 1000kitaba girdik, bir de ne görelim zaten birbirimizi takip ediyoruz. Ve burada çok sevdiğim bir arkadaşım olarak nitelendirdiğim Panda Okur benim gerçek hayattaki en iyi arkadaşlarımdan biri çıktı. Kendi kendime dedim ki demek ki bir insanın kafası biriyle uyuşuyorsa her koşulda uyuşuyormuş arkadaş.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.