Devam edemedi, kâğıdı buruşturdu, attı.
"Artık her şey bitti."
İki genç kadın merakla sordular.
"Ne var? Fena bir haber mi?"
Necil Sabit içini çekti.
"Ne yapalım? Sonunda ölüm yok ya."
Fahir Bülent arkadaşına baktı. Bu tevekkül değil, kadere, çaresizliğe teslimiyetti. Necil Sabit eğer ağlamış bile olsaydı bu kadar acı, istiraplı olmazdı.