Türkeş cezaevinden çıktıktan sonra, kendisine yönelik muhalefetin gücünü öğrenmek ve partiyi kontrol altında tutabilmek için "Dedeman Toplantıları"nı organize etti. Ülkücü Hareket'in önemli isimleri bu toplantılarda bir araya gelerek hareketin geleceğini konuştular. Namık Kemal Zeybek, Sadi Somuncuoğlu, Yaşar Okuyan ve Cengiz Gökçek'in
Elçileri öldürenlerin sonu acıklı bir ölüm olacak
Kubilay, 1253 yazının sonlarında görevine hazır olduğunu hissetti. Birliklerini Şınzi'nin kuzeybatı eyaleti olan Lin-tav'da toplayıp, güneye uzun yürüyüşüne başladı. Yünnan yaylasına ulaşmak için ordusuyla birlikte engebeli ve dağlık araziden geçmesi gerekiyordu. Ta-li devletinin bulunduğu vadinin yolu, Siçuan'dan geçiyordu. Bu vadiyi üç büyük
Arkadaşlar! Sanayice geri kalmış memleketler, sanayi tesisine teşebbüs ettikleri zaman, sanayice ileri memleketler onlara gülerler. Bir memlekette sanayi tesisi heves edildiği kadar kolay değildir. Bunu için, teşkilat ister. En hevesliler, iki senelik müşkülat karşısında teşebbüslerinden vazgeçerler. Sanayide geri kalmış milletler, bu güçlükler yüzünden, büyük sanayi kuramamışlardır. (Başvekil İsmet Paşa - Eskişehir Şeker Fabrikasının açılış töreni -5 Aralık 1933)
Sayfa 134Kitabı okudu
Meclisin açılış töreni ve takip ettiği politika itibariyle bugünkü muhafazakar çevrelerin neden 23 Nisan'a cephe aldığını anlamak zordur.TBMM cuma günü, cuma namazı sonrasında, dualarla açılmıştır.
Kronik KitapKitabı okudu
Güneş Solmasın diye kesinlen iki ayaklı kurbanlar
Törenlerde, solmasın diye güneşe binlerce savaş tutsağı kurban edilir.
Aztek imparatorluklarından Ahuitzotl'un, yaptırdığı Büyük Tapınak'ın açılış törenlerinde (İ.S.
1486) bir kere de 20 bin insan kurban sunduğu tarihlerde yazılıdır.
Sayfa 121 - İmge YayınlarıKitabı okudu
Tıbbiye'nin kuruluşunun anlamını en çok belirten olay, padişahın (2. Mahmut) açılış töreninde ilginç bir söylev çekmesidir :
''..Tıp öğretimi Fransızca yapılacaktır....tıp üzerine yazılmış Avrupa eserlerine kıyasla Arapça eserler artık yetersizdir.. Fransızca öğrenmenizi istemekten maksadım tıbbı öğrenmeniz ve bu bilimi adım adım kendi dilime kazandırmaktır..''
Sayfa 186Kitabı okudu
Hazır Giyim -Açılış Sözü-
Biz dediğimiz zaten nedir ki? Kimdir? Etinden, kumaşından, var olduğu zamanın töresinden bağımsız bir biz var mıdır ki?
Sayfa 63 - Metis Yayınları- 1.baskı, Mart 2007Kitabı okudu
Geçmişin hesabı değil
Aslında derdim
Geleceğin kaygısı.
Kapanmış perdenin
Yeniden açılış sancısı
Sahne aynı, oyuncular yeni
Sayfa 28Kitabı okudu
-İSTANBUL 1969-
Çok gürültü var şimdi. Kitaplıktayım. Akademi öğrencilerinden bir grup eserlerini sergiliyor.
Açılış var yan salonda.
Ne özenle giyinmiş kızlar. Farkındalar. Konuklarını karşılıyor, yüzlerinde, bu kadarına alışmadıkları için zorlukla taşıdıkları gülümsemelerle eğiliyorlar. Gelenlerin çokluğu karşısında ilgilerine bir tekine veremiyorlar tümüyle. Dağıtıyorlar, geçiştiriyorlar.
Gelenlerin içinde samimi hatta bir parça senli benli oldukları arkadaşları da vardır. Ama sonucu değiştirmiyor bu, onlara da aynalarda provasını yaptıkları nezaketten dağıtıyorlar.
Başka türlüsüne zaman yok, kapıdan hemen bir başkası giriyor.
Gelenlerin hepsine yetmedi için böyle davrandıklarını kabul ediyoruz.
Dostları bu durumda ‘ dostumuz değişmiş ‘ diyecekler.
Bu değişmenin onlarda ebediyen kalacağında endişe edecekler.
Sadece bir sergi süresince buna katlanmaya razıdırlar.
Yine de sessizce çıkıp gitmeyi düşünürler, acınarak ve başlarına gelen bu küçücük yaralanmanın bütün yüreklerine yayıldığını hissederek.
İnsanlar sersemliyorlardı. Yerlere düşerlerken, kulakları uğulduyor, el ve ayak parmakları uyuşuyor, göğüslerine bir ağrı saplanıyor ve terliyorlardı. Buna vecit hali deniyordu. Kramp yüzünden pençe gibi görünen elleriyle insanlar yerlere yuvarlanıyordu.
Bu mutlak saadet yerine geçiyordu.
“Din işindekiler buna ‘ıstakoz avlama’ diyorlar,” dedi menajer.
Sürekli tekrarlanan hareketler etkiyi artırıyordu ve sahnedeki açılış gösterisi hep aynı temrinle devam ediyordu. Seyirciler hep birlikte alkış tutuyorlardı. Uzun sıralar halinde kol kola girmiş olan bu insanlar hezeyan içinde sağa sola sallanıyorlardı.
