Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir aşk gecesi, yarını olsun veya olmasın, adi bir hırsızlık gibi gece vakti bitmez.
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
Reklam
Şubat
Ben bu içimin yankısı, ben bu içimin koruyla bu narı daha fazla taşıyamam. Düşecek ellerimden, dağılıp dökülecek odaları, dayanamam. Benden sana mevsimlerden anne, uykularımdan tüller, ömrümden ağrılar sızmıştır. Bu aşk bende bir imkânsızlık tasarımı gibi kaldı, kaldıramam. Adı Şubat olan bu şiirde kalbim uzun bir nehir gibi ağrıyor. İnat yumağım çözüldü. Sol omzundan siyah atımı, sana düştüğüm o eski şubattan çukurumu alıyorum. Benden kalan boşluğa kırmızı bir araf düşüncesini koy. Nasıl hatırlanırsa bir yaprakta bir orman bu kez o olsun beni sana hatırlatan.
Bence şeytan ve Allah diye kâinatta iki kuvvet yoktur. Hepsi, her şey bir tek hakikatin, bir tek kudretin görünüşü. Cüz ve ferdlerden en muazzam güneşlere kadar, insandan, göze görünmeyen böceklere kadar hep bir tek yaratıcı kudretin eseri. İyi kötü, güzel çirkin, Allah Şeytan; bunlar, icat edilen isimler. Hepsinin arkasında, kendi kendini halk etmiş olan ve mütemadiyen halk etmekte olan kudret var... O, o... Kâinat denilen perdeye , gölgelerini aksettirmek için yaratmak fiilinde devam eden Halik... Adı Allah , Rab, ne olursa olsun. Nurunun en parlak, en ezelî olduğu bir yer, sırrının makesi bir tek şey vardır : Aşk !
Şubat
Ben bu içimin yankısı, ben bu içimin koruyla bu narı daha fazla taşıyamam. Düşecek ellerimden, dağılıp dökülecek odaları, dayanamam. Benden sana mevsimlerden anne, uykularımdan tüller, ömrümden ağrılar sızmıştır. Bu aşk bende bir imkânsızlık tasarımı gibi kaldı, kaldıramam. Adı Şubat olan bu şiirde kalbim uzun bir nehir gibi ağrıyor. İnat yumağım
Derviş
Șimdi gül deyince insanın aklına tuhaf şeyler geliyor. Ben mahallede iki tur dolanıp mezarlık duvarından aşınca gül mü kopardım Ayșe'ye vermek için? Değil. Ayşeler çoktur da onlara çiçekçiler de çoktur, benim işim olmaz. Hayatta bi kere çiçek taşımışlığım var, onu da poșete koydum da yürüdüm. Lisede hem de rezillik. Okulun müdürüne
Reklam
_Kendine gülmeyen ustaya şaşarım. Güler geçerim ona işte. Öz evimde yaşarım. Benzemem hiç kimseye. _İnsanın kendine gülebilmesi; şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun; en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermediler. Belki de kahkaha, bilgelikle birleşecek, geriye yalnızca "şen bilim" kalacaktır. Şu anda
"Bir iliskide, uzun süreli beraberlikte -adı ne olursa ve kimler arasında olursa olsun- asıl belirleyici olan her iki tarafın da kendini nefes alacak kadar rahat hissedebilmesidir. Bu çok önemlidir. Aşk kadar önemlidir. Çok az da olsa bazı aşklarda, aşkın sevgili bir dostluğa dönüşmeyi başardığı yıllarda bu yan yana özgür olabilmek aşktan da önemlidir..."
Mihail Yuryeviç Lermontov, Kafkasya'da Rusya'nın ete kemi­ğe bürünmüş haliydi. Gördüğü manzara karşısında büyülenen o aksi, gösterişli ve genç subayların ilk örneklerindendi. O, Rus halkına Kafkasya'yı tanıtan büyük bir yazardı. Rusların gözünde "Kafkasya Şairi" olarak yerini koruyor. Adı, kısa ve bahtsız hayatı ile acıklı
678 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.