“Ah bir çare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluyoruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek tanımadığı bir başka erkeğe rastlasa yüzüne bakmaz, söz söylemez. Lakin tanımadığı ve daha önce görmediği bir kadına rastladığında gülerek yüzüne bakmaya, söz söylemeye başlar ve kovsalar bile yanından ayrılmaz. Demek oluyor ki biz, kadınları insan sırasına koymuyoruz. Kendimizi eğlendirmek için onların ruhunu sıkılıyoruz.”
Sayfa 45 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Ah! Erkeklerin sevgisine inanmak, onların sadakatine aldanmak ne büyük bir kabahat! Ah biz zavallı kadınlar! Biz evlendiğimizde sanıyoruz ki bir koca, bir yoldaş alıyoruz. Halbuki erkekler bize o gözle bakmıyorlar. ''
Sayfa 60 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ah bu kadınlar ahhh.... Ne çok seviyoruz sevilmeyi, özel olmayı, sevildiğimizi hep hissetmeyi. Bu durum fizik kanunları kadar net ve kesin bir durum ve dünya döndükçe biz kadınlar bu isteklerimizden, bu tutkularımızdan hiç vazgeçmeyeceğiz.
Biz kadınlar için sevdiğimiz uğruna hiçbir iş çok adi, hiçbir hizmet küçültücü değildir ve ah ben nasıl sevdim seni…
Bir insanı ancak sevgi hayatta tutabilir.
Sayfa 91 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Oralarda herkes Fatmaymış! Fatma kim mi? Fatma sadece bir sembol aslında.Ezilen, itilen, hiçe sayılan, görmezden gelinen, bırakın konuşmayı ses etme hakkı verilmeyen, adeta bir eşya gibi alınan satılan, değiş tokuş edilen, dövülen, öldürülen, yaşasa bile insanca yaşama hakkı elinden alınan tüm kadınları temsil ediyor Fatma.Sanki coğrafyaya
Bugün 11 Ekim yani Dünya Kız Çocukları Günü. Yani ne yaparsa yapsın sürekli hor görülen kızlarımızın günü. Ne yaparsa yapsın her zaman eleştirilen, hor görülen yetmeyip üstüne tacize uğrayan o da yetmeyip boşanmak istediği için tecavüze uğrayan, mini etek giydiği için tecavüze uğrayan, sırf geç saatte dışarda diye ya da tek başına diye dayak yiyip yine tecavüze uğrayan kızlarımızın, kadınlarımızın günü. Ne güzel sahip çıkıp ne güzel seviyoruz değil mi kadınlarımızı. Biz erkek adamız yapariz ama o kadındır yapamaz. Kıyafetinden, giyim kuşamından, iş hayatından, konuşmasından kısacası herşeyine müdahale ettiğimiz tüm kadınlara yıllar geçse de hep bir özür borçluyuz. Öldürdüğümüz, yok saydığımız, ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaptığımız tüm kadınlar bizi affetsin. Biliyorum yine slogan olarak kalacak, yine medya konuşacak, yine devlet adamları samimiyetten uzak açıklamalar yapacak, yine katiller elini kolunu sallayarak dışarda gezecek. Fakat sizler tüm bunlara rağmen hayatın tüm alanlarında yine mücadele edecek, var olacak, yaşayacak, yaşatacaksınız. Çünkü Neşet Baba'nın deyimiyle siz insansınız biz insanoğlu. Hem ülkemizde hem dünyada tek bir kız çocuğunun ölmediği, şiddete maruz kalmadığı bir dünyaya uyanmak dileğiyle. Umarım o gün en kısa sürede gelir. Bu vesile ile Tüm dünyadaki kız çocuklarımızın, annelerimizin, kadınlarımızın Dünya Kız Çocukları Günü kutlu olsun. İyiki varsınız 🙏
Benim güzel ülkem...
Her toprağı şehit kanı dolu ülkem.
Vatanların en güzeli...
Üstünde nice güzellikler boy gösterirken bir yandan da ne büyük acılara şahit oldun.
Okuma sürecimde fark ettim ki bu konuyla ilgili ne çok kitap okumuşum. Şunu ifade edebilirim: bu konu evrensel bir konu. Zamandan ve mekandan bağımsız. Maalesef tarihin birçok
Gizli sadakatsiz olun, ne gerek var onu duyurmanıza?
Yaptıklarıyla övünen saf bir hırsız var mıdır?
Hem yatağınızı ihmal etmeniz,
Hem de bunu gözlerinizle ele vermeniz,
İki katına çıkarır suçunuzu.
İyi yönetilen ayıp bile yapaylıkla dolu bir söylenti olur.
Kötü söz, kötü hareketleri iki kat ağırlaştırır.
Ah biz zavallı kadınlar! Kolayca kanan bizleri
Yalnızca sevdiğinize inandırın yeter,
Kolunuz başkalarında da olsa, bize gösterin giysinizin yenini,
Sizin bir hareketinizle biz size döneriz,
Bizi kolayca etkileyebilirsiniz.
Annem kadınlar mezarı
Uzun bir erkekten geriye kalan
Ay ışığında namaza soyunuyor
Bahçelerin ilk harfi gün ağarmadan
Parmakları eteklerinde bir eski günah
Günde dört çeşit hapla bedenini koruyor.
Ah o yaşlanmış ölü
Babamdan da uzak konuklarız biz
İnce gardiyanları hatıraların
Birer yaşama tabutu sevgimiz
Biraz daha gömüyoruz her gelişimizle
Annemi erkekler yalnızlığına...
''Ah biçare kadınlar, neler çekerlermiş. Biz erkekler onları kukla mesabesinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluruz. Bu ne rezalet ve küstahlık. Bir erkek, tanımadığı başka bir erkeğin yüzüne bakmaz, söz söylemez. Lakin tanımadığı ve hiç görmediği bir kadına gülerek yüzüne bakmaya ve söz söylemeye
"Ah bi-çare kadınlar ne çekerler imiş! Biz erkekler onları kukla mesabesinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek tanımadığı bir başka erkeğe rast gelse yüzüne bakmaz. Söz söylemez. Lakin tanımadığı ve hiç başka defa görmediği bir kadına rast geldiği gibi gülerek yüzüne bakmaya ve söz söylemeye başlar. Ve kovsalar bile yanından ayrılmaz. Demek olur ki biz karıları insan sırasına koymayız. Kendimizi eğlendirmek için onların ruhunu sıkarız."
Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz.Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluyoruz.Bu ne rezalet! Ne küstahlık!