Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Yarabbi, ne kadar güzel!" diyordu, içinden; "İnsan nasıl bu kadar güzel olabilir? Bu beyaz ten, bu havuzlar gibi derin gözler, bu içlerinde ruhun ışığı parlayan gözler; insan, gülümsemesini bir kitap gibi okuyabilir. Ne güzel dişleri var... Hele başı... Omuzlarının üstünde ne güzel duruyor, bir çiçek gibi sallanıyor... güzel kokular saçıyor sanki. İşte, kalbim yerinde durmaz oldu gene... Yepyeni bir şeyler duyuyorum... Ah yarabbi, bakmaya doyamıyorum! Soluğum kesiliyor!"
Sayfa 244Kitabı okudu
“Ah! Bir hapishanede olmak ne büyük bir alçalma! Burada her şeyi kirleten bir zehir var. Burada her şey, on beş yaşında bir kızın şarkısı bile yozlaşıyor! Burada bulduğunuz bir kuşun kanadında çamur vardır; koparıp kokladığınız güzel bir çiçek iğrenç kokular yayar.”
Sayfa 31 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ah! Bir hapishanede olmak ne büyük bir alçalma! Burada her şeyi kirleten bir zehir var. Burada her şey, on beş yaşında bir kızın şarkısı bile yozlaşıyor! Burada bulduğunuz bir kuşun kanadında çamur vardır; koparıp kokladığınız güzel bir çiçek iğrenç kokular yayar.
Ah! Bir hapishanede olmak ne büyük bir alçalma! Burada her şeyi kirleten bir zehir var. Burada her şey, on beş yaşında bir kızın şarkısı bile yozlaşıyor! Burada bulduğunuz bir kuşun kanadında çamur vardır; koparıp kokladığınız güzel bir çiçek iğrenç kokular yayar.
senin etrafında öyle parlak nurlar, öyle mest edici kokular, sarhoşluk verici saadetler hissederim ki daima o muhit içinde, senin yanında ve nihayet orada senin kucağında ölmek isterim. beni kucağında bir masum gibi okşayarak nağmelerle uyut, buselerle uyandır. sev ve daima sev. benim saadetim, hayatım, uyanıklığım, rüyalarım hep seninle doludur. ebediyen senin olmak isterim.
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Reklam
Ah! Bir hapishanede olmak ne büyük bir alçalma! Burada her şeyi kirleten bir zehir var. Burada her şey, on beş yaşında bir kızın şarkısı bile yozlaşıyor! Burada bulduğunuz bir kuşun kanadında çamur vardır; koparıp kokladığınız güzel bir çiçek iğrenç kokular yayar.
Sayfa 31
Ah! Bir hapishanede olmak ne büyük bir alçalma! Burada her şeyi kirleten bir zehir var. Burada her şey, on beş yaşında bir kızın şarkısı bile yozlaşıyor! Burada bulduğunuz bir kuşun kanadında çamur vardır; koparıp kokladığınız güzel bir çiçek iğrenç kokular yayar.
Ah! Bir hapishanede olmak ne büyük bir alçalma! Burada her şeyi kirleten bir zehir var. Burada her şey, on beş yaşında bir kızın şarkısı bile yozlaşıyor! Burada bulduğunuz bir kuşun kanadında çamur vardır; koparıp kokladığınız güzel bir çiçek iğrenç kokular yayar.
Sayfa 31
Ah! Bir hapishanede olmak ne büyük bir alçalma! Burada her şeyi kirleten bir zehir var. Burada her şey, on beş yaşında bir kızın şarkısı bile yozlaşıyor! Burada bulduğunuz bir kuşun kanadında çamur vardır; koparıp kokladığınız güzel bir çiçek iğrenç kokular yayar.
Reklam
Ah! Bir hapishanede olmak ne büyük bir alçalma! Burada her şeyi kirleten bir zehir var. Burada her şey, on beş yaşında bir kızın şarkısı bile yozlaşıyor! Burada bulduğunuz bir kuşun kanadında çamur vardır; koparıp kokladığınız güzel bir çiçek igrenç kokular yayar.
Ah! Bir hapishanede olmak ne büyük bir alçalma! Burada her şeyi kirleten bir zehir var. Burada her şey, on beş yaşında bir kızın şarkısı bile yozlaşıyor! Burada bulduğunuz bir kuşun kanadında çamur vardır; koparıp kokladığınız güzel bir çiçek iğrenç kokular yayar.
Sayfa 31 - Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları, Aralık 2020, İstanbul
Maziyi yâda daldığım zaman, Renkler belirir tâ uzaklardan: Mavi, kırmızı, beyaz ve siyah; -Her renk ayrı bir hatıradır ah!- Renkler renklere renkleri ekler, Olurken içim renklere mahşer. Maziyi yâda daldığım zaman, İçimde sanki sesten bir orman: Koşan, haykıran, çırpınan sesler; -Her ses ayrı bir hatıra besler- Sesler seslere sesleri
Ah! Bir hapishanede olmak ne büyük bir alçalma! Burada her şeyi kirleten bir zehir var. Burada her şey, on beş yaşında bir kızın şarkısı bile yozlaşıyor! Burada bulduğunuz bir kuşun kanadında çamur vardır; koparıp kokladığınız güzel bir çiçek iğrenç kokular yayar.
"Doğumun aromasına geri dön" "Çünkü kadın bedeninin kokuları, senin totaliter kimyasallarınla yok etmeye çalıştığın o kokular, aslında doğumun ve varoluşun özünün güçlü kikularıdır. Kokunun o şehvetli kokusundan rahatsız olan bir burun bu dünyaya göre değildir; Cennet'in ovalanmış sokaklarında altın koklasın daha iyi. Vajina buram buram hayat, aşk, sonsuzluk ve daha neler neler kokar. Ah vajina! Senin o tuzlu tütsün, o misk kokulu mantar mehtabın, medeniyetin soğuk çeliğine çarpan istiridye balından o derin dalgaların; vajina, bizi hazzın doruklarıyla burun buruna getir ve bırak doğarken nasıl kokuyorduysak, şimdi de öyle ölelim!.
Sayfa 445 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
745 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.