Hiç olmadığı kadar karanlık ve hiç olmadığı kadar yağmurlu bir gecede Yûsuf’u hatırlayan Züleyha, çöle ve ırmağa baktı. Buhur yakma saati çoktan geçmişti tapınakların.Züleyha geçmiş zamanlara ve gelecek zamanlara baktı. Dudağının ucunda kendi hikayesine tanıdık acı bir gülümseme vardı.
Duy, dedi Züleyha, duy beni ey gelecek zaman,
duy beni
Bir zamanlar, bir geminin kaptan ve zabitleri kendi denizciliklerini çok beğenir ve kendilerine çılgınca hayran olurlardı. Gemiyi kuzeye çevirdiler ve tehlikeli buzullarla karşılaşıncaya kadar yol aldılar. Kendilerine yalnızca denizcilikteki ebedi başarılarını gösterme fırsatı vermek için kuzeye doğru çok daha tehlikeli sularda yol almaya devam
Ah kadınlar kadınlar, siz sade aşkınıza, sadece ona özlemle ve ona yenik düşerek yüce özverilerle mesut yanarken, erkeklerin kalbinde ne çirkin, ne yabancı ve ilgisiz duygular olduğunu bilseniz...
ASUMANLAŞMA AKIMI
Gel Asuman, otur şöyle karşıma. İki lafın belini kıralım. Ben anlarım seni belki, anlat. Formüllediğin tüm matematik problemleri, koşturduğun okul koridorları, girip çıktığın sınavlar, işsizliğin ve belki biraz kimsesizliğin tanıdık gelir. Hadi diyelim ben tanımadım, okuyanlardan tanıyan çıkar elbet seni. Biraz Ayşe’ye
YERYÜZÜNÜN İNCİNMİŞ HATIRALARI
"Hayat olsa olsa bir incinmedir"
Parmaklarının izinden sürülüyor bir kadın, geçmişinin yaralarına. Sesinin buğusundan, yüzünün kederinden ve başının örtüsünden tanınıyor bir kitlenin gözünde. Unutmak fiili ile yan yana hapsolmanın kapısında bekler en çok kadın. Unutacak ne çok şey vardır hayatta, yarında,
Serin bir rüyanın hatırınadır çektiğim dünya ağrısı.
Birhan Keskin
Sabah yaşayıp tükettiğimiz, gece tekrar inşa ettiğimiz rüyalar vardır hani... Bir daha görsek dediğimiz; insanlar, mekanlar, konuşsak dediğimiz cümleler, sussak dediğimiz şarkılar... Böyledir insanoğlu, bir tek kabuslarının tekrarı yormaz onu! Sahici bakmaz kötü rüyalara,
Ada tekrar Peratha'yla göz göze geldi. "Anlamıyorum. Neden böyle bakıyor? Ben ne yaptım ki?"
"Hiçbir fikrim yok," diyen Murat içkisini yudumladı. Yalan sôylediği o kadar açıktı ki Ada'nın onu yakından tanımasına gerek yoktu. Ayrıca belli ki bu kuleden farksız yerde yeteri kadar eğlenemiyorlardı ki Peratha ve Ada arasında bir