Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
+Gelecekte ışıl ışıl güzel günler bizi bekliyor çocuklar... Not: 10 yıl sonra: Ahhh ahhh bu böylemiydi, eskiden her şey daha güzeldi sanki :)
Mezopotamya
Dehşetten müziğe akıyor gece Tanrıçalarımın hatırlarında, İllegal düşüncelerimde, Ve bütün sevgililerin felsefesinde Islak isli yorgun bir mürekkeple Hangi kağıda yazsam çığlık. Ahh Mezopotamyamm!!
Reklam
....YOUR LİFE YOUR WORLD YOUR RULES..
..............👤 MY 👤 TALK 👤 BOX👤............. 100/1️⃣0️⃣0️⃣ PROFİLLERDE “Paylaştığım alıntılar onlara katıldığım anlamına gelmemektedir.” ŞEKLİNDE bilgilendirme notlarına rast geliyorum. 🤔 O halde, alıntılarınızı yorumlayın yanlış tanınmak istemiyorsanız. Yorum alanı diye bir şey var çok şükür. Böylelikle sadece yazarlara hizmet etmemiş ve
Ahhh, ahh !!!
- Sen hiç " ayn-ür rıza " ile baktın mı ? - O ne ki ? - Kusuru görmeden bakan muhabbet gözü. - Çocuklar gibi mi? - Çocuklar gibi !
Bir bayram sabahı seyrediyorum Mescid-i  Aksayı Pencere ardında sevinçten gözlerimden süzülen yaşlar ile Kudüs sokaklarında sevinçle koşturan çocuklar arasında benim de  çocuk kalbim Ve güvercinlerin arasına dalınca biz Hep beraber mavi gökyüzüne kanat çırpmaktalar Minik yürekler de onların kanatlarına takılı halde Yine bir  bayram sabahı seyrediyorum Mescid-i  Aksayı Pencere ardında , gözlerimin alabildiği en derin bakışla Kubbetus Sahraya yansıyan güneş , yüzümü okşamakta Aksa ahhh Aksam Evladına hasret kalan anne misali Bağrına basıyor,  ona hasret gönülleri Ve bu bayram sabahı seyrediyorum Mescid-i  Aksayı Kurduğum en umutlu hayalimde Belki de yazdığım en hüzünlü kelimelerde Ey hüzüne boyanan Aksamm Sen özgürlüğe hasret , ben ise o muştulu deme Bugün Rabbimin lütfettiği bu bayram hasretinin muştusu olsun ..
k ı r l a n g ı ç
k ı r l a n g ı ç
Değnekten atınız hiç eksik olmasın...
İki çocuklu bir aile hafta sonunu piknik yaparak geçirmeye karar veriyor. Piknik yerine vardıklarında anne yemeği hazırlarken, çocuklar babalarıyla birlikte yürüyüşe çıkıyor. Uzun bir yürüyüşten sonra oldukça yorulan küçük çocuk, yalvarırcasına bakan gözlerle, "Babacığım çok yoruldum. Lütfen beni kucağında taşır mısın?" diyor. Baba;
Reklam
Kayip Ruyalar
Insanoglu dunyaya hukmettigi binlerce yillik surede pek cok basariya imza atti. Once bitkileri toplayarak beslendi, ardindan tasi yontarak silahlar gelistirdi ve hayvanlari avlamayi ogrendi. Zamanla hayvanlarin derisinden kendisine ortu yapabilecegini kesfetti ve modayi yaratti.Magara duvarlarina sekiller cizdi ve resmi yaratti. Ardindan gruplar
KİM DEMİŞ; Unumuzu elemiş, Eleğimizi asmış iken, İki otuzu devirip, Altmışını aşmışken, Feleğin çemberinden Yüz akıyla geçmiş , Derdi kederi,
KÜÇÜKTÜK
Küçükken babaannemin yanına giderdik. Tabi küçüklük ya: yaramazlık, koşuşturmaca derken o ev bir adımlık mesafeye inerdi. Ev dediğim de küçücük derme çatma bir gecekondu.       Gecekondu deyip geçmekle de olmaz, sımsıcak, hayallere açılan büyük bir şatoydu. Ben ve küçük kız kardeşimin çiçekler içindeki kocaman şatosu. Babaannem ise bizleri hep
Çok güzel sevmiş helal
youtu.be/UYCwB-pOb_g Lisede ilk günümdü.okulun girişinde panoda asılı olan listede sınıfımı ararken rastladım ilk defa ona.Parmağıyla aşağı doğru listeyi yoklarken istemsiz bir şekilde parmağının,elinin zerafetine dalmış gözlerim.O kadar naif o kadar masum bir yüzü vardı ki bir türlü gözlerimi alamadım ondan.Öyle ki liste sırasında
Reklam
Ahhh be anne dagıttın...
Hayatımda duyduğum en çok canımı acıtan söz annem arkadaşıma çok uslu bir çocugum vardı hiç ağlamazdı dedi.. Ben çocukken aglamak için gece annemin uyumasını beklerdim alnımı duvara koyarak aglardım Allahla uyuduğumu düşünerek uyurdum.. Yürekler taşlaşınca çocuklar taşlara sığınır...
MUNZURUN KIZI ında anılar .. Ilkokula başlamıştım tam 7 yaşındaydım , bizim köyümüz dağlık ve evimiz köyün ortasındaydı, evimizin önünde kocaman beyaz büyüklüğünde bir taş vardı. Bu taşa aşıklar ın taşı diyorlardı köylüler, çünkü çeşmeye suya giden gelir bu taşın üzerinde oturur, dinlenirdi ve sevgili si ile konuşurdu. O sene ilk okula
Memed ahhh ince memed
İnce Memed 4
İnce Memed 4
Elinde bir meşale ile hayat yolculuğunda karanlığı aydınlatan cevherler iyi ki iyi ki var. Hikayeler yaşanmış, yaşanıyor ve yaşanmaya da hep devam edecek. Seride geçenler şüphesiz çarpıcı, sarsıcı ve süregelen acı gerçekler. Ama ben böylesi akıp giden, dahil eden, hissettiren aktarma şekline hayranım hastayım tutkunum yahu. dört Koca kitap aktı gitti bitti nasıl bitti nasil geçti anlamadım. devamı olsun istedim diledim umdum olamayacağını bile bile. meçhuller, yarım kalanlar fazlasıyla çoktu zira. Kafamda hepsini kendimce devam ettiriyorum hala ama kıymetli yazar gibi coşkun bir şelale misali akıtmak ne mümkün. Keşke diye geçiriyorum içimden geri gelse sevgili yaşar kemal, reenkarnasyona inanmak istiyorum. Geri gelse de devamını yazsa. O yazsa biz okusak. Sabırsız çocuklar gibi bir diğerini beklesek...
Masumdur çocuklar
Acıyla körelttim ahhh... Bir bıçaktı ömrüm.. Keskin yanıydı gençliğim.. Deli akarken kanım Gövdesini incelttim.. Boğazımda düğümlenen suskunluk..
NEFRET ETME
NEFRET ETME ! Merhaba, değerli okurlarım Bugün sizlerle ‘’nefret etmek’’ hakkında konuşmak istiyorum. Neden bazı insanlar her şeyden ve herkesten, nefret eder? Neden her şeye olumsuz bakar? Her şeyi eleştirir? Neden hep başkalarına kin kusar? Neden üretmeyi sevmez? Bu insanların amacı; tüketmek, hakaret etmek, zarar vermek ve kendi
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.