Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şeker ile kokain arasında değerlendirme yapmak gerekirse, dijital dünya kokaine daha yakındır.
hasarlı bebekler....
Çocukların ister eğitsel amaçlı olsun, ekran karşısına oturtularak müşfik bir insanın temas ve sesinden, oyunların, şarkıların cıvıltısından, can sıkıntısının yaratıcı muhayyilesinden (hayal etme gücünden) mahrum bırakıldığı her saat neredeyse geri alınması olanaksız bir hasar bırakıyor.
Sayfa 13
Reklam
Hmm...
Bilinç ve ruhumuz çoktandır insanın ürettiği alet edevatın gölgesinde kalmanın utancını yaşıyor, sanki bu teknolojiler olmasa hayatlarımızda çok şey eksilecek, biz hayatı tam manasıyla yaşayamayacağız zannediyoruz.
Sayfa 12
Hurafe falan fistan...
Altını ıslatan çocuğun bahanesi, karpuz suyu. Bunlar hep bahane. Akıl körlüğü alameti. Ölçüsü de yok. Duyduklarınız sırf ahmaklık belirtisi...
Sayfa 13 - AYRINTI YAYINLARI
Daima başkalarınca onaylanma (uyum) isteği ahmaklık, aşırı yadsınma (çatışma) isteği ise hastalık belirtisidir.
"…kötü edebiyat da var; fakat güzel sanatların en önemlisini topyekun mahkum etmeye kalkışmak, bana, Galilei’yi hapsettikleri o aşağılık devre layık bir ahmaklık, eskimiş bir düşünce gibi gelir."
Sayfa 238 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
İnanmanın ahmaklık olduğu, güvenmenin aptallık olduğu; güvenmemenin ve sürekli kuşku duymanın aklın yolu olduğu, insanların zihinlerinde yerleşik bir şey halini aldı. Ama öyle değil.
Sayfa 145 - ButikKitabı okudu
Mükemmel Giriş..
Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi, gelmiş geçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem aydınlık hem karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu..
(Yaşam neden bu denli trajik? Neden bir uçurumun üstündeki küçük bir kaldırım şeridine benziyor? Aşağıya bakıyorum, başım dönüyor. Sonuna dek nasıl yürüyebileceğim diye merak ediyorum... Bir tarlanın ortasına konulan bir fener gibi, ışığım karanlığa boğuluyor... Mutsuzluk her yerde; tam kapının arkasında; ya da mutsuzluktan beter olan ahmaklık. )
Sayfa 35 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyacak
Reklam
25 Ekim 1920 güncesinde sorar: “Why is life so tragic? So like a little strip of pavement over an abyss? I look down; I feel giddy; I wonder how I am ever to walk to the end... Like a lantern stood in the middle of a field my life goes up in darknes... Unhappiness is everywhere; just beyond the door; or stupidity which is worse.” (Yaşam neden bu denli trajik? Neden bir uçurumun üstündeki küçük bir kaldırım şeridine benziyor? Aşağıya bakıyorum, başım dönüyor. Sonuna dek nasıl yürüyebileceğim diye merak ediyorum... Bir tarlanın ortasına konulan bir fener gibi, ışığım karanlığa boğuluyor... Mutsuzluk her yerde; tam kapının arkasında; ya da mutsuzluktan beter olan ahmaklık. ) Birkaç hafta sonra, 10 Kasım 1920 tarihli güncesinde, aşağıdaki uçuruma düşmeden, bu daracık kaldırımda biraz ilerleyebildiğini yazar.
Sayfa 35 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyacak
328 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Çok eski bir efsanenin can bulduğu kitabımızda Anka kuşunun yumurtadan çıkışı ile oluşan ,kuşlara ait bir dünyanın oluşumuna şahit oluyoruz .   Zamanla uzun yolculuklara çıkan kuşlar sır oldu Bu sırlar Turanta Mağarasına taşınan tüylerde hapsoldu.   Onlara ait bu diyarın bir bilinen bir de bilinmeyen (karanlık) yerleri vardı.Kendilerine ait okulları, krallıkları,işletmeleri vardı .Uçamayan kuşlar genelde hizmet amacı ile kullanılıyordu .   Araf diyarında bir hastalığın yayılması ile sır olan kuşların tüylerinden,yakılan yumurtaların kabuklarından çareler aranmaya başlandı .   Karga krallığının onlara savaş ilan etmesiyle ortalık iyice kızıştı.Kralliklarin genç varisleri kendilerine verilen büyük bir sorumlulukla uzun ve zorlu bir yolculuğa çıktılar.    Bu yolculukta onları neler bekliyordu ? Hastalık ve savaşa çare olacabilecek miydiler? Ben de bu yolculuğun devamını okumak için sabırsızlıkla ikinci kitabı bekliyorum . Değişik bir fantastik okumak isteyenlere kesinlikle tavsiye ediyorum . "Sesin güzelliği söylediğindedir. Kulağın güzelliği ise duyduğunda. Korku kulağı kapattığı gibi sesi de soldurur. Korkan yol alamaz, korkan söyleyemez ve duyamaz. Yolda en ihtiyaç duyduğunuz şey cesarettir." "Cesaret, kendini kendine ispat etmek olursa aptallık olur; başkasına ispat etmek olursa ahmaklik. Cesaret, kendini bilmektir."
Cabulka
CabulkaAli Bektaş · 101 Fikir Sanat · 202368 okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.