Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ahmedsuad

ahmedsuad
@ahmedsuad
Yaşadıklarımı anlamıyor,anladıklarımı yorumlayamıyor,yorumladıklarımı da anlatamıyorum.Anlattıklarımın da yarısını anlamıyorlar.Diğerleri de tıpkı benim gibi :)
Türk Dili ve Edebiyatı
Kastamonu
483 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Hüsrev-i Nûşirevân ava gitmiş, kebap yapıyorlar fakat tuz yok, kullar bir köye gidip oradan tuz getirecekler; Hüsrev, “Tuzun bedelini doğru dürüst ödeyin” diyor. Maiyet, “O kadar tuzdan ne olacak?” deyince Hükümdar, “Melik köylünün bağından bir elma koparıp yese, kullar arkadan gelip bütün ağacı devirir” diye cevap veriyor. Bu, yağmacılığın yukarıdan aşağıya nasıl yayıldığını anlatan güzel bir cevap...
Reklam
İnsan yalnız olunca neler neler düşünür? Gerçekleşmemiş hayallerini, uçup giden yıllarını, ilk aşk maceralarını… O pek gerilerde kalan yılları, erişilemeyen ve erişilemeyecek olan bir isteği hatırlamak, düşünmek de hoş bir şeydi. Niye böyle olur? Bunu da bilmez insan. Ama zaman zaman bunları düşünmekten, o günleri yeniden yaşıyor gibi olmaktan hoşlanır…
“Ah sana bir sarılsam şimdi, Kırılsa yalnızlığımın kemikleri…”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin.”
Züleyha Yûsuf'a bir mektup yazmaya başlayınca; “Yûsuf...” diye başladı. “Yûsuf...” diye bitirdi. Gördü ki hitaptan öteye geçemedi.
Reklam
Nasıl anlatsam bilemedim. Bin sene heyecanla beklediğin bir şey sonunda gelmiş de gerek kalmamış gibi.
O tarihte İstanbul halkı pek laubali idi. Birçok gençler ve ihtiyarlar, mahallelerinden gecelik kıyafetiyle gezerler, kahvelere bu garip kılıkla giderlerdi. Cemâl Bey ilk iş olarak, bu çirkin vaziyeti menetti. Böylece, adeta içtimai (sosyal) hayatımızda bir inkılâp vücuda getirdi.
Otur yakınıma, otur yalnızlığıma… Yalan bile olsa, yanlış bile, suç bile Dokun hayal ellerinle kalbimin derinine…
Saygı ve rahmetle..
Bilmezdim şarkılarım bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce.
Gerçek eren içinde kir tutmayandır; Varlığını korkusuzca hiçe sayandır; Bu topraklar üstünde en temiz kişi Sağlığında toprak kesilmiş olandır.
Reklam
Hep arar dururdum, dünyaya geleli, Alın yazısı, cenneti, cehennemi. Hocam kesti attı, sağlam bilgisiyle: Alın yazısı, cennet cehennem sende, dedi.
Suriye, Filistin ve Hicaz'da: - Türk müsünüz? Sorusunun birçok defalar cevabı: - Estağfurullah! idi. Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş, ne de vatanlaştırmıştık. Osmanlı İmparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisi idi.
Osmanlı saltanatı son bürokrat iken, bürokrasi bile tam Arap, yahut yarı Arap'tır. Türkleşmiş hiçbir Arap görmedikten başka, Araplaşmamış Türk 'e az rast geliyordum.
331 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.