ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ 🇹🇷
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
... memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. 🇹🇷🕊️
tdk.gov.tr/genel/ataturkun...
#Mustafa Kemal Atatürk
Nazlan
Sitem et
Kırıl bana
Beni geç vakit
Tek başıma suya yolla
Bahçede yüzünü öteye çevir
Güle hayret ediyormuş gibi yap
Gülümseyerek konuş da başkalarıyla
Somurt avluda sadece ikimiz kalınca
Kızıp en sevecen adımlarla üst kata çık
En sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden
Derinleşsin ben içerledikçe ruhumdaki sakarlık
Yamru bastım iş değildi hake çakılmak bayırdan
Dağ sıra dağdı hangi haşin belden yol veresi
Gece hep süzüldü yukarıdan lakayt kehkeşan
Altımda beni hep yutmaya çağladı nehir
Yetişir heceleme(n) sök beni bir kere
En zoruma gideni yap hegame getir
Çel beni tökezlet tuttur çitlere
Ahla istida edecek ahval değil
Kim bana kıymazsan bilebilir
Dünya dedikleri samut küp
Acılar tıkandıkça bende
Hep seni seslendirir.
BAĞIMSIZLIK ve KURTULUŞ!!!
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!!!
Mustafa Kemal Atatürk'ü diğer Paşalardan ayıran en büyük özelliği nedir diye sorsalar, net olarak vereceğim cevap AKIL olurdu.
“Benim kanaatim oydu ki ve daima o oldu ki, insan diye yaşamak isteyenler, insan olmak vasfını ve gücünü kendilerinde görmelidirler. Bu
❝Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.❞
Mustafa Kemal Atatürk
100. yılını kutladığımız bugün, gençliğe hitabında belirttiğin gibi “hangi ahval ve şerait içinde olursak olalım istiklâl ve Cumhuriyetimizi kurtarmak” olan vazifemize bağlılığımızı haykırıp sana söz veriyoruz ki;
Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun 🇹🇷
İbrahim Şinasi, 1826 İstanbul doğumludur. Edebiyatımızda ilklerin adamı, gazeteci, yayımcı, şair ve oyun yazarıdır. Tanzimatın ilanı ile beraber batılılaşma sürecinin ilk ve en önemli yazarlarındandır. Ömrünün son yıllarında Osmanlıca sözlük yazmaya gayret göstermiştir. Tercüman-ı Ahval ve Tasvir-i Efkar gazetelerini çıkarmış döneminde çok saygı görmüştür.
Şair evlenmesi ise Tercüman-ı Ahval de parça parça yayımlanmış, daha sonra ise kitap olarak basılmış töre komedisi tarzında yazılmış tek perdelik piyestir. Türk edebiyatının batılı tarzda yazılan ilk tiyatro eseri olarak kabul edilmiştir. Daha öncesinde ki geleneksel oyunlarda hazır bir metinden ziyade doğaçlama oyun tarzları mevcuttur. Bu eserde ise giriş, gelişme ve sonuç bölümleri olan yeni tiyatro tarzı yansıtılmıştır.
Kitapta Batılı tarzıyla mahalleli tarafından pek sevilmeyen Müştak Bey'in sevdiği kızın ablası ile evlenmeye mecbur edilmesi konu edinilmiştir. 20-25 sayfalık komedi eseridir. Görücü usulü evliliklere eleştiri yapılmıştır. Okumanızı tavsiye ederim.
Şair Evlenmesiİbrahim Şinasi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201816bin okunma
"Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk İstiklali'ni, Türk Cumhuriyeti'ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir, istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün İstiklal ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye
atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür
edebilir.İstiklal ve Cumhuriyet'e kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin
her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim
ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip
olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi
emelleriyle tevhit edebilirler, millet fakr-ü zaruret içinde harap ve
bitap düşmüş olabilir.Ey Türk istikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi
vazifen, Türk İstiklal ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur."
"Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur."
El alem benim sevdiğim kıza yazdığım mektupları ne diye okusun ki? Gibi bir düşünceden dolayı olacak ki Güntekin'nin okuduğum 24. kitabı oldu. Cevabımı da tokat gibi aldım. Evet benim mektuplarımı okumak kimseye bir şey kazandırmaz. Oysa büyük sanatçılar ve fikir adamlarının sadece mektuplarından oluşan eserleri olduğunu biliyoruz.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 81.Yıl Dönümü...
“Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir.” der Mustafa Kemal Atatürk... Çünkü bedenler ölür ama FİKİRLER ÖLMEZ!
10 Kasım Özelinde bir video hazırladım. Hazırlamak duygusal açıdan çok zorladı beni ama hislerinize dokunması dileğiyle...
"Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklal ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!"
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
“Bu âlemde hiç kimseyi incitme; zira ahvâl değişme ve yok olma üzeredir, bugünün yarını da vardır; sen öyle bir yere yönelmiş [ve yola çıkmışsın] ki orada zengin ve fakir birdir.”