Sabrın sonu selâmet,
Sabır hayra alamet.
Bela sana kahretsin;
Sen belaya selam et!
Felâh mı, onda felâh,
Silâh mı, onda silâh.
Sen de kim oluyorsun?
Asıl sabreden Allah.
Sabır, incecik sırat;
Murat içinde murat.
Sabır Hakka tevekkül.
Sabır Hakka itimat.
Bir sır ki aşikare,
Avcı yenik şikâre.
Yalnız, yalnız sabırda
Çaresizliğe çare...
Sabırla pişer koruk,
Yerle bir olur doruk.
Sabır, sabır ve sabır,
İşte Kur'anda buyruk!
Demek Ulysses’i okumak istiyorsun sorusuna verilen cevap genelde kolay gelsin oluyor. Zor bir kitap Ulysses edebiyatla hafiften haşır neşir olan herkesin bildiği gibi. Eleştirmenler, okuyucular ya da bloglarında kitabı inceleyenler demiyor sadece bunu. Joyce’un kendisi profesörlerin yüzyıllarca ne demek istediğini tartışacaklarını iddia ediyor
Sabrın sonu selâmet,
Sabır hayra alâmet.
Belâ sana kahretsin;
Sen belâya selâm et!
Felâh mı, onda felâh,
Silâh mı, onda silâh.
Sen de kim oluyorsun?
Asıl sabreden Allah.
Sabır, incecik sırat;
Murat içinde murat.
Sabır Hakka tevekkül.
Sabır hakka itimat.
Sabırla pişer koruk,
Yerle bir olur doruk.
Sabır, sabır ve sabır,
İşte Kur'anda buyruk!
Bir sır ki âşikâre,
Avcı yenik şikâre.
Yalnız, yalnız sabırda
Çaresizliğe çare...
İşyerindeydim, nöbette, yalnızdım, öyle umdum en azından. Çayımı koydum, dikkatimi toplamaya çalıştım, yazarla baş başa kalayım diye. Oğuz Atay’ın öykü kitabını bu akşam bitiririm diye düşünmüştüm. Ya da bir ara aklıma öyle gelmiş sonra vazgeçmiş olabilirim. Emin değilim okuyorum sadece...
Şimdi anladım, aslında bu kitapla başlamak lazımdı Atay’ı
NİŞANLINIZ SİZİN MAHREMİNİZ DEĞİLDİR.
Bunu böyle kocaman kocaman yazsak bağıra bağıra söylesek anlaşılır mı acaba? Hiç sanmam..
Sonumuz hayır değil ama biz yine de hayrolsun diyelim..
Son zamanlarda - ya da belki hep vardı da ben denk gelmiyordum- nişanlı çiftlerin hal ve hareketlerinden çok rahatız olmaya başladım. Onların bu kadar rahat
Daha 5 yaşında afacan bir çocukken, rahmetli babaannem, kimin rüyasını dinlese mutlaka dizlerinin önüne çöker onu can kulağıyla dinlerdim. Bilge bir kadındı babaannem, o yıllarda gözlerimi fal taşı gibi açtıran yorumlar yapardı. Beni de sıkı sıkıya tembihlerdi. "Rüyanı doğru anlatmazsan günahtır." derdi, hâlâ o sesi her rüya anlatışımda
1- Birinci alâmet dil'de belirir: Allah korkusu taşıyan kul dilini yalandan, dedikodudan, koğuculuktan, iftiradan ve boş konuşmaktan alıkor, bunlar yerine onu zikirle, Kur'an okumakla ve ilmî konuşmalarla meşgûl eder.
2- İkinci alâmet kalbde belirir: Allah korkusu taşıyan kul başkalarına karşı kalbinde düşmanlık, iftira ve kıskançlık
Yine nereden başlayacağımı bilemiyorum.Günlerdir aldığım grip,hapsolduğum ev ve aklımdaki türlü düşüncelerle parça parça okuyabildiğim,bir kitap dostundan gelen bu ince hediyeyi,bu muazzam eseri incelemek zor olacak.Yahu o değil de incelemelere neden kendimle ilgili önsöz yazıyorsam,bu alışkanlık nerden bulaştı bilmiyorum ama pek hayra alamet