Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kötü fikir tıpkı kötü alışkanlık gibidir. İnsan bir kez o fikre kapılmaya görsün ondan kurtulamaz.
Korku çıktı karşımıza gene:(
"Gerçeğin hep aynı, olduğu gibi kalmasında, alışkanlık ve miskinlikle birlikte daha çok korkunun rolü vardır."
Reklam
Enteresan bir oyun...
İki bilim adamı, bir araştırma için Kuzey kutbuna gittiler. Hem de bir günün tam 3 ay sürdüğü bir zamanda gittiler. Akşam oldu, sabah oldu kavramının olmadığı bir yerdir kuzey Kutbu. Her zaman gündüzdü. Saat olmazsa akşam yemeğini kaçırabilirdin yani. Gün boyu çalışan iki araştırmacı, saate göre akşam olduğunda araçlarımı üssüne geri döndü.
“… evlilik hayatı bir alışkanlıktan başka bir şey değildir, kötü bir alışkanlık, gene de insan en kötü alışkanlıklarını bile arıyor. Kötü olanları en çok arıyor, belki de.”
177 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Kaygılardan zaaflara bir kumarbazın hikayesi : DOSTOYEVSKİ-KUMARBAZ
SADECE KAZANMAM GEREKTİĞİNİ, TEK ÇIKIŞ YOLUNUN BU OLDUĞUNU BİLİYORUM.BELKİDE BU YÜZDEN KAZANMAM GEREKTİĞİNİ SANIYORUM. 1867 yılında yayımlanan Dostoyevski'nin Kumarbaz kitabı, basit bir kumar alışkanlığı hikayesi anlatmakla kalmaz, aynı zamanda sosyo-kültürel, iktisadi ve açıkça politik bir bakış açısı da sunar. Dostoyevski, ikinci sınıf bir
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202369bin okunma
Alışkanlık denen şeyin zevklerimizi, düşüncelerimizi bu kadar etkilemesi ne tuhaf.
Reklam
Alışıyorum yokluğuna... Bir alışkanlık alışıyor başka bir alışkanlığa... Vazgeçmişliğin sisi yüz sürüyor gözlerime... Yaşanmışlığa dönemeyen hayaller asılı kalıyor zihninde... Kendini sende tüketmiş yüreğim için çok geç artık... Biliyorum, çünkü ben bitişlerin başındayım...
Alışkanlık edinme süreci aslında kendiniz olma sürecidir.
Bazı anneler, çocukları ağlayınca iğneden vazgeçerler. Bu cesaretin değil, korkunun ödüllendirilmesi anlamına gelir. Hâlbuki çocuğa karşı kararlı davranmalı ve ortalığı ayağa kaldırsa da iğnesi yapılmalıdır. Yoksa çocuğumuz her korku veren durumda ağlayarak ve bize koşarak tepki vermeyi alışkanlık haline getirir.
Her zaman tehlikeli, yani bizzat yaşam için tehlikeli bir süreçtir bu: bir geçmişi yargılayıp yok ederek yaşama hizmet eden insan lar ya da dönemler, her zaman tehlikeli ve tehlike altındakiinsanlar ve dönemlerdir. Çünkü biz nihayetinde geçmiş ku şakların bir sonucu olduğumuz için, onların yanılgılarının, tutkularının ve hatalarının ve hatta suçlarının da birer so nucuyuz; bu zincirden tamamen kopmak mümkün değildir. Söz konusu yanılgıları yargıladığımız ve kendimizi onlardan kurtulmuş saydığımızda, bizim onlardan geldiğimiz gerçe ği ortadan kalkmış olmaz . En iyi durumda miras aldığımız, soydan geçen doğamıza, bilgimize direniş gösteririz; elbette eskiden beri eğitim yoluyla edinilmiş ve doğuştan gelene kar şı bir savaşım verir, onları katı bir disipline sokmaya çalışırız; yeni bir alışkanlık, yeni bir içgüdü, ikinci bir doğa geliştiririz, öyle ki birinci doğa kuruyup kalır. Adeta kendine a posteri ari ikinci bir geçmiş, asıl oradan geldiğimiz geçmişin tersine, oradan gelmek istediğimiz geçmiş edinme denemesidir bu her zaman tehlikeli bir denemedir bu, çünkü hem geçmişi yadsımanın sonu yoktur, hem de ikinci doğalar genellikle bi rincilerden daha zayıftır. Çoğu zaman, iyi olanı bilip yapma mak durumunda kalınır, çünkü daha iyi olan da bilinmekte ama yapılamamaktadır. Yine de ara sıra zafere ulaşılır, hatta yaşam için eleştirel tarihten yararlananlara, tuhaf bir avuntu da vardır: söz konusu birinci doğanın da bir zamanlar ikinci bir doğa olduğunu ve şu anda zafer kazanan ikinci doğanın da bir gün birinci doğaya dönüşeceğini bilirler.
Sayfa 26
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.