Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Unutma, aşk vazgeçmeyenlerin işidir. Ve unutma ki ihlâs da yüreğin aşkıdır. Ne kadar ihlâslı olarak bu yolda yürürsen nefsine gelen bütün darbeleri aşar, zaman zaman duraksasan bile soluklanır, Elhamdülillah,der kalkar Allah- u Ekber diyerek yoluna devam edersin,yeter ki ihlâsını kaybetme. Çünkü ihlâs,yüreğin aşkıdır. İhlâsını kaybedersen yüreğinin aşkını kaybedersin."
Sayfa 27 - Az Kitap
İslâmdır elbette en yüce ülkü, Neyleyim Allah-u Ekber demeyen Türk’ü
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Reklam
“Namazda kalp ile niyet etmekle beraber, ağız ile de söylemek müstehap olur" demiştir. Halbuki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve sellem) Efendimiz'in, Eshab-ı Kiram'ın ve Tabiin-i İzam'ın (Rahmetullahi Teala Aleyhim Ecmein) söz ile niyet ettikleri, ne kuvvetli bir haber ile, ne de zaif bir haber ile bizlere hiç ulaşmamıştır. İkamet okununca hemen "Allah-u Ekber" diyerek namaza dururlardı. Bunun için, ağız ile niyet etmek bid'at oluyor. Bu bid'ate "Hasene" demişlerdir. Halbuki anlıyorum ki, bu bid'at yalnız sünneti yok etmekle kalmıyor, farzı da yok ediyor. Çünkü ağız ile niyet etmek caiz olunca, çok kimse, yalnız ağızla niyet ederek, kalp ile niyet etmediklerinden hiç korkmuyorlar. Böylece namazın farzlarından biri olan kalp ile niyet yapılmıyor. Bu farz yok oluyor, namaz kabul olmuyor. İmam-ı Rabbani Hazretleri (Kuddise Sirruhu)
Kadir Gecesi / Hz.Ali Ramazan Ayın'da öldürüldü
Kadir Gecesi, Ali Gecesi Kadir gecesi, Rahmet Peygamberi’nin buyruğuna göre Ramazan Ayı’nın son 10 gününden birisidir. Hatta son on günün tek, yani on dokuzuncu, yirmi birinci, yirmi üçüncü, yirmi beşinci, yirmi yedinci ve yirmi dokuzuncu gecelerinden birindedir. O gün kader gecesidir ve bin aydan daha hayırlıdır. Kur’an o gecede indirilmiştir,
Müşrik ordusunun komutanı Ebu Süfyan zafer sarhoşluğu ile İslam saflarına yönelerek: "Savaşta beraberiz Uhud, Bedir gününün intıkamıdır Yaşasın Hübel!" dedi. Rasulullah (sav) Hz. Ömer'e cevap vermesi için işaret etti. Ömer (ra) haykırdı: "Allah-u Ekber! Bizim ölülerimiz cennette, sizin ölülerinız cehennemdedir!" Dedi.
Sayfa 132 - Çıra yayınlarıKitabı okudu
İslâm'dır elbette en yüce ülkü, Neyleyim Allah-u Ekber demeyen Türk'ü? Türk eğer müslümansa Türk’tür!
Reklam
Mumin, her “Allah-u Ekber” deyişiyle, “Huzurdayım Yâ Rabbi! Farkındayım. Şey olma özelliğine sahip her şeyin maliki sensin. Büyük olan sensin. Beni de sana kul olmak için dünyaya gönderdin.” der.
İslam mana ve mefhumuyla naifleştikçe, Ramazan da zayıfladı. Kur'an-ı Kerim'in indiği ay, onun yasakladığı eğlencelerin yapıldığı bir mevsime dönüştü. Sanatçılar, tiyatrocular, din üzerinden ekmek yiyenler panayırı oldu Ramazan. Ümmet, Ramazanın ruhunu da nurunu da kaybetti. Bu yüzden sokaklarda minareden yanan ışığı, şehrin tepe noktasında atacak iftar topunu bekleyen ve İmam ''Allah-u Ekber!" dediğinde yuvasına doğru kanat vuran bir serçe gibi "ezan ezan'' diyerek evine koşan çocukları ve Ramazan'ı, kaybolan yavrusunun zuhur haberi üzerine istikbal için yollara düşen babanın heyecanıyla karşılayamıyoruz. Artık ne günlerce önceden başlayan iftariyelikler hazırlama heyecanı, ne de yufka açmak için bir araya gelen kadın meclisleri kaldı.
“İslâmdır elbette en yüce Ülkü, neyleyim Allah-u Ekber demeyen Türk’ü”
"Sizi şahit tutuyorum, ben onları bağışladım."
İbn Abbâs (r.anh) anlatıyor: Bir gün Allah Resûlü, arkadaşlarına öğüt vermekte olan Abdullah b. Revâha'nın (r.anh) yanından geçerken onlara şöyle dedi: "Sizler, Allah'ın sizinle birlikte sabretmemi emrettiği bir cemaatsiniz." Sözlerini şöyle sürdürdü: "İyi dinleyiniz! Siz burada kaç kişi oturuyorsanız, sizin bu sayınız kadar melek de sizinle birlikte oturuyor. Siz Allah'ı tesbih ettiğinizde onlar da tesbih ederler; siz Allah'a hamdettiğinizde onlar da hamdederler; siz Allah'ı tazim ettiğiniz zaman onlar da Allah'u Ekber diyerek O'nu tazim ederler. Sonra, Yüce Allah'ın huzuruna çıkarlar. Allah, kullarının ne yaptığını meleklerden çok daha iyi bildiği hâlde melekler: 'Ey Rabbimiz! Kulların seni tesbih ettiler, biz de tesbih ettik. Allahu ekber dediler, biz de dedik. Sana hamdler sundular, biz de sana hamdettik.' derler. Rabbimiz de: 'Ey Meleklerim! Sizi şahit tutuyorum, ben onları bağışladım.' buyurur. Melekler: 'Fakat onların içinde çok günahkâr falan ve filân da vardı.' derler. Allah: "Onlar öyle bir cemaattir ki, onlarla birlikte oturan kimse bedbaht olmaz!" buyurur.”
Sayfa 324Kitabı okudu
Reklam
Hendek...
Peygamber (s.a.v) Efendimiz'in hicretinin beşinci senesinde olmuştur. Şöyle ki, Kureyş taifesi yahudilerin teşvikiyle bir takım kabileleri ittifakları altına alarak on bin kişiden fazla bir ordu ile Medine-i Münevvere'ye doğru yürüdüler. Resulü Ekrem “Sallallah'ü aleyhi vesellem” Efendimiz, Ashab-ı Kiram'ıyla istişarede
Yeryüzünde her an beş vakit namaz kılınıyor, kâinat cami-i kebirinden, dünya kocaman başıyla ve milyonlarca ağzıyla “Allah-u Ekber” deyip tekbir getiriyor.
Sayfa 20
Nûrbahşiyye tarîkatının en belirgin uygulaması seyr u sülüktür. Seyr u sülûkün en önemli unsurlarından biri de, Kübrevî şeyhi Sey- yid Ali Hemedânî'nin derlediği "Evrâdü'l-Fethiyye nin okunması- dır. Bu evrâdın ardından "lâ ilâhe illâ ente yâ hayyü ya kayyûm", "lâ ilahe illallah" ve "Allah" diye zikredilir. İşrak namazından sonra 100 kere "Allah u ekber", 100 kere de "Allâhümme salli alâ Mu- hammed ve alâ âli Muhammed ve sellim" denir. Evrâdü'l-Fethiyye, bugün Kürt coğrafyasının birçok yerinde okunan bir zikirdir. Örne- ğin bu evrad, Urfa Dergâh camiînde dört yüz yılı aşkındır kesintisiz olarak icra edilen zikirde okunan evradın başında gelmektedir.
Semâya uzanan yolda dünyadaki son durağın adıdır Kudüs.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.