Kitabı elime ilk aldığımda farklı bir duyguya kapıldım. Bunun sebebiyse meşhur “Vatan Şairimiz Namık Kemal”di. Hayranı olduğum bir yazardır “Namık Kemal”. Sürgün yıllarında son günlerini yaşarken elinde “Victor Hugo’nun Sefiller” kitabı varmış. Bu kitabı okurken gözlerini yummuş hayata. “Hürriyet Kasidesi” gibi devasa bir şiiri o zamanın
Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana "bu benim şarkım bak" diye dinlet. Birgün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse seni hatırlasın .
Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünyada bunu illaki birtek sen kullanmayacak son .Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa "acaba
(Kitapla ilgili yorumlarımı okumak yerine dinlemek/izlemek isterseniz: youtu.be/hUo7lJUHCLI )
Schopenhauer'in kadın düşmanı olduğunu düşünen insanlara sesleniyorum: Haklıymışsınız... Bekliyordum bir şeyler; ama bu kadar kadınları yermesini, aşağılamasını ve hor görmesini beklemiyordum. Beğeni kasmak için süslü cümleler kurmak amacında
Kuşların tüyleri onları ısıtmak için evrilmiştir ama kuşlar bu tüyleri uçmak için kullanırlar. Yani uçmak, burada evrimin bir yan ürünüdür. Pandaların normalde beş parmağı vardır, altıncı parmak ise pandanın dengesiz bir şekilde büyümüş olan bilek kemiğinin yan ürünüdür. Bitkiler besin
üretmek için fotosentez yaparlar ama bu fotosentez sonucu
Bir ruh savaşı içerisindeyiz ve bu ruh savaşında birer diriliş işçisiyiz. Kitabın besmelesi bir savaşın ilanı ve bir idrak çağrısı olarak çekilmiş.
Ruh; sürekli olarak Allah’ı bilme, Allah’ın huzurunda olma savaşı içinde olacaktır.
Diriliş, ruhun açtığı bu savaşı sürekli sürdürme ve bu savaştan süreli olarak başarılı çıkmasıdır.
“ Diriliş yüklü bulutlarda linyit dumanının göğe salınmış gölgesini özdeş sanma.”#91297544 Diyor üstat Sezai Karakoç ve bu cümle bize Cemil Meriç’in “Olimpos dağının çoçukları, hira dağının evlatlarını asla kabul etmeyecektir.”cümlesini hatırlatır.
Doğulu ya da mutlak Batılı saymadığını belirtiyor. Biz biliyoruz ki yeryüzü bize mescit kılındı o halde Doğu da Batı da Benimdir!
Sezai KARAKOÇ adeta harflerle haykırıyor: “Şeytanın kentini dağıtmaya ant içmişim.”
Kitapta diriliş erinin görevlerinden de bahsediyor: doğuyu ve batıyı iyi bilmeli, eski medeniyetleri tanımalı, ekonomiyi bir amaç olarak değil araç olarak görmeli, kelimenin özüne inmeli ve kelimeyi yaşamalı.
Mutlaka okuyun!
Okutturun!
Geç kalmayın!
Keyifli okumalar diliyorum.
Neden barış zor?
Neden sürekli savaş?
Neden herkes acele ediyor?
Neden adalet hep yavaş?
Artık anlamıyorum
Neden hep sömürmek amaç?
Neden tonla parası olan diyor eğer "fakirsen kal aç"?
Neden vergi diyerek fakirlerden devlet alıyor haraç?
Neden siyaset sadece yolsuzluğa araç?
Artık anlamıyorum
Neden hedef zirve değil yamaç?
Neden televizyonda bilim yok da ya aşk oluyor ya maç ?
Benim gücüm yok sıkıldım beklemekten
İşaret bekliyorum canım elimde tek melekten
Çünkü anlamıyorum
Çünkü insan pis ve kaba
Çünkü hiçbir derde deva değil gösterdiğim çaba...
İslâm ve Müslüman
Atasoy Müftüoğlu, 1980’li yılların başlarında İsmail Râci el-Farukî ile tanış olduğu ve kitabın sunuş başlığını hazırlamıştır. Modern Cağda İslâm hakkında çalışmalarıyla tanınan Müftüoğlu, “Niçin İslâm?” kitabı şöyle değerlendirir: Müftüoğlu çağımızın algı dünyasını -sömürgeci bilginin nesnesi- olarak telaffuz eder.
Jack London. Aşkı anlatışı, aşkın kendisinden daha güzel..
Eserlerinin sadece sınırı olmayan hayal gücünden kaynaklanmadığını, hayatından kesitleri öyle ya da böyle bir şekilde eserlerine yansıttığını kolaylıkla anlayabilirsiniz. Gerçekçilik-yaşanmışlık hissi size ulaşıp, sizi sarmaladığında kuşkuya yer bırakmıyor çünkü.
Martin Eden kitabı ise