Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İnsanı bedenen ameliyat etmek için uyutmak, ruhen ameliyat etmek içinse uyandırmak gerekir."
Rus bir beyin cerrahıyla yine Rus bir astronot din konusunda tartışıyorlardı. Beyin cerrahı dindar, astronotsa dindar bir kişi değildi. “Uzayda çok dolaştım” diye övünerek konuştu astronot, “ama ne Tanrı’yı gördüm ne de meleklerini!” Cerrah cevap verdi: “Ben de çok zeki beyinler ameliyat ettim, ama tek bir düşünce görmedim!”
Reklam
"Bir insan narkoz almadan, kesilip biçilecek yerini uyuşturmadan kendini kendi eliyle ameliyat eder, bunu da ölmeden başarırsa, insanoğlu için yaşamın en güç yanını, adı yapayalnız olmak denen şeyi de başarır."
Sayfa 113Kitabı okudu
Aklımda hep sen vardın. Geçen seferki ameliyatı anımsadım. Sen ameliyat olurken ben ne yapacağımı bilmiyor, bir yandan da birkaç kuruş elimize geçer diye oturmuş “Goriot Baba” çevirisine bir iki sayfa eklemeye çalışıyordum. O hastane çıkış gününü hiç unutamıyorum. Derin bir çizgi çekmiş belleğime. Paramız yoktu. Cem Yayınevinden 1000 lira alacağımız vardı ve yayınevi, çok önceden haber vermiş olduğum halde, bu parayı gününde ödememişti ya da ödeyememişti. Sonuçta o gün seni bir taksiye bile bindirememiştim. Yürüye yürüye Şişli’ye inmiş, oradan Karaköy dolmuşuna, Karaköy’den de vapura binmiştik. Ne günlerdi onlar. Bizim sevdamız böyle günlerden de geçmiştir. Ama biz o günleri de çok severiz, değil mi? Yaşadığımız günlerdir, birbirimizi tanıdığımız günlerdir. İyi, kötü günler geçirdik. Çoğunca da iyi günler. Öperim o günleri.
İnsanın yininde “ameliyat” yapmak için onu bayıltmak gerekir.. Ruhunda yapmak için ayıltmak.
“Kişiliğimin bir bölümünü aldırayım diyorum ara sıra. Yatayım bir ameliyat masasına, ayıklasınlar beni. Aceleciliğimi alsınlar mesela. Haksızlığa dayanamayışımı; birazını çıkarıp tıbbi atıklar bölümüne göndersinler. Boşalan yerlere daha fazla “hayır” diyebilmeyi koysunlar. Hassasiyetin en az yarısını çıkarsınlar. Onun yerine sert davranma protezi koysunlar. “Arlı arından korkar; arsız sanır benden korkar,” diyorlar. Doğru diyorlar. Ar'ımın da birazcığını ar transplantasyonu yapıp versinler ihtiyaç sahiplerine.”
Reklam
" Biz ne zaman büyürüz annelerimizin gözünde? Sahi ne zaman? Kaç kitap yazınca bir romancı, kaç albüm çıkarınca bir müzisyen, kaç tez yazınca bir akademisyen, kaç seçim kazanınca bir politikacı ya da kaç ameliyat yapınca bir doktor, annesinin gözünde artık “yetişkin” sayılır? Bilemiyorum. Belki de hiçbir zaman. "
Saatler akışkan bir şekilde geçerken, sen hiç geçmedin bu şehirden O yüzdendir bu sokak lambalarının, Karanlık altında kalışları Ben kendimden geçmeden arada da olsa sen geç sol ucumdan. Güneş hiç açmazdı penceremin arasından Alışık değilim "koyu renkli siyaha,"anla lütfen. Yosun tutmuş bir denizin rengi gibi soluyorum bilmediğim
Kitapana
'' Dahi olup olmamaktan çok, hiçbir şeyin bir parçası olmak istemeyişim kaygılandırıyordu beni. Yurttaşlarımın hayvani dürtüleri ve enerjileri hayrete düşürüyordu beni; bir insanın bütün gün lastik değiştirmesi ya da dondurma kamyonu sürmesi ya da Meclis'e girmeye çalışması ya da bir insanın bağırsaklarını ameliyat ya da cinayet için deşmesi, benim anlayabileceğim bir şey değildi. Hala da değil. Bu yaşam sisteminden çaldığım her gün bir zaferdi benim için. Şarap içtim, parklarda uyudum ve açlık çektim. İntihar en büyük silahımdı. İntihar düşüncesi biraz huzur veriyordu bana; kafesin tamamen kapalı olmaması bana kafesin içinde kalmaya devam etmek için biraz cesaret veriyordu.''
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.