Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Üzücü gerçekler...
Her birimizin önüne konan hayat planı 25 yaşına kadar okullara gidip eğitilmek. Sonuç ne peki? Ülkesi dışında hiçbir ülkeye gidememiş, anadili dışında hiçbir yabancı dile hâkim olmayan biri olmak... Bunlar bir yana yıllarca süren eğitimlerden sonra işe girememek. Peki tüm bunlar ne için? Dünyada doğup dünyayla iletişime geçemeden, gidip konuşamadan, gezip göremeden kendi sokağımızda doğup büyüyüp ölmek için mi? Ülkemde her yıl 3 milyon öğrenci üniversite sınavına giren ve sadece birkaç bini başarılı olur.
Sayfa 65 - Destek Yayınları
"Bu denli çözümsüz, dış olgulara bağımlı bir yaşamın içinde olmamak ne büyük bir mutluluk. O esir. Her gün yaşlanmaya, her gün kafasından ve gövdesinden bir şeyler yitirmeye esir. Her gün gelişen, her gün büyüyen, tüm çağlara varan bir bağımsızlığın, nesnelere dayanmayan bir özgürlüğün mutluluğuna hiç varmayacak. Anadili bile gelişmemiş. Düşünceleri, insan varoluşunun gerçeğini kavramaya yeterli değil...''
Sayfa 26 - YkyKitabı okudu
Reklam
1895 yılının Haziran ayında, Siyonist lider Theodor Herzl, Orient Express(Şark Ekspresi 1883 ile 1977 yılları arasında Paris-İstanbul arasında sefer yapan tren. Bu açıklama kitapta yok, ama bu trenin önemini tumblr sayfamda açıklayacağım.) ile İstanbul’a giderken Sofya’da(Bulgaristan başkenti) durmuş ve tren istasyonunda büyük bir coşkuyla karşılanmıştı. … Herzl, Avrupa’nın Yahudileri istemediğine inanıyordu ve Yahudi devletini şu sözler ile savunuyordu: “Karga burunlarımızla, siyah veya kırmızı sakallarımız ve eğri bacaklarımızla yaşayabileceğimiz ve bunun için nefret edilmeyeceğimiz… sükunetle ölebileceğimiz bir vatan… tüm dünya ile barış içinde yaşayabileceğimiz bir yer… böylece alaycı “yahudi!” bağırışları onurlu bir isme dönüşebilir, aynen Alman, İngiliz, Fransız gibi”. … Bulgaristan’daki savaş öncesi Siyonist gazetesinde Filistin için “vatanı olmayan insanlar için insanları olmayan vatan” diye yazılıyordu. Bu sıralarda Filistin’e göç etme hazırlığında olan Yahudilerin İbranice mi yoksa İspanyol Yahudilerinin anadili olan Yahudi İspanyolcası olan Ladino mı öğrenmeleri gerektiği tartışılıyordu. …. Bulgar Siyonistleri 1944 yılında Yahudilerin Filistin’e göçünü savunan Filistin Komitesi’ni kurmuşlardı. Hedefleri Filistin’e göç düşüncesini Bulgar Yahudileri arasında bir kitle hareketi haline getirmekti.
Babamın anadili gibisin anladığım ama konuşamadığım var mı anlatamamanın daha acı bir izahı?
Muayene sırasında yaşımı sordu. 36-37 yaşında olduğumu söyledim. Hayretle: -Pek çabuk general olmuşsunuz. Sizin memleketinizde sizin yaşınızda başka genç general var mıdır? Harbiye Nazırımız da gençtir dedim. Bu soru karşısında kaldığım zaman, 21 sene Mısır'ın Kahire'sinde bulunmak ve Arapçayı anadili gibi konuşmak tecrübe ve tetkikatında bulunmuş olan ve bu itibarla Doğu'yu, doğuluları az çok tanımış olduğuna şüphe olmayan Doktor Vermer'in, içinden, "Zavallı Türkiye bu çocukların eline düşmek için ne hale gelmiş bulunmalısın!" dediğini hisseder gibi oldum. -Doktor, dedim; bizim ordumuzda ihtiyar generaller de vardır. Benim ve emsaliınin pek genç kabul ettiğiniz yaşta general oluşumuz, herhalde, ahval ve fevkalade hadiselerin, yapılmasını bize nasip ettiği önemli vazifelerin vatana çok faydalı oluşundandır.
Sayfa 176 - Karlsbad’da Geçen Günlerim (30 Haziran 1918-28 Temmuz 1918)Kitabı okudu
O kadar ki Ermeni, Rum olmak bir küfür olarak görüldü, Musevi olmak aşağılandı, diğer azınlıklar horlandı, Kürtçe eğitim dili olarak yasaklandı, Kürtler çok uzun yıllar "dağlı Türkler" olarak görüldü. Türkiye'de Kürt doğup anadili Kürtçe olmuş birisi olarak tüm bunlar bütün yön­leriyle yaşadım, his ettim. Şunu hatırlatmak zorundayım; dene­menin başında sözünü ettiğim o ilkokulda kendi anadilim olan Kürtçe ile değil, Türkçe ile okuyup yazdım, kendimi ifade ettim. Türkçe benim eğitim ve entellektüel dilim oldu. Çünkü Kürtçe yasaktı. (Hala da eğitim dili olarak yasak.
Reklam
240 syf.
9/10 puan verdi
Evrim ve Adaptasyon
İçerisindeki bilgiyi alırken bakış açımı geliştiren kitapları ayrı tutarım. Yazarın birincil amacı bu olsun veya olmasın eseri bende bu etkiyi sağladı. Bilgiye öncelikli olarak hayata bakış açım için önem veriyorum. Hayata ve canlıya. Aslında kitapta daha önce rastladığım ve bildiğim bir çok bilgiyle karşılaştım ama ben bazı şeyleri tekrar tekrar
İnsan Çeşitliliği
İnsan ÇeşitliliğiBarış Özener · Alfa Yayıncılık · 201836 okunma
30 Haziran günü trenle Karlsbad'a gidiyorum. İstasyonda gelişimi bekleyen otel kapıcısının yardımı ile kalacağımız Rudolfs Hof isimli özel eve geldik. Evde, benim için bir salon, bir yatak odası, emirerim için bir oda ve hamamdan ibaret kısımları haftalığı 140 krona tuttuk. Ben ilk bakışta pek memnun kalmadım. Bana pek cazip görünmedi. Yarım
Sayfa 142 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
7 dili anadili gibi bilirdi. Muhteşem bir Türkçesi vardı. Votka ve Samsun216 Müptelası bir Filozof Bir dahi, yazar, eleştirmen, sosyolog, çevirmen, ODTÜ öğretim üyesi… Ulus Baker... ÖDTÜ Sosyoloji bölümünden mezun olduktan sonra aynı üniversitede öğretim üyesi olarak dersler vermeye başladı. Fransız, Alman, İtalyan ve Rus öğrencilerinden
Arşivden...
KELİMELERİN KENDİ ÖYKÜSÜNÜ DUYAMAMAK... eksik olan bu! Oysa kelimelerin anlattığı öykülere kulak kabartırken, kelimelerin kendi öykülerini duyamamak... pek çoğunun yaptığı, dinlemekten anladığı işte buydu! Bu yüzden aynı dili konuştukları halde, pek çok insan gibi, çoğu kez birbirlerini anlayamıyorlardı. Üzerinde düşünülecek olursa, kendi anadili bile yabancı dildir kim bilir kaç insana!
Sayfa 87 - MetisKitabı okudu
Reklam
Bu denli çözümsüz, dış olgulara bağımlı bir yaşamın içinde olmamak ne büyük bir mutluluk. O esir. Her gün yaşlanmaya, her gün kafasından ve gövdesinden bir şeyler yitirmeye esir. Her gün gelişen, her gün büyüyen, tüm çağlara varan bir bağımsızlığın, nesnelere dayanmayan bir özgürlüğün mutluluğuna hiç varmayacak. Anadili bile gelişmemiş. Düşünceleri, insan varoluşunun gerçeğini kavramaya yeterli değil.
Doğan Aksan, anadilini şöyle tanımlar: “Anadili, başlangıçta anneden ve yakın aile çevresinden, daha sonra da ilişkide bulunulan çevrelerden öğrenilen, insanın bilinçaltına inen ve bireylerin toplumla en güçlü bağlarını oluşturan dildir.”
Bence Türkçe öğretmeni, Türkçe bilmiyordur.:)
Sonra benim çocuk olsaymıştır eğer başka bir milletten, bilmez o zaman Türkçe, olacak zayıf, tamam... Şimdi almıyor. Bu çocuk ki benimdir, bir Türk çocuğu olmuştur, demek biliyor Türkçe... Nasıl bilmeyecekmiş, anadili Türkçeyse? Demiyeceğim, versinlermiş pekiyi... Ama her Türk çocuğu alacaktır lazım, Türkçeden en az orta... Benim çocuk konuşur Türkçe, ben anlamışım onu, annesi anladı, arkadaşları anlamış, herkes anlıyor, öyleyse anlamalıdır öğretmeni de... En az alsınlar orta lazım...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.