Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Aşağılık kompleksinden ve çekingenlikten mustarip bir hasta analiz sırasında beceriksizliğini ("hiçbir şey yapamıyo­ rum") kayıtsızlık biçiminde dile getiriyordu. Bu direncin do­ ğasım tahmin edip izah ederek arkasında gizlenen küçüm­ seme eğilimlerini bilinç düzeyine çıkarmak yerine, hastaya işbirliği yapmayı arzu etmediğini ve iyileşmek istemediğini 51 ısrarla söyledim. Bu konuda pek de haksız değildim ama ana­ lizin başarısızlığa uğramasının nedeni, "isteksizliği" üzerinde daha fazla durmamam ve beceriksizliğinin nedenlerini anla­ maya çalışmamamdı; bunun yerine kendi beceriksizliğime ka­ pılarak hastaya bu anlamsız sitemleri yöneltmemdi. Her hasta, hasta kalmak eğilimindedir ve birçok analistin anlaşılamayan durumlarda başka bir açıklama yapmadan "iyileşmek istemi­ yorsunuz" ifadesini suçlama olarak kullandığını biliyorum. Ancak bu ifadenin analistin sözlüğünden çıkarılarak yerine otokontrolün konması gerekiyor. Çünkü şunu da kavramak zorundayız: Analizde nedeni açıklanamayan her tıkanma ana­ listin suçudur.
Gençler her vakit ve her memlekette toplumla çatışma halinde görmüşlerdir kendilerini. Barres XIX. yüzyılın sonlarında şöyle der: -Yeni Çağ gençlerinin acısı, ne yapacaklarını bilmemekten ve bir de güçsüz olmaktan geliyor. Bu, biraz da yaşlıların görüş açısı. Gençlerin de vardır kendi istekleri, kendi düşünceleri. Onların üstüne üstüne gitmek değil, onların dilini anla- maya çalışmak gerek. Dahası, onlara güvenmek gerek !
Sayfa 12 - 12 Mart 1972Kitabı okudu
Reklam
Zü'l-Celâli ve'l-İkrâm İsmi Şerifi
O, zâtı azametli olan ve mahlûkları kendisini ta’zîm edendir. Zü’l-Celâl, Allah Teâlâ'nın zâtıyla azametinden ibârettir. Zü’l-İkrâm ise âlemin O’na ta’zîminden ibârettir. "Zü’l-Celâli ve’l-İkrâm"; azîmdir ve muazzamdır. Bu isim kalbleri ilâhî mârifetten yana perdeleyen bir isimdir. Allah Teâlâ mahlûkları kendi zâtına ta’zîm edecek
Toplumsal akıl: doğruya, iyiye, güzele ve hakikatler yarat maya, insansal açıdan yanılmayan bir erdemlilik olarak insan gelişiminin yaratım ve icatları tarihin uzun süre içinde anla mak ve yorumlamak toplumsal aklın kudreti olarak adlandırmak gerçeğin ifadesidir.
yolun amaindan bahset Yagmur All" dedi. "Eve, peki kisaca anlatmaya calaym. Gaye, o yüce Sevillimizle, bu dünyada temasa gecmekir. Soyle bir hadis vardir: Insanlar uykudadilar, lunce yanacaklar- dir.' der, fakat biz insanlar, ölümün kaldiracagi perdenin arkasin bu dúnyada görmek isteriz, Tabil her insanda bu arzu yoktur. Böyle
Sayfa 145
V'ye dair
Harry Potter kitaplarında dikkat edebileceğimiz bir diğer nokta ana karakterlerin adlarındaki hece sayısı. lngiltere'de üst sınıftan insanların adları genellikle işçi sınıfından ge­ lenlerinkinden daha uzundur; hecelerin bolluğu başka tür­ lü bolluklara da işaret eder. Adı Fiona Fortescue-Arbuth­ not-Smythe olan birinin Liverpool'un
Sayfa 186 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Xavier thereot
Acımda beni kim karşılayabilir? Bana yöneltilen sözcüklerin hepsi kulağıma yalan yanlış geliyor. Sözcüklerin, dillerin öte sine giden bir şey bu. Kendimi yalnız hissediyorum. İçimdeki dramda, fiziksel ve psişik denenmemde yatan biricikliği anla maya kim muktedirdir ki? Hal böyleyken, kendimi bu yalnızlı ğın içine hapsetmeye ilişkin dürtümü kavrıyorum. Buna karşın bir yanım iletişim kurmayı da arzuluyor. Bu iki istek beni parça lıyor, biri beni oraya, diğeri buraya çekiyor. Filozofların dediği gibi, acı çok keskin olduğu zaman bize aptalca ve saçma gelir.
Toplum ve Birey
Toplum. Her nasılsa, az da olsa ne anlama geldiğini anla- maya başlamış gibiydim. İki kişiden birinin haklı bir çekiş- mede karşısındakine üstün gelmesi yeterli. İnsan asla insana boyun eğmez. Köleler bile köle gibi davranırlar. O yüzden insanın konunun ait olduğu yerde yapılacak bir çekişmeye bel bağlamaktan başka çaresi yok. Vatandaşlık görevlerin den bahsedip dursalar da, tüm çabaların konusu her du- rumda bireydir; bireyin ihtiyaçları tamamen karşılansa bile, birey yine çıkagelir. Toplumun anlaşılmazlığı bireyin anla- şılmazlığıdır. Toplum bir okyanus değildir; bireyler okya- nustur. Dünya denen okyanus illüzyonuna karşı duyduğum dehşetten azıcık da olsa böyle kurtulmayı başarmıştım. Her konuda eskisi gibi sınırsız titizlik göstermeyi bir kenara bı- rakarak söylemeliyim ki, duruma göre gereken ölçüde, bir nebze utanmazca davranmayı öğrenmiştim.
Sayfa 76 - Sel yayınları, Çev:Hüseyin Can ErkinKitabı okudu
Başka pek çok hastalığın bak t eriyel kökenli olabileceği keşfedileli beri, anti­ biyotikleri yerli yersiz kullanmanın ne korkunç bir hata olduğunu daha iyi anla­ maya başladık. Keşif süreci 1983 'te Batı Avustralya 'nın Perth kentinden doktor Barry Marshall'ın birçok mide kanserine ve çoğu mide ülserine Helicobacter pylori denilen bir bakterinin sebep olduğunu anlamasıyla başladı. Marshall'ın bulguları kolayca sınandığı halde bu görüş öyle radikaldi ki, genel kabul görme­ si için aradan on yılı aşkın zaman geçmesi gerekecekti. Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüleri mesela, bu fi kri 1994' e kadar resmen desteklemedi. "Yüzlerce, hatta binlerce insan ülserler yüzünden yok yere ölmüş olmalı," dedi Marshall 1999'da bir Forbes muhabirine.
Geri13
60 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.