Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Resullerin Daveti ve yolu Budur...
Şeyh Muhammed Bin Abdullatif şöyle der: “Şunu iyi bil ki (Allah bizi de seni de sevdiği ve razı olduğu şeylere muvaffak kılsın) Allah’ın ve Rasulü’nün düşmanlarına düşmanlık yapmadıkça ve Allah’ın ve Rasulü’nün dostlarına dostluk yapmadıkça kişinin Müslümanlığı ve dini düzgün olmaz.(15) Allah (subhanehu ve tealâ) şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi (bile) veli (dost) edinmeyin.” (Tevbe/23)(16) İşte tüm Rasullerin dini budur... Onların daveti ve yolu budur... ****************************************************************************** (15) Burada kastedilen düşmanlığın aslı ise; ifade geneldir ve bu hali ile alınır. Ancak kastedilen, genel manadaki düşmanlık, bunun ayrıntıları ve açığa vurulması ise kişinin İslam’ının aslının yokluğunu değil istikamet üzere olmadığını belirttiği söylenir. Şeyh Abdullatif’in bu konunun ayrıntılı açıklamaları bulunmaktadır. İsteyen oraya müracaat edebilir. Bu açıklamalarının birinde şöyle der: “İmam’ın sözlerinden kafirlere olan düşmanlığını izhar etmeyen kişilerin tekfir edildiğini anlamak, yanlış ve geçersiz olur...” Günümüz davetçilerinin çoğunun niteliklerini unuttuğu bu temelin önemini açıklamak maksadı ile, onların bu mesele ile ilgili olan sözlerini burada aktardık. Aslında söz açıktır. Ancak, bulanık suda avlanmaya çalışan bazı kişilerin, bizi Haricilikle suçlamalarına engel olabilmek için ilave açıklamada bulunmayı istedim. (16) Ed-Düreru’s-Seniyye, Cihad Bölümü, 208.
Sayfa 22 - Beyaz Minare Kitap
Yanlış
Yanlış anladım diye bir şey yok. Yanlış anlamak istedim diye bir şey var
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
Aşk mı saplantı mı ?
Öncelikle merhaba sevgili 1K ailesi bu benim ilk incelemem, kötü yazmış isem mazur görün artık. Bu kitabı 2. Okuyuşum ve istemsizce yazmak istedim ve İçimden geldiğince fikirlerimi belirtmek istiyorum. Stefan Zweig kitapları bence kısa ve fazlasıyla derin içerikler barındırıyor. Bence iyi bir yazar. Ve kitaplarını okumakta zevkli bu öznel yargılarımdı kitaba geçecek olur isek… Bilinmeyen bir kadının mektubu ergenlik döneminden itibaren yaşça büyük olan R’ye karşılıksız duyulan aşkı konu alıyor. Ve yazarın erkek olmasına rağmen kadın hissiyatlarını bu kadar iyi betimleye bilmesi açıkçası beni mest etti. Bu kitapla alakalı bir yoruma denk gelmiştim kitaptaki kadın karakter için bunun bir saplantı ve psikolojik bir sorun olduğunu yazmıştı. Niyeyse bu yorum beni üzdü… Ben açıkçası öyle düşünmüyorum. Saf bir şekilde bence aşkı anlatıyor. Ergenlik dönemlerinde hepimiz yaşça büyük birine aşk veya hayranlık duymuşuzdur ve bu saf hissiyatlarımızdı burdada aslında karşılıksız koşulsuz şartsız kadının duyduğu aşkı anlatıyor nedense iliklerime kadar hissediyorum. Ergenlik döneminde bende tam olarak bu kadar olmasa da benzer bir platonik aşk yaşadım. Sanırım bazı kitapları da anlamak için yaşamak gerekiyor. Belki de o yorumu yapan ablamız hiç birini sevmemiş ya da sevme stili farklı. Onu bunu es geçelim bence okunmalı ve karakterleri hissederek empati kurarak okunmalı.. Harika bir eser. Okuyun okutun :) aşk mı saplantılı mı? Bu konuda fikri olan yorum yapabilir… bana sorarsanız Aşk.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Ren Kitap · 2017223,8bin okunma
309 syf.
10/10 puan verdi
İnanılmaz Gerçek Bir Anlatım, Çok İyi Bir Metin
“Aileyle yüzleşince genel olarak aileyi kaybediyordunuz.” Bu alıntıyla başlamak istedim. Kitabı Eylül Görmüş tavsiyesiyle almak istiyordum ama
Deniz Yüce Başarır
Deniz Yüce Başarır
da çok övünce muhtemelen beğeneceğimden emin olarak sipariş vermiştim. Bu iki kadının okurluğuna bir kez daha güven tazeledim. Bir kez daha anladım ki bu iki insan sevdiyse kitabı muhtemelen ben
Miras
MirasVigdis Hjorth · Siren Yayınları · 20213,666 okunma
240 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Dayanışma, arkadaşlık, cesaret ve fedakârlık üzerine..
Baştan sona kadar duygu fırtınası yaşatan muhteşem bir kitap. Başta gülmeden okuduğum tek sayfa yokken sonunda ise bunun zerresini bulamadım. Çok ağlattı.. Kitabın ortalarında sonunu tahmin edip, öyle değildir umuduyla devam ettim okumaya. Hem ne olacağını merak edip hem hiç bitmesin istedim. Mahalledeki oyun alanları olan arsayı korumak için ellerinden geleni, hatta daha fazlasını yapan pal sokağı çocuklarının her birine ayrı ayrı hayran oldum ama o ufaklık Nemeçek yaptıklarıyla, kişiliğiyle diğer hiçbiriyle kıyaslanamaz bir karakterdi. Macun derneği üyeleri, derneklerine ve kurallarına olan bağlılıklarıyla saygıyı hak ediyorlardı. Kötü karakterleri bile sempatik olan bu hikayenin bu kadar dramatik bitmesi "gerek var mıydı bu kadar hüzünlü olmasına" dedirtti. Mutlaka okuyun, böylesine güzel bir kitabı okumadan ölmeyin..Bir de Hani derler ya ''Adama bak hayatı roman gibi'' ben ise pal sokağı çocuklarını okurken , yazarın tüm bunları yazmadan evvel olayları gözleyen gözlerine sahip olmak isterdim, her nedense. Bir yetişkin günlük yaşantısında bir çocuğu görüp düşünebilir kuşkusuz '' Alt tarafı bir ufaklık. Benim yaşadıklarım kadar şahane ve olası dışı ne yaşamış olabilir ki? '' Tabi bunu düşünmek bile büyük bir hata doğrusu. Küçük dünyaların içinde öylesine büyük sarmaşıklar yayılmış ki sadece güneşi engellemişiz, gölge yapıyoruz bazen. Tabi buna farkına varmamız ancak romanda ki kızgın öğretmenle gün yüzüne çıkıyor. Kesinlikle çocukların dünyasında ki ciddiyetini anlamak için de okunması gereken bir yapıt.
Pal Sokağı Çocukları
Pal Sokağı ÇocuklarıFerenc Molnar · Can Çocuk · 202324,5bin okunma
293 syf.
·
Puan vermedi
Eklentik Felsefenin Bizden Akademisyeni
Gazali 1000'li yıllarda Horasan'da doğmuş bir Müslüman. Modern dönemin diliyle kendisini biraz daha tanımlamak zorunda hissedersek kendisini filozof, akademisyen, ilahiyatçı gibi sıfatlarla da tanımlamamız münkündür. Açık konuşmak gerekirse, Batı'nın eklentik bilim anlayışından dolayı her konu bir kör düğüme dönüşüyor. Kendimi
Felsefenin Temel İlkeleri
Felsefenin Temel İlkeleriİmam Gazali · Vadi Yayınları · 200135 okunma
Reklam
176 syf.
·
Puan vermedi
İlk başta pek sıkılarak okuduğum, 60. sayfaya gelene kadar sabırlar çektiğim bir kitap idi her ne kadar yazarın kalemini pek beğensem de.. Fakat belli başlı olayların gelişiminden sonra akıcı bir üslupla yazılmış, olay örgüsünün özenli nakışlandığı bir eser olduğuna karar verdim. Olay, yan karakterlerin görüşünden demlenmiş. Bu özelliğini her ne kadar çok beğensem ve kendine özgü olduğunu düşünsem de, ne yazık ki çoğu yaşananlarda olaya biraz da Maria tarafından bakmak istedim. Onun duygularını, düşüncelerini ve hissettiklerini anlamak okuma deneyimini daha iyi kılardı eminim. Sabırlı biriyseniz ve Orta Çağ kiliselerine karşı bir ilginiz varsa okumanızı öneririm. Kesinlikle zaman ayırmaya değen bir kitap.
Aşk ve Öbür Cinler
Aşk ve Öbür CinlerGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20206,7bin okunma
Uzak Değil
On dokuz yaşındayken,hayattaki amacının üniversitede sosyoloji bölümünü kazanmak olduğuna karar verirdim.Batıya her gidişimizde öyle çok aşağılanmış,dışlanmış,yabancılık çekmiştik ki içinde bize yapılanların nedenini anlamak,öğrenmek istedim. Bu yaşlarda üzüntülü hatıralardan uzak durmak gerekir.Ama ben geçmişi unutamıyorum.Okuldan edinemeyeceğim bazı bilgiler olduğunu anladım.Çocukluğumun. aile gezintilerini zehir edenlerle,şiveli konuşmamı sırıtarak dinleyen. taksici lerle,”Doğulu musun” diye soran sınıf arkadaşlarımla,tipime bakarak ev kirasını yüksek tutan dinazorlarla ödeşmeliydim
Sayfa 80 - YkyKitabı okudu
Ben mi kendimi anlatamıyorum sen mi anlamak ya da kabullenmek istmiyorsun? Derdim para mi sanıyorsun? Sanıyor musun ki bunları yazmak benim için çok kolay? Tam olarak neyi anlamıyorsun anlamıyorum. Kredi kartımı ödeyemediğim için senden para istedim bu kadar. Bana paramı ver lan değil derdim. Aslında bunu çok iyi biliyorsun ama suçlamak istiyorsun sadece. İşlerim kötü iş bulamıyorum. Neden anlamıyorsun? Senin Watson'i yarı yolda bırakman da olmadı Sherlock. Var mısın yarin bunları yüz yüze konuşmaya Sherlock Ben varım. Hadi bakalım.
Mobbing Bank Diyor ki;
Bir insana ya da fikre ödül olsun diye yaklaşırız sınava dönüşünce de uzaklaşırız. Bu sürecin tümü sınavdır.* Her insan ve fikir bir sınav sorusudur. İçine girmeden o soruyu ve sorunu anlamak ve çözmek mümkün değildir. Hiçbir sınav o sınavın aşamaları yaşanmadan sonuçlanmaz. Yaşamın seyircisi olmakta henüz çözüm bulmamış bir soru, sorun ve sınavdır. İnsan medeni olmadan önce çok daha özgür olduğu için sınav çözme başarısı daha yüksekti. Bugün ki insan bağımlı ve bağlı bir medeniyetin ürünü olduğunun farkında olmadığının bile farkında olmayacak kadar zavallı bir durumdadır. Günümüz medeniyeti zincirleri gözükmeyen bir dayatma olduğu için özgürlük fırsatı kimseye vermiyor. Bu duruma da medeniyet diyorlar. Kısaca bugün ki insan sorunun bir parçası olduğunu bilmediği ve çözümü kendisi dışında aradığı için çıkmazdadır. Önder Karaçay * Bu gözlemleri piyasa yazarı biri yazmış olsaydı best seller şeklinde sunulurdu. Piyasa yazarlığını da imza günleri dahil reddediyorum. Kitap tanıtma ve satmanın yolu bu değildir. Okuyan bir toplum yetiştirmeden fikri piyasadan almayan insan bulmak olanaksızdır. Genel eleştiri yapıyorum kimseyi kişisel olarak eleştiri yapmıyorum. Herkes kendi yolunu çizmekte özgür olması gerekir. Burada da bir özgürlük olmadığına vurgu yapmak istedim.
Reklam
240 syf.
4/10 puan verdi
·
7 günde okudu
İYİ BİR OKURDAN BASİT BİR KİTAP
Nihayet bu mecrada adından epey söz ettirmiş Oğuz Aktürk'ün yazdığı kitabı okuyabildim. Kitaba geçmeden önce biraz kendisinden bahsetmek isterim. Oğuz Aktürk, bu mecrada binlerce insana gerek yazdıkları ile, gerek verdiği kitap tavsiyeleri ile, çizdiği yollar ile yol göstermiş ve bu işe gönül vermiş bir kişiliktir, buna kimsenin itirazı
Kimlink
KimlinkOğuz Aktürk · Aylak Adam Yayınları · 202397 okunma
264 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Klinik psikolog Beyhan Burak'ın daha önce videolarına denk gelmiştim. Videoları beni etkileyince kitabını da almak istedim. Okuduğum ilk kitabı oldu Senin Suçun Değil. Kitapta bugün yaşadığımız sorunların çocuklukta yaşanılan olaylar, anne baba tutumları,aile yapısı gibi durumlarla ilişkili olabileceğini anlatıyor. Beni etkileyen kavramlar sevgi,saygı, güven depolarının yeterince dolu olup olmamasi,sevgi saygının ikramlik kısımları diye bir kısım vardı o kısım da çok iyiydi. Kesinlikle kendinizle ilgili birçok şeyi fark ediyorsunuz. Bazı ihtiyaçlarınızın neden kaynaklandığını, sürekli aynı sorunları neden yasadiginizi ve bunu gibi birçok konuda kendinizi tanimaniza yardımcı oluyor. Size yapılan manipülasyonlari daha net anlayabiliyorsunuz kendinizi tanıdıkça. Bence en iyi yanı kendinizi gecmisinizle, yasadiklarinizla,ailevi durumunuzla bir bütün şekilde anlayıp tanıyınca kendinize karşı daha şefkatli olmanız. Çoğu zaman başkasına gösterdiğimiz anlayışı,merhameti kendimizden esirgeriz,kendimize yükleniriz. Ancak kendinizle ilgili farkindaliginiz artınca olaylara daha sağlıklı bakabiliyorsunuz. İnsanları anlamak için de iyi bir kitap bence. Bana çok şey kattı. Diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum.
Senin Suçun Değil
Senin Suçun DeğilBeyhan Budak · Sahi Kitap · 20235,6bin okunma
"Duygularımı ona dürüstçe anlatabilmek için uzunca bir süre sabırla uğraştım, tavırlarının beni rencide ettiğini söyledim, farkında olmadan sevgisini ve şefkatini koşullara bağlamasının yanlışlığını görmesini istedim, bir türlü anlamak istemedi."
Sayfa 38 - Doğan Kitap
IQ'su ne olursa olsun, kişinin ruhu ahenklidir ve belki de en yüksek düzeydeki ahengi ve düzeni bulmak, hissetmek evrensel bir ihtiyaçtır. Zihnin gücü ve aldığı şekil ne olursa olsun, matematik, her zaman tüm bilim dallarının kraliçesi olarak adlandırılmıştır. Matematikçiler, sayıların büyük bir sır olduğunu hissederler. Dünyanın gizil bir şekilde sayılarla organize edildiğini düsünürler. Bu durum Bertrand Russell in Otobiyografi'sinin önsözünde çok güzel bir sekilde ifade edilmiştir: "Bilgiyi, eşit bir tutkuyla aradım. insanların duygularını anlamak istedim. Yıldızların neden parladığını ögrenmek istedim. Sayıların akışa hakim olmalarını sağlayan Pisagor gücünü anlamaya çalıştım."
Sayfa 228
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.