Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
. Yaşamak istediğiniz hayatı anlatırken, yaşamayı unutuyorsunuz. Konuşacağınıza yaşayın gitsin. Kimsenin kimseye özgürlük borcu yok. .
Sayfa 27
Geçen sene çok ateşlenip havale geçirmiş ve konuşma yeteneğini kaybetmişti. O zamandan beri konuşamıyordu. Jiazhen bana bunları anlatırken ağlıyordu. Karşımızda sessizce oturan Fengxia onun hakkında konuştuğumuzu biliyordu.
Sayfa 255 - Jaguar KitapKitabı okudu
Reklam
..., hikayesini anlatırken her şeyi baştan yaşıyor gibiydi. Belki de o yüzden anlatıp duruyoruz hikayelerimizi, tekrar tekrar yaşamak için.
Anlaşılması güç hayatların inkâr edilemeyeceğini akılcı bir tarzda anlatırken, çoğu kez bu hayatların dışında kalanların, yaşananların farkına varmada geciktiğini ilave etti. Yaşamak ile izlemek arasındaki kalın çizgiye işaret ediyordu. Derin sularda boğulma anı yaşayan birinin, suyun yüzüne çarpan kollarını görmek gibidir bu. Ses gelmeden, suya çarpan kolların çaresizlikten mi, güç gösterisinden mi olduğunu anlamak güçtür.
Sayfa 67 - pdfKitabı okudu
İnanılırlık benim sevgili üstadım, çokça hikayeyi anlatırken nasıl bir surat ifadesi takındığına bağlıdır.
Sayfa 503 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yaşamın amacı ölümdür" ilkesi doğrultusunda, her anı, aslında ne olduğu da pek tanımlanmamış bir sona bir an önce ulaşmak istercesine yaşamak. Ölçülen zamanın egemenliği, benliğimize mal ettiğimiz çalar saatlerden ötürü ilk bakışta bize baş edilmez görünebilir. Ancak yaşantılarımıza dikkatle bakıldığında, pek çok şeyi, saati ayarlamış olduğumuz zamanda değil de "eşref saati" geldiğinde gerçekleştirebildiğimizi görebiliriz. Trafik ışığı kırmızıya dönüşmeden önce yetişebilmek için seferberlik durumuna geçtiğinizde ya da asansörün gelmesini bekleyemeden merdivene yöneldiğinizde kazandığınız saniyelerin neden sizden daha değerli olduğu sorusunu hiç kendinize sordunuz mu? Üstelik, fizikçi Julian Barber'ın Zamanın Sonu (The End of Time) kitabında "zaman olmayan zaman'ı anlatırken açıkladığı gibi, zaman aslında var olmayan bir şey, o herhangi bir yöne doğru akmıyor, genetik kodlarımız gereği biz değişiyoruz, gelişiyoruz ve eskiyoruz.
Reklam
Biliyor musun?...
Biliyor musun benim annem çok düş görür. Sabah ilk işi onları anlatmak olur, bir yandan çay hazırlar, bir yandan anlatır, bir yandan yorumlar, yorumlarken işi komediye çevirir, hepimizi güldürür. Zaten çok taklitçidir. Düşlerini anlatırken, sen de, sanki o düşü görüyormuş gibi olursun. O arada sofrayı kurar, gazetelere bir göz atar, ekmek kızartır, öyle siyasi yorumlar yapar ki gazetelere bakarken, gülmekten ölürsün, sonra peyniri dilimler işte ne bileyim, şimdi anlatamam ama, kahvaltı sofrasıyla düş birbirine karışarak, günlük yaşamdan, günlük zamandan başka bir şey oluşur. Roman okurken, dalıp gider ya insan başka bir zamana, onun gibi bir şeydir annemle yaşamak. Geçmiş günler, gelecek günler, anılar, özlemler hepsi birarada, hep ortadadır.
Söz onarır da yıkar da yakar da söndürür de gülümsetir de ağlatır da. Yunus söz üzerine söylenecek sözü şu sözlerle anlatırken üZerine söylenecek her söz eksik kalmıştır: Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz
Yol üstündeki benzinliğin önünden geçerken, genç adam motosikleti gördü. Hemen döndü, benzinliğe girdi. Kız, daha çok kahvehaneyi andıran kafede, köşede bir masada oturuyordu, ellerinin arasında tuttuğu çay bardağıyla ısınmaya çalışıyordu.(…) “Oturabilir miyim? Artık bir tanışıklığımız da var nasıl olsa…” Kız, şaşkınca gülümsedi bu kez
Eğer biz namaz vakitlerini değil de dizi saatlerini dört gözle bekliyorsak... Eğer Peygamberin (ﷺ) çocuklara kaşlarını bile çatmadığını biliyor ama bir yandan çocuğumuzu dövüp sövüyorsak... Eğer oruç tuttuğumuz da hırçın, kızgın, tahammülsüz oluyor ve çocuğumuza "zaten oruçluyum.." diye başlayan cümleler kuruyorsak... Eğer çocuğun oyununu bölmemek için secdelerini uzatan Nebi'ye rağmen namazda önümüzden geçti diye çocuğumuzu azarlıyorsak... Eğer Hz. Ömer'in (Radıyallâhu anh) adaletini anlatırken iki kardeş arasında adil olmayı başaramıyorsak... Eğer Hz. Osman'ın (Radıyallâhu anh) hayasından bahsediyor ama ahlaka aykırı görüntüleri televizyonla evimize davet ediyorsak... Eğer Hz. Ali'nin (Radıyallâhu anh) ilminden övgüyle bahsedip, en son ne zaman kitap okuduğumuzu bile hatırlamıyorsak... Eğer hatim üstüne hatim yapmamıza rağmen kur'an'ı anlamak ve yaşamak için gayret sarf etmiyorsak... Eğer çocukları camiden kovuyor, gerekçe olarak da çocukluk şakımalarını gösteriyorsak bir yerlerde hata yapıyoruz demektir...
Reklam
Hepimiz hastalandık. Huzur yerine akıl verirken, mutluluğu yaşamak yerine fotoğrafını çekerken, üretmek yerine eleştirirken, araştırmak yerine konuşurken, dinlemek yerine anlatırken, hissedemezken, veremezken, güvenemezken, zikre değil söze önem verirken, fikre değil fiziğe iltifat ederken, özde değil sözde mutlu hissederken, parayı insandan çok severken, el âlemi merak etmekten delirirken ve kendimizi "bir şey" zannederken.
173 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.