"Birkaç kere gece gelmişti su sırası. Mezarlıktaki bahçemize yemek götürmek lâzım. Elimizde bir el feneri, gece böcekleri ve kuşları sesi... Mezarlığa girmek, sayısız şehir efsaneleri anlatılmış. Oradan koşarak geçişimizin hızını ölçseler belki olimpiyat rekorudur. Gittiğimizde bağırırız "Dede, dedeee". Sesini duyunca rahatlarız ya suyu salmış uzanmış ya bir ağıt ağzında ya da bir mezarda otururken. Nasıl yendiğini anlatmıştı bu korkuyu: Dedem evveli yine bu tarlaya gelmiş akşamüzeri gün yenice batmış karanlık çökmüş. Bir mezarın üzerinde ışık yanıp sönüyormuş, çok korkmuş donmuş kalkmış, ne ileri ne geri gidebilmiş. Bir öksürük sesiyle kendine gelmiş. Meğerse biri mezara uzanıp sigara içiyormuş, adını söylemişti unuttum.
"Ülen amca ben çok korktum" deyince,
"Amcam gel yanıma otur" demiş, " Ben Çanakkale'de savaştım sabah akşam ölüyle yatardık her yaka cesetti, hem de şiş patlamış bası verdiğin yer patlar, çamur gibi cesede basarsın hiç dineleni görmedim" demiş ve eklemiş "Ölüden korkma diriden hatta en yakınındaki diriden kork" demiş. O günden sonra ben de hiç korkmadım ölüden, ne geldiyse en yakındaki diriden..."
Sayfa 30 - Kepez Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"Bir çocuğun bir simite özlem duyacak kadar yokluğu görmesi veya yokluğa bırakılması kadar iç acıtıcı bir durum olamazdı. İnsanların eşit olmadığını orada anlamıştık. Kazanın dibi tutmuş, sen kendini dibindeki karalık sanarken dibinin de dibi varmış oysa. Çocukların canını çektirmek insanlık suçu..."
Sayfa 16 - Kepez Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"Televizyona gerek yoktu bilirdik cemre düşerdi havaya, suya, toprağa... Ne oldu? O bahçeler, o arıklar, o insanlar... Cemrenin düşeceği ne hava, ne su, ne toprak kaldı ne de kalp, hepsi yok olup gitti. Elimizde kalan sadece özlem."
Sayfa 11 - Kepez Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Merhaba sevgili kitap dostlarım. Yazarın daha önce "TİNSEL KOPUŞ" Kitabını severek okumuştum bu yüzden diğer kitaplarını da okumaya karar verdim
Kitabın yorumuna başlamadan önce içinden bir alıntıyla başlamak istiyorum, tam da kitabı özetleyen bir alıntı. " Hayat bazen çok kritik zamanlarda bizi seçim yapmaya zorluyor. Fakat bu
En akılı, önde gelen askerlerimiz bile "Bursa'yı, Antalya'yı, İzmir'i kurtarmakla uğraşmayın, olacak şey değil, tükeniriz, elimizdekini de kaçırırız" diyorlardı. Ancak Atatürk'ün kafasındaki geleceğe ait savaş hedefi çok daha farklı ve doğru olanıydı.
"Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ama karmaşık görünenin de sonuçta su gibi açık olduğu bir siyasi/psikolojik ortam yaratıyor.
"Edebiyatımızda ender rastlanan, beklenmedik bir başkahramanın peşinde, ülkenin yakın geçmişinden tanıdık gelebilecek karmaşık ağların izini sürüyor. Kimi düğümleri çözüp yeni düğümler atarken okuru da nefes nefese bir yolculuğa davet ediyor."
."
995 km , 1990'lı yıllarda Diyarbakır'da işlenen bir faili meçhul cinayetin ardından, katilin Diyarbakır'dan Antalya'ya yaptığı 995 kilometrelik yolculuğu anlatıyor..
Kıtabın iki özelliği göze çarpıyor
ile Türkçe edebiyatta farklı bir polisiye denemesine imza atıyor.
Roman... Murathan Mungan, 2023 yılında yayımlanan son romanı.
1980 sonrası Türk şiirinin en üretken şairlerinden biri olan Murathan Mungan müstakil bir poetika yazmak yerine şiir hakkındaki düşüncelerini deneme, şiir ve roman gibi edebiyatın farklı türlerini kullanarak açıklamıştır.
Türk Yazar, Oyun Yazarı ve Şair
Merhabalar dostlar
Sizlere bayramda ağlayarak, kizarak, yutkunamayarak okudugum bir kitapla geldim. Sevgili @deniz_antalya kaleminden #hüma
SUYA YAZİ YAZMAK NE KADAR ANLAMSİZSA BAZEN KONUŞMAK, ANLATMAK, ANLAŞILMAYI BEKLEMEK DE O DENLİ ANLAMSIZ OLUYORDU...
Hüma... Başarılı universiteye hazırlanan ogrencimiz. Mezuniyet balosuna sevdiği Ahmet'ten birlikte gitmek için davet beklerken dile getirilmediği için kendini akıllı sanan Serdar teklif eder ve o duyguyla kabul eder. Geceye Serdar ile birlikte gider. Baloda Ahmet ile tek kalınca birbirlerine açılırlardi ki araya Serdar girer ve herşeyi mafeder. Ahmet uzaklasir herseyden...
Hüma verdiği kararla bilemezdi neler yaşayacağını, hayatının kararacagini....
Hüma hangi sebeple Serdar ile evlenmek zorunda kalır ve asıl hayatinin kabus dolu günleri başlar hayatında....
Veee sonrası mi?
Şiddetin her türlüsüne maruz kalan Hüma beni benden aldı.... Mahvolan bir hayat... Bir kadın....
Yorum daha fazla yapamayacagim. Yaparsam içimden dökülenler hicde uygun ve güzel kelimeler olmayacak...
Benim neler hissettigimi az çok tahmin etmissinizdir ve size sadece Hüma'nin hayatını okuyun ve benim yaşadığım duygulara ortak olun diyorum....
Kitapla ve keyifle kalın dostlar.
Yasemin kokularıyla genişlemiş sokaklarda bir iyilik duygusuyla gülümsüyorsanız geçmişinize; sokaklar bahçeler boyu sapsarı ışıyan turunçlar, o kimliksiz beton yığınlarını bile Akdeniz'e özgü kılıyorsa, Antalya'dasınız. İyimser olmak için eşya gerekmez size. Gözleriniz var ya...
1930'lu yılların ilk yarısından itibaren, Avrupa'daki gergin siyasi ortam içerisinde, Musolini'nin Almanya'nın idaresini elinde bulunduran Hitler'den cesaret alarak birtakım savaş hazırlıkları içerisinde olduğu istihbarat yoluyla hükümete bildirildi. İtalya'nın yaptığı bu hazırlıklarının altında, Antalya'ya çıkartma yapacağı endişesi vardı. Böyle bir durum karşısında, Alpullu, Uşak ve Eskişehir şeker fabrikalarının ürettiği şekerin, ülke ihtiyacını tam anlamıyla karşılayamaması tehlikesinin var olduğu ve bu temel tüketim maddesinin dışa bağımlı olmadan, iç tüketimi karşılayacak seviyede sağlanabilmesi için bir dördüncü şeker fabrikasının kurulması gerektiği sonucuna varıldı. Bu nedenlerden dolayı hükümet, bir dizi karşı tedbirler aldı. Bu tedbirler arasında, ülkenin ve ordunun şekersiz kalmaması için Anadolu yakasında bir şeker fabrikası kurulması da bulunmaktaydı.
Sayfa 143 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Kitap sayfaları arasında kaybolurken, dalgaların ritmik sesini dinlemek ve güneşin batışıyla gelen huzuru hissetmek, ruhunuza ilaç gibi gelecek. Bu anı yaşayabilme şansı için minnettarım ve bu güzelliği sizlerle de paylaşmak istedim.
#Suluada #BatımGüneşi #KitapKeyfi #Seyahat #Antalya #Türkiye #Doğa #Manzara #Mutluluk #Huzur