Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ve yeniden gece; huzur, sığmak, samimiyet bulmanın mümkün olmadığı bir New York gecesi; son derece tenha, soğuk, mekanik. Milyon-ayaklı halk tabakasının muazzam, donuk yalnızlığı; ışıklandırılmış vitrinlerin soğuk, çöp yangınları; mükemmeliyet vasıtasıyla cinselliğin sınırlarını aşmış olan dişinin bunaltıcı anlamsızlığı; öyle ki eksiye geçerek kendinden bir şeyler yitirmiş; elektrik gibi, erkeğin nötr enerjisi gibi, görünmeyen gezegenler gibi, barış programları gibi, radyodan yükselen aşk gibi.
Şehvet düşkünü solcu güzel isim:)))
Benim gerçek tutkum aşk konusundaki uçarı­lıklardır. Yaşamımın önemli bir bölümünü o kadından ötekine koş­makla geçirdim. Daha öğrenci olduğum yıllarda şehvet düşkünü solcu derlerdi bana: Devrim yapmayı elbette ki istiyordum, ama çarşaf altında, yatay durumda. Çıkarlarım gereği evlendim; bu ku­rumun çatısı altında her türlü entrikayı çeviriyordum. Tek bir vatanım vardı benim, sürekli değişen yeni bir sevgilinin kolları; tek bir coşkum vardı, birlikte olduğum kadınların bacak aralarında en gü­zel yangınları yakmak. Güzel bir kızla karşılaşma fikri her sabah uyanmamı sağlamaya yetiyordu.
Reklam
Aynı yazgıyı yaşayan iki yalnızdık. Yangınları dumansız, yanılgıları pişmansız, iki ayrı uç noktaydık.
Sayfa 355 - Kapı Yayınları
"...bunun aşk, aşkın da kâinattaki en güzel şey olduğuna kanaat getiriyordu. O anda belleğinin derinliklerinde, daha önce yaşadığı tüm ürpertileri, yangınları, şarabın yarattığı çakırkeyifliliği, kadınların okşayışlarını anımsadı, hepsi de daha yeni tattığı bu yüce hummayla karşılaştırdığında basit ve kaba kalmıştı."
Orman yangınları gibi yan içimde alev alev İri dalgalar gibi açıl açıl da vur bağrıma Diş diş ol yüreğimde, dilersen pençe pençe Bir kadeh zehir ol Darağacı ol Hançer ol Ölmem seni sevdikçe Deniz deniz olalı böyle dalga görmedi Dünya dünya olalı böyle dağ Gök gök olalı böyle güneş, böyle yıldız görmedi Ben ben olalı böyle güzel Sen sen olalı böyle aşk
Sayfa 472Kitabı okudu
Zulmün oklarıyla delik deşik olan bir dünyada yayını insan için gerdi hep!
Ne çok sorusu var şairin. Kâh yolunu bekliyor kâh yolunu kesiyor kah yoldan çıkarıyor onu. Kâh elinden tutuyor kâh elinden çekiyor kâh elden çıkarıyor onu. Kâh yağıyor toprağa kâh buharlaşıyor topraktan kâh toprak ediyor onu. "Duyuyor musun ortasında sonbaharın / o sarı yıkılışları gümbürtüleri?", "Alevler içinde yanan bu çimenler |
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
Yangınları söndürüp geleceğim.
Sayfa 220
vahşi sesler
Dağınık bir dağ görürsen orada ölen bir sevgili vardır Vahşi kuş sesleri duyuyorsan sana gelen bir tanrı vardır Kaybolmuş çocuklar çalıyorsa kapını, hayat hizmetkârdır Vahşi aşk sesleri duyuyorsan sana gelen bir hatıra vardır Gözyaşları bile aynı anda çıkmaz bir yüzde iki aynı gözden Vahşi yağmur sesleri duyuyorsan sana gelen bir hayal vardır Devasa orman yangınları başlıyorsa her gece ve yapraksan Vahşi çekiç sesleri duyuyorsan sana gelen bir tabut vardır Anlamak, çıldırmak belirtisiyse böylesi başıboş ayrılıklarda Vahşi kir sesleri duyuyorsan sana gelen tehlikeli bir ilim vardır Yalansa, hataysa, iftiraysa eğer sence varlığına bu yaşatılanlar Unutma ki yine de.. sende tamamlanacak, seyircisiz bir film vardır
Sayfa 29 - Sel yayınları, 2010Kitabı okudu
Bersisa isminde bir zat vardır ve iki yüz yıl boyunca bir mağaraya kapanır, aralıksız ibadet eder ve dua eder. Dönemin padişahının kızı hastalanır. Şeytan, kızının iyileşmesi için padişaha, "Bak şu mağarada bir zahid var, iki yüz yıl aralıksız ibadet etmiş, dua etmiş Rabbine, ona göndersene kızını, iyi eder der. Gerçekten de Bersisa'ya
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.