Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Uzun İhsan Efendi oğlunu karşısında görünce sevince boğuldu. Karnı açtır diyerek önüne, vefatı münasebetiyle yaptırdığı helvadan çıkardı. Yeşil uyku şurubunu avludaki ceviz ağacının dibine dökmeyi ihmal etmedi. Ertesi yıl mahalledekiler, bu ağacın cevizlerinden yiyen çocukların haşaratlıktan vazgeçerek gece yarısı uyanıp zırlamadıklarını keşfedeceklerdi. Sonradan ünü bütün Konstantiniyye'ye yayılacak olan bu ağaç, yiğit bir nesil yerine uykucu bir gençliğin yetişmesine sebep olacağı korkusuyla padişah fermanıyla kesilecekti.
Sayfa 51 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Orman İnsanı
Bu dağ başında domuza, çakala meze olmak istemiyordum. Hasan amca bendeki bu urkekligi sevince, ' korkma evlat' dedi Güven veren bir sesle, "tabiatta en tehlikeli mahlukat insandır. İnsandan kork. Hayvanlar masumdur, zararsızdır, bak onlar bizden korkuyor, biz yaklaştıkça kaçıyorlar. " adam haklıydı. İnsanoğlu, birçok hayvanın soyunun tükenmesine yol açmıştı. Yemeyi filan geçtim, sırf zevk için hayvan öldüren, acımasız varlıklardık. Bu defa insana gıcık olmuştum. İnsan kere allah tependen baksın senin. Boyundan posundan utan, ey insan. Hayati ve insanlığı sorgularken cesaret gelmişti bünyeme. Cesaretle beraber domuzda cikageldi. Lan bismillah ... bak nasıl bakıyor melül melül, belli ki karnı aç. Hasan amca kendinden emin hayvanın üstüne gitti, fırından aldığımız taze ekmekten bir parça koparıp önüne koydu.domuz ekmeği kokladı ve sonra bize homurdanmaya başladı. Sanırım ekmeği beğenmemişti. İyice korkmuştum hayra alamet değildi bu bakışlar. Hasan amca bana döndü, vakur bir ifadeyle gözlerimin içine baktı. -istiklal kaç, bu domuz belamızı s*kecek. Kaçtım. İyi kaçtım hem de, fuleli kaçtım. Hasan amcada peşimden geldi. Yaşına göre çok iyi performans sergiledi. Domuzdan kaçarken, insanoğlu zalimdir, hayvanlar gariptir diyen kendisi değilmiş gibi tüm hayvanların anasına avradına küfretmeyi de ihmal etmedi
Sayfa 135Kitabı okudu
Reklam
Lokman Hekimin Sev Dediği
Bu yürek seni seveceğini biliyordu herhalde Bu kafa seni kuracağını seziyordu hanidir Bire bin veren buğday Elmadaki mayhoşluk Hukuku beşer Çınçınlı hamam Çizmeli kedi Sanki elleriyle komuşlar gibi
KARANLIKTAKİ ARDIÇKUŞU
Küçük bir koruluğun kapısına yaslandım Kırağı hayal gibi gri olduğu zaman Ve terkedilmiş bırakmışken kışın süprüntüleri Günün gözünü zayıflamakta olan. Göğe çizgi çizdiler karmakarışık sarmaşık sapları Kırık lîrlerin telleri gibi, Ve etrafta sık sık gözüken bütün insan cinsi Sığınmıştı ev halkının yaktığı ateşlere. Karanın keskin
Sayfa 562 - pegasusKitabı okudu
Kitabımın tanıtım bülteninden
Peki ya aslımız, bizi bir araya getiren o hiç görmediğimiz, ancak tahminde bulunduğumuz hiçlik, boşluk, önceden var olan ya da adı her neyse o sis bulutu, o neydi, neredeydi? Dostum bazen, ki biliyorum zor oluyor; ama oradan bakmaya çalışıyorum, o cevapsızlık girdabında kendimi buluyorum. O tozu yutuyorum, her şeyin ve hiçbir şeyin, anlamın ve tam
"Tanrı'yı,yaratılışı ve benzer diğer şeyleri aramaktan vazgeç.Onu aramaya kendinden başla.İçinde her şeyi kendisi yapan ve Tanrı'm,zihnim,düşüncem,ruhum,vücudum diyenin kim olduğunu öğren.Üzüntünün,sevincin,sevginin,nefretin kaynağını öğren.Birinin nasıl iradesi dışında seyrettiği,iradesi dışında sevdiğini öğren.Bütün bunları dikkatlice araştırırsan,onu kendi içinde bulacaksın."
Sayfa 161 - undefinedKitabı yarım bıraktı
Reklam
Roman içinde bulunan küçük hikayecikler
İçeride kendisi için Kuran okunuyordu. Uzun İhsan Efendi oğlunu karşısında görünce sevince boğuldu. Karnı açtır diyerek önüne, vefatı münasebetiyle yaptırdığı helvadan çıkardı. Yeşil uyku şurubunu avludaki ceviz ağacının dibine dökmeyi ihmal etmedi. Ertesi yıl mahalledekiler, bu ağacın cevizlerinden yiyen çocukların haşaratlıktan vazgeçerek gece yarısı uyanıp zırlamadıklarını keşfedeceklerdi. Sonradan ünü bütün Kostantiniye'ye yayılacak olan bu ağaç, yiğit bir nesil yerine uykucu bir gençliğin yetişmesine sebep olacağı korkusuyla padişah fermanıyla kesilecekti.
Sayfa 47 - E-pub
İstanbul Destanı
İstanbul deyince aklıma martı gelir. Yarısı gümüş, yarısı köpük Yarısı balık, yarısı kuş. İstanbul deyince aklıma bir masal gelir, Bir varmış, bir yokmuş. İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir Anadolu`da, toprak damlı bir evde Gülcemal üstüne türküler söylenir. Süt akar cümle musluklarından Direklerinde güller
Sayfa 147 - (Sayfalar 147-160)Kitabı okudu
Birinci Kanto
Yaşam yolumuzun ortasında karanlık bir ormanda buldum kendimi, çünkü doğru yol yitmişti. Ah, içimdeki korkuyu tazeleyen, balta girmemiş o sarp, güçlü ormanı anlatabilmek ne zor!
VE ÇOCUĞUN UYANIŞI  BÖYLE BAŞLADI
Gül kokuları çocukların kaburga kırıklarından geliyor  Acıyı ve insanlığı çocuklar  Böyle dayanılmaz kıldılar ve yeni suları  Onların bilgileri getirdi  Elleri önlerine bağlı - duruşları  Omuzlarından göğüslerine doğru kıvrık ve yumulu  Yaşarlar ebedi göz ve ölümsüzlük aşısı yapan kitabı  Ki şimendifer  Nasıl peşinden koşturursa katarları yolcu
129 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.