Nasrettin Hoca'ya sormuşlar , " Dünyayı nasıl buldun ?" O da , " Sora sora ," diye cevap vermiş .
Nasrettin Hoca'ya sormuşlar, "Dünyayı nasıl buldun?" O da, "Sora sora," diye cevap vermiş. Biz de soruyoruz, cevaplar alıyoruz ama o cevaplarla hiçbir yere gidemiyoruz. Gidemeyince de huzursuzluk bize geliyor. Evet, sormak lazım, aramak lazım ama her şeyden önce dertleşebilecek bir adam bulmak lazım. Muhabbet duyduğumuz bir gönül bulunca da kelimelerin bile ses vermesine gerek kalmaz, gözler buyur eder içeri, gönül başlar muhabbete...
Reklam
Nam-ı diğer Ahi Evren'in Nasrettin Hoca oluşunun keşfi
Şeyh Nasiru'd-din Mahmud'un Ahilerin Şeyhi olduğuna dair kayıtların bulunduğu yukarıda belirtildi. Kırşehir'de kendi adıyla anılan camiye bitişik türbede medfun olan Anadolu Ahi Teşkilatı'nın kurucusu olarak bilinen ve daha çok Ahi Evren diye tanınan zatın adı, yukarıda belirtilen hemen bütün kaynaklarda Nasirü'd-din Mahmud olarak geçmektedir. Fakat zamana kadar ben Ahi Evren'in adının Nasiru'd-din Mahmud olduğunu bilmiyordum. Oysa bütün Ahi şecere-nâmeleri ve Ahi Futuvvet- Nâmelerinde adı bu şekilde tesbit olunmaktadır. Bazen ona Ahi Mahmud dendiği de görülmektedir. İşte bu durum bu güne kadar yirmiye yakın eserini bulduğumuz zatın, Kırşehirli Ahi Evren Şeyh Nasirü'd-din Mahmud olduğunu belirlememize vesile oldu. Daha sonraki çalışma ve araştırmalarımda Menkabevî adı olduğu anlaşılan Ahi Evren diye tanınan zatın Moğollara ve Moğol yanlısı yönetime karşı isyan ettiği, bu isyanı bastırmaya memur edilen Moğol asıllı ve Mevlana'nın müridi Nurü'd-din Caca tarafından isyancılar kılıçtan geçirildiği, Şeyh Nasirü'd-din Mahmud ve beraberindekilerin de bu sırada katledildikleri, Mevlana'nın oğlu Alâü'd-din Çelebi'nin de burada öldürüldüğü ortaya çıktı. Bu olayın tarihi 1 Nisan 1261 (27 R. Ahir 659) dir.
Gece yatmak zamanı çatmıştı (1) Molla Nasrettin evde yatmıştı. Nagehan küçede ucaldı seda (2) Vurharay (3) düştü, qopdu bir qavga. Molla, çiğninde (4) yorğanı derhal Küçeye çıxdı müzderib ehval (5). Gördü bir yanda ağır bir deste (6) Sanki minmiş adamlar üstüste. İstedi desteye teref (7) getsin Bu yığınçax (8) nedir? Sual etsin. İş bu esnada bir nefer terrar (9) Yorğanı qapdı nagah, eyledi ferar. Molla bu qıssadan (10) perişan hal Evine döncek, arvad etti sual: ‘De görüm (11) ay kişi Bu ne davadır, anladın mı işi?’ Dedi: ‘Yorğan üçün imiş telaş Yorğanı qapdılar, kesildi savaş. 1-Gelmişti, 2-Ansızın sokakta sesler yükseldi, 3-Kızılca kıyamet, 4-Omzunda, 5-Rahatsız olmuş bir halde, 6-Topluluk, 7-O yana doğru, 8-Yığışma, kalabalık, 9-Bir kapkaççı, 10-Bu öyküden, işten, 11-Söyle bakalım.
ARKADİ RAYKİN ÜSTÜNE
(..) Ben kendi payıma düşündüren hicvi severim. Bizim Hoca Nasrettin'i, Zoşçenko'yu, bizim Aziz Nesin'i. Raykin sosyalist bir cemiyette hümanist hiciv sanatının en parlak sahne mümessillerinden biridir. (..) * [Ekber Babayef, ''Nâzım Hikmet, Bütün Eserleri'', 1972, Cilt VIII, ss. 459-461]
Sayfa 259Kitabı okudu
Nasrettin hoca ya sormuşlar " dünya nasıl buldun" Oda "sora sora " cevap vermiş
Reklam
+1
Bizde, özellikle Doğu bölgelerimizdeki ilişkiler çok yanlış değerlendiriliyor. Yani oradaki insanlara biz, egemen sınıfların vurduğu damgayı aynen alıp kullanmaya alışmışız. İşçi sınıfının idealistleri ve bilimsel sosyalistler katiyen böyle yapmamalıdırlar. Daha objektif, daha somut değerlendirmelere gitmelidirler. Toptan Doğu'nun insanlarının ne durumda olduğunu belki çoğunuz bilmez, belki birkaçınız da bilir. Ben onu bilenler bilmeyenlere anlatsın diyeceğim, Nasrettin Hoca usulü. Korkunçtur diyebiliriz. Böyle bir durum vardır. Sonra o durum içindeki insanlarımızın da kendi sosyal yapıları vardır ki, bunu hiç akıldan çıkarmamak zorundayız. Aşiret reisi ne demektir? Bunu unutuyoruz biz. Aşiret reisi, ilkel komunanın şefidir. Yani, Doğu'da henüz İlkel Komuna: İlkel, yani medeniyetten önceki ilkel sosyalizm yapısını sürdüren toplum ilişkileri vardır. Ve ağa dediğimiz, aşiret reisi dediğimiz, hatta bilinen şıh dediğimiz, Seyyit dediğimiz insanların böyle bir toplum yadigarı, onun kalıntıları olduğunu göz önünden çıkarmamak zorundayız. Şimdi, demek ki, bir kolu bu işin, tarih öncesine gidiyor. Tarih öncesi insanının eğilimleri. Dejenere olmuştur gayet tabii. Demiyoruz biz, 10 bin sene evvelki ilkel sosyalizm Doğu'da yaşıyor. İmkânı yok bunun. Ama onun kalıntıları dahi, kendine göre değerlendirilmeye muhtaçtır. O açıdan konmalı.
_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
Nasrettin Hoca İran ve Anadolu'nun fıkralarının yarı efsane kahramanıydı:
İranda bir kral Nasrettin'i eşek çaldığı için idama mahkum etmiş. Tam idam edilecekken Nasrettin haykırmış bu hayvan aslında benim kardeşimdir bir büyücü onu bu kılağa soktu bir yıllığına bana teslim edilirse bizim gibi konuşmayı öğretirim ona. Aklı karışan hükümdar vadini tekrar ettirmiş sonra da hükmünü vermiş öyle olsun Ama günü gününe bir yıl içinde bu eşek konuşmazsa idam edileceksin. Oradan ayrılırken karısı Nasrettin'in yakasına yapışmış böyle bir şeyi nasıl vaadedebildin bu eşek konuşmayacak biliyorsun. Tabii ki biliyorum diye cevap vermiş Nasrettin ama 1 yıl sonra kim öle kim kala bir yıl içinde Kral da ölebilir eşek ölebilir. Ben de ölebilirim
Sayfa 309
Aziz Nesin
Aziz Nesin, bir kültür ve düşün adamıydı... Anadolu'da boyatmış, Anadolu'nun zengin uygarlık birikiminden beslenen; biraz Diyojen, bi­ raz Nasrettin Hoca, biraz Hacı Bektaş Veli...
Çağdaş Gazeteciler Derneği YayınlarıKitabı okudu
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.