Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Türk töresi bozulursa, Türk'te Türklük kalmaz ki!"
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Heyet
-Kimsiniz siz, devlet mi yoksa devletin aklı mı? -Devletin aklı mı? Biz devletin aklına bile akıl veren bir teşkilatız evlat. -Peki, kim kurdu bu Heyeti? Abdülhamid mi Osman Gazi mi Selçuk Bey mi Atilla mı kim? -Hepsi de elimizi öptü, fakat hiç biri bu teşkilatın kuruluşunda yer almadı. Onlar sadece bu Heyete hizmetkârdı.
Sayfa 9 - Lopus YayıneviKitabı okudu
Zorunluluklarımız :(
Güncel olmayan sanatçılardan da birkaç örnek vereyim. Hiç şüphesiz Dede Efendi'yi bilmeniz gerekiyor; Hafız Posť'u. Abdülkadir Meragi'yi tanımanız gerekiyor. Buhurizade Mustafa Itri'den, Hacı Arif Bey'den haberdar olmanız, onların isimlerini hatrınızda tutmanız yetmez; bestelerini de bileceksiniz. Rahmi Bey'in 19'uncu asrın arabeski diye de tanınan eserlerini öğreneceksiniz. Bugüne yaklaşalım, Mesut Cemil'i dinlemeden de olmaz. Münir Nurettin Selçuk var, Safiye Ayla var... Bir de yeni Türk müziğinden Zehra Eren'i söylemeliyim. Bakın, öylesine kulak verin demiyorum; Zehra Eren'i dinlemek zorundasınız.
Sayfa 201 - NE İZLEMELİ? / NE DİNLEMELİ? / NE OKUMALI?-MÜZİK ÜZERİNEKitabı okudu
Binbaşı Ahmet Bey çıkageldi.: " Bu birlik esir olacaktır, Araplar düşmana kaçıyor, ben bu işi yapamam." dedi. Biz savaşta, Arapların düşmana kaçtığını veva kolayca esir olduğunu görüyorduk. Önce bunu Arapların korkaklığına verdik. Sonradan öğrendik ki, bunun sebebi İngilizlerin Araplara propaganda ettiği istiklal fikriymiş. Osmanlı Devleti 1917'de bu durumu değerlendirmiş değildi.
Sayfa 254Kitabı okudu
"Esselamun Aleyküm!"
Sayfa 164 - Yakın Plan Yayınları - 82. Kitap- ilk baskı, 2013
Reklam
Binbaşı Kemal: - Kumandanım inşallah yakında Bağdat'ı alırız... dedi. Kemal'in bu sözüne karşılık Karabekir: - Kemal Bey, Türk'ün asırlarca kanını ve emeğini emen bu topraklardan kurtulmak, Türk'ün saadetine hizmet eder. Gönül buralarını bu suretle bırakmaya razı değildi. Fakat mademki oldu, artık biz Türk emeğini Türk topraklarına verelim, Arabistan'ı Arap'a bırakalım. Kumandanın bu cevabı hepimizi şaşırtmıştı. Bu top- rakların kaybından Karabekir âdeta haz duyuyordu. İçimizden çok ağır düşünceler geçirdik. Oysa zaman, Karabekir'in düşüncesini haklı çıkardı. Her yeni fikir, daima böyle beğenilmez ve muhalefetle kar- şılanır. 1917'de tepkiyle karşılanan fikirler sonradan milletin malı olmuştur.
Sayfa 288Kitabı okudu
Arabadan atladım, gürültünün ne olduğunu anlamak istedim. Mahalleye girince korkunç bir manzarayla karşılaştım. Bizim gözleri fırlamış neferler, kadın, çocuk, erkek, ihtiyar halkı zorla topluyorlar ve kasabadan çıkarıyorlardı. O sırada bulduğum bir subay şu bilgiyi verdi: " Biz ordunun ağır yaralılarını, başlarında subay ve doktorları olduğu halde hastane yaptığımız yerlerde bırakmıştık. Askerlikte usul buydu. Ne var ki Bekir Sami'nin tümeni tam Kâzımiyye mahallesinden geçerken duyduğu feryatlar üzerine kasabaya girmiş ve görmüş ki, hastanelere hücum eden Araplar; kolu bacağı kırık yaralıları, yataktaki hastaları, birer ip takarak sokakta sürüyorlar, hastaneleri yağma ediyorlar. Hastaları soyuyorlar. Halkın, Türk ordusu gitti diye korkusu kalmamış. Bekir Sami durumu görünce Kâzımiyye halkını toplamaya başlamış. ..." Geldim, öğrendiklerimi kumandana anlattım. Otomobili sürdük, biraz ilerde henüz ışımaya başlamış havanın yarı aydınlığında Bekir Sami'yi tümeninin başın- da bulduk. Karabekir, Bekir Sami'ye sordu. O da yukarda anlattığım gibi durumu açıkladı. Karabekir: - Peki bu halkı ne yapacaksınız? - Şimdi ne yapacağım görürsünüz. Biraz sonra ateş sesi duyuldu. Bir de ne görelim!.. Bekir Sami dört yüz kişiden fazla olan Kâzımiyye halkını kurşuna diziyor. Çok üzülen Karabekir: - Bekir Bey ne yapıyorsun? Bu halkın ne günahı var? - Dört yüzyıllık Osmanlı tarihinin hesabını görüyorum. Geceyi orada geçirdik. İngilizler daha Bağdat'a girmemişlerdi. Bağdatlı subaylara ailelerine veda için izin vermiştik. Karargâhta bir Bağdatlı Yüzbaşı Tevfik vardı. İsteği üzerine ona da izin verildi...
Sayfa 279Kitabı okudu
Selçuk Bey
“Selçuklular’ın aslı bir esrar perdesi ile çevrilidir. Aşirete adını veren Selçuk’un, Mikail ve İsrail adında iki oğlu vardı; bu durum, Müslüman Doğu’yu birleştiren hanedanın Hristiyan veya Yahudi kökenli olduğunu düşündürmektedir. Müslüman olduktan sonra bazı isimlerini değiştirmişlerdir. Özellikle de ‘İsrail’, ‘Arslan’ şeklinde Türkçeleştirilmiştir.”
Arif Hikmet Bey
Hayatta kalabilmek için para gerekliydi insanlara. Oğul, kardeş, amca sevgisiyle yaşanmaz, ekmekle yaşanırdı çünkü.
Sayfa 27 - 4. baskı istanbul ocak 2023Kitabı okudu
599 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.