"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
“Asık suratlı, kasları hala yorgun insanlar, ürkütülmüş hamam böcekleri gibi dışarı fırlardı külrengi evlerden… Asık suratlı, kara bacalar, mahallenin üstüne kaldırılmış kalın sopalar gibi gökyüzüne doğru yükselirdi… Akşam olup da batan güneşin kızıl ışınları pencere camlarını tutuşturunca, fabrikanın taş karnı kusmuk gibi dışarı atardı öğüttüğü
Anthony Giddens gibi dünyaca meşhur sosyologların da işaret ettikleri üzere günümüz toplumlarında “risk”ler, daha da içinden çıkılmaz hale gelerek insan yaşamını acımasızca tehdit ediyor. Zira geçmişte toplumlar daha çok yangınlar, sel felaketleri, depremler
•Bizim aydın yazarlarımızın bir sürgün öyküsüdür gider. Edebiyat tarihimizde sürgüne gönderilmemiş kaç yazar, kaç şair var, iki elin on parmağını geçer mi sayıları? Ama sürgün var, sürgün var, Halikarnas Balıkçısı gibi sürgününü mavi sürgüne dönüştüren, bir bölgeyi doğası, denizi, insanı ile cennete çevirenler var. Hasan Ali Yücel gibi bütün bir
Şiirlerimin tohumunu bırakıyorum
Bu şehirden gidiyorum
Beslediğim umutlarımı sineye çekiyorum
Vazgeçişlerim olacak
Kendi kabuğuma çekiliyorum
Bir tutam umutla ayrılıyorum
Tohumlarım sevgiyle filizleninceye kadar
Dönmeyeceğim
Bu karanlık şehre
#özgun
Anne ben geldim. Bir tutam sarılmaya hasret sütünün kokusu burnumda sana koştum..Ayaklarım koşmaktan acımış, ciğerlerim yorulmuş yollar yürümekten.
Hani demiştin ya ana yuvadır, bak yuvama döndüm aç kapıyı.. Beyaz yazman ağarmış gözlerin yorgun ama aynı sevgin, merhametin.Aç kollarını göğsüne yatmaya geldim. Dolaştım şehirler, köyler, başkentler.
Tanıdım onlarca yüz yok sen gibisi, senin gibisi. Pamuk ellerinle al yüzümü gülüşün gözüme baksın. Sana biriktirdim hikayeler, anlatmaya susayıp geldim.. Kulağımda ninnilerin, öğütlerin ; dinledim yaşadım da geldim..
Döndüm sokaklarda bir seni gördüm koşulsuz bekleyen kollayan..
Anne ben sana geldim.
koca bir sevgi koynumda..
Senden aldım büyüttümde geldim 🙏♥️
Bu ve bunun gibi kitapları okuduktan sonra avucunuza bırakılan sızıyla ne yapıyorsunuz? Ben artık karakterlerle vedalaşırken geri veriyorum sızıyı. Bir kitaptan payıma kalan sızı olsun istemiyorum sanırım artık. Malum, hayat herkes için yeterince, bazen haddinden fazla acı yoğuruyor.
Anlatılan Momo’nun, fahişelerin çocuklarını büyüten Madam
. . .
SÖZLERİN BÜYÜKLERİ, BÜYÜKLERİN SÖZLERİ
*******
(Allah dostlarının sözleri ve güzel halleri, birer manevî askerdir. Allah onlarla zayıf kalpleri kuvvetlendirir, maneviyatı bozuk olanları düzeltir. Mümin, onlarla destek
“Tâne her ne şeye gebe ise ondan başka şey doğmuyordu.”
Sorunlar hayatın daimi parçası. Eli ve koluyla sarıldığı hayat ipinde biri çözülse hemen peşinden hali hazırda orada yer alan fakat sırası gelmediği için görünmeyen bir başka düğümle karşılaşır durur insanoğlu. Sorunu iri de olsa, minik de olsa vardır; kısa da sürse, ömrüne de yayılsa