Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Benim şehrimde duvarlara dokununca, tozlu bir beyazlık bulaşır insanın eline, kuru bir beyazlık; insanın burnunu tıkayan bir hışırtı duyulur.
Yaralı hayvan bir hışırtı duyduğu zaman çoğunlukla avcının silahına doğru atılır, ileri geri gider gelir ve kendi ölümünü çabuklaştırır.
Sayfa 587Kitabı okudu
Reklam
Çiçeğe uzandigim anda,çıt oluşturan calilarda bir hisirti oldu,Rüzgar diye düşündüm ama değildi.
Horozlar aralık aralık ötmeye başlamışlardı. Şafak söktü sökecek... Çiftliğe yaklaşınca soluk soluğa durup kulak verdi. Ne kuş cıvıltısı, ne de yapraklarda hışırtı... «ölü sessizlik» dedikleri, rezillik sarmıştı dünyayı... Tam pusu havası... Baskın saati... Her şey kan uykuda... «Yalnız kahpeler uyanık... Töbe! Kahpeye kurban olayım, kodoşlar uyanık!..»
Ne bir ses, ne bir nefes, ne hışırtı, hiçbir şey duyulmazdı yalnızlığın suskunluğu içindeki bu gerilimli evrende.
bir hışırtı gazeli okunmakta ağaçlarda ulu böceklerden
Reklam
Dağın Yamacındaki Büyüleyici Manastır: Sümela Sabahın ilk saatleri, puslu hava eşliğinde servis aracımızla yola çıktık. Sümela Manastırı’nı ilk defa göreceğim için çok heyecanlıydım. Araç yavaş yavaş Trabzon Maçka’ya doğru hareket ederken ben solumdaki camdan Trabzon’u seyrediyordum. Gözlerimin önünden evler, apartmanlar, dükkanlar, okullar,
Herkes sanmış ki her şey bitti. Her şey sanmış ki herkes gitti.
Kar Altında
Kar altında sessiz bir dünya var, Beyaz perdelerle örtülü yeryüzü. Her adımda hışırtı, her solukta soğuk, Gökyüzü beyazın masumiyetiyle örtülü. Gizlenmiş izler, kaybolmuş ayaklar, Kar taneleriyle dans eden rüzgarlar. Yıldızlar kaybolmuş, gözlerim kardan, Beyaz sessizlik içinde sürüklenir zaman.
"Tepeden yuvarlanan taşın yol alışı, öğle güneşi, sıcak, darlaşan ikindi; hayat bazen işte bir hışırtı, bir kuşun iç çekişi, uzaktan bir kanat sesi; acaba o çobanlar, bir zamanda dağdan dereden kayarak geçenler, yerde bir kiremit parçası, birinin yere düşmüş bir parça anısı, kimden kime bir hayal olarak kalacak? İnsan kendini kime ne olarak bırakacak?"
Reklam
272 syf.
·
Puan vermedi
Arka kapak "Malzemeler dünyasında yaşıyoruz. Etrafımız gündelik tasarım ve mühendislik mucizeleriyle çevrili. Çeliği düşünün: Ağzımıza sokuyor, istenmeyen tüylere karşı kullanıyor, içine biniyoruz. En sadık dostumuz ama nasıl işlediğini bilmiyoruz. Cam neden saydam? Lastiğe esnekliğini veren ne? Ataş neden bükülüyor? Bir malzeme neden
Eşyanın Tabiatı
Eşyanın TabiatıMark Miodownik · Domingo Yayınevi · 202029 okunma
Ne bir ses, ne bir nefes, ne hışırtı, hiçbir şey duyulmazdı yalnızlığın suskunluğu içindeki bu gerilimli evrende.
MÜTHİŞ BİR TREN Kıraathanenin camları önüne oturmuşlardı. İki arkadaştılar. Nargilelerinin marpuçlarını emerek susuyorlardı. Zayıf olan, lülenin ateşini nargilenin kehribar ağızlığıyla düzeltti. Bir-iki nefes daha çekti. Marpucu sardı. Nargileyi önünden itti. Bu, yüzü karanlık, karışık bir adamdı. Kalın kaşları vardı. Bu kaşların altında
Bir Kaza Hatırası
Saat; etrafın karanlık sislerle kapladığı zamanı, onca çabaya karşılık parçalayamayan fakat ancak pek ufak bir delik açabilen şu üç lambayla beraber beş geçiyor.Aracın içindeyim.Genzi yakan bir egzoz kokusu var havada. Asfalttaysa direncin en büyük simgesi çizgiler... Hızla ve bazen de aralarda kesilerek ilerliyorlar uzamda. Dünya insan nefesinden
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.